Ana içeriğe atla

  
 
Print Friendly and PDF

ANONİM OLAN SÎNEZENLER

 

ANONİM OLAN SÎNEZENLER

HAŞİM-İ SULTAN

Men biçâre divâneyem

Sende yanan pervâneyem

Ruhum sene fedâ Hüseyn

Eşgin ile virâneyem

NAKARAT: Ağam ağam ağam Hüseyn

Selâm sana mevlâ Hüseyn

Yâ seyyid-i mevlâ Hüseyn

Âlem sene şeydâ Hüseyn

Eşg u belâ mihrâbında

Ettin eşgi edâ Hüseyn

Ey Haşim-i sultân Hüseyn

Şehâdeti Furkan Hüseyn

Âlemlerin kıblegâhı

Gül çehresi nûrdan Hüseyn

Ey arif-i billâh Hüseyn

Ruh-ı Resûlullah Hüseyn

Ebu’l-Fazıl’ın eşg dergâhı

Ey vech-i vechullah Hüseyn

Eba ebdillahi’l-Hüseyn

Selâm sana asil Hüseyn

Lebbeyk ağam yâ Sarallah

Sonsuz eşge delil Hüseyn

SÎNEZEN

Hüseyn can ağlaram bağrı gan ağlaram

Yanaram susuzluktan hâl-i etşân ağlaram

Hüseyn’dir menim adım sâkî-yi Kevser oğluyum

Kur’ân’da Kevser’dir anam en büyük Furkan oğluyum

Tanısın bu millet meni sâkî-yi Kevser oğluyum

Murtezâ’dır menim babam fâtih-i Hayber oğluyum

Cafer-i Tayyar’dır emim izzet ve onur oğluyum

İsmail yerine bugün Ali’nin gurbân oğluyum

İbrahim’den gelir soyum Ali Taha’nın oğluyum

Kurtuluş gemisi menem ahde vefânın oğluyum

İmam Hesen’dir gardaşım Zeyneb-i nâlândır bacım

Yeddi gardaş şehit verip ganımı alandır bacım

Şam’ın harabelerinde esir olandır bacım

Düşmana velvele salan Heydar-ı Kerrar’ın oğluyum

Cennet efendisi menem neden şimdi kesik başım

Yeddi gardaşla beraber yetmiş iki can yoldaşım

Reva mıdır ey Müslüman üç gün yerde galsın naşım

Betül-i Zehra babası Ali’nin Şubeyr oğluyum

Kur’an’da Kevser’dir anam hâlâ taya nişân babam

Zülfikâr’la destân yazan bir Şâh-ı merdân oğluyum

HÜSEYN CAN HÜSEYN CAN

Resûlullah’ın nevesi

Murtezâ’nın öz balası

Şu belâların ağası

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Kerbubelâ’nın sahrasında

Fırat çayının ta yanında

Balası Esger kucağında

Mazlûm olan Hüseyn’im can

Muhammed’ten İbrahim’e

Ehl-i Beyt’in mektebine

Yetmiş iki mücâhidine

Server olan Hüseyn’im can

Hüseyn’i goyup gettiler

Ekber’i şehit ettiler

Ebu’l-Fazıl’ın gollarını da

Kerbubelâ’da kestiler

HÜSEYN EBA EBDİLLAH

Ey Kerbelâ Haydar’ı

Ey Zehra yadigârı

Ey Kevser’in gurbânı

Hüseyn Eba Ebdillah

Sensin aşkın sultânı

Ganın Allah’ın kanı

Hak batılın furkanı

Hüseyn Eba Ebdillah

Yetmiş iki yârenle

Attın tarihe imza

Canına canlar fedâ

Hüseyn Eba Ebdillah

Ey Resûl-i Kerbelâ

Senin dinin Aşura

Kanın âyet-i Kübrâ

Hüseyn Eba Ebdillah

Aşığım mevlâ sana

Nurlu kesik başına

O can veren ruhuna

Hüseyn Eba Ebdillah

Abbas Ekber Esger’in

Kahraman yâverlerin

Sevdasıdır bizlerin

Hüseyn Eba Ebdillah

Hüseyn Zeyneb’in canı

Zeyneb Hüseyn’in canı

Onlar canlar canânı

Hüseyn Eba Ebdillah

Sen namazsın sen Kur’ân

Zulme meydan okuyan

Yaşayan ve yaşatan

Hüseyn Eba Ebdillah

Allah’ım lanet eyle

Hüseyn’in katiline

Selâm olsun Hüseyn’e

Hüseyn Eba Ebdillah

Lâ ilâhe illallah

Muhammed Resûlullah

Aliyyen veliyullah

Hüseyn Eba Ebdillah

HÜSEYN SARALLAH

Safa-yı vesldir ömürde goyan

Ey gözel sevgili başımda sayem

Lisan-ı eşgide senden hikâyem

Dolupsan cismime tende can ağa

Her daim eşginle çarpar yüreğim

Seninle sohbettir arzu dileğim

Lutfeyle ağa can sözümü deyim

Ey sözü sohbeti mehriban ağa

Yâ Hüseyn dilimde zikrim olupsan

Atmanam heç baştan fikrim olupsan

Verseler dünyanı tacın tahtını

Değişmem ömürde eşgim olupsan

Ezâ-yı âlemde gara giyerem

Her gün ezâ tutup eyvâh diyerem

Şehid-i etşânım sultân-ı kerem

Olmuşam derdinle bağrı gan ağa

Ah çekip şam seher Eli Ekber’e

Ağlaram süt emer nazlı Esger’e

Kapında sızlayan âcizânelere

Kesme lutf-ı nezer ağa can ağa

Mest eden etrinle mahmur divâne

Ezelden âşinâ olmuştum sene

Ebedi şeminde min yol pervâne

Yanmışam ruhumu yandıran ağa

Âlem-i mekânda sevmiştim seni

O demde kokladım elvan sîneni

Yar kokan o etrin kül etti meni

Ey Zehra etirli canda can ağa

Bu çölde âvâre feryâd salmışam

Ehl-i eşg dildare hesret galmışam

Hicrân-ı veslinle tez gocalmışam

Ayrılık derdime dermânsan ağa

YÂ HÜSEYN

Hüseyn seni sesleyen

Golsuz elemdârındı

Gan dolup gözlere

Gel gözümü sil

Yâ Hüseyn yâ Hüseyn yâ Hüseyn yâ Hüseyn

Ey Seyyid-i şuhedâ

Başım düşüp belâye gel

Ebbas ölür gardaş

Yattı elem gel yâ Hüseyn

Galdım bu çölde yalnız

Geminde ağlar oldum

Bu ahır nefesde

Bir ezâye gel yâ Hüseyn

Gel çare eyle gardaş

Ebbas tek galıp meydanda

Gollar düşüp gardaş

Bir yüzüme bak yâ Hüseyn

HÜSEYN’İ

Ellâhu ekber ezan Hüseyn’i

Murtezâ Heyder Gur’ân Hüseyn’i

Arş-ı âlâda ağlar melekler

Kerbubelâ’da gurbân Hüseyn’i

Ağam Hüseyn İmam Hüseyn

Nûruna selâm es-selâm Hüseyn

Sultân Hüseyn destân Hüseyn

Ruhuna selâm kahraman Hüseyn

Resûl u Zehra Kevser Hüseyn’i

Zeyneb-i şeydâ ağlar Hüseyn’i

Sahib-i ezâ Mehdi’yi âlem

Yeryüzü, gökler her yer Hüseyn’i

Susuz Hüseyn gurur Hüseyn

Şanlı Zeyneb’e ey onur Hüseyn

Fedâ Hüseyn velâ Hüseyn

Şanlı mektebe can fedâ Hüseyn

HÜSEYN DÂDIMA TEZ GEL

Hüseyn dâdıma tez gel

Golum hem gelem oldu

Denen nazlı Rugeyye’m

Su meşkin heder oldu

Yubanma başım üsde

Sen mir u rehberim gel

Su üsde bedenimden

Golum oldu gelem gel

Amandı düşe koyma

Yere ganlı elem gel

Bağ gardaşm Ebbas

Elimden gider oldu

Su meşkin heder oldu

Hücüm eyledi leşger

Sipergâhımı yığdı

Bu sahrayı belâde

Mededkârımı yığdı

At üsde yere kolsuz

Alemdâr’ımı yıktı

Deyip meşkine bir oğ

Su aktı heder oldu

Goşun hem never oldu

Düşen zaman attan

Yıkıldım yüzüm üsde

Ne kadar yara değdi

Dayandım sözüm üste

Gadem lutfeyle bir koy

Bu kanlı gözüm üste

HÜSEYN İBN-İ ALİ

Ben Hüseyn İbn-i Ali

Ben âlemin nuruyam

Hakk’ ın konuşan dili

Bu dinin gururuyam

Halilullah soyunun

Benim büyük kurbânı

Kur’ân da Kevser benim

Benim Allah’ın kanı

Ben Fatime Betül’ ün

Dünyaya hediyesi

Benim asla dinmeyen

Hakk’ ın gürleyen sesi

Peygamber kucağının

Ziynetiyem, süsüyem

Adım arşa yazılıp

Hak yolun ölçüsüyem

Kerbelâ’m mazlûmlara

Sönmeyen meş’âledir

Benim sevgim imanı

Koruyan tek kaledir

Tanıyın ben Hüseyn’ im

Kâbe benim cennet ben

Ben Sıratu’l-müstakim

Vakar, şeref, izzet ben

Bana mazlûm âşıktır

Zâlimin dinmez kini

Ben kanımla dirilttim

Öldürülen bu dini

Benim soyumdan gelir

Küfrü zillete salan

Dünyaya adaleti

Yerleştirecek olan

O ümid-i Fatime

O Mehdi sahib zaman

Kırılan kaburganın

İntikamını alan

HÜSEYN SARALLAH

Ya İmam Kerbelâ’da

Kömeksiz galdın ağacan

Kimseler yetişmedi

Yardımına can ağacan

NAKARAT: Hüseyn Sarallah

Çırpınır hırda balan

Susuz galıptı ağacan

Su deyip ciğerleri

Parçalanıptı ağacan

Rehmelemediler heç

Senin o ciğerpârene

Hürmet etmediler heç

Üreğindeki yârene

Solduruplar ağacan

Senin açmayan gülünü

Susuzluktan ciğeri

Parçalanan bülbülünü

Heymede yankılanır

Rugeyye’nin baba sesi

Yezid’in askerleri

Yakır bütün heymeleri

Hey gaçır ayah yalın

Nazlı bala Rugeyye can

Titriyir bi kuş kimin

Hırda bala Rugeyye can

HÜSEYN VAY

Semâları ağladıp sedâ-yı âh-ı Zehra

Alıp nâle yeri göğü vay Hüseynâ Hüseynâ

Aşkına bu kalp gözüm gözyaşımla açılıp

Her nere baksam ağa Kerbelâ’nı görürem

Her yeri Hüseyn sana ezâ tutar görürem

Âlemi mateminde gara geymiş görürem

Şimr’i o pâk sînede elde hançeri ağlar görürem

Kesende susuz başın hançeri ağlar görürem

Gözlerimde o susuz dudakları görürem

Susuz dudaklarında hamd ü senâ görürem

Od tutan heymeleri yanan kapı görürem

Kerbelâ çölünü men Beytü’l-ehzân görürem

Kuruyan dudağından su utanır görürem

Kerbelâ deryasında sanki Zemzem görürem

Sen Halil’sin bu çölde Ali Ekber gurbân

Ganlı çöl Kerbelâ’yı şimdi Mina görürem

HÜSEYN’İM VAY

Akan al ganı sahraya

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Galan gül cismi bisâye

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Sana abd-ı zelîlem men

Bu dergehe dahilem men

Gulamın Cebrail’em men

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Gidek hoşk eyliyim ganın

Kesim Firdevs’de yanın

Menem gâhvâre cumbânın

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Tutup sahrayı vâveylâ

Oğul vay seslenir Leylâ

Gelir başucuna Zehra

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Susuzsan hem yaran çoktur

Vücudun serbeser oktur

Yanında bir kesim yoktur

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Hani bes Gasım u Ekber

Seni yalnız goyup leşker

Çekim goy na’şına şehper

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Bacın ehvâlini bilmez

Gelip gözyaşını silmez

Sınıp sînen sedâ gelmez

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

Ne oğlun var ne gardeşin

Gatmışsın gana gözyaşın

Alım goy sîneye başın

Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay

HÜSEYN’E GURBÂN

Yerler Hüseyn’e gurbân göğler Hüseyn’e gurbân

Gülzâr-ı Kerbelâ’da güller Hüseyn’e gurbân

Göklerdeki melekler hammı Hüseyn’e gurbân

Yüz min düşman önünde yalnız Hüseyn’e gurbân

Peygamber’e oğşuyan Ekber Hüseyn’e gurbân,

Yüz göz gane boyanmış Esger Hüseyn’e gurbân

Su üste o kesilmiş eller Hüseyn’e gurbân

Ağ sakalı gınalı nöker Hüseyn’e gurbân

Bir çift susuzdan ölmüş gızı Hüseyn’e gurbân

Başında yedi gara Zeyneb Hüseyn’e gurbân

Ağlar galan vetende gızı Hüseyn’e gurbân

Gundağında oğulsuz ana Hüseyn’e gurbân

Emmâmesi elinde gardaş Hüseyn’e gurbân

Altı yaşında golsuz Cafer Hüseyn’e gurbân

Mızrak ucunda cansız başlar Hüseyn’e gurbân

Başlarına ucalmış eller Hüseyn’e gurbân

Zeyneb gaçır gabahta sesler Hüseyn’e gurbân

Gan gözyaşı dökülen gözler Hüseyn’e gurbân

Başsız galan bedenler hammı Hüseyn’e gurbân

Gasım üz gözü ganlı leşger Hüseyn’e gurbân

Kesik eller kınalı eller Hüseyn’e gurbân

Şia desin ağlasın Şia Hüseyn’e gurbân

Peygamber yadigârı Şehid Hüseyn’e gurbân

HÜSEYN’İ MEZLÛM

Ezizi gülü Zehra

Movlâ Hüseyn’i mezlûm

Ne baş galıp bedende

Ne libâs câmesinde

Zeyneb nâle edende

Yandı Hüseyn’i mezlûm

Gitme meydana zârı

Ey anam yadigârı

Bu çöl belâ diyârı

Gördü Hüseyn’i mezlûm

Vah Hüseyn’i can vâveylâ

Ekber’e ağlar Leylâ

Diyende “mehlen mehlâ”

Döndü Hüseyn’i mezlûm

Gitme meydana gardaş

Görmüyüm neyzede baş

Gözümde galmadı yaş

Aldı Hüseyn’i mezlûm

İMAM HÜSEYİN

Hele gülistânın gülü solmuyup

Anam ağlama bacım ağlama

Hele sağdı gardaşın ölmüyüp

Anam ağlama bacım ağlama

Hele ölmüyüp bu güne sitem

Neden ağlarsın bele dem be dem

Bak ağlaşırlar sana bu harem

Anam ağlama bacım ağlama

O zaman ettiğin ıstırâp

Düşe onda âleme ingılâp

Ola beste kollarına tanep

Anam ağlama bacım ağlama

O zamanda ağlaya gözlerin

Bata gana peykerim Ekber’im

Susuzdan ağlamasın Esger’im

Anam ağlama bacım ağlama

Sîne ger koşun öle pedişah

Tapa düşmen ele gana gıymaya

Ola Ehl-i beyt hamı bir penâh

Anam ağlama bacım ağlama

Bacı dökme arzu gözyaşı

Hele sağdı gam ile gardaşın

Ele nâle yer acılar başın

Anam ağlama bacım ağlama

Ele onda nâle ver gel hele

Ala Şimr hançeri ele

Ede Kerbelâ yeri zelzele

Anam ağlama bacım ağlama

O zamanlar eyle gine nevâ

Çıkar Şimr’i sîneme permelâ

Kuru yerde bu bedenin gala

Anam ağlama bacım ağlama

Olsun bele ve gene düçâr

Bu cesedimizi olur tarumâr

Dayanam da Kûffeyân bu gafar

Anam ağlama bacım ağlama

ALİ’NİN OĞLU

Aşura gününde Ali’nin oğlu

Kerbubelâ çölünde şehid oldu

Şu çöller katline fermân mı senin

Başın Yezid’e dermân mı senin

Göğsün kılıçlara kalkan mı senin

Kerbelâ çölünde Ali’nin oğlu

Yetiş düldül yetiş çari Zülfikâr

Yetiş Ehl-i beytin sultânı Haydar

Güle kıran girdi bülbüller ağlar

Kerbelâ çölünde Ali’nin oğlu

Şu cihân nûrunun sen gülü idin

Yanan yüreklerin cari sen idin

Haydar-ı Kerrar’ın nûru sen idin

Kerbelâ çölünde Ali’nin oğlu

YÂ HÜSEYN

Ağlayın ey şieler

Oklanıp Ekber bu gün

Zulm ile gane batıp

Doğranıp Ekber bugün

Yâ Hüseyn aşurana canımız fedâ

Yâ Hüseyn aşurana şieler fedâ

Zulm ile tuğyân edip

Şimr ile Hermele

Çıkdı Hüseyn vay sesi

Bugün göklere

Arşide çok gam yetip

Hezret-i Peygember’e

Gözlerinnen yaş töküp

Ağlar o servere

Zulm ile od vurdular

Ziynet o heymelere

Yası tutup ağlıyır

Anayı Zehra

Kül başına tökmürsen

Be niye sen ay şie

Zulmile gane batıp

Doğranıp Ekber

AĞLA GÖZLER İMAM HÜSEYN AŞKI

Yasla matem günü doğdu

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Derdimize dermân orda bulunur

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Ağla bu günlerde gözünü silme

Ab-ı revân eyle zay olur sanma

Aç gözün gafletten sen gaâfil olma

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Hüseyne türlü azap verdiler

Taze iken gonca gülün derdiler

Ah edip melekler saçın yoldular

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Yaktılar ciğerimi attılar nara

Dünyada ahirette yüzleri gara

Bir su vermediler gül yüzlü yara

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

On iki imamları düşürdün kana

Çok figân eyledi Şehriban ana

Yas u matem günü mümin olana

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Ehl-i Beyt ismini kaldırıp dedi

Dünyayı ahreti saymadı adı

Siyah zülfün al kanlara beledi

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Hasan Hüseyn de Allah’ın dostu

Kâfirler imansızlar ona eyledi kasdı

Mervan soyu sariban ellerin kesti

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Ebul Kasım düğmelerin çözmedi

Seyyid Zeyneb al vâlâsın bozmadı

Fatıma ana ciğerciğin gözledi

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

Sefil âlim onlar şehit hak için

Canım kurbân Hüseyn-i pâk için

Rûz-ı mahşerde cömert saki için

Ağla gözler imam Hüseyn aşkına

CAN HÜSEYN CAN

Kerbelâ kan ağlar oldu

Senin için

Can Hüseyn can

Bacın Zeyneb galdı hasret

Sana can Hüseyn can

Gardaşın Abbas su yolundan dönmedi

Can Hüseyn can

Balaların galdı yetim sensiz

Can Hüseyn can

Su yerine kan içtin sen

Can Hüseyn can Hüseyn can

Eli Asgar lay lay balam

Can Hüseyn can Hüseyn can

Bu gözlerim sana ağlar

Can Hüseyn can Hüseyn can

Olamadim derde derman

Can Hüseyn can Hüseyn can

HZ. HÜSEYN

Dilde olup zikrimiz

Her mekânda yâ Hüseyn

Sîneler yaralıdı dusiler ezâlıdı

Altı kûşe gebrive

Canımız fedâ Hüseyn

Sîneler yaralıdı desteler ezâlıdı

Altı kûşe gebrive

Canımız fedâ Hüseyn

SÎNEZEN

Ey herem gönlümün sevgili Kâbe’si

Menem gül yüzünün deli divânesi

Şeminde yanaram pervâneler kimin

Divâne olmayan ne bilsin derdini

Eşgimin dermânı o gözel vechini

Seyredip diyerem yâ movlâ Hüseyn’i

Ey gönül yurdumun şâhı padişâhı

Sensen bu Mecnûn’un ümidi penâhı

Ey sefa mülkünün ümidi penâhı

Sensen âşıkların ebedî Leylâ’sı

Zeyneb’in figânı o gözel ismini

Zikredip diyerem yâ movlâ Hüseyn’i

Ey belâ çölün kimsesiz gerîbi

Vâveylâ gönlümün kefensiz şehidi

İlahi nevasır yorgun sînelerde

Bitmeyen sevdasın mahsûn gönüllerde

Gelbimin irfanı o gözel eşgini

Hazinedir diyerem yâ movlâ Hüseyn’i

Hüseyn’i Hüseyn’i Kerbelâ Hüseyn’i

Hüseyn’i Hüseyn’i yâ Zehra Hüseyn’i

SÎNEZEN

Feryâd-ı Hüseyn Allahu ekber

Aşura günü oldu muzaffer

Allah yolunda şanlı yiğitler

Haykırdı birden Allahu ekber

Feryâd-ı Hüseyn Allahu ekber

Nakarat: Cennet-i ala mezlum Kerbelâ

Gözümüz galıp Mehdi’miz gele

Aşura günü hedefe çattı

Canını verdi halkı yüceltti

Zulmü ve şirki aşağı etti

Allah’ı bugün o razı etti

Ruhun şâd olsun ey eziz imam

Hüccetin bize oluptu tamam

Zulüm ve şirkler eyledin kıyâm

Selâm ey imam ruhuna selâm

Ganlı gülistân cennet-i âlâ

Aşkımız olup Hüseyn Kerbelâ

Ey Eli Ekber ey Eli Esger

Gasım u Ebbas çoh cevân peyker

Selâm sizlere eziz şehitler

Helmin nasırin” Hüseyn sesler

Lebbeyk imama Allahu ekber

GEL İMDÂDA YÂ HÜSEYN

Yığıldı Sekka yere baş yaralı gan gelir

O seslenir yâ Hüseyn dâde ok vuran gelir

Yâ Hüseyn, yâ Hüseyn gel imdâda hardasan

Geldi Zehra nenen Kerbelâ’ya hardasan

Menim ağam öz ağam, var yürekde söz ağam

Men sensiz dözemmirem, sen bu derde döz ağam

Haydar öpen ellere, düşman deydi göz ağam

Ağdarırdım bu hali, her gece gündüz ağam

Şükrola gollarım hak yolunda getlolup

Su yolunu görmürem gözlerime gan dolup

Görse Rugeyye eğer peykerimin yaresin

Boşlar kaçar çöllere Esğer’in gahvaresin

Yığdı yere Hermele sabrımın divaresin

Su döküldü meşgiden kesdi Segga çaresin

Vay mene vay mene vay Rubab’a vay mene

Gel yolun gözlerim, gözlerim gurbân sene

Düşmüşem toprağa yareli vücut ile

Yardılar başımı kardeş bir ağır kılıç ile

Men seni ey Yûsuf’um satmadım mehri mene

Aldım boyandım gane minnet olmasın sene

Besdi fakat Fatıma lay lay desin mene

O seslesin can bala mende deyim can ana

GUR’ÂN OKU SEN

Gur’ân oku sen natig-ı Gur’ânsan Hüseyn’im

Bilsin hamı guranine gurbânsan Hüseyn’im

Aramımı aldı sitemi ehl-i ferağın

Emma bu geçen şeblere ser saldı ferağın

Çok başine müştağ idin efsüz saraldım

Tutsun dediler kufiye mehman san Hüseyn’im

Gel neyzede Gur’ân oku sen sûra ve sûre

Çok dönderirsen muttagi Mûsâ gibi nûra

Çok goyursan gül yüzünü künzi tenura

Çok nuki evde de meh-i tebersen Hüseyn’im

Gol bağlı çekerler meni her şehri diyâre

Her yolda vuranlar yaralı başına yâre

Çarem kesilip eyle Hüseyn derdime çare

Biçârelerin derdine dermânsan Hüseyn’im

Gel verseler başın öperem birde üzünnen

Siler o terinin gülüni ganlı yüzünnen

İMAM HÜSEYN’İN VEDÂSI

Elvedâ bacı Zeyneb

Hakkını helâl

Elvedâ bacı Zeyneb

Men gedirem meydane

Can verip dincelmeye

Elvedâ bacı Zeyneb

Geydir kefenim bacı

Meni meydane yolla

Mennen sana emanet

Bu ümmet-i Muhammed

Elvedâ bacı Zeyneb

Getme Hüseyn’im getme

Meni gardaşsız etme

Ayrılığ zordu bacı

Men gedirem meydane

İslâmı yeşertmeye

Elvedâ bacı Zeyneb

Getme Hüseyn’im getme

Ebbas’ıma gıydılar

Seni yalnız goydular

Getme Hüseyn’im getme

Bacı Zeyneb ağlama

Yüreğimi dağlama

Men gedirem Abbas’a

Elvedâ bacı Zeyneb

KERBELÂ’DA TENHA HÜSEYN

Hüseyn Hüseyn ağa Hüseyn can

Kerbelâ’da tenha Hüseyn can

Zeyneb Zeyneb emmecan Zeyneb

Yüreğine kan dolan Zeyneb

Yâ seyyid-i şâh-ı mazlumân

Ey canâna, movlâ Hüseyn can

Mazlûm olup şehid olan

Hüseyn sana Zeyneb’in kurbân

Zeyneb’em biçâre perişan

Yokdu benim derdime yanan

Kerbelâ’da susuz doğranan

Âh u vâveylâ yâ Hüseyn can

Kerbelâ’da bağrım oldu gan

Nedir yâ Rab nedir bu tûfân

Gardeş düşdüm çöllere nâlân

Ağlıyıram sana Hüseyn can

Kerbelâ’na olurum gurbân

Ey yaralı mazlûm Hüseyn can

Esiriyem senin aşğının

Âşığıyam men Hüseyn’imin

Âşıg-ı Hüseyn emme can Zeyneb

Gözlerine gan dolan Zeyneb

Canımızsın ey canân Zeyneb

Belâ çölü dolanan Zeyneb

MÖVLÂNÂ YÂ HÜSEYN

Ey Kerbelâ’da kömehsiz galan

Ey susuzluktan üreği yanan

Baş yaralı Hüseyn

Gol bağlanıp Hüseyn

Zeyneb’tir seslenen

“Mehlen mehlâ” Hüseyn

Mövlânâ yâ Hüseyn

Her gün aşura her yer Kerbelâ

Ağlar Hüseyn’e Murtezâ Zehra

Zeyneb’in dertleri

Ağladar gökleri

Düşüp attan yere

Peygamber benzeri

Mövlânâ yâ Hüseyn

Ey heyhatıyla titreten arşı

Ey Zeyneb’in vefâlı gardaşı

Yalnız galan Hüseyn

Susuz ölen Hüseyn

Dur senin yerine

Zeyneb ölsün Hüseyn

Mevlânâ yâ Hüseyn

Yer ve göklerde melekler ağlar

Ehl-i şieler garalar bağlar

Yönelip gıbleye

El açıp Mevlâ’ya

Selâm Kerbelâ’ya

Lebbeyk mevlâ Hüseyn

Mevlâna yâ Hüseyn

SÎNEZEN

Meni heymeye aparma

Su yohumdu gızlarımdan

Bilirsen haceletem men

Meni heymeye aparma Hüseyn

Bu mekân dera hatamet

Kerbelâ’nın sıcağında Rugeyye’si de yanında

Nizaların tepesinde başı gezer Hüseyn vay

Başı kesilen Hüseyn can

Su deyip uşaklar ağlar

Rugeyye garalar bağlar

Baba deyip hep ağlar

Figânı ciğerler dağlar

Meni heymeye aparma Hüseyn can

Bu mekân bera etem men

Su yohumdu gızlarımdan

Bilirsen haceletem men

Hüseyn goyup gettiler Ekber’i şehit ettiler

Bu mekân bera etem men

Meni heymeye aparma Hüseyn can

Kerbelâ’nın gumlarında şehit oldu çöllerinde

Ebu’l-Fazıl’ın golların da kestiler Kerbelâ’da

MÖVLÂ HÜSEYN CAN, MÖVLÂ HÜSEYN CAN

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Nâlân Zeyneb’in susuz şehidi

Nâlân Zeyneb’in susuz şehidi

Matem-i eşgin mazlûm seyyidi

Matem-i eşgin mazlûm seyyidi

Yâ Hüseyn mövlâ şâh-ı Kerbelâ

Bu ne vâveylâ bu nasıl belâ

Menem Hüseyn’in divânesi

Menem o şem’in pervânesi

İlahi eşgimin Kâbesi

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

Garalar geyip ezâ tutaram

Garalar geyip ezâ tutaram

Sîneler deyip başa vuraram

Sîneler deyip başa vuraram

Gözümün yaşı yoluna fedâ

Ağlaram sana şâh-ı Kerbelâ

Dinim imanım ağam Hüseyn

Gönül tufânım mövlâ Hüseyn

Eşg-i irfanım İmam Hüseyn

Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can

SÎNEZEN

Bir od düştü sîneye Hüseyn Hüseyn yanaram

Gözlerime nem dolup Hüseyn Hüseyn ağlaram

Ne bir yenilgi ne de bir haksızlık

Ne çaresizlik ne de bir hastalık

Gözlerden akan yaşlar mutluluktur

Umutlar içinde bir yolculuktur

Ağlayan gözler hazin yaşlar arasında

Hüseyn Kerbelâ’da erdi muradına

Bacı Zeyneb mesir gızının susuz feryâdına

Golu gelem Ebbas’ım gurbânam yetiş imdadıma

O garanlık gökyüzü hurafe yerde

Hüseyn Kerbelâ’da erdi muradına

Baba Ali şehadet ne zaman geler yeryüzüne

Gelbim gem içinde hesret görünüp gözüme

Münâfık ordular gulak asmır sözüme

Şâhidim Allah Esger’im de gurbân senin yoluna

Yerler gökler metem tutar Hüseyn için

Melekler gara bağlıyıp ağlayar için için

Hak ile batıl ayrılır tüm kullar için

Hüseyn Allah’ın cenneti gençleri arasında

SÎNEZEN

Geldim yoluna şehid olmaya

Ey şâh-ı merdân al meni de yanına

Yetmiş iki gurbân veripsen

Mensiz Hüseyn sen de can veripsen

Ey pir-i Yezdân Zeyneb’in sene gurbân

O şanlı beden olupdu canınnan

Yâd ellerin Kûfe’si Şâm’ı

Sarıp goynuna derdi gamı

Bu yürek sensiz perişan yanır

Guruyan dudaklar su deyip ağlıyır

Susuz gözlerden akan gözyaşı

Şehid ganlarıyla Fırat’a garışır

Zülfikâr elinde yaralı Hüseyn’in

Düşer toprağa o mazlum başı

SÖYLE HÜSEYN’E

Söyle Hüseyn’e ey sabah Kerbubelâ’ya gelmesin

Gelse düşer bu çölde derd u belâya gelmesin

Söyle gene getirmesin Kûfe’ye nazlı Ekber’i

Zulm ile kanına batar türre-yi misk-i amberi

Toyda olur yekin onun kanına elleri gizap

Görme revâ ki Şimr din evin eylesin herap

Rehm eylesin o Zeyneb’i baht-ı karaya gelmesin

Gelmeye yoğdu fırsatım kan ile nâme yazmışım

Öldürecekti Müslim’i Kûfe’de destesi zulüm

Gardaşının uzun golu görme revâ olup gelem

SÎNEZEN

Susuz başın kesen üdvân Hüseyn vay

Gül peykeri galan üryân Hüseyn vay

Teşne başı geçen Naki cüdâya cüdâya

Guslü olan al ganına Hüseyn vay

Ehl-i beyti galan düşman elinde

Heymeleri talan olan Hüseyn vay

Sedgâh olan sinesinin üstünde

At gezdiren Şimr’i sinen Hüseyn vay

Küller döken elemlerin başına

Küller üste beymân olan Hüseyn vay

Golu bağlı sekinesi piyâde piyâde

Şâm’a giden dide giryân Hüseyn vay

Ebbas’ının gelem olan golları yolları

Nesi olan gibi meydan Hüseyn vay

Bu nuheni dilsiz yazar Hüseyn vay

Gül peykeri üryân galan Hüseyn vay

ŞEHİDİME SELÂM

Bikefen es-selâm

Selâm Hüseyn ağam

Y a Hüseyn es-selâm

Es-selâmu aleyke İmam

Es-selâmu aleyke İmam

Aşura matemim

Ezâlıyam daim

Kerbelâ cennetim

Kerbelâ can fedâ

Can fedâdır yoluna ağa

Dillerdeki dua

Kalpte zikir senâ

Derdimize devâ

Kerbelâ can fedâ

Can fedâdır yoluna ağa

Neynevâ’dır adı

Belâlı her yanı

Kerbelâ gözyaşı

Kerbelâ can fedâ

Can fedâdır yoluna ağa

Matemlidir bugün

Yer gök âlem bugün

Şehit olup Hüseyn

Kerbelâ can fedâ

Can fedâdır yoluna ağa

Gıyâmdır aşura

İzzet onur vefâ

Aşktır Kerbelâ

Kerbelâ can fedâ

Can fedâdır yoluna ağa

SÎNEZEN

Şehitlerin şahı mazlûm Hüseyn’e

Muharremde gara giyenler gelsin

Bu meydanda bugün Zeyneb yerine

Hüseyn vay Hüseyn vay diyenler gelsin

Zâlimler elinde zulüm zirvede

Bedenler gumda başlar neyzede

Bir ayrı manzara var heymelerde

Bu cevr u cefâya dözenler gelsin

Yanan bir çadırda dördüncü imam

Uşaklar çöllere dağıldı tamam

Zeyneb’in hâline nasıl ağlamam

Gözü yaşlı ine döğenler gelsin

Âh u vâveylâ doluptu âlem

Ebbas’ın golları oluptu galem

Ne bir rehm eden var ne de diyen

Yerde yohtur gökten inenler gelsin

Elemi yerlerde izzet vakarın

Golları kesilipti Elemdâr’ın

Sayısı yok meşke değen okların

Susuzlara bir su veren gelsin

Yanan çadırda başladı talan

Toplandı Bedir’den intikam alan

Namertler kızlara kesildi aslan

Bildiler ki yok ki Elemdâr gelsin

Zeyneb harabenin yorgun mihmânı

Zeyneb Kerbelâ’nın gam kahramanı

Zeyneb Fatime ve Ali’nin canı

Dertlere çare gezenler gelsin

YÂ HÜSEYN

Men nece dertlere aşinâyem

Zeynebem hatibi Neynevâ’yem

Aşığam aşıg-ı Kerbelâ’yem

Düşmüşem çöllere dert elinnen

Derbeder oldum ey Mecnûn’am men

Bu âlem gam çeken virânesi

Olmuşam men Hüseyn divânesi

Gelbimin Leylâ’sı hardasan gel

Ey ecel ey ezel eşgi gözel

Bu sînen Allah’ın eşg Minâ’sı

Yârinem eşginin aşinâsı

Zeyneb’em Zeyneb-i Kerbelâ’yem

Eşgimin yoluna can fedâyem

Derdime ağlıyır ganlı çöller

Men Hüseyn eşgine mübtelâyem

Büründüm mateme başda gare

Ağlaram sevgili nazlı yare

Hicranı bağrıma çekti dağlar

Ahular halime meftûn ağlar

Çöllerin belâlı Zeyneb’iyem

Kimse yoğ derdimi kime diyem

Allahım gönlüme sen sabır ver

Men Hüseyn aşgına divâneyem

SÎNEZEN

Ey şâh-ı devrân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Ümmete gurbân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Ağladı cimr-i beşer

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Oldu mübârek sefer

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Şimr’i oğul hençeri

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

İncidi Peygamber’i

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Beslediğin peykeri

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Doğradı üryân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Oldu karanlık hevâ

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Titredi erş-i Hudâ

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Başını daldan oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Oldu kıyâmet kıyâm

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Yeryüzüne yağdı kan

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Kesti elimi servân

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Derdine gurbân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Gandan eyle destemaz

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Yere otur gıl namaz

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Bir eyle arzu niyaz

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Ehline pehmân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Yoğdu ezâ sağlayan

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Başa vurup ağlayan

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Gözlerini bağlayan

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Ölsün anan can oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Öldü Eli Ekber’im

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Cismi güli peykerim

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

İçmedi su Esğer’im

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Verdi susuz can oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Hâline ağlar felek

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Gara giyer hesreder

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Pesniyen çarh-ı felek

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Olmadı virân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Esti hezen gülleri

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Gam gitti bülbüle

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Düştü bacın çöllere

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

Ehdine fermân oğul

Yâ Hüseyn vay Hüseyn

YÂ HÜSEYN CAN MEDED

Yatma sıcak kumda Hüseyn

Bak açılmış râh-ı Fırat

Kalk sen de bir yudum su iç

Ağlaşıyor tüm kâinat

Kalk ey şehitler serveri

Ey hür insanlar rehberi

Kalk incitme Peygamber’i

Anan Zehra-yı Ether’i

Yâ Hüseyncan meded

Kalk ey meydânlar aslanı

Sen ey dertlerin dermânı

Yatma topraklarda böyle

Kalk dertlere dermân eyle

Bedenin kalmış kefensiz

Başın mızraklarda bedensiz

Sen kâinatın ruhusun

Âlem neye yarar sensiz

Ey sahipler sahibi

Neden unuttun Zeyneb’i

Kulak ver şu feryadına

Ne olursun gel feryada

Seccâd’ın hasta yatakta

Zeyneb’tir bir tek ayakta

Yalnız başına neylesin

Kime derdini söylesin

YARAM BAŞIN SAĞ OLSUN

Yaram başın sağ olsun

Meydân-ı Kerbelâ’da

Öldürdüler Hüseyn’in

Etşân-ı Kerbelâ’da

Böyle yetim erade

Galdı bugün Sekine

Cadde diyer dolanır

Sehrâ-yı Kerbelâ’da

Bilmem ağam Hüseyn’in

Fikri nedir eziyzen

Vekser bugün kesildi

Gurbân-ı Kerbelâ’da

Galdı dehi ölünce

Bağlı yaralı Zeyneb

Ez beksi derdi möhnet

Peykân-ı Kerbelâ’da

Kül serize eziyzen

Öldü şâh-ı Medine

Olup esir eyali

Zulm ile ehli gine

Vechi nedir bu Şimr’in

Helgi goyuptu hüsran

Zilhicce’nin onunda

Her il kesiler gurbân

Ayrıldım gardaşımdan

Yuvan belâlı Zeyneb

Bikeslere persidâr

Oldu vefâlı Zeyneb

Her memlekette eyâ

Hürmet olur gonağa

Ya teşne öldürdüler

Mehmânı Kerbelâ’da

YEBNE ZEHRA

Canımız uğruna olsun fedâ

Yâ Hüseyn ey seyyidi şühedâ

Gözlerimiz gâlip Kerbelâ’da

Yâ imam yâ mazlûm yetiş dâda

Yebne Zehra yebne Zehra

Vay Hüseyn vay

Ey Hüseyn sîneler dağlı galdı

Kerbelâ yolları bağlı galdı

Şehid-i Ekber seni andı

Varmayıp yolda gana boyandı

Altı köşeli gebrine gurbân

Seni ananlara olsun selâm

Yeryüzü zulüm olup yebne Zehra

Ya îmam, ya mazlûm yetiş dada

SÎNEZEN

Ey şieler müminler

Görün neler oluptu

Kerbelâ çöllerinde

Ağam şehit oluptu

İmam şehit oluptu

Susuz şehit oluptu

Gerip şehit oluptu

Ağamın atı geldi

Ganlı ğeleti geldi

Ganlı gılıç Kerbelâ’da pas tutar

Hüseyniler senin için yas tutar

Hüseyn’e can Hüseyn’e

Canım gurbân Hüseyn’e

SÎNEZEN

Abbas’ın güzel gözleri

Yüreğimi Allah’a yöneltti

Ebu’l-Fazıl’ın yardımı

Beni Kerbelâî etti

Parlak ay olmadan yaşayabilirim

Yakıcı güneş olmadan yaşayabilirim

Ben Ebu’l-Fazıl’sız yaşayamam

Çünkü efendimi seviyorum

Mevlâmı seviyorum

Bir kafeste yaşayabilirim

Hem nefesim olmadan yaşayabilirim

Ben Hüseyin’siz yaşayamam

Çünkü efendimi seviyorum

Mevlâmı seviyorum

Gecem gündüzüm olmadan yaşayabilirim

Takatsiz ve bîtap yaşayabilirim

Ben Zeyneb’siz yaşayamam

Senin Kerbelâ’n ey Hüseyin iki cihânın aşkıdır

Herkes der ki, oranın havası Harameyn’in havasına benzer

Çölde âvâre dolaşabilirim

Gurbette ve yalnız olabilirim

Ama Kerbelâ’sız yaşayamam

Neden?

Çünkü gözümün nurudur o, seviyorum onu

Hüseyin’in türbesini seviyorum

Bir harabede yaşayabilirim

Feryât ve nâleyle yaşayabilirim

Ben Rugayye’siz yaşayamam

Çünkü o bânumu seviyorum

O hanım kızı seviyorum

Yalnız ve yorgun yaşayabilirim

Yüreği parçalanmış olarak yaşayabilirim

Ben Ali Ekber’siz yaşayamam

Çünkü efendimi seviyorum

Mevlâmı seviyorum

Çölde âvâre dolaşabilirim

Gurbette ve yalnız olabilirim

Ben Zehra’sız yaşayamam

Neden ?

Çünkü annem o benim, seviyorum onu

Serverimdir o benim, seviyorum onu...

ADIM ABBAS KÜNYEM EBU’L-FAZIL

Adım abbas künyem Ebu’l-Fazıl’dır menim

Perçemi islamın elemdârıyam

Ey sipah-i Kûfe tanırsız meni

Gardaşımın yâri vefâdârıyam

Bu az leşgere fermândâr menem

Perçem-i İslâm’ın elamdârıyam

Fikrim odur odur seflerizi sındıram

Nehri Fırat üsde perçem vuram

Çaresi yok meşgi gerek dolduram

Teşnelerin çünki dil-i efkâriyem

Od tökseniz yollara bak etmerem

Meşgime su dolmadan getmerem

Çün eli boş magsadıma yetmerem

Elbette süzümün giriftâriyem

Adım Abbas künyem Ebu’l-fez’dir menim

Perçem-i İslâm’ın elemdârıyam

Kesilse gollarım galsa bedenim

Elbette sözümüm giriftâriyem

Bir izin vere şahım mene

Bağlaram su yolunu düşmene

Sed ederem yolları men yek tene

Çün ağamın tiği ser bazıyiyem men

Lebleri guru teşne esğerim

Oklansa gözüm kesilse serim

Çâresi yok gerek dolduram meşgim

Susuzların çünkü ümütgahiyem

Gardaş gelip bağ Zehra nenem

Oklandı gözüm dağıldı bedeb

Gan dolup gözlerim yüz üsde galdım

Elbette sözümün giriftâriyem

ADIN ŞİFÂDIR

Adın şifâdır

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Derde devâdır

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Senin bu aşkın

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Gelbe sefâdır

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Gönül bağının nuru Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Dilin gemli namasi Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Rabb’in dilber dildari Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Aşkın ebedi sözü Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Gönül yurdunun irfanı sensin

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Vefâ ehlinin göznuru sensin

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Hem tarihin hemde kerbubelâ’nın

Sabrın gayretin kitabı sensin

Ahdine amel eden Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Hüseyni tek goymayan Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Aşk meydanında vefânın sırrı

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Aşka öğreten aşkı Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Tamaşa etti bütün melekler

Hayrette kaldı arşda melekler

Heyme yoluna galdı hasretle

Akan su mahcûp oldu önünde

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

SÎNEZEN

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Geçse de çağlar âleme serdâr

Menim ağam Kerbelâ’da golsuz elemdâr

Aşığam sene gelbim divane

Gönüllerin şemi sensen âlem pervâne

Bir eşi gelmez sevdası ölmez

Yeryüzünün yar aşığı eşgi Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Babu’l-hevâic geyret ve ihlâs

Âşıkların sevgilisi Hazreti Abbas

Hamza’ya benzer narası Heyder

Kerbelâ’nın koç yiğidi Allahu ekber

Titriyir düşman dar gelir meydan

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Durmaz önünde koskoca leşker

Heyran galıp gökyüzünde Mâlik-i Eşter

Duruşu sanki Cafer-i Tayyar

Sanki gelip Kerbelâ’ya Heyder-i Kerrar

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl

Sular can deyir sene ağlıyır

Divâneler eyvâh çekip sîne dağlıyır

Dudaklar kuru vefâlı sultân

Senin susuz dudağına deryalar gurbân

AĞAM EBU’L-FAZIL

Zülfikâr-ı Ali’nin

Gülüdür Fatime’nin

Hacetler kapısıdır

Yüce yaradanın

Ne de güzeldir adı

Ariflerin üstâdı

Kimsesiz gönüllere

Açandı kapıları

Sebeplerin sebebi

Gideren hüzünleri

Madenidir vefânın

Çözendi müşgülleri

Muzter gönüllere

Manayi emmen yucib

Aşkına eden esir

Duayı covşen kebir

Kamerî beni Haşim

Sırat-ı müstakim

Nimetidir hesapsız

Sabrıdır Allah’ın

Hesap gününde vekil

Ali Zehra ya kefil

Zemzeme i Cebrail

Zikr-i Cebbar u Celil

AKAN SUYUN KENARINDA

Akan suyun kenârında

Kim görmüş susuz öleni

Bir ayrı âlem Kerbelâ

Her yerde var ayrı belâ

Derya olan dudakların

Derya yanında kurumuş

Kalmıyıptı hiç bir kömek

Esger’in Ekber’in solup

Zeyneb gülünü akdarır

Başsız bedenler içinde

Kâh bahır Necef yoluna

Hem Hüseyn deyir ağlıyır

Zeyneb gördü çuhur yerden

Bir ses gelir deyir bacı

Hayran dolanma çölleri

Ey garip mihriban bacı

Gel kenâra çek okları

Neyzeleri, kılıçları

Ağlama Zeyneb sabrele

Musibet başlıyır hele

Huseyin güller gabağında

Galıp yaralı bedenin

Zeyneb’inin kefeni yok

Nece dayansın Zeyneb’in

Hanı eyninde gömleğin

Gül sîneni eziptiler

Yüzüğün ganimet olup

Parmağın niye kesiptiler

Rugeyye deyir derdini

Yandırırlar heymeleri

Gözün göre göre baba

Gemçi vurdular başıma

Ezizliği bitip baba

Abbas’tan sonra Zeyneb’in

Bir dert yakıp yüreğimi

Vurdular emme Zeyneb’i

Ezâ gafilesi gedir

Kûfe’ye yeni belâya

Ağır zincirler bağlıyıplar

Hasta imamın boynuna

Gafile önünde gedir

Neyzelerde kesik başlar

Seccâd’ın boynunda zencir

Arkasında yetim gızlar

Rugeyye’nin baba sesi

Yandırır Zeyneb kalbini

O üç yaşındaki bala

Dönür bahır Kerbelâ’ya

Deyirdi senin Zeyneb’in

Nedendi bu zulmü cefâ

Kesilmiş damarın o gün

Mızraklarla ok arasında

Senden sonra Kerbelâ’da

Heymeleri yandırdılar

Her şeyimiz talan olup

Balana gemçi vuruplar

Zeyneb galıptı çaresiz

Sığınahsız uşahlarla

Kan gaçır o çuhur yere

Kan gaçır nehr-i Elgem’e

Birgün seni görmeyende

Hasta olardı Zeyneb’in

Sensiz harası var gide

Ayrılammır ki Zeyneb’in

İstiyirem diyem Hüseyn

Çok dertler görüp Zeyneb’in

Herkes deyir Kerbelâ’da

Beli bükülüp Zeyneb’in

Sen meydana giden zaman

Gözü yollarda galıptı

Hüseyn senin vasiyetin

Gönlüyle kalbiyle alıp

Deyir ki bilmirem Hüseyn

Bizleri neden vurdular

Günahı neydi Seccâd’ın

Boynuna zencir taktılar

İstiyirem men diyem ki

Bu zulümlerin sebebi

Birinci zâlim ki dedi

Kenâra getmeli Ali

Hayberdeki kinleriyle

Bağlandı Ali kolları

Göz önünde Hüseyn senin

Vurdular anam Zehra’yı

O gün ateşe verdiler

Kapısını Peygamber’in

Ümmet içine ektiler

Nifak ve kin tohumları

İstiyirem diyem Hüseyn

Anam Zehra’yı vuranlar

Bu Kerbubelâ çölünde

Şimdi de bize kıydılar

ALEMDÂR

Solan renk ile gittin

Perişan niye geldin

Oğul vermediler su

İçip kan niye geldin

Su vermez sana ehli

Edavet ne hileydin

Gidip gelmeyeceksen

Selâmet ne hileydin

Boğazım olacaktı

Cerahet ne hileydin

Ola kan bir içim su

Leb etşân geyideydin

Perişan ki gedirdin

Perişan geyideydin

Ne kana boyanıp ne

Verip can geyideydin

Gidip can dudağından

Verip can niye geldin

Su ümidiyle gittin

Perişan niye geldin

Bakıp rengine nare

Musibetle yanardım

Oturmazdım anardım

Bu cana dayanardım

Döküp eşki yanardım

Dönerdim dayanardım

Deyip ok boğazından

Herasan niye geldin

ALEMDÂR’IM ÖLDÜ

Zeyneb’im gel Alemdâr’ım öldü

Gol ganadım serv-i serdârım öldü

Müntezir galmasın şîr i ğarem

Gehraman o vefâdârım öldü

Gam bu yasta gerek gelbe dolsun

Var yeri gül gülüstânda solsun

Müntezir galmasın şîr-i ğarem

Gardaşım öldü başın sağolsun

Yandırıp gelbimi ah sözünnen

Macerasın eşittim özünnen

Güya o gül derir desde desde

Ok deyip nâgehân sağ gözünden

Sînesi yaralı baş yaralı

Alnını neyleyip daş yaralı

Hakkı var ölmeye görse gardaş

Can verip teşne gardaş yaralı

EBU’L-FAZIL

Şahım vefâ Ebu’l-Fazıl

Şahım vefâ Ebu’l-Fazıl

Şahım vefâ Ebu’l-Fazıl

Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Soyu Heyder’i

Vefânın zirvesi

İsmi Ebu’l-Fazıl

Hüseyn’in nökeri

Aşk meydanında

Safları yaranda

Babası Heyder

Sanki Kerbelâ’da

Cafer-i Tayyar

Haydar-i Kerrar

Hatdar Muhahhar

Ebbas Elemdâr

Güller açılsın

Seni bir kohlasın

Artık gülistân

Gülümü tanısın

Hayrandır herkes

Ama meni bilmez

Divâne oldum

Eşgine Ebu’l-Fazıl

HZ. EBU’L-FAZIL SÎNESİ

NAKARAT: Lay lay Ebu’l-Fazıl

Attan düşende yaralı segga

Geldi begiden Hz. Zehra

Başın dil hesde aldı diz üsde

Dedi can bala edil şikesde

Ey canu canân seggayı etşân

Ganlı gözüne Hüseynin gurbân

Tökülür erşi halidi meşgi

Ağusime gel olma perişan

Gelbin dincele gözün eşgele

Diri cemâli üreği dele

Gorkma darıkma sebriden çıkma

Hindi çağıram Hüseyn’in gele

Ey serv-i bosdan yeridi desdân

Düşen goluna ağlar neğlisdân

Sînem dağlama oğlum ağlama

Solma saramla ganlı gülisdân

Sen başda yara men başda gara

Bahem gedek biz huzuri yare

Seni yoruplar meni yoruplar

Sene ok mene sille vuruplar

DEYİREM ABBAS GELESEN

Geydim Hüseyn’in garesi

Gelbide movlâ yaresi

Yürekte dildedi Hüseyn

Arş ile meydan arası

NAKARAT: Deyirem Abbas gelesen tek galıp gardaş Hüseyn

O isti gumlar üste bağ yanıp gardaş Hüseyn

Kerbelâ’da şehid olan Hüseyn erbâbiyem ki men

Gare geyip yasın tutan Hüseyn erbâbiyem ki men

Ağam galıptı gumlar üste

Ganlı peykeri gumlar üste

Gördü ki heymesi talanır

Ğırda bala Rugeyye’nin

Gözünde yaş cilvelenir

Başında Zeyneb garası

Kerbelâ ve Şam arası

Üreyinde sağlıyır o

Hüseyn’inin çoğ yarası

SÎNEZEN

Düştü Ebu’l-Fazıl’ın adı dillere

Şie fedâ o kesilen ellere

Ey Ehl-i beyt’e fedâ Ebu’l-Fazıl

Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl

Ey atası Heydar’a nuru beser

Can ağa eşginnen ürekler eser

Derdi olan adına gurbân keser

Deryada bir sen tekva Elemdâr

Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl

Ey adı segga özü etşân ağa

Komi kerem men beyi ihsan ağa

Mağbubi ehli men o Ebu’l-Fazıl

Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl

Goyma ürekler gam odunda yana

Sen bir Hüseyn’in canı bak bu yana

Bozgundu şie can ya Ebu’l-Fazıl

Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl

EBU’L-FAZIL EBU’L-FAZIL

Ey peser-i şîri Hudâ Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Derdimize eyle devâ Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Ey şuhedâ sînesinin nidâlı nidâlı

Ganlı yüzün Haşimeyn’in hilâlı hilâlı

Adı Hüseynîyelerin celâlı celâlı

Behri eda ğani vefâ Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Sen bi anan su sözünü unutma unutma

Ğeymeye get bahlığına çalışma çalışma

Servi şehi peykerine ne geldi ne geldi

Söyle kerem ellerine ne geldi ne geldi

Nehri alıp kızlara su götürdün götürdün

Ümmetini meğsetine yetirdin yetirdin

Sol gözün oğlandı yolu itirdin itirdin

Behri eda ganı vefâ Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

EBU’L-FAZIL’IM

Dur ey devâlar aslanı

Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım

Ahan su tek kızıl ganı

Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım

Daha tutmur dilim gardaş

Dur ey arğam elim gardaş

Sınıp sensiz belim gardaş

Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım

Oğul yoğ hâlimi bilsin

Sene yâr-i muin olsun

Oğulsuz gardaşın ölsün

Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım

Kesip düşman yolum ağır

Alıp sağı solum ağır

Ne baş var ne golum ağır

Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım

EHL-İ BEYT’İMİN SERDÂRI

Ehl-i beyt’imin serdârı

Hüseyn’imin elemdârı

Atam Ali yadigârı

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can

Ehl-i beyt’in serdârısın

Hüseyn’in alemdârısın

Ali’nin yadigârısın

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can

Akaydın Fırat tersine

Yolları gözler Sakine

Can gurbân eyledin dine

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can

Yaralıyam yatıp elem

Perçem yerde gollar gelem

Hüseyn gelip verir selâm

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can

Ben Hüseyn ibn-i Ali’nin

Yoluna gurbân olmuşam

Kerbelâ bu sehrasında

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can

SÎNEZEN

Ehvâline Ebbas’ım

Meşganlarem ağlar

Adı yazılan yerde

Ruh ile gelem ağlar

Müşgülüm olanda men

Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı

Çâresiz galanda men

Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı

Bilmem ne musibettir

Göz verdi o serdâre

Golları düşüptü sen

Getti sepi eşgare

Attı birisi bir oğ

Meşgin eledi pare

Yüz verdi gem üstünde

Ol servere gem ağlar

Bilmem nece at üsde

Düşti yere ol server

Baş yaralı gollar yoh

Tek yel vere ol server

Aldı onun etrafın

On yeddi nefer kafer

Tutmuşdular ellerden

Getlinden ötür hençer

Olmuşdular her yanda

Üsdüne hücum âver

Yüz heymelere tutti

Erz eyledi gel gardaş

Yok, taked edem bir de

Düşmenle cebel gardaş

Ne elde gılıncım var

Ne cimside el gardaş

Ehvâline Ebbas’ım

Meşganlarem ağlar

Adın yazılan yerde

Ruh ile gelem ağlar

Müşgülüm olanda men

Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı

Çâresiz galanda men

Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı

ELEMDÂR-I KERBELÂ’YEM

Men nişân-ı Murtezâ’yam

Elemdâr-ı Kerbelâ’yam

Zeyneb’e vefâlı gardaş

Hüseyn’e çok sevdâlıyam

Men nişânı can Haydar’am

Hüseyn ağa ben nökerem

Müşkül guşa-yı Kevser’em

Kerbubelâ seggasıyam

Serdâr oldum Kerbelâ’ya

Aktı kanım bu sahraya

Söz verdim anam Zehra’ya

Susuz kızlar seggasıyam

Gözlerime dolsa da kan

Hüseyn’ime kurbân bu can

Susuz çölde ölsem etşân

Kerbubelâ seggasıyam

Yokdu suyum Sakine can

Meşkimi okladı düşman

Adım saka özüm etşân

Kerbubelâ seggasıyam

HZ. ABBAS

Ey şirin erim Ebbas

Möhkem siperim ebbas

Yatma kömeğim yokdu

Sındı kemerim Ebbas

Ey segga-yi Ali Taha Ebu’l-Fazıl

Yatma dur imdâd ele Ebu’l-Fazıl

Helg üsde bacın Zeyneb

Düzdü oturup ağlar

Getsem seni tek goysam

Bes kim gözüvi bağlar

Az de mene get gardaş

Bu gem sînemi dağlar

Heyhat açıla sensiz

Aydın seherim Ebbas

Oklar sînevün üsde

Benzer güle gülşende

Her yaran açıp min gül

Hoş etrü berazende

Sen gülsen eger gardaş

Gül aşığıyem mende

Bir buse alam senen

Vardır nezerim Ebbas

Sen mah-i becahetsen

Yokdur sene tay gardaş

Ayda bu becahet yok

Şermendedi ay gardaş

Dindir meni ehsandı

Gardaşınam ay gardaş

EY MENİM ARĞAM ELİM

Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Meşgin gurbânı olum

Sehnin gurbânı olum

Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl

Sehnüne gurbân Ebu’l-Fazıl

Gebrine gurbân Ebu’l-Fazıl

Sehnine gurbân Ebu’l-Fazıl

Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl

Adına gurbân Ebu’l-Fazıl

Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl

Gollar gelem Ebu’l-Fazıl

Meşgi oğlanan Ebu’l-Fazıl

Adın gurbânı olum

Sehnin gurbânı olum

Meşgin gurbânı olum

Gebrine gurbân

Sehnine gurbân

Meşgine gurbân

Gollar gelem

Meşgi oğlanan

Aç gözün yatma Ebu’l-Fazıl’ım uyan

Dur menim hâl-i perişanıma bağ

Ey menin arğam elim

Zulm ile sındı belim

Dur nezer gıl bu ayın ulduzlarına

Heymede teşne galan gızlarıma

Goyma gardaş meni tek

Yalnızam eyle kömeh

Ey menim arğam elim

Zulm ile sındı belim

Bağ menim dildeki tekbirim idün

Sen menim sevdalıdan şiirüm idün

Goyma dur şîr-i civân

Galmadı mende devâ

Ey menim arğam elim

Zulm ile sındı belim

Kim menim sebrimi bu elden alıp

Hansı zalim seni bu hale salıp

Niye gardaş elemin yerde galıp

Sen menim şiirüm idün

Elde şem şiirüm idün

Goyma gardaş meni tek

Yalnızam eyle kömeh

Ey menim arğam elim

Zulm ile sındı belim

Kûfeyan elden alıp gardaşımı

Zulm ile gan eledi gözyaşımı

Saldı bu çölde belâye başımı

Goymadı dilde sefâ

Eyle ha gan-ı vefâ

Goyma gardaş meni tek

Yalnızam eyle kömeh

Ey menim arğam elim

Zulm ile sındı belim

Gebrüne gurbân Ebu’l-Fazıl

Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl

Sehnüne gurbân Ebu’l-Fazıl

Goy dil ayinesine perde düşe

Eşg-i âlim bu yüzü zerde düşe

Bizi derde salanı derde düşe

Yâverim yoğdu menim

Düşmenim çoğdu menim

Ey menim arğam elim

Zulm ile sındı belim

Tökerem ganlı yüze eşgi seri

Ahı mazlumum olar çok eseri

Var garanlık gecenin bir sebebi

Ey menim arğam elim

Zulm ile sındı belim

Gebrine gurbân Ebu’l-Fazıl

Sehnüne gurbân Ebu’l-Fazıl

Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl

Görersen gül cemâlin şad olarsan

İnşallah gebrine azad olarsan

EY SU ÜSDE

Ey su üsde düşen golu hem perçemi

Gan dolan gözleri ağlatan âlemi Abbas

Abbas yaralandı başın

Galdı yalnız bu Hüseyn gardaşın

Aç gözün ey gardaş koyma giryân olam

Yeri var yürekden men perişan olam

Hele bir bak bana sene gurbân olam

Gözyaşını ıslatıp guru toprakları

Ne elin var diyem boynuma sal golun

Ne suyun var diyem herkes gözler yolun

Su yolunda düşüp hem sağın hem solun

Niye gelmir sesin sene gurbân olum

Ey elinnen tutan hamı yalnızların

Sendedir ey gamer gözü yıldızların

Ucalıp nâlesi balaca gızların

Su gamından çetin oldu segga gemi

Diyerem Zeyneb’in yasın sağlasın

Haremin ağlasm ciyerin dağlasın

Git anan Fatime yaranı bağlasm

Ağlat ey teşneleb Kevser-i zemzem

EY MÎR U ELEMDÂR’IM

Ey mîr u elemdârım ey yâver u gemhârım

Ebbas Ebbas, Ebbas Ebbas

Su yolun bağladılar

Gelbimi dağladılar

Ela göz gardaşımı

Zulm ile doğradılar

Ne gelip hâllerine

Gan dolup gözlerine

Yanıram bekdi bu can

Guruyan leblerine

Esğerin rengi solup

Gelbime derdi dolup

O geder nâle edip

Yorulup sakit olup

Seni Heyder görecek

Lebine Kevser verecek

Elinden şah-ı Necef

Sene lay lay diyecek

EZÂLI ÜMMÜ’L-BENÎN

Ya Ebu’l-Fazıl medet, kolu kalem Ebu’l-Fazıl

Ya Sakkai Kerbelâ, susuz etşân Ebu’l-Fazıl

Etti vasiyet Ebu’l-Fazıl

Hüseyn’in nökerisin

Nece ki varsan Ebu’l-Fazıl

Ağlar Fatıma sana

Vefâlı oğlum Ebu’l-Fazıl

Ağlar Fatıma sana

Vefalı oğlum Ebu’l-Fazıl

Kerbelâ sehrasında

Bir oğul Ebu’l-Fazıl

Sanki Ali gelip

Meydana Ebu’l-Fazıl

Âlem hayran kalıp

Destanına Ebu’l-Fazıl

Âlem hayran kalıp

Destânına Ebu’l-Fazıl

Su yolunda düşen kola

Şialardan selâm ola

Kurbân olam sancağına

Elemdâr’ım Ebu’l-Fazıl

Sensiz kalan Hüseyn’e

Kurbân olum Ebu’l-Fazıl

Sensiz kalan Hüseyn’e

Kurbân olum Ebu’l-Fazıl

HZ. HÜSEYN’İN ABBAS’A LAY LAYI

Gızlardan şermende

Vefâdarım lay lay

Gollarınnan geçen

Elemdâr’ım lay lay

Boyanıpdı gane vefâlı grdaşım

Yatıpdı çöllerde yaralı gardaşım

Alsın önde denen Esğer’ime lay lay

Gardaşım ölüpdi ehyame gelmez day

Ğerg olup eşginde su yokdu meşginde

Gördüm dey ah üsde şermende canım var

Gelbimi yandırıp peykani sözünnen

Macerâsın Zeyneb eşittim özünnen

Güyâ bakırmış yolda meşge tez tez

Bir yolda bakanda ok deyip gözünnen

Dodağınnan öptüm kevserden baş geldi

Ürehlendi birden gözünnen yaş geldi

Başinin üsdünde eyleşdim bir lehze

Her terefden Zeyneb üsdüme daş geldi

Leblerinnen bildim serdârim etşândı

Dodağınnan öptüm dodaklarım yandı

“Nehri aldım” dedim neden içmedin su

Dodakları dedi esğere gurbândı

Gördüm danışmeyur gelbime ğem geldi

Seslendim ay gardaş meşgün içim deldi

Sînesi üsdünde serdârim süründü

Perçeminnen öptüm can verdi dinceldi

Nenemi görmidü Fırat üsde güya

Eli fehlusinde eşgi çeşmi derya

Kim can verse deyer kelmeyi şehadet

Ebu’l-Fazıl’ım deydi yâ Zehra yâ Zehra

Vefâdârım lay lay elemdârim lay lay

Daş deyip alnınnan sağ gözünnen peykân

Ok deyen gözüne olsun esğer gurbân

Gelbimi yandırdı başının belâsı

Ok datmaz Zeyneb can yarasın heç dermân

HZ. HÜSEYN’İN ABBAS’A SESLENİŞİ

Gel ey ğeyretli serdârim, boyanıp gane teflânım

Elimin üsde oklandı susuz çeşmahe gurbânım

Galıp gardaşım âvâre, güley düşmen nedür çâre

Adım Bâbu’l-hevâic’di, elan Zeyneb’i bimâre

Meni tek goyma meydanda, sene gurbân ola canım

Yanır gelbim bilen yokdu, ahır gözümnen gözyaşım

Yatannan perçemin gardaş, çekipdi çok belâ başın

Deyin el çalmayın leşger, ölür geyretli gardaşım

Gelen güldü geden güldü, alışdı gelbi suzânım

Sözümü goydu ağzımda, hecalet olmadı düşmen

Nenem Zehra başın açdı, hayâdan titredi meydan

Ele deydi boğazımnan, yaralandım özüm orda

Saadet tapdı gardaşım, garışdı ganine ganım

Deyende ok boğazinnen, ümidin nehriden kesdi

Eli bağlıydı gundağe, ayaklar titedi esdi

Ne gerdi sesledim oğlum, meni yandırma da besdi

Başın tuttum gucağimde, oku çektim dedim ey vây

Sînemnen deyse min peykân balamın hâline olmaz tay

Gözün gördüm yumup yattı, dedim lay lay balam lay lay

HERAYE GEL AMANDI

Heraye gel amandı gardaş

Gözüm gane boyandı gardaş

Sınıpdı şehperim

Düşüpdü ellerim

Heraye gel amandı gardaş

Gözüm gane boyandı gardaş

Gelende dilberim

Dağıldı peykerim

Eyandı mehselim

Sözümnen gardaş

Vuruplar üç per ok

Gözümnen gardaş

Dolar gülünce

Pınar bölünce

Meni görünce

Dökme göz yaş

Elerin galar belinde gardaş

HZ. ABBAS

Senden ötrü kalbi esen Hüseyn’em

Kardeşinim dur görüşek Hüseyn’em

Ey bana her yerde kömek Ebu’l-Fazıl

Yatma dur ehyame gedek Ebu’l-Fazıl

Aç gözün bak benim ben Hüseyn’im

Kanlı cemâlin öpen Hüseyn’im

Sen böyle yatmazdın Hüseyn gelende

Can diyerdin her adım işitende

Benziyirsen serve düşen çemende

Yokdu gülüm dözmür yürek Ebu’l-Fazıl

Kardeş eder kardeşini himayet

Eyle kömek sende bana bu saat

Oğlum ölüp düşman eder şematet

Ersede koyma beni tek Ebu’l-Fazıl

HZ. EBU’L-FAZIL

NAKARAT: Uyan ey yâre vefâdârım uyan

Uyan ey yâre vefâdârım uyan

Meni tek goyma Elemdâr’ım uyan

Meni tek goyma Elemdâr’ım uyan

Şerefun nasim uyan

Gözel Ebbas’ım uyan

Sene men gane batan ay diyerem

Sene men gane batan ay diyerem

Sînemi lalelere tay diyerem

Sînemi lalelere tay diyerem

Daş atanlardan eğer olsa emân

Daş atanlardan eğer olsa emân

Dökerem gözyaşı lay lay diyerem

Dökerem gözyaşı lay lay diyerem

Gerem eterlerimin vây gününe

Gerem eterlerimin vây gününe

Süt emen Esger’imin vây gününe

Süt emen Esger’imin vây gününe

Sene men gane batan ay diyerem

Sene men gane batan ay diyerem

Daş atanlardan eğer olsa emân

Daş atanlardan eğer olsa emân

Gerem eterlerimin vây gününe

Serverümün ebdeyüp hallerine

Dökülüp ganı şeref yollarine

Dökülüp ganı şeref yollarine

Seni Ekber canı kimnen soruşum

Ne gelip gardaşımın gollarine

İMAM HÜSEYN’DEN EBU’L-FAZIL’A

Ey meni âvâre goyan Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Gelmişem imdâde uyan Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Gözüne ne oldu ağa Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Aç gözünü görüm ağa Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Söyle kerem ellerine ne geldi ne geldi

Merdi şüca şîr-i devâ Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Ganter açıp hatmi belâ sözünde sözünde

Vardı senin yâre gara gözünde gözünde

Gıl mene bu derdi beyan Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

HZ. EBU’L-FAZIL’İN CEVABI

Lutf eledin nökerine Hüseyn’im

Al meni zir-i perine Hüseyn’im

Ağlamışam heç gülmedim Hüseyn’im

Meşgime bağ derdimi bil Hüseyn’im

Ettiler zülm ehli kemin yolum da

Hançer atıp saldı sağım solum da

Adma gurbân menim iki golüm da

Aşk u sefâ vardı senin sözünde

Bakma Hüseyn peykerime alışma

Heymelere aparmaya çalışma

Son anımda su sözünü danışma

Son kez görüm gül yüzünü Hüseyn’im

KILIÇLARIN AŞKI

Fırat suyu kan ağlar, Esğer’in kederinden

Hazin hazin çağıldar, akar kalbe derinden

Ebu’l-Fazıl’ın su meşgi, öperdi ellerinden

Oğlar değdi meşgine, kan aktı gözlerinden

Ebu’l-Fazıl can elde tas susuzlar ümidisin

Nehr-i Elgem’de Ebbas, Kerbelâ şehidisin

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine gurbân

Sende olan Kerbelâ, Hüseyn eşgine gurbân

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl gözler gözüne gurbân

Rugeyye’ne verdiğin o su sözüne gurbân

Goymadı düşmen seni, durasan sözün üste

Saldılar attan yere, yığıldın yüzün üste

Ey vefâlı dilâver, yayıldı acı heber

Gan ağladı heymeler, gökleri sardı keder

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine gurbân

Sende olan KerbelâHüseyn eşgine gurbân

Güneşin rengi soldu, o hâlini görünce

Ayın yüzü tutuldu, gün ağşama dönünce

Fatıma Heyder ağlar, Ebu’l-Fazıl’ın yasına

Âlemler bürünmüştü, kızıl kan deryâsına

Göklerden nidâ etti, Cebrail Ruhu’l-emin

Vâveylâsı tutmuştu, yeryüzünü Zeyneb’in

Ümmü’l-Benîn’e selâm, ey oğullar anası

Meleklerin dilinde, Ebu’l-Fazıl’ın senâsı

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine gurbân

Sende olan Kerbelâ, Hüseyn eşgine gurbân

Gözlerine kan dodu, mızraklar bedenine

Kılıçlar âşık oldu, vefânın madenine

Kollarını başını, fedâ etti dinine

Adamıştı canını Zehra’nın Hüseyn’ine

Sadakat mihrâbısın, gönüllere taht kurdun

Sen vefâ kitabısın vefâda sana vurgun

Sende yiğitlik yazar, yazar galu belâdan

Âşıklar seni anar mektebin Kerbelâ’dan

Hayrandı nehr-i Elgem, senin eşsiz vefâna

Ağlıyor bütün âlemağlayan Kerbelâ’na

Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine gurbân

Sende olan Kerbelâ, Hüseyn eşgine gurbân

ÖZ DİNİME GURBÂNEM

Abbas adım İslâm’a hâmiyem men

Öz dinime gurbânem Allah Allah

Abbas adım İslâm’e hâmiyem men

Feğretmerem derdari naciyem men

Feğrim budur Zehra’ye nökerem men

Öz dinime durbanam Allah Allah

Yâre menim cismimde can şenindir

Şermendiyem ruh-ı revân şenindir

Başta sînennen ağsa gan senindir

Men ganime galtânem Allah Allah

Abbas adım künyem Ebu’l-Fazıl

Haydar-ı Kerrar’ın ner oğluyam men

Gurbân verdim iki kol bir gözmü

Hüseyn’ime gurbânam Allah Allah

Öz dinime gurbânam Allah Allah

Mevlâ ellisinden gayreti aldı

Düşdü kolum hâli şehâdet aldı

Anam Ümmü’l-Benîn gurbân adadı

Ümm-ü Gülsüm bacım gurbân yolladı

Hüseyn’ime gurbânam Allah Allah

SEGGA

Men nişân-ı Murtezâ yam

Elemdâr’ı Kerbelâ’yam

Zeyneb’e vefâlı gardaş

Hüseyn’e çoğ sevdâlıyam

Men nişân-ı can Heyder’em

Hüseyn ağa men nökerem

Müşgül guşa-yı Kevser’em

Kerbubelâ seggasıyam

Serdâr oldum Kerbelâ’ya

Ağdı ganım bu sahrâya

Söz verdim anam Zehra’ya

Susuz gızlar seggasıyam

Gözlerime dolsada gan

Hüseyn’ime kurbân bu can

Susuz çölde ölsem etşân

Kerbubelâ seggasıyam

Yokdu suyum Sakine can

Meşgimi oğladı düşmân

Adım segga özüm etşân

Kerbubelâ seggasıyam

SERDÂR’IM EBU’L-FAZIL

NAKARAT: Serdârım Ebu’l-Fazıl gamhârım Ebu’l-Fazıl

Öz ganine galtân olan gardaşım ey vây

Su meşkine öz kanı dolan ey vây

Allam dizim üste başın, aç gözün kardeş

Salma nazardan kardeşin aç gözün kardeş

Şehlâ gözüne kan dolan kardeşim ey vây

Serdârım Ebu’l-Fazıl gamharım Ebu’l-Fazıl

Durmanam ben kardeş senin derdine gallam

Allam dizin üste başın kokunu allam

Sakka adın amma özün teşne can verdin

SU YOLU

Su yolun bağladılar

Kalbimi dağladılar

Ela göz gardaşımı

Zulm ile doğradılar

Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan

Ne gelip hâllerine

Gan dolup gözlerine

Yanıram ben de bu can

Guruyan leblerine

Geddimi derdi gamın etti keman

Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan

Esger’im rengi solup

Galbime derdi dolup

O kadar nâle edip

Yorulup sakit olup

Gülümü perper edip badi hazan

Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan

Seni Haydar görecek

Lebine Kevser verecek

Gaybiden şah-ı Necef

Sene lay lay diyecek

Atamın sağ gözi Ebu’l-Fazıl

Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan

SULTAN EBU’L-FAZIL

Yâ Ebu’l-Fazıl ya Ebu’l-Fazıl

Ey vefâdârlara sultan Ebu’l-Fazıl

Kesilen kollara kurbân Ebu’l-Fazıl

Mertlerin şâhı

Hem kıblegâhı

Derdi olanın

Olan penâhı

Tir tir titreten meydanı Ebu’l-Fazıl

Çâresizlerin mihmanı Ebu’l-Fazıl

Elde Zülfikâr

Bak sanki Haydar

Düşmana zillet

Dostuna dildâr

Ey Kerbelâ’nın aslanı Ebu’l-Fazıl

Ümmü’l-Benin’in kurbânı Ebu’l-Fazıl

Hasan görüşlü

Hüseyn duruşlu

Meydan titreten

Ali vuruşlu

Ey Ali’nin yadigârı Ebu’l-Fazıl

Zulme inen Züfikâr’ı Ebu’l-Fazıl

Bir Yûsuf gözlü

Murtazâ sözlü

Kaşları hilâl

Dolunay yüzlü

Bakışı mülkü Süleyman Ebu’l-Fazıl

Bütün âlemlere canân Ebu’l-Fazıl

Tutulmuş yollar

Kesilmiş kollar

Sular yas tutup

Su meşgi ağlar

Kerbelâ sakisi susuz Ebu’l-Fazıl

Ey vefâ madeni kolsuz Ebu’l-Fazıl

Ali nişânı

Hüseyn kurbânı

Zehra’ya oğul

Rütbesi şânı

Meydanların yiğit eri Ebu’l-Fazıl

Ey Hüseyn’inin nökeri Ebu’l-Fazıl

Şia’nın yârı

Ümidi varı

Gelir çağırsan

O alemdârı

Adın kalbimizde yazar Ebu’l-Fazıl

Bu nökerlere et nazar Ebu’l-Fazıl

SUSUZLARIN SÂKÎSİ

BenAli Murtazâ’nın oğluyum

Ben “La Feta” mülkünün sultânıyım

Şeref ve fazilet olarak şu bana yeter ki

Hüseyn’in dergâhında bir hizmetçiyim

Vallahi, sağ kolum kesilsede bu, böyledir

Betül’ün evladının hizmetkârıyım

Ben, Resul’ün bostanının bahçıvanıyım

Sürekli solan güllerinden dolayı yorgunum

Gamlı ve kırık bir yüreğim var

Vallahi sağ kolumu kessenizde böyledir

Sığınmasız susuzların sâkîsiyim

Düşman önümde diken gibi bitse de

Tek başıma bu orduyla baş ederim

Ben sonsuza dek dinimi savunurum

Vallahi sağ kolumu kessenizde böyledir

Saf suyun kenârında ayaktayım

Ayağım suyun içinde yüreğim kaygılı

Suyun içinde adeta yanan mum gibibiyim

İçim yanıyor, içler acısı hatıradan ötürü

Vallahi sağ kolumu kessenizde böyledir

Allah’ım yardım et atımı süreyim

Ve bu suyu çadırlara götüreyim

Ölsemde ne gam yemem bundan sonra

Canım fedâ olsun bu şirin aşka

Vallahi sağ kolumu kesseniz de böyledir

Yerde kanlar içinde bundan dolayı üzgünüm

Geride, susuzluktan dudakları kuruyan dostlarım kaldığı için

Kesik ellerim yere düşmüş

Alnımda kılıçla açılmış yaralar var

Vallahi sağ kolumu kesseniz de böyledir

Vallahi sağ kolumu kesseniz de

Sonsuza dek savunacağım dinimi

ŞÂH-I VEFÂ EBU’L-FAZIL

Şah-ı vefâ Ebu’l-Fazıl

Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Kim bu pehlivân

Âlem olup heyrân

Zehra eşgine

Hüseyn’e veren can

Soyu Heyder’i

Vefânın zirvesi

İsmi Ebu’l-Fazıl

Hüseyn’in nökeri

Aşk meydanında

Safları yaranda

Atası Heydar

Sanki Kerbelâ’da

Cafer-i Teyyar

Heydar-ı Kerrar

Hamza şebihi

Ebbas Elemdâr

Güller açılsın

Seni bir koklasın

Artık gülistân

Gülümü tanısın

Heyrandır herkes

Ama meni bilmez

Divâne oldum

Eşgine Ebu’l-Fazıl

ŞÂH-I VEFÂ EBU’L-FAZIL

NAKARAT: Şâh-ı vefâ Ebu’l-Fazıl

Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl

Aşk nedir bilmem

Gerek ki öğrenem

Öğretsin mene

Aşgına gol veren

Kim bu pehlivân?

Âlem olup heyrân

Zehra eşgine

Hüseyn’e veren can

Hüseyn’e veren can

Soyu Heyder’i

Vefânın zirvesi

İsmi Ebu’l-Fazıl

Hüseyn’in nökeri

Hüseyn’in nökeri

Aşk meydanında

Safları yaranda

Babası Heyder

Sanki Kerbelâ’da

Sanki Kerbelâ’da

Cafer-i Teyyar

Haydar-i Kerrar

Hamza şebihi

Ebbas Elemdâr

Ebbas Elemdâr

Güller açılsın

Seni bir gohlasın

Artık gülistân

Gülünü tanısın

Gülünü tanısın

Hayrandır herkes

Ama meni bilmez

Divâne oldum

Eşgine Ebu’l-Fazıl

Eşgine Ebu’l-Fazıl

Tu şehr-i yar-i

Fatime tabari

Manend-i Heyder

Hemyâr nedari

VÂVEYLÂ

Kuru dudaklar Fırat yanında vâveylâ

Eline de sancak Ali kanıyla vâveylâ

Bir ömür yandı Hüseyn aşkıyla vâveylâ

İftihar eder Hüseyn adıyla vâveylâ

Çadırda Esğer yolunu gözler vâveylâ

Bir damla suya hasret gönüller vâveylâ

Fırat yanında pusu kurulmuş vâveylâ

Vurulmuş Abbas kana bulanmış vâveylâ

Bağlandı yollar kesildi kollar vâveylâ

Ötmez bülbüller kurumuş güller vâveylâ

Oklandı gözü yarıldı başı vâveylâ

Toprağa düştü yaralı başı vâveylâ

Kana bulandı Alemdâr Abbas vâveylâ

Yalnız bıraktı Hüseyni Abbas vâveylâ

Sen ümidiydin bacın Zeyneb’in vâveylâ

Kırıldı senden sonra dizleri vâveylâ

YA EBU’L-FAZIL YA HEYDER

Ya Ebu’l-Fazıl Ya Heyder Heyder

Ya Eli movlâ, ya Eli movlâ

Heyder, Heyder Heyder-i Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder Heyder-i Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder dilber-i ehl-i velâyem

Heyder, Heyder dilber-i ehl-i velâyem

Heyder, Heyder menem Heyder-i tûfân

Heyder, Heyder menem Heyder-i tûfân

Heyder, Heyder Kerrar-i eşg u belâyem

Heyder, Heyder sekka-yi Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder sekka-yi Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder âşıg-ı âl-i Zehra’yem

Heyder, Heyder âşıg-ı âl-i Zehra’yem

Heyder, Heyder menem Hüseyn’e gurbân

Heyder, Heyder menem Hüseyn’e gurbân

Heyder, Heyder Ebbas-ı eşg-u safâyem

Heyder, Heyder serdâr-ı Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder serdâr-ı Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder dildâr-ı âl-i abâ’yem

Heyder, Heyder dildâr-ı âl-i abâ’yem

Heyder, Heyder menem Haşim-i sultân

Heyder, Heyder menem Haşim-i sultân

Heyder, Heyder esrâr-ı eşg u vefâyem

Heyder, Heyder Tayyar-ı Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder Tayyar-ı Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder safları yaran Hamza’yem

Heyder, Heyder safları yaran Hamza’yem

Heyder, Heyder menem “Ellah-i Furkan”

Heyder, Heyder menem “Ellah-i Furkan”

Heyder, Heyder Ebu’l-Fazıl-ı Zehra’yem

Heyder, Heyder tûfân-ı Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder tûfân-ı Kerbubelâ’yem

Heyder, Heyder sultan-ı eşge fedâyem

Heyder, Heyder sultan-ı eşge fedâyem

Heyder, Heyder menem Seyyid-i Sübhân

Heyder, Heyder menem Seyyid-i Sübhân

Heyder, Heyder şebihi Murtezâ’yem

YA EBU’L-FAZIL MEDET

Ya Ebu’l-Fazıl medet, golu gelem Ebu’l-Fazıl

Ya sakka-i Kerbelâ, susuz etşân Ebu’l-Fazıl

Ya sakka-i Kerbelâ, susuz etşân Ebu’l-Fazıl

Ya sakka-i Kerbelâ

Susuz etşân Ebu’l-Fazıl

Hüseyn’e vefalı gardaş

Golu gelem Ebu’l-Fazıl

Olsun canlar fedâsı

Gelem goluna Ebu’l-Fazıl

Olsun canlar fedâsı

Gelem goluna Ebu’l-Fazıl

Ezâlı Ümmü’l-benin

Etti vasiyet Ebu’l-Fazıl

Hüseyn’in nökerisen

Nece ki varsan Ebu’l-Fazıl

Ağlar Fatime sana

Vefâlı oğlum Ebu’l-Fazıl

Ağlar Fatime sana

Vefâlı oğlum Ebu’l-Fazıl

Kerbelâ sehrasında

Bir oğul Ebu’l-Fazıl

Sanki Ali gelipdi

Meydana Ebu’l-Fazıl

Âlem hayran galıp

Destânına Ebu’l-Fazıl

Âlem hayran galıp

Destanına Ebu’l-Fazıl

Su yolunda düşen gola

Şialardan selâm ola

Gurbân olam sancağına

Elemdâr’ım Ebu’l-Fazıl

Sensiz galan Hüseyn’e

Gurbân olum Ebu’l-Fazıl

Sensiz galan Hüseyn’e

Gurbân olum Ebu’l-Fazıl

YATTI ELEMİN

Dur yatma uyan yaralı gardaş

Ey âl-i Eli hilâli gardaş

Yattı elemin belim büküldü

Gözyaşım akıp üze töküldü

Ey vây vezirim öldü

Artırdı bu gam melali gardaş

Baş parçalanıp beden yaralı

Kim görse dözer bu bozuk hali

Dur koy dizim üste gül cemaâli

Kurbân sana ey belâlı gardaş

YIĞILIP EBBAS’IM NEHR-İ FIRAT ÜSDE

Yığılıp Ebbas’ım nehr-i Fırat üsde

Belim sındı Zeyneb Elemdâr öldü

Boyanıptı gane vefâlı serdârım

Liva-yi Gur’âne vefâdâr öldü

Yaralı eslanım şehidi Gur’ân’ım

Ümid-i tıflanım cevânım lay lay

Uca boy serdârım vezir-i dermânım

Vefâlı gemhârım Ebu’l-Fazıl’ım vay

Özüne der eyle heyali gızları

Denen deydi peykân su meşgin deldi

Size hatır geçdi iki gol bir gözden

Meni goydu yalnız felek dinceldi

Dedim ayan gardaş gedirsen eğyame

Dedi sen get Hüseyn Rugeyye’n ağlar

Dedim onda getsem seni goysam tenha

Çığanda can lebden gözün kim bağlar

Deyir esğer yatsın yatıp perçem darım

Yaralı ezâsı galıp Zehra’de

Ateşinnen yansa dudağların emsin

Deyiler düşmenler su yoğ deryade

AY MENİM GEM GÜNÜM

Ay menim gem günüm gemhârim Ebbas

Vay menim gem gülüm serdârim Ebbas

Ey şem-i herem hâne

Gurbânın olum Ebbas

Canlar sene pervâne

Gurbânın olum Ebbas

Adın şerefe çattı

Leb teşne gane battın

Sen Kevser’i ağlattın

Gurbânın olum ebbas

Yandı dedi ay gardaş

Ses ver mene ay gardaş

Çâreme bi doy gardaş

Gurbânın olum Ebbbas

Var heymede çok sözler

Gızlar yolunu gözler

Bakmır niye bes gözler

Gurbânın olum Ebbas

SÎNEZEN

NAKARAT: Aç gözün ganına galtânım ogul

Sene gurbân yaralı canım ogul

Seni kim seni kim ganına galtân eledi

Eski cesmi ile efgân eledi

Gözünün yaşını al gan eledi

Ucaldı göklere efgânım ogul

Ey olan gül kimi heydan bala vay

Ey üzü gan ile elvân bala vây

Sene canım gurbân ola bala vây

Ey menim Yûsuf-ı Kenân’ım oğul

Sene canım fedâ canânım oğul

Ey gızıl gül ganına gül tek boyanan

Ey şerer-i ateşe gelbi yanan

Heymede indi yolun gözler anan

Ey olan serv-i hurananım oğul

Gert-i Şâm ehli tutup sağ solumu

Goy salim boynuna bir cüt golumu

Geymede gözliyir ıtret yolunu

Nece yanmaz dili suzânım ogul

Sene gurbân yaralı canım ogul

Evimi yıkdı yığılmagın Eli

Bu gızıl gana boyanmagın Eli

Çokdu ey hâmide müştâgim Eli

Gödüyür ıtretin ananım ogul

Mene sed oglu vurur zerh mi zebân

Verir oğlanların izzetli nişân

Eyledi dil yarası bagrımı gan

Dil açıp daneme üdvânım ogul

Ey kerili sen Hüseyn nökerisen

Bu mukaddes gapının nökerisen

Ohşa bu diller ile Ekber’isen

AĞAM ELİ ELİ CAN

Şehadet Mecnûn oldu o düştü şafakta

Aman yâ Rabbi diyor asil vicdan karardı

O mevlâya tutuldu ona göz ağlamakta

Hep onu zikrediyor onunla insaf vardı

Adalet şemi söndü yetimler o menzilde

Yazık cihana heyhat ellerinde süt tası

Mevlâm Rabb’ine döndü ağlaşır ismi dilde

Arş a çekildi şefkat Ali kimin mevlâsı

Kan yağıyor göklerden ağla ey kalbim senin

Yar vuruldu bu sabah sultanın şehid olmuş

Vâveylâ koptu yerden en güzel bir gecenin

Göğe yükseldi eyvâh ruhu onunla dolmuş

Ay ikiye bölünmüş ey kadir gecesinin

Kûfede bir kıyamet bereket ve gözyaşı

Âlem siyah bürünmüş ey rahmet elçisinin

Öksüz kaldı merhamet yegâne can yoldaşı

Bir çığlık indi gökten inen ruh ve melekler

Kılınç arşı öpünce sana tazim etmekte

Aşk sarsıldı yürekten Ali diyen yürekler

Kanlı yari görünce salavat getirmekte

Kıpkızıl bir kasırga ağlasın hasret gözler

Boğdu bütün cihanı o mazlûm sevgiliye

Dünyaya dalga dalga yansın yürekte sözler

Yağdı göklerin kanı o çekip gitti diye

Kan deryası çağlıyor onun öyle gidişi

Gökler sanki yarılmış âlemi virân etti

Tüm varlıklar ağlıyor Kûfe’yi terk edeşi

Can candan koparılmış başlayan kıyâmetti

ALİ EKBER

Eli bala yaraların atanı dağlar

Meğer oğul yarasını atası bağlar

Başın sınıp ağıpdı gan tutup gözünü

Artık oğul göremmezem o gül yüzünü

Kulağım eşitmir bala senin sözünü

Gözünü aç yüzüme bağ Eli-yi Ekber

Ağar yüzüne neden bu dîde-i ter

Nece bırağaram Eli seni kum üsde yaralı

Bu ğaletin eli menim gararım aldı

Başındaki yaraların belâya saldı

Bütün arzuların yürekde galdı yarasılsan sen

SÎNEZEN

Gözün aç ey gülüm Ekber

Menimle bir danış Ekber

Anan Leylâ yolun gözler

Cevân oğlum Eli Ekber

Ümmü Leylânın efgânı

Doldurup erzi semânı

Bu yaraların gurbânı

Cevân oğlum Eli Ekber

Soluptu gülşenim Ekber

Pükülüptü belim Ekber

Yığılıpdı evim Ekber

Cevân oğlum Eli Ekber

Seni düşmen elimden aldı

Ananı nece odlara saldı

Ellerim goynumda galdı

Cevân oğlum Eli Ekber

ALLAH ALLAH EKBER’İM

Allah Allah Ekber’im can üsdedi

Ganlı gözler ehd u peymân üsdedi

Can verip peygembere benzer balam

Nûr-ı nisâ-yi Kevser balam

Gül balam ether balam Ekber balam

Can verip canânımın can sahibi

Nehzet-i ehgag-i Gur’ân üsdedi

Al balamın ganını gan sahibi

Oğlumun Allah başınnan gan gelir

Leblerinnen neyzeyi peykân gelir

Hençer üsde neyzeyi peykân gelir

Oğlumun Allah başınnan gan gelir

Sesledi ceddin meni şirâb edit

Gelbimi tutkun sesi bitâb edip

SÎNEZEN

Dur ayaga eyleme hâb oğul

Kuru yerde yatma yaralısan

Üregimde kalmadi tâb oğul

NAKARAT: Kuru yerde yatma yaralısan

Eli yerde yatma yaralısan

Senidin gülü çemeni edep

Böle yatmaga ne olup sebep

Gözün ac gelir şahi tesnelep

Meni ef kıl şah-ı teşne lep

Yaralanmışam durabilmirem

Deği heymeye gidebilmirem

Deği Ekber’i görebilmirem

Kuruyup susuzdan oğul dilim

Kırılıp hamı kömeyim elim

Mene rehm gıl bükülü belim

Yola saldı ehl-i herem meni

Aparım gıyâma gerek seni

Gözünü yolda goyma Sekine’nin

Aparum seni anan ağlasın

Gözünü bacın ozu bağlasın

Seni ölmemiş görüp ağlasın

Kuru yerde yatma yaralısan

Eli yerde yatma yaralısan

Baba goyma çok anam ağlasın

Ciğerin tegan ile dağlasın

Başına bacım kara bağlasın

Yaralanmışam durabilmirem

Deği heymeye gedebilmirem

HZ. ALİ EKBER

Durabilmirem eyağe babacan yaralıyam men

Kerem et yapış elimnen nece gör heyaliyem men

Anam indi heymelerde baba göz tikipdi rahe

Gem hesretiyle her dem bahır o getligaâhe

Meni sen bu halet ile apar indi peymegâhe

Demesinler bi vefâdı baba can vefâlıyam men

Baba guvveti tehellüm dağı galmıyıp dilimnen

Başımın gılıç yarası elıp ihtiyar elimnen

Durabilmirem eyağe ki yaralıyam belimnen

Sene men fedâ bilirsen ki nece heyâlıyam men

Anamı müregges eyle meni bir kenare çeksin

Eylesin fegânı nâle dağı bir kenare çeksin

Bu yaralı na’şım üsde söyle birce gare çeksin

Başım üsde başım açsın söylesin ezâlıyam men

EKBER AĞAM VAY

Eli Ekber sefân sürmedin

Galıp bu çölde ganlı bedenin

Ali Ekber’in çoğdur sefâsı

Açılıp gonca gültek yaresi

Ne bacı var yanında nede anası

Vurun başa deyin bir yâr ağam vay

Vurun başa deyin cevân ağam vay

Bele zulm edip bu govmi hennas

Galıp golsuz guru yerlerde Ebbas

O mevlâye bilin sağlanmıyıp yas

Tutun yasın deyin golsuz ağam vay

Tutun yasın deyin Abbas ağam vay

Tüşüpdü neşi gasım pâre pâre

Galıp hesret erusin bağdi gare

Yoğdu bir nefer goysun mezâre

Toyu yasa dönen ğemdar ağam vay

Toyu yasa dönen kasım ağam vay

Minâ kimi ağıp sehrâye ganlar

Guru yerde galıp ay tek cevânlar

Ne bir leşger galıp nede elemdâr

Deyin na’şı kefensiz galan ağam vay

Bikefen galıpdı cevânlarım

Ne gardaş galıp ne yaranlarım

Ne defn eden var ne de ağlayan

Gerip galıp susuz ölen ağam vay

Gültek beleyin gırmızı lale

Anan Rubâb galıp gör ne hâle

Bize hoş bağmadın niye Kerbelâ

Teşne ölen ey süd emer ağam vây

EKBER KEFEN GİYENDE

Ekber kefen giyende

Leylâ nevâye geldi

Başın açıp Peygamber

Zehra ezâye geldi

Gurbân-i aşk olupsan

Gurbân-i eşkiyem ben

Sen dizime gelende

Gam gitti hayâ geldi

Tûfân salıp bu hicre

Derya dilen dilinde

Tapardı aşk-ı Ekber

Zikr-i Hudâ dilinde

Oğlum galıp ğeterde

Ondan belâyı gaytar

Didârime selâmet

Oğlum cevânı gaytar

ELİ DEDİ YA ELİ

Eli dedi ya Eli her dil dedi ya Eli

Sail dedi ya Eli gatil dedi ya Eli

Kılınç arşı bölende Heremullah

O sahneyi görende Hebibullah

Resûl dedi ya Eli Betül dedi ya Eli

Kâbe dedi ya Eli o gan dedi ya Eli

Düştü mihrâba imam Rahman dedi ya Eli

Nida etti Cebrail Eminullah

Vuruldu movlâ Eli Veliyyullah

Gökler dedi ya Eli yerler dedi ya Eli

Ebbas’a eşge boyan dedi şâh Eli

Meşge oğlar deyende oğul dedi ya Eli

Yiğitlerin seyyidi yenilmez

Ebu’l-Fazıl geyretullah Ebu’l-Fazıl Esedullah

Meydan dedi ya Eli düşman dedi ya Eli

Kerbelâ eşge dergâh diller dedi ya Eli

Od tutanda heymegâh güller dedi ya Eli

Yükseldi arşa figân Sarallah Hüseyn

Yasa boğuldu cihan Sarallah Hüseyn

Zeyneb’in herayına çöller dedi ya Eli

Ağlayanda Hüseyn’e gözler dedi ya Eli

ELİ EKBER DİYER

Yaralandım meni apar anama anama

Veren gesem seni ema atma atma

Yatmışıydım heymelerde uyandım

Ahu kimi öz ganıma boyandım

Yaralandım meni apar anama anama

Senden sonra mesken eden her anı

Bacım gelsin goy bağlasın yaramı yaramı

Bah heymede ağlaşırlar her anı

Yaralandım meni apar anama anama

Bülbül gibi ah eylerem ah içten

Ruhun kuşu uçtu getti kefesten

Ağır ema mende düştüm nefesten

Yaralandım meni apar anama anama

Apar meni emmelerim ağlasın

Nâle sıfat hamı ciger dağlasın

Bacım gelsin yaramı bağlasın

Yaralandım meni apar anama anama

ELİ-Yİ EKBER BALAM

Menim ey taze movludim

Balam lay lay gülüm lay lay

Uyandı bağdı mesudim

Balam lay lay gülüm lay lay

Menim zibâ gülüm hüsnüm

Sefâ bu gülşene verdi

Evim döndü gülistâne

Seni Allah mene verdi

Gülü bağı vefâ Ekber

Şebih-i Mustafa Ekber

Hamı derde devâ Ekber

Gülistâne sefâ Ekber

Melek menzer balam

Eli-yi Ekber balam

CENAB-I LEYLÂ DİLİNNEN ELİ EKBER’E

Ey batan gane gara telleri canânım eli

Kesilen teşne başın ümmete gurbânım eli

Dur meni sal yola ey zülfümü emme gedirem

Sene toy eylemedim başime küller gedirem

Nece sensiz ey oğul bikeso nâlân gedirem

Gedebilmem bu yolu Yûsufu kenânım eli

Saralıp rengi ezâdârım ciğerin yandı oğul

Zeynebin sındı beli heymeler odlandı oğul

Ne Arusun toy otağı nece tarandı oğul

Yasemen geydi gara soldu gülistânım eli

Guzusunu itiren ahu kimin men melerem

Deşdi hanum eyliyik Kerbubelâ’nı gezerem

Geceler subhe kimin eşgi gözümden elerem

Golların gane batıp Yûsuf-ı Kenânım Eli

Yokdu cisminde mene buse yeri çokdu yaran

O geder yara vuruplar ne edim ölsün anan

Elimi üzdüler sennen ey oğlul Şimr’i senan

Galdı sînemde elim lebleri etşânım eli

Gameti düşdü yere çün şeceri nâresi gız

Oğlu ölmüş ananı şamide isderler keniz

Toy henası elive goymadın ey canı eziz

Gedebilmenem bu yolu Yûsuf-ı Kenânım Eli

EY VAY OĞUL

Sensiz elim rûz-i şâd

Zikrim olup vây oğul

Men sene lay lay deyim

Vây deyim ey vây oğul

Ve gece gündüz eli

Her ne dedim yatmadım

Baştaki şu fikrini

Baştan oğul atmadım

Men sene lay lay deyim

Vây deyim ey vây oğul

Tutmasam ülfet eli

Gördüler petsen ile

Kestiler sütten seni

Zehirli petsen ile

Men sene lay lay deyim

Vây deyim ey vây oğul

Goydular dahı meni

Nala ve figan ile

Men sene lây lây deyim

Vay deyim ey vay oğul

SÎNEZEN

Firget-i Ekber öldürür Leylâ’yı

Şibh-i Peygamber öldürür Leylâ’yı

Bir bülbül tek taptım gene ilindim

Zehmet çekip on sekiz il oturdum

Boyum beraberi oğul yitirdim

Anan ölsün dünyada sen gülmedin

Cevân öldün toy otağı görmedin

Erus ile elin ele vermedin

Bele zehmetler öldürür Leylâ’yı

Başın uca niyzeler vurdular

Min canları topraklara goydular

Kız gelinler temaşaya durdular

Bele zehmetler öldürür Leylâ’yı

Baş gebirden götür anam gelipti

Aç gözlerin bak gör neler oluptu

Dur gör anan ne günlere galıptı

Bu gara günler öldürür Leylâ’yı

Sensiz men nece Medine’ye gedem

Men nece sek gardaşları görerem

Bele zehmetler öldürür Leylâ’yı

SÎNEZEN

Gane batan câmesi

Doğranan emmâmesi

Geldi bacın nağmesi

Ey vây Eli Ekber’im

Titriyor çoh dizleri

Gem getirir sözleri

Yolda galıp gözleri

Ey vây Eli Ekber’im

Gül kimin rengi solup

Derd ile gelbi dolup

Fatime yalnız galıp

Ey vay Eli Ekber’im

Yaz gebrimin daşına

Bah gözümün yaşına

Fatime hasret galıp

Ölende gardaşına

HANİ O ZÜLFÜ KARA

Hani o zülfü kara

Hal kara gözü kara

Allah Allah nedir bu

Can yara cismi yara

Sîne suzânı oğul

Gözü ceylanı oğul

Ceddi gurbânı oğul

Leyli sultânı oğul

Hani duruşun oğul

Gılıç vuruşun oğul

Nara atışın oğul

Keskin bağışın oğul

Saldılar derde oğul

Adın her yerde oğul

Vatanın nerde oğul

Anılar görde oğul

Baban tek galdı oğul

Derdinden yandı oğul

Düşmanlar sardı oğul

Cesedin kaldı oğul

SÎNEZEN

Hele gülşenin gülü solmuyup

Anam ağlama bacım ağlama

Hele sağdı gardaşın ölmüyüp

Anam ağlama bacım ağlama

Hele sâhib-i elem ölmüyüp

Hele golları gelem olmuyup

Hele meşki gan ile dolmuyup

Anam ağlama bacım ağlama

Hele gumlar üste düşmüyüp

Bacı Ekber’in ganı üstüne

Günü günde zulüm ile galmıyıp

Anam ağlama bacım ağlama

Hele heymelerden ucalmıyıp

Göğe Leylâ’nın baba vây sesi

Hele gana zülfünü yalmuyup

Anam ağlama bacım ağlama

Hele ölmüyüp iki nur eşin

Ciğerin başı hele yanmıyıp

Hele Esger’in yatıp uyanmaz

Anam ağlama bacım ağlama

SÎNEZEN

Kesme yolun koy gedim ey beyhaya

Rehm eyle zâlim men Eli Ekber’e

Vurma yaram üstüne bir de yara

Rehm eyle zalim men Eli Ekber’e

Goncayı bağı çimeni Heyder’em

Bunca imametlere Tûrgâh menem

Sebd-i Eli şevkat-i Peygamber’em

Rehm eyle zalim men Eli Ekber’e

Men Hüseyn’in güllü gülistâniyem

Men Hüseyn’in şâh-ı şebistâniyem

Fatime’nin selvi gül fistâniyem

Rehm eyle zâlim men Eli Ekber’e

Hay hay deyip çohdu yara vurmayın

Rehm eyleyin çoh meni incitmeyin

Teze cevanam başımı kesmeyin

Rehm eyle zâlim men Eli Ekber’e

SÎNEZEN

Yaralandım ey şahı Kerbelâ

Ölürem herayıma gel baba

O gelen gedemlere can fedâ

Ölürem herayıma gel baba

Günün itsisi geceler susuz

Ateşim dem ha dem eder beruz

Bedenim yanar özümde susuz

Ölürem herayıma gel baba

Baba virdi zikrim olup feal

Meni gel bu halımda ya da sal

Başımı götür dizin üste al

Ölürem herayıma gel baba

Bedenim yaralı dahi gan verir

Bu gan öz ganı nişânı verir

Baba gel gör Ekber’in can verir

Ölürem herayıma gel baba

Baba eyle Ekber’ine kerem

Yola göz dikip seni gözlerem

Bşım üste gelmesen ölmenem

Ölürem herayıma gel baba

HZ. ALİ ASKER

İndi balam elimde oklandı bacı Zeyneb

Al bağrına yavaş bas gundağı gandı Zeyneb

Gedin hemen bu saet gelsin deyin anası

Lay lay desin her saet sarsın başe garasın

Alsın kenâre başın hoh eylesin yarasın

Bundan sonra onunda musibeti var Zeyneb

Ekber geminde bacı sebreyledim dayandım

Emma eli esğerin musibetine yandım

Oklu balam elimde meydanı çok dolandım

Efgân u âh u zârım arşa dayandı Zeyneb

Ok Esğer’e deyende yatmışdı ok uyattı

Aynı açılmamış gül ok açdı hem saralttı

İki şikâre bir ok bir zâlim üçü attı

Sepdi balam ganını göğü boyadı Zeyneb

ALİ ESĞER SÎNEZENİ

Esğer’im ey benim istekli balam

Lay lay gamlı balam

Hazıram öz canıma derdin alam

Lay lay gamlı balam

Bağlıyıplar soyulan heymelere

Lay lay gamlı balam

Kim keser su yolunu süt emere

Lay lay gamlı balam

Can balam batma hele gal sehere

Lay lay gamlı balam

Goymaz Allah bele şermende kala

Lay lay gamlı balam

Aç gözün bağ ananın haline

Vây Rubâb’ın hâline

Az galır zengi musîbet çalma

Vây Rubâb’ın hâline

Keşke ezizim, balam canım alına

Vây Rubâb’ın haline

Az galıp gamlar elinden gocalam

Lay lay gamlı balam

Sabrele gurbân gözyaşına

Men dolannam başına

Gün sayırdım çatasan bir yaşına

Men dolanım başına

Bağ hele bacına gardaşına

Men dolanım başına

Goyma bu heymelere nâle salam

Lay lay gamlı balam

Gözlerin yumma gulağ ver sözüme

Gözelim bağ yüzüme

Gözyaşım perde çekipdir gözüme

Balacan bağ yüzüme

Ağladıkca diyerem öz özüme

Balacan bağ yüzüme

Sana lay lay gerekir isde çalam

Lay lay gamlı balam

Vurma tırnağ sînemi yaralama

Sînemi yaralama

Sabrımın temelini pâreleme

Sînemi yareleme

Ela gözden gözyaşın eleme

Lay lay gamlı balam

ANAMIN BENZERİ LAY LAY

Eli’min dilberi lay lay

Dilimin ezberi lay lay

Anamın benzeri lay lay

Fatime menzeri lay lay

Ey sesle gehramanım

Sevgili şirin zebânım

Meni eyleme bağrı gan

Aç gözlerin Rugeyye can

Sene çattı ganlı bir baş

Mene gemler oldu yoldaş

Dökerem ölünce göz yaş

Sen ölünce men ölüm kaş

Niye açmırsan gözün

Anan öldürer özün

Eli’min dilberi lay lay

Dilimin ezberi lay lay

Anamın benzeri lay lay

Fatime menzeri lay lay

Gelbim oldu gan Rugeyye

Gametim kemân Rugeyye

Seslerem uyan Rugeyye

Can Rugeyye can Rugeyye

Sen herem hezalısan

Ekber’imin maralısan

Babanın başın görende

Ganlı leblerin öpende

Düşdü dil haması mende

Galmadı tagat bedende

Lânet ola o düşmene

Gemçiler vurdu sene

BALA LAY LAY

Günüm günnen yaman oldu

Gözüm yaşı revân oldu

Bu rengi zeferân oldu

Bala lay lay Eli Esğer

Çağırın Fatıma gelsin

Seni bu halini görsün

Südüm yokdur anan ölsün

Bala lay lay Eli Esğer

Sakine zâr u giryândı

Ciğerim lâletek gandı

Seraser haymeler yandı

Bala lay lay Eli Esğer

BEŞİĞİN BOŞDU

Beşiğin boşdu Esğer’im

Gözyaşım coşdu Esğer’im

Gucağında Hüseyn’imin

Yat yerin ğoştu Esğer’im

Gundağı gan ile doldu

Esğer’im gül gibi soldu

Süt emer susuz balamdan

Boş beşik nişâne galdı

Ğınalı kuzu Esğer’im

Eşgimin nazı Esğer’im

Sinesinde babasının

Seher yıldızı Esğer’im

Eli Esğer balasına

Yüreğinde yarasına

Kurbân olsun bu canımız

Zeyneb’in Kerbelâ’sına

Beşiğini beziyerdim

Sana lay lay da diyerdim

Uçup gittin ellerimden

Emmen kurbân olsun sana

ELİ LAY LAY

Gundağı gan ile dolan

Eli lay lay balam lay lay

Susuz çölde etşân olan

Eli lay lay balam lay lay

Beşiği boş galan balam

Meni derde salan balam

Gumlar üste galan balam

Eli lay lay balam lay lay

Eli yeter gel ağlama

Yanan sînemi dağlama

Su veren yoğdu balama

Eli lay lay balam lay lay

Eli sensiz anan ölsün

Gerip yüzüm nasıl gülsün

Daha bekleme su gelsin

Eli lay lay balam lay lay

ELİ LAY LAY BALAM LAY LAY

Meni az sen kebâb eyle, Eli lay lay balam lay lay

Biraz sînemde hab eyle, Eli lay lay balam lay lay

Eli yoğdur suya imkân kesip su yolların üdvân

Olaydı âlemi virân, Eli lay lay balam lay lay

Demem baştan su fikrin at, ügan eyle anan ağlat

Biraz Allah rızası yat, Eli lay lay balam lay lay

Ateşten gül gibi soldun, baharın ebri tek doldun

Az ağla yat kebâb oldun, Eli lay lay balam lay lay

Melâlin âlemi ağlattı, az et nâle sesin battı

Bala yat ahular yattı, Eli lay lay balam lay lay

Dolandım heymeni her su, su yok ağla ey mehrû

Gedip segga getirsin su, Eli lay lay balam lay lay

Su yoğ goyma dudağa Eli, az ağla sîneme dur gel

Biraz hâb et bala dincel, Eli lay lay balam lay lay

Menim ümîdi gülzârım, olupdu gundağ golların

Yat ey gül yüzlü dildârım, Eli lay lay balam lay lay

Menim gemlerime sabır, gırılmış gelbime ğatir

Yat ey dilsiz balam ağir, Eli lay lay balam lay lay

Seni gucağıma alam, biraz sîneme salam

Südüm yokdur ğecil galam, Eli lay lay balam lay lay

SÎNEZEN

Esger’im oğlanıp

Ekber’im doğranıp

Golların bağlanıp

Üreğin dağlanıp

NAKARAT: Sen de yaralı Hüseyn men de yaralı

Esger’i oğlanan

Ekber’i doğranan

Golları bağlanan

Üreği dağlanan

Hâline ağlanan

Belâ çöllerde

Yaralı Zeyneb’e

Heçkesim yohtu ki

Derdime men yanam

Ne Murtezâ babam

Ne de Zehra anam

Golları kesilen

Ebbas’a gurbânam

Bu ganlı çöllerde

Belâlı Zeyneb’em

Çöllerde ağlıyıp

Gözünün yaşına

Gurbânam ay gardaş

Yaralı başına

Matem tutur çöller

Eziz gardaşıma

Ezâlı çöllerde

Ezâlı Zeyneb’em

SÎNEZEN

Esger’im ey şirin zebânım

Ey menim ruh ile revânım

Yat bala eyle istirahet

Ğesfesen bar-i gülistânım

Ağlama ağlama gurbân akan gözlerine

Sîneme hesretli bakan gözlerine

Balam lay lay gülüm lay lay

Od tutup yanıram balam vây

Derdini ganıram balam vây

İstirem seliyem Ebu’l-Fazıl

Şermiden ganıram balam vây

Lay lay ey derdi anasın derde salan

Lay lay ey hesret üreklerde galan

Balam lay lay gülüm lay lay

Açmadım dil gemim çoh oldu

Gelbime mişgülün oh oldu

Her yeri sudan ötrü gezdim

Heyf ola hâsılım yoh oldu

Effele ellerini bağlamışam

Men de tek sene recan ağlamışam

Ağlama ağlama gurbân akan gözlerine

Sîneme hesretli bakan gözlerine

Balam lay lay gülüm lay lay

Boş beşik yandırar ananı

Heymenin ey durup duranı

Diyerem ahu hesretiyle

Ağtarın gara göz balamı

Üreğim istiyir sesin ağla balam

Ellerin bağlayan deyir ağla balam

Lay lay ey derdi anasın derde salan

Lay lay ey hesret üreklerde galan

Balam lay lay gülüm lay lay

ETŞÂN BALA

Ey su fikrin başdan atan

Al gundağı gana batan

Etşân bala etşân bala

Canım sana gurbân bala

Oğ gelende bağtın eli, uldız gibi ağdın Eli

Boğazından ağan ganı, gundağına yağtın Eli

Gonca gülüm talan oldu, dil açmağın yalan

Ne çetinmiş oğ yarası, yaranın yoğdu çaresi

Hangi tiflan senin gibi, boş galmıştır gehvır

Meni gözden attın bala, gızıl gana battın bah

Gözlerim ağdarır seni, gidip harda yattın bil

Goğunu güllerden alam, yoğluğunda ağlar

Gonca gül per per olanda, can vermeğin ya

Ey sohbetim sözüm bala, elâ gözlü güzel bil

Bir defelik atma meni, yuğuma bari gel bala

Ey ganına batan bala, meni gözden atan balı

Gucağda altı ay menim, şirin şirin yatan bal

Ey sabrımı alan bala, ey özünden geçen bah

Ayağ tutup dil açmadın, su tek ganin içen bil

Boğazın oğ biçen bala, gel bari gam eler bah

Ey güzelim geddin özün, geldi başa neler bal

Meni goydun neden bala, ışığlı çırağım bala

Harda su görsem seslerim, susuz güvercinin

GÖZELİM GÖZELİM LAY LAY

Gözelim gözelim gözelim lay lay

Sene gebri gazar öz elim lay lay

Ey cemaet ısbatı hakkı men

Bir görün ne burhân getirmişem

Bir elimde bir süd emer uşağ

Bir elimde guran getirmişem

Bir görün ne burhân getirmişem

Görmüşüz elim üsde bu bala

Suzişi ateş ile yanır

Yoğ dili ede halini beyan

Od tutup vücûdu alovlanır

Ağlıyıp edir ney kimi neva

Leblerin emir galbi odlanır

Yoğ anasının sinesinde süd

Bu balanı etşân getirmişem

Bir görün ne burhân getirmişem

Kâfir olsa rehm eyler hâline

Ey cemaeti Kûfe ve Halep

Geçdi zülmüz endâzeden sizin

Bir bile cefâye nedir sebep

Bilmirsiz müselmânam meni meğer

Ya deyil babam seyyid-i Erep

Elde bu kelâmı ğudanı men

Her sözüme burhân getirmişem

Bir görün ne burhân getirmişem

Nâmeler yazıp davet eylediz

Men geribi bu çöle

Bedr’in intikamın almak için

Eylirsiz men ile mücâdele

Ey güruh-i kin bu ne diynidir

Az galır susuzdan balam öle

Âkıbet size bir içim suya

Esğer’imi mihmân getirmişem

Bir görün ne burhân getirmişem

GUNDAĞI GANA BATAN

Gundağı gana batan süt emer Esğer’im

Oldu biçâre anan derbeder Esğer’im

Garip anan meler galıp edim neva Eli can

Yaralanan boğazına canım fedâ Eli can

Ey güzel son beşiğim gadanı men alım

İstiyir kastı felek sene hesret galım

Yuğuma gel Eli can sene lay lay çalım

Dünya’nın yaman günü, mene pay olup Esğer

Ganına battın oğul aşkın olupdur derdin

Yüreğinin başını bürüyüpdür duman

Oğ yaram görmemişem olmuşam bağrı gan

Bu dehride ayrılığa nece dözüm Eli can

Güzel balam, maral balam, son beşiğim Eli can

Ananam, adamsızam yoğ oğul bir kesim

Yanıram gam oduna yoğdu baban Hüseyn

Ağlamağdan Eli can tutulupdur sesim

O bülbüle ğazan olup gülün bala çağında

Maralım oğlanıp, galıp elim ürek başında

HZ. ALİ ESĞER

Men Rubâb-ı bikesem, su görende ağlaram

Her ana balasına süd verende ağlaram ay balam

Ey su yerine gan içen

Şirin beden dilsiz balam var

Gül peykerin hencer biçen

Solgun beden dilsiz balam vay

Ok yâreni kim bağladi

Gan ağladı efgânim Esğer

Yakan menim bu gelbimi

Solgun beden dilsiz balam vây

Galdı ürehde ellerim

Şirin sözüm arami canım

Hesret galıp ruhsârive

Ağlar gözüm arami canım

Süzdün hara beht ulduzum

Dadım duzum ruh u revânım

Salmış ayakdan hicr odu

Yokdur dözüm aramı canım

Ok yâreni kim bağladı, gan ağladı gan ağladı

Gurbânım Esğer, gurbânım Esğer

Arzularım oldu yalan

Ey gebri şân heyrânı mesken

Gelbim darıkdı gel bala

Ey mihribân heyranım Esğer

Yandım deyem süd galmadı

Men o gece âvâre galdım

Emlik guzum gel sîneme

Ver cisme can heyrânım Esğer

Bu Kerbubelâ teşne oğul gülşene benzer

Hansı nene dünyada mene benzer

Âlemde bilir sen güle çok gül sene benzer

Bir gülsen eli bağı beheşt etri versen

Biçare rubabin goyup âvâre gettin

SÎNEZEN

Sensiz Eli rûz-i şeb

Zikrim olup vây oğul

Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây oğul

Üç gece gündüz Eli

Her ne dedim yatmadın

Baştaki su fikrini baştan atmadın oğul

Su vermediler su menziline çatmadın

Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây oğul

Ekber anası gibi men de ciger dağladım

Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây oğul

Yandırdı heymeleri ağlattı Peygamber’i

Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây oğul

HZ. MÜSLİM

Müslüm adımdır ey kavim

İslâm’a hâmiyem ben

Öldürmeyin Hüseyn’i

Kaim makamiyem ben

Sanma ki hutserane

Bu serzemine geldim

İsbati hadden ötrü

Ey ehl-i kineye geldim

Memur etmiş emîrim

Tervic-i dine geldim

Orduyı şâh-i eşge

Erşed nizamiyem ben

Ey Kûfiyân varımdır

Peygamber ile nisbet

Sanmam hâkiri böyle

Şermeyleyin cemaet

CEVÂNIM OĞUL

Ey vâh şehid oldu Gasım

Bir sen idin bir nefesim

Ses ver bana battı sesin

Cevânım oğul vây oğul

Gana batmış gül bedenim

Toyun battı yasa senin

Toy libâsın kefenin

Cevânım oğul vay oğul

Düşman vurup sîneme oğ

Dur yatma gün sıcağı çoğ

Öpmeğe bir sağ yerin yoğ

Canım oğu vây oğul

CENÂB-I SAKİNE’DEN CENAB-I KASIM’A

Emim oğlu dur ayağa

Bu toyun mübârek olsun

Gelinin gelip otağa

Bu toyun mübârek olsun

Nazar et bu selb-i zâra

Mâh-ı ruşanı Hicaz’a

Dur ayağa peşi vaza

Bu toyun mübârek olsun

Bu ne toydu Zeyneb ağlar

Başa Zeyneb gara bağlar

Su deyip uşaklar ağlar

Bu toyun mübârek olsun

Kalem kaşın vedâsı

Emimin cevân balası

Hanı elinin hınası

Bu toyun mübârek olsun

Hani babası bağında

Gülü lâleler çağında

Hani sağdıcın sağında

Bu toyun mübârek olsun

Meye sağdıcım semer ber

O tarı tığı ve hançer

Dedi gel Eli Ekber

Bu toyun mübârek olsun

Su gibi döker o gözler

Ne garam bakır o gözler

Kimi aktarım o gözler

Bu toyun mübârek olsun

Gözüm aktarım anamı

Yanıma çağırın anamı

Başıma salsın karanı

Bu toyun mübârek olsun

El fi ezimden haberdâr

Kalem elde sîne dağlar

Mene ağlasın cevânlar

Bu toyun mübârek olsun

Sana men vedâ Sekine

Gelinim hanı yanında

Yakacak kanın eline

Bele toy mübârek olsun

HZ. KASIM

Toprağın üste dur yatma Gasım

Gana gözyaşını gatma Gasım

Dur Hüseyn’i çoğca ağlatma Gasım

Ağlarım men fırakında Gasım

Çokca gan var dudağında Gasım

Gasımım ömrümün ey fidanı

Dur emmoğlun ölüp gelbi ezâlı

Arşı âlâda Zehra garalı

Müçtebâ’nın azizi uyan yaralı

Ey meni tek bu günde goyan Gasım

Gülşeni hakkı ettin safâlı

Ganın ile bu gün ey vefâlı

Gözleri yolda galmış ananın

Sen gözünden onu atma Gasım

Sesliyir yareli yatma oğlum

Dur ananı çok ağlatma oğlum

Dur teselli ver oğlum anana

Gelbi Zehra’yı dağlatma Gasım

Hem ve hep Abbas’ın sesler ey can

Hey diyerler uyan ey gana batan

Başına men dolanım azizim

Gamlı gelbimi dağlama Gasım

Naşını goydu topraklar üsde

Yüz tutup haymeye gelbi pare

Ta Seriye gelip seslenip vây

Dur meni indi ağlatma Gasım

Hemen yetiş imdada emi

Goyma naşım gala sahrada emi

Başım üste eger gelse sesin

Can gatar canıma senin nefesin

Anama de meni gözlemesin

Galdı hasretim dünyada emi

Seslerem bir yana yetmez sesim

Delindi ağ sînem sındı nefesim

Sen gelende olar en son nefesim

Gel yetiş sen özün imdada emi

Mek nedir zahmettir bana

Bu yolun zahmeti rahattır mene

Şehid olmak saadettir mene

Sıcak gumlar bana seccâde emi

TOY OTAĞI GAN

Aç gözün ey toy otağı gan Gasım

Hiclegâhı zülm ile virân Gasım

Eyleme men bikese bir beyle nâz

Var ananda gerçi her naza niyâz

Ölüy meni eyleme çoğ serfınâz

Aç gözün ey toy otağı gan Gasim

Hiclegahi zülm ile viran Gasim

Gasimcan geymiyipsen toy libâsın

Ömrümce sağlaram men senin yasın

Dur ayağa gelipdi gül Erusun

Aç gözün ey toy ğenası gan Gasim

Hiclegâhi zülm ile viran Gasim

Gülistânide solupdu güllerin

Dağılıp sînen kesik ellerin

Dur gedek gözler seni emmelerin

Aç gözün ey toy otağı gan Gasim

Hiclegahi zülm ile viran Gasim

ABDULLAH

Yok, bir havaka gel olma gümrah

Vamak sen Allah rehm eyle zâlim

Salma şerâre sen kalbi zâre

Besti bu yara rehm eyle zâlim

Gelme gemine betsi bu gine

Bakın Sekine rehm eyle zâlim

Rengi solup bir hal oluptu

Ağlar ölüptü rehm eyle zâlim

Var iltimâsı çoktu yarası

Ölüp Abbas’ı rehm eyle zâlim

Çoktu melâli gelipti celâli

Gözler eyalı rehm eyle zâlim

Susuz galıptı gültek solup

Bir hâl oluptu rehm eyle zâlim

Dilden düşüptü çok incinipti

Guş eyliyipti rehm eyle zâlim

HZ. ZEYNEB

Şie bakın Zeyneb’in hâline feryâdine

Biz bu gece gelmişek şam-i geribânine

Bu gece ey şieler siz oturup ağlayın

Âh u fegân eyleyin sineleri dağlayın

Gara geyip serbeser başlarıza bağlayın

Sizde bakın Zeyneb’in hâl-i perişanine

Zulm ateşi ile heymesi suzân olup

Düşmen alıp etrafın ziyneti talan olup

Şie bakın o şâhın dertli musibetine

Tutdular etrafını doğradılar Ekber’in

Bağlandı sudan bugün teşne eli Esger’in

Gattı Hüseyn Esğer’in ganini öz ganine

Saldılar meydanlara ol yaralı peykerin

Bir veledi zinada gesd edip o ellerin

126. ZEYNEB ZEYNEB

Gem gehremâni, Zehra nişâni

Ey ruhibâ imân, canım sene gurbân

Zeyneb Zeyneb Zeyneb

Kenz-i heyâ Zeyneb, kani vefa Zeyneb

Derd aşinâ Zeyneb, gergi belâ Zeyneb

Mehbûbeyi canân, Gur’ân’ına gurbân

Zeyneb Zeyneb Zeyneb

Gardaş başın üsdünde, zülfü ağaran Zeyneb

Sehra-yı musibette gemnen gocalan Zeyneb

Gardaş başinin gani zülfünde kina Zeyneb

Zeyneb Zeyneb Zeyneb

Evvelde gören izzet, ahirde çeken zillet

Ağlar gözü gurbette, gardaşlarına hesret

Can sinede söylerdi vay bekdi gera Zeyneb

Zeyneb Zeyneb Zeyneb

Ağzında şirin söznen gemnen dolanan Zeyneb

İstekli Rugeyye’yle gemli olan hem sâye

Gurbette ölen yavrun, muhtac-ı kefen Zeyneb

Men Zeyneb’em gem tağ vurup gapıda

Gemler mene heyme gurup gapıda

Rugeyye ki yüzün goyardı divâre

Ele billem nenem durup gapıda

SÎNEZEN

Aglama bacı Zeyneb ezâsı dâim Zeyneb

Şia yoluna gurbân yüreyi yaralı Zeyneb

Kanlı susuz Kerbelâ’nın

Menem dertli gemhârı

Susuz kafilenin

Olmuşam elemdârı

Atam Ali Haydar’ın

Oldu talan ocağı

Talan oldu heymeler

Yandı ciğer pâreler

Ey ehl-i imân eden

Bakıp ağla halima

Çağırdılar Hüseyn’i

Belâ Kûfe yoluna

Yalan biat eyleyip

Saldılar nece Tora

Nece dözerem Taha

Men Hüseyn yokluğuna

Yatır gumlar üstünde

Teşne başsız bedenin

Yatır gumlar üstünde

Teşne başsız bedenin

Abbas, Kasım, Ekber’in

Doğrandı yâverlerin

Boyandı al ganına

Böleh, körpe Asgar’ın

Esir düstü gızların

Ağardı zülfüm menim

Esir düştü gızların

Ağardı zülfüm menim

AŞKIMIN ŞAHİDİ

Allahım âşığam Kerbubelâ’ya

Âşığam âşık-ı Kerbubelâ’ya

Zeyneb’em Zehra-yı Kerbelâ’yam men

Zeyneb’em Zeyneb-i Murtezâ’yam men

Zeyneb’em Zehra-yı Kerbelâ’yam men

Hüseyn’e bir bacı bir anayam men

Sînemin yarası baki Hüseyn’im

Zeyneb’in devâsı sâkî Hüseyn’im

Olmuşam sevginin gurbânı gardaş

Solmuşam derdimin dermânı gardaş

Aşkımın sahili sultan Hüseyn’im

Zeyneb’in gatili galtân Hüseyn’im

İlâhi meydân-ı Kerbelâ’da

Yanmışam Minâ’da say u Safâ’da

Başımın sayesi Rahman Hüseyn’im

Zeyneb’in Kâbe’si etşân Hüseyn’im

Ruhumsum ey kerem sultân-ı etşân

Mazlûmsun arş olan sînesi elvan

Susuzsun suların gözleri giryân

Hüseyn’im Zeyneb’in gözleri nâlân

Esirem esir-i eşg-i Hüseyn’em

Çöllerde sefîr u ebd-i Hüseyn’em

Çöllerin sefâsı Leyli Hüseyn’em

Zeyneb’in nevâsı mezlûm Hüseyn’em

AŞKIN BENİ GETTİ

Aşkın meni getti sefer üste dile Zeyneb

Gözyaşını Zehra anamız yok sile Zeyneb

Meydana gözü yaşlı nazar salmasan olmaz

Ağ zülflerini ellerine almasan olmaz

Âvâre perişan nigerân galmasan olmaz

Goymaz bu felek gamlarını eşk ile Zeyneb

Dünyada atar nehzetimiz her yere erişer

Heng oğlu kimiler vurabilmez bacı bişer

İslâm’a olup hami ben-i Haşim’e düşer

Eymez başını zalime bu silsile Zeyneb

Suretle çıkıp hayme seraden aralanma

Meydanı da ok neyze vurarlar yaralanma

Peykân-ı gamer sîneni amaç eliyeller

Mennen sonra heymelerim talan eliyeller

BACI GARDAŞA

Gülü bülbülü çemen ağdarır

Bacı gardaşa kefen ağdarır

Dolanır eli gızı mekteli

Gan içinde bir beden ağdarır

Yolun üsde galile leng olup

Gülü bülbülü çemen ağdarır

Bacı gardaşa kefen ağdarır

Eli başda dört terefe gaçır

Gayıdır cuğur yere başvurur

Bu ne yerdi durdu Ebu Tûrâb

Gedemin türaba yavaş vurur

Yâdına o sahne düşüpdü ki

Hamı bir yaralıya daş vurur

Pozulupdu gülüşeni aruzu

Gülü bülbülü çemen ağdarır

Bacı gardaşa kefen ağdarır

Deyir Allahım kömek ol bana

Neden âşinâsı galmıyıp

Golu bağlı gızlarının evi

Talanıp dilhânesi galmıyıp

Soyulup vücudu Hüseyn’imin

Başı yoş nişânesi galmıyıp

Görürem heraye anam gelip

O da ganlı bir pirehân ağdarır

Gülü bülbülü çemen ağdarır

Bacı gardaşa kefen ağdarır

Yorulup oturdu yere dedi

Alıp etrin odlanıram Hüseyn

Bu kadar ki daş tökülüp bura

Geçebilmirem yanıram Hüseyn

Bedenin niması bozulsa da

Gene men seni tanıram Hüseyn

Meni sen çağır yaralı bacın

Bitirir bu dağ beden ağdarır

Gülü bülbülü çemen ağdarır

Bacı gardaşa kefen ağdarır

BACI ZEYNEB

Ele destmal alıp ağla

Yaralandım bacı Zeyneb

Özün gel yaramı bağla

Yaralandım bacı Zeyneb

Geçer ahım oğu taştan

Üzüldüm kavm u gardaştan

Atam Haydar gibi başdan

Yaralandım bacı Zeyneb

Akar öz başıma ganım

Çalar bu çeşm ü giryânım

Ağar kanım gider canım

Yaralandım bacı Zeyneb

Gerçi sen sîne dağlarsan

Yaramı görsen ağlarsan

Veli sen yağçı bağlarsan

Yaralandım bacı Zeyneb

CENÂB-I ZEYNEB

Abbas’ıma ne geldi

Rengi sarardı gardaş

Gül tek cemâl kim

Bu hala saldı gardaş

Sanki ey ebel tazet

Tek bir senâsı geldi

Biraz ayrılık koyduk

Gördüm sonra düzeldi

Sağ kolum düştü Zeyneb

Sol kolumla beraber

Gözlerim oklandı Zeyneb

Meydânda kaldı Zeyneb

Getik elem bozuldu

Leşker ganlar döktü

Müşgün boyandı gana

Güller sarardı soldu

Düşmânların şâd oldu

Heymelerin bozuldu

Sındı elem bedende

Başım yaralıdı gardaş

Diz dizildi büküldü

Bel gelmedi kıyâma

Derdim menle görürsen

Yüz verdi çok imama

Zeyneb yetişsin melek

Gelsin eydi imam

Çârem derdi kesildi

Can verdi zavallı gardaş

DÖKME GÖZYAŞINI

Dökme gözyaşını

Sînemi dağlama

Zeyneb’im ağlama

Bağrımı dağlama

Gedirem bacı

Sabrımı alma

Askerim oklanıp

Ekber’im doğranıp

Elemdârımın

Gözleri yanıp

Ok peykerin deşse

Leşker başın kesse

Gelmesem baş üste

ELVADÂ BACI ZEYNEB

Elvedâ ey bacı Zeyneb

Gedirem meydân-ı Kerbelâ’ya

Ağlama uca ses ile Zeyneb

Gardaşın sultân-ı Kerbelâ’ya

Bacı can aşkımın var belâsı

Ey sabır mülkünün aşinâsı

Zeyneb’ in ay güzel Kerbelâ’sı

Hudâ hâfız ey bacı Zeyneb

Mehribân Zeyneb’ im gal selâmet

Heymeler olacak bir gıyâmet

Zeynel’im, Ehl-i beyt’im emânet

Hudâ hâfız ey bacı Zeyneb

Ağlama Zeyneb’im yana yana

Aşığam gan yağan Kerbelâ’na

Gedirem, selâm eyle vatana

Hudâ hâfız ey bacı Zeyneb

(ZEYNEB’İN FERYÂDI)

Gözleyir yolun ah Medine

Sorallar Hüseyn’i Zeyneb’ine

Gözleri yolda Ümmü’l-Benîn’e

Ne deyim bilmirem nazlı gardaş

Mehebbet bir belâ şeydi gardaş

Ayrılık belimi eydi gardaş

Zeyneb’e Şam yeli deydi gardaş

Zeyneb’in keşke öleydi gardaş

Zeyneb’in yaşamaz oldu gardaş

Güllerim ah nece soldu gardaş

Elleri duada galdı gardaş

Hudâ hâfız ey nazlı gardaş

EMME CAN EMME

Ey belâlar hesdesi mihribân emme

Galmışam çöllerde men bağrı gan emme

Emme can sen ki meni gözden atmazdın

Yatmasaydım her gece sende yatmazdın

Yâddan heç bu bikesi sen atmazdın

Men yürekten yareyem yorgunam âvâreyem

Emme can emme, emme can emme

Karivân düşdü yola galmadı gitti

Bu perişan gönlümü almadı gitti

Men geribi heç ya da salmadı gitti

Gorğuram titrer elim gitmeyin men de gelim

Emme can emme, emme can emme

Senden ayrılık menim kalbimi sığtı

Men piyâde emme can yol tığandı

Çok gaçıp yorulmuşam takatım yoğtu

Hey kaçıp feryâd eylerem bes yığılsam neyle

Emme can emme emme can emme

GALDI BACI CAN YERDE ELEMİM

Galdı bacı can yerde elemim

Yandı ciğerim gardaşım ölüp

Ehl-i herame bildir bu gemim

Gelmez kemerim gardaşım ölüp

Her bir gemimi bozdu bu gemim

Kûfe yeri var düşse heramim

Sındı goşunum battı elemim

Var çeşm-i terim gardaşım ölüp

Tutmur bacı can herkes bu dili

Müşkül diziler çün sındı belim

Daha kemerim heramim elim

Nûr-ı beşerim gardaşım ölüp

Sen eyle haber ehl-i herame

Açsın başını yansın bu game

Tutsunlar ezâ sahip eleme

Var bir nezerim gardaşım ölüp

GÖZÜ YOLDAYAM

Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb

Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb

Gözü yoldayam hani bir gelen

Ölürem Hesen ölürem Hüseyn

Bacızam mene getirin kefen

Ölürem Hesen ölürem Hüseyn

Ne geder yazıp yazımı gara

Gelemi geza bu geder meni

Ğeter oldu Zeyneb elem gedem

Hara gettim olmadı himâyem

Ne belâlı çöl mene gebrolup

Ne Medine torpağı mecfedi

Bacıza olur hara gör vatan

Ölürem Hesen ölürem Hüseyn

Ne revâ çırağı muhabbetin

Bu çetin zemanede yanmasın

Özüzü mene yetirin bu can

Yorulan bedende yubanmasın

Kefen istedim meni effedin

Bu sözüm Hüseyn’e toğunmasın

O yatıpdı gebri de bikefen

Ölürem Hesen ölürem Hüseyn

Gâhî gönlümü aparıp begi

Gâhî aparıpdı Kerbubelâ

Ne begiden mene ses gelir

Ne yetir dadi me Neynevâ

Ne tabibim oldu ne bir devâ

Üreyim yaralı gelbim yara

Bedenim bir gara pirahen

Ölürem Hesen ölürem Hüseyn

İki munisim iki hemdemim

İki âfitâba mesel sözüm

İki serverim iki dilberim

İki ğoş sözüm iki öz sözüm

İki gardaşım iki sevgilim

Biri sağ gözüm biri sol gözüm

İki müridim deyip ağlaram

Ölürem Hesen ölürem Hüseyn

HZ. ZEYNEB DEĞİL Mİ?

Kerbelâ’nın Fatıma’sı

Peygamberin hatırası

Musibetlerin anası

Hazret-i Zeyneb değil mi?

Onca belâları çeken

Kerbelâ’dır beli büken

Saltanatı yere yıkan

Hazret-i Zeyneb değil mi?

Hasaneyn’in kız kardeşi

Sabretmektir onun işi

Sarayda konuşan kişi

Hazret-i Zeyneb değil mi?

Hep güzellikleri gören

Ziyâd’a dersini veren

Batıl karşısında duran

Hazret-i Zeyneb değil mi?

O öğretmensiz âlime

Dersini verir zâlime

Uğrayan bunca zulüme

Hazret-i Zeyneb değil mi?

Babasına ziynet olan

İlmini Kur’ân’dan alan

Gece namazları kılan

Hazret-i Zeyneb değil mi?

İsmi arş-ı âlâdan gelen

İlmî soruları bilen

Babası Murtezâ olan

Hazret-i Zeyneb değil mi?

Kerbelâ’yı haber veren

Peygamberimizi gören

Bizlere hadis nakleden

Hazret-i Zeyneb değil mi?

Hakça yaşar ömür boyu

Ehl-i beyt’tir onun soyu

Aynı annesinin huyu

Hazret-i Zeyneb değil mi?

HZ. ZEYNEB

İlâhi derdi Zeyneb’in

Eder divâne gökleri

Ağlar mezlum o şehide

Sesler Zehra’yı mateme

Esipdi rüzgâr aşg

Esipdi tenha çöllere

Bitip savaş batıp güneş

Atar Hüseyn’i Zeyneb’i

Zehra ana vasiyetin

Edâ eyledi Zeyneb’in

Cennet kokulu gömleğin

Cennet verdi Zeyneb’e

Zeyneb galıpdı bi emân

Nerdedi şahı mezlumân

Yetiş ya Sahibe’z-zaman

Üryân yatıp gane batıp

Zincirlenipdi golları

Galıp çölde balaları

El attı zülfünü yola

Ağardı gara saçları

Zeyneb başda yeddi gara

Her biri ürehde yara

Biri Hasan biri Hüseyn

Biri de Şam’a elvedâ

MEN EZİZ-İ FATİME’YEM

Men eziz-i Fatime’yem felek

Mene hörmetin niye olmadı

Ölürem kenâr idi mişgide

Başım üsdüne gelen olmadı

Hesen’im gelmez Hüseyn’im gelmez

Gözüm yollarda Ebbas’ım gelmez

Ekber’im gelmez Gasım’ım gelmez

Nemem Zehra niye gelmez

Bitmez dertlerim diyem kem be kem

Vetensiz Zeyneb ne yana gidem

Hayâna müsüret etmişem

Menimle hem gedem olup belâ

Zeyneb’em nevâ eylerem dilde

Hesretin derdi galdı ürekde

Ölürem gardaş bu gurbet elde

Başım üsde gelen olmadı

Ey gehramân-ı Kerbelâ

Canlar gurbân Zeyneb’e

Yâ Zehra yâ Zehra

Can Zeynebâ de vâveylâ

Vâveylâ vâveylâ

Can Zeynebâ de vâveylâ vâveylâ

MUSİBETLER ANASIYAM

Musibetler anasıyam

Yeddi gurbân bacısıyam

Men Fatime balasıyam

Men Zeyneb’em men Zeyneb’em

Men Peygamber torunuyam

Ali Murtazâ gızıyam

Men Hesen Hüseyn yâveri

Men Zeyneb’em men Zeyneb’em

Ömrü az anam Zehra’nın

Bir ömür ağlar gızıyam

Men babamın zinetiyem

Men Zeyneb’em men Zeyneb’em

Mihrap şehidi babamın

Zehir solduran imamın

Başucunda ağlıyanam

Men Zeynebem men Zeynebem

Men Kerbelâ gonağıyam

Yeddi şehid gardaşıma

Kerbelâ’da ağlıyanam

Men Zeyneb’em men Zeyneb’em

Menim gözyaşım dinmedi

Üzüm heç hoş gün görmedi

Gemler mennen el çekmedi

Men Zeyneb’em men Zeyneb’em

PERİŞÂN ZEYNEB

Düşmüşem çölde hasret-i yâre

Gedipti o yar edim ne çare

Hicrân-ı Hüseyn’in büktü belimi

Ey canım Hüseyn gel gör hâlimi

NAKARAT: Ağlama Zeyneb Zeyneb ağlama

Gözyaşım düştü Kerbubelâ’ma

Gatil yürüdü meded yürüdüm

O gatligâhı yasa bürüdüm

Gatil bekledi meded bekledim

Mecâlim bitti yâ Zehra dedim

Gatil oturdu o sîne üste

Vurdu hançeri üst üste

Yalvarıp dedim susuz öldürme

Sordum hançere yârim neyledi

Dedi o sene selâm eyledi

Dedi ki Şimr’e çekil kenâra

Men de bir bahım perişan yâre

Perişan Zeyneb perişan Zeyneb

Ağlar kalan ey bağrı gan Zeyneb

Bir günde saçı ağaran Zeyneb

Eşgine selâm ah nâlân Zeyneb

ŞAM-I GARİBÂN

Şia bakın Zeyneb’in hâline feryâdine

Biz bu gece gelmişiz şam-i garibânine

Bu gece ey Şialar siz oturup ağlayın

Ah u fegân eyleyin sîneleri dağlayın

Kara geyip serbeser başa kara bağlayın

Siz de bakın Zeyneb’in hâl-i perişanine

Zulm ateşi ile haymesi suzân olup

Düşman alıp etrafın ziyneti talan olup

Şia bakın o şahın dertli musibetine

Tutdular etrafın doğradılar Ekber’in

Bağlandı suyolu bugün teşne Ali Esğer’in

Kattı Hüseyn Esğer’in ganim öz ganına

Saldılar topraklara ol yaralı peykerin

Bir veled-i zinada gesd edip o ellerin

HZ. HÜSEYN İLE HZ. ZEYNEB’İN VEDÂSI

Tökme gözyaşını

Sînemi dağlama

Sen gülsen ey bacı

Men de gül aşığı

Gorkma darıkma

Sebriden çıkma

Bir körpe balam var

Ganine bulandı

Üç perli bir ok

Yakdı yandırdı

Ok meşgini delen

Golları kesilen

Elemdârime

Ağla ey bacı

YÂ ZEYNEB

Yâ Zeyneb gelbimin Leylâ’sı hardasan gel

Yâ Zeyneb ey ecel ey ezel eşg-i gözel

Yâ Zeyneb bu sînem Allah’ın eşg Minâ’sı

Yâ Zeyneb yârinem eşginin âşinâsı

Yâ Zeyneb Kerbelâ’da gülü solan

Hüseyn’i şehit olan Zeyneb’em

Yâ Zeyneb yâ Zeyneb sana fedâdır canım

Yâ Zeyneb Zeyneb’em Zeyneb-i Kerbelâ’yem

Yâ Zeyneb eşginin yoluna can fedâyem

Yâ Zeyneb derdime ağlıyır ganlı çöller

Yâ Zeyneb men Hüseyn aşkına mübtelâyam

Yâ Zeyneb mezlumân-ı Kerbelâ’yem

Esir-i Zeyneb esir-i Zeyneb sene fedâdır canım

Yâ Zeyneb büründüm mateme başta gare

Yâ Zeyneb ağlaram sevgili nazlı yâre

Yâ Zeyneb hicranı bağrıma çekti dağlar

Yâ Zeyneb âhûlar hâlime meftûn ağlar

Yâ Zeyneb çöllerin belâlı Zeyneb’iyem

Yâ Zeyneb kimse yoğ derdimi kime diyem

Yâ Zeyneb Allah’ım gönlüme sen sebir ver

Yâ Zeyneb men Hüseyn eşgine divâneyem

ZEYNEB ANA

Zeyneb ana, Zeyneb ana

Canlar fedâ olsun sana

Sahibenâ Mevlâtenâ

Selâm senin pak ruhuna

Sen Zehra’nın nâibesi

Murtazâ’nın annesi

Müçtebânın nur dîdesi

Kerbelâ’nın mazlûmesi

Fatıma’nın nazlı gızı

Yüreklere oldun sızı

Verdik sana aşkımızı

Verdik sana kalbimizi

Sen Hüseyn’ in Zeyneb’isin

Aşkımızın ziynetisin

Şühedânın, üserânın

İsmetisin, izzetisin

Zeyneb ana Zeyneb ana

Biz aşığız Kerbelâ’na

Hüseyn’e Aşura’na

Bizden selâm olsun sana

ZEYNEB’İN AĞLAR HÂLİ

Ey herem-i sînezenân Kerbelâ

Sen de Hüseyn’e ağla ey Kerbelâ

Zeyneb’in ağlar hâli

Sîneleri dağlıyar

Hardadı gardaşları

Baş yarasın bağlıyan

NAKARAT: Kerbubelâ Kerbelâ

And ola nehir üsde düşen dilbere

Eşgine hatir kesilen ellere

Göynümüz isdiyir ağa

Kerbubelâ’ye gelek

Esğer’e lay lay diyek

Sineleri dağlıyak

Gözel adın ezberimizdir ağa can

Eşgin ta Kevser’imizdi ağa can

Adın eşg ile mülazımdı ağa

Dünya sensiz neye lazım ağa can

SÎNEZEN

Zeyneb’e baş sağlığı

Gelmişik ey ehl-i din

Şam’a geribâna biz

Vermeye baş sağlığı

Zeyneb-i nâlâna biz

Bu gece biz gelmişik

Nuhe deyip ağlıyak

Oğlu ölen servere

Cümlesine bağlıyak

Teşne ölen Esğer’e

Sinemizi dağlıyak

Şivân ile gelmişik

Orda şebistâna biz

Çünkü bugün Zeyneb’in

Öldü iki naresi

Erşi çıkar bu gece

Çün bala vay nâlesi

Yandıracak gemleri

Bu gece bil herkesi

Nuha diyek ağlıyak

Zeyneb’in haline biz

SÎNEZEN

Gelmişik ey şieler

Şam-ı garibâna biz

Vermeye baş sağlığı

Zeyneb’in nâleye biz

Bu gece biz gelmişik

Nuha gılak ağlıyak

Oğlu ölen server

Günde ezâ sağlıyak

Teşne ölen Ekber’e

Sînemizi dağlıyak

Şivân ile gelmişik

Zeyneb’in nâleye biz

Ağlayan Ey Ekber’in

Turneyi turneyn

Gasım’a mek eylerem

Nazlı elemdârıma

Cümle-i ashabına

Yar-ı heva durına

Nâle ile gelmişik

Belki şamistan biz

Ağla Hüseyin’e gözüme

Bu gece supe tekin

Çare edim göze yaş

Âlemi tûfân eder

Belki gele erbein

Kabr-i Hüseyn’e gidek

Destan ile gelmişik

Onda Şâmistân bize

ZEYNEB’EM CAN ÜSDEYEM

Zeyneb’em can üsdeyem

Canânı gözler gözlerim

Yeddi gardaş bir anam

Zehra’yı gözler gözlerim

İlâhi yeddi gardaşım

Başım üsde gelmedi

Hüseyn kefen getirmedi

Ebbas kefen getirmedi

Gözlerim yolda galdı

Hesen kefen getirmedi

Can sînede söylerdi

Nenem Zehra gelmedi

Zeyneb’em can üsdeyem

Canânı gözler gözlerim

Yeddi gardaş bir anam

Zehra’yı gözler gözlerim

Âh ile dil dağlaram

Gusseden gan ağlaram

Gelmir Hasan yanıma

Canânı gözler gözlerim

Zeyneb’em vardır yeri

Âhı cehân dağlasın

Bu bedende can çığanda

Gözlerim kim bağlasın

Ne anam var ne bacım

Oğşasın gan ağlasın

Doğderani serveri

Bedhani gözler gözlerim

Zeyneb’em can üsdeyem

Canânı gözler gözlerim

Yeddi gardaş bir anam

Zehra’yı gözler gözlerim

Gözlerim yolda galıp

Gelmir Hüseyn’im yanıma

Can çığanda o şehid

Etşânı gözler gözlerim

ZEYNEB’İM GEL

Zeyneb’im gel elemdârim öldi

Gol genet serv-i serdârim öldi

Müntezir gamlasın şîr-i hârim

Gehreman ey vefâdârim öldi

Gem bu gemde gerek gelbe dolsun

Var yeri gül gülistânda solsun

Müntezir gamlasın şir hârim

Gardaşım öldi başın sağolsun

Yandırıp gelbimi ok sözinnen

Macerâsın eşittim özünnen

Guyuya gülsesir desde desde

Ok değip nâgehân sağ gözünnen

Sînesi yaralı baş yaralı

Alnını neyleyip daş yarası

Haggı var ölmeye görse gardaş

Can verip teşne gardaş yaralı

Gördüm ağlır deyir can Rugeyye

Gare göz gemli ceylan Rugeyye

Get Rubâb’e dene gare bağla

Heymede gızına ezâ sakla

ZEYNEB’İN ÖLSÜN

Betül u Zehra’nın gül yadigârı

Bülbül ü nâlânım ağlarım zârı

Soldu Zeyneb’in Hüseyn baharı

Soyulup kefenin Hüseyn’im senin

Gumlar üstündedir üryân bedenin

Hüseyn can Hüseyn can Zeyneb’in ölsün

Hüseyn can Hüseyn can Zeyneb’in ölsün

Aman Allah’ım bu nasıl belâdır

Yanan yüreğim bin Kerbelâ’dır

Ağlasın gözler bu musîbetiıne

Kefen olsun gökler bikefenime

Nedir bu hâlin Hüseyn can senin

Tanınmaz olmuştur başsız bedenin

Tanımaz elbet bir bacı gardaşı

Olmazsa eğer bedendeki başı

Kesilen başının yeddi gardaşı

Rubâb’ı Gülsüm’ü Zeyneb’i ölsün

Kesildi ellerin Hüseyn’im senin,

Bu bacın yaşamaz Zeyneb’in ölsün

Büküldü bu belim ağardı başım

Susuz gurbân olan, mezlûm gardaşım

Dilimde duasın, aşkım imanım

Nâlân Zeyneb’in nâlesi Hüseyn

Yanan gelbimin, gıblesi Hüseyn

Eli Ekber’in doğranan bedeni

Yüceltti Hüseyn’im dünyada seni

Senin bu ölümün movla Hüseyn’im

Kerbelâ’da yığdı gocalttı meni

Anan can verende öleydim Hüseyn

Senin gözel aşkın yaşattı meni

Ayrıldım Zeyneb’im ayrıldım senden

Aşkına bin selâm başsız bedenden

Sen menim başımsan başımın tacı

Davama sahip ol ağlama bacı

AĞLAMA RUGAYYE

Rugeyye nazlı sûretin goyma divâre

Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye

Rugeyye can etme meni ahu âvâre

Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye

Gan dolar yağar veli sen kimin dolmaz

Çemende gül solar veli sen kimi solmaz

Cihânda çoh yetime var sen kimi olmaz

Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye

Harâbeden kenâra çoh getme mehrebe

Vuruldu Şam ulduzları derdine yare

Çetindi ayrılıh bala mende yoh çâre

Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye

Gorhulu Şam küçesinden tagetü yara

Gelbi yananda seslenir vay ana Zehra

Yetmir sesimiz kimseye can verir tenha

Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye

AY BALAM

Ey veren virâne Şam’da

Gurbet elde can Rugeyye

Her zaman hesretten ağlar

Gözlere gurbân Rugeyye

Lay lay ey gözün kurbânım

Lay lay ey gadanı alım

Ağ şirin dilli Rugeyye

Baba vay seslenip ağlar

Emmenin yüreği gamlı

Kalbinde dağ gibi dağlar

Ağlama ey ğırda bala

Birde sen yandırma bala

Esğer’in dağı sînemde

Hansı bir derdime yanam

Ölme ay solgun Rugeyye

Getme ay yorgun Rugeyye

Emmeni dertlere salıp

Getme ay balam Rugeyye

Bilirem çoğ yorulupsan

Şimr elinden vurulupsan

Başına gemçi deyende

Herabe olup vatanın

Gurbet-i Şam’da Rugeyye

Can verip bırağdın meni

Mihnet-i gamla Rugeyye

Başımın yeddi garası

Emmenin Kerbubelâ’sı

Men sensiz hara giderem

Gardaşımın can balası

BABA MENEM ESİREM

Baba menem esirem

Su yoğdu yanmışam men

Düşmen başın kesende

Sen öldün men esirem

Hoş geldin eyle baba

Derdinden ölmüşem men

Susuzluğ yağdı meni

Gum üste yanmışam men

Heymeleri yağdılar

Bağ evimi yığdılar

Boğazını kestiler

Vallah çoğ yanmışam men

Ebu’l-Fazıl emmim hanı

Susuz gardaşım hanı

Sene kömeyh duranın

Hasan Müctebâ hanı

Kerbelâ ortasında

Sıcak gumlar üstünde

Balası gucağında

Oğlanmış Esger hani

BABACAN

Baba can baba can

Baba sebrim dayandı

Okçulara esir oldum

Dâdıma tez gel amandı

Baba susuz kalmışam

Kuruyuptu dudağım

Emmem oluptu nâlân

Kuzu Esğer’im oklanıp

Kan doluptu kundağı

Okçulara esir oldum

Dâdıma tez gel amandı

Hesretinle yanaram

Baba diye ağlaram

Başımda ne küllenip

Ne de baht-ı karayam

Gemçi deyende başıma

Bir gül kimin solaram

Okçulara esir oldum

Dadıma tez gel amandı

Baba heste düşmüşem

Çok acılar çekmişem

Seni son kez görmeden

Bu canımı vermişem

Kapananda gözlerim

Hayalimde görmüşem

Okçulara esir oldum

Dadıma tez gel amandı

Heymelerin yanında çok ağladım

Baba can bu çölde tek başıma

Yetim kaldım baba can

Gördüm nenem Zehra’yı

Yasa galtı baba can

Okçulara esir oldum

Dadıma tez gel amandı

Ey İmam-ı Zamanım

Şehit olup imamım

Feryât eder Şie’ler

Dadıma tez gel amandı

SÎNEZEN

NAKARAT: Can baba etşân baba, nazlı Rugeyye’yem men

Can baba edşan baba, nazlı Rugeyye’yem men

Mene biraz su baba, mene biraz su baba

Dudağlarım gurudu

Dilime ver su baba

Dudağlarım gurudu

Dilime ver su baba

Sen de susadın çölde

Emme ağlıyır baba

Sen de susadın çölde

Emme ağlıyır baba

Babamın atı gelir

Ganlı ğeleti gelir

Babamın atı gelir

Ganlı ğeleti gelir

Özü galıpdı çölde

Zülcenâh yalız gelir

Özü galıpdı çölde

Zülcenâh yalnız gelir

Başını gertirdiler

Baba aş evezine

Başını gertirdiler

Baba aş evezine

Galmışam bir zindanda

Bir kömeyin yoğ bize

Galmışam bir zindanda

Bir kömeyin yoğ bize

Can Hüseyin’im baba

Gızın Rugeyye’yem men

Can Huseyin’im baba

Gızın Rugeyye’yem men

Men sene gurbân olam

Nazlı Rugeyye’yem men

Men sene gurbân olam

Nazlı Rugeyye’yem men

DADEY FELEK

Zulm ile güllerin soldu

Ağamız payidâr oldu

Bağımda güllerim soldu

Dadey felek dadey felek

Gemçi vurular başıma

Ağlayanda gözyaşıma

Menim bu küçük canıma

Dadey felek dadey felek

Sabah golun bağlanacak

Heymelerin odlanacak

Rugeyye babasız galacak

Dadey felek dadey felek

Abbas ölüp ağlaram

Başa gare bağlaram

Ölende yas sağlaram

Dadey felek dadey felek

HZ. RUGEYYE

Dero virânede durma

Gızım ağlatma meni

Toprağa goyma cemâlin

Balam ağlatma meni

NAKARAT: Gızım ağlatma meni

Balam ağlatma meni

Ey gem od üsdü çölünde gezen âvâre geder

Ayrılık daşını az gelbi pörem duhi geder

Kerbelâ yollarına az o gözel gözleri sal

Sarı gültek saralan rengine gurbânem özüm

Demirem ağlama az ağla ki yok bende dözüm

Atasızlık gemi mügüldi bala yokdu sözüm

Gözelim gare telim ağlıyıp ağlatama meni

Goyma divare yüzün tökme yüze eşgi nuhe

Yanırık bir o teba hemdedirem derdivime

Gorkuram sende bu gurbette elimnen gedesen

Od tutar a bu dilim ağlıyıp ağlatma meni

Derdini emmene de derdine çâre olaram

Alaram sîneme mezlum bala lay lay çalaram

Sene bir semde yetişse bala yalnız galaram

Hoşdu senen ay ölüp ağlıyıp ağlatma meni

GIZIM AĞLAMA

Gızım ağlama sîne dağlama

Ağlar gözlerin benzer anama

Emmene bağ bir yorgun yaralı

Golları bağlı geldim bu Şam’a

Ele ağ etme boynunu bükme

Gapıda durup gözyaşı dökme

Gelen geçenden yârimi sorup

Yanan bağrıma taze dağ çekme

Mehribân balam verme can balam

Gel meni goyma perişan balam

Virâne Şam’da yoğdur Hüseyn’im

Yorgun golumu boynuna salam

Nazlı çiçeğim gülden göçeyim

Yat sînem üste men lay lay deyim

Bu ğerabede o guru yerde

Yatma toprağa yat sînem üsde

HZ. RUGEYYE SÎNESİ

Şirin sözüm aydın uldızım mihribân balam lay lay

Tadım duzum âhû göz gızım bağrı gan balam lay lay

Can Rugeyye can lay lay can Rugeyye balam lay lay

Gucağa aldım cenazeni menzili dolandırdım

Hâline bağıp gözyaşım ağıp bu kalbimi yandırdım

Sene tapamazdım ağ kefen cenazeni yubandırdım

Ne çâre çaldım nede nişâne mihribân balam lay lay

Harabede gül cenazeni gusledende gessale

Soyunduranda libâsını eyledi hazin nâle

Mene bağıp kalbiden dedi vay bu gare imdâde

Nece buna gusledim nece bağrı gan balam lay lay

Haremler ağlaştı men senin hırda gebrini gazdım

Meni bağışla ay Rugeyye can ay Hüseyn’e reyhâne

Elimde bir çarem olmadı sen gelende efkâna

Affeyle fırsat etmedi zülfüne vuram şâne

HZ. RUGEYYE

Rugeyye ey gözüm nûru

Işığlı aya benzersen

Yanığlı sözlerin vardır

Anam Zehra’ya benzersen

Gızım salma meni derde

Bu gederi dökme gözyaşın

Yatammırsan kuru yerde

Getir koy sîneme başın

Senin gussen belân çoğtur

Ölmüpdü istekli gardaşın

Gözün yolda galip yoğsa

Bacın Suğra’ya benzersen

HZ. RUGEYYE’NİN AĞITI

Kol bağlı ve piyâde

Ayağlar olup yara

Ciğerler olup pâre

Gemçi düyüller başıma

Gözden ağır gan yaşım

Yoğdur heç bir gardaşım

Galmışam garibânem

Olmuşam esirânem

Gelmedi, Ekber gardaş

Baba baba baba baba

Ağlaram gardaş diye

Seslirem gelmir niye

Gorğulu çölde galdım

Vurullar bağ başıma

Bu ğırdaca bacına

Bağmaz ağan gözyaşıma

Galmışam garibânem

Olmuşam esirânem

Gelmedi, Ekber gardaş

Gebrin oldu virane

LAY LAY RUGEYYE

Matemine eşgine nece ağlaram

Zeyneb’in haline gare bağlaram

Gelbimdeki hüzüne sîne vuraram

Hüseyn için men ezâ tutaram

NAKARAT: Lay lay Rugeyye lay lay Rugeyye lay lay Rugeyye

Senin o hâline nasıl ağlaram

Anamız can verip lay lay Rugeyye’m

Fatime anamın gözel evlâdı

Hasan Hüseyn asil yiğitler

Gareler geyip ezâ tutaram

Zâlimlere sen baş eğmedin

Ey arif-i billâh sultân Hüseyn

Canlar fedâ aşurana

Heyhat diyen o nidana

Lebbeyk Hüseyn yâ mövlânâ

“Kunna feek fi Kerbelâ”

Movlâ ben bir biçâreyim

Aşkınla ben divâneyim

Başkasına bigâneyim

Ben şemine pervâneyim

MEN YETİMEM

Oldu babam öz evinin geribi geribi

Zehr-i içinde dudak kana bülendi

Men yetimem yesrip mene vetendi

Zehra nevesiyem babam Hesen’di

Oldu babam öz evinin geribi geribi

Zehr-i içinde dudak kana bülendi

Men yetimem gam oğu gelbimi oyup

Babam özü adımı Gasım göyüp

Teşte bağıp gece gündüz ağlaram

Fikretmeyin gözüm babama doyup

Men yetimem kalbime od galandı

Bir gece sebr evim talandı talandı

Yuğuda gördüm seslernir melekler

Dur babanın ciyeri parçalandı

Men yetimem emim imam Hüseyn’di

Başıma el çeken mudam Hüseyn’di

Şemadet eylese herkes diyerem

Atamda olmasa ağam Hüseyn’di

Men yetimem uşağlık dovranımda

Gültek saraldım gem gülistânında

Yatıp babam gebristanı Begide

Cevân ölen anasının yanında

Men yetimem felek derdim çoğalttı

Rahat öldü babam murada çattı

Cenazesi gebre teref gidende

Düşmenleri tabutuna oğ attı

PENÂHIMSAN RUGEYYE

Sen bu gece penâhımsan Rugeyye

Herabenin sen mahısan Rugeyye

Hüseyn olup Rugeyye’nin mehmân

O mehmana fedâ olup öz canı

Gollarında men çoğ rahat etmişem

Çoğ ağlama Esğer’e su vermişem

Az ağla Rugeyye’m yandırma meni

Üzünü üzümden galdırma hemi

Az galdı sehere daha yat gızım

Zeyneb’in derdine az dert gat gızım

Ey baba bu gece seher olmasın

Bu ğerabe mene mezâr olmasın

Şam seferi meni çoğ yordu baba

Ayrılık ölümden çoğ zordu baba

Felek aramıza ayrılık saldı

Görüşmemiz baba mahşere galdı

Gollarında men çoğ rahat etmişem

Esğer’i de gucağına al baba

RUGEYYE CANÂN

Yebne Zehra yebne Zehra

Yebne Zehra yebne Zehra

Kerbelâ aşkın mekânı aşura hicrân zamanı

Ey gözü yolda olan bala Rugeyye canân

Kurbân olsun Şieyân gözden ağan yaşa

Feryâd eder baba baba, götür meni tenha

Tagetim yoğdu bedende ciğerim yandı hicrinde

Ey ata galmiyip sebrim Neynevâ oldu ğezan

Emmemi vurdu düşman harda galdın babacan

Emu Ebbas yetiş emu gülistânda olup ğazan

Dolanıram bu çöllerde susuzu etşânı ğesde

Kerbelâ olup vetenim güllerim battı gane

Elemim gumlar üste, Zeyneb’in düştü çöle

Nâlelerim çiğar arşa, ses ver baba Hüseyn mene

RUGEYYE’YE SELÂM OLA

NAKARAT: Selâm ola selâm ola

Rugeyye’ye selâm ola

Yezid’i tahtından salan

Rugeyye’ye selâm ola

Harabede solan güle

Rugayye nam o bülbüle

Baba baba diyen dile

Gülistânda solup güller

Harabede bülbül ağlar

Küçük kalpte büyük dağlar

Ağlar küçücük uşaklar

Kerbelâ’sı yüreğinde

Baba vay nâle dilinde

Esir olan Şimr elinde

Hezân olmuş gülşeninde

Yaralar körpe teninde

Âşık tabibini görer

Rugayye’nin gözlerinde

Emme Zeyneb derdin demez

Nazlı çiçek solar diye

Şimr’e bakanda gözlere

Kanlı yaşlar dolar diye

İste bizi züvvar olah

Cennetine mihman olah

Hırda gebrine yüz goyah

Derdimize dermân alah

Esger’ine lay lay diyen

Rugeyye’ye selâm ola

Selâm ola selâm ola

Rugeyye’ye selâm ola

HZ. RUGEYYE

Gelip gelbim menim derde amandı karivân getme

Rugeyye’m galdı çöllerde dayan dur sariban getme

Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel

Rugeyye’m gelmese indi bu yorgun karivân getmez

Hamı etfâli mehnetkeş olanlar bağrı gang etmez

Dayan goy sövgülüm gelsin eder Zeyneb fegân getmez

Mürüvvet yokdu leşgerde emândı sarıban getme

Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban getme

Rugeyye’m öldü gel çemenlere soldu gel

O gız çok çok şirin dildi onun ehvâlini billem

Rugeyye’m ağlasa harda özüm göz yaşini sillem

Bu yerden getmenem hergiz Rugeyye’m gelmese öllem

Hamı ehvâli perişan amandı sarıban getme

Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban getme

Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel

Balamın emmesi ölsün galıpdı indi yollarda

Mene rehmeyle ey halig balam yâre galıp harda

Gece vakdi garanlıkda yatıp hansı mekânlarda

Olupdu hali efzurde amandı sariban getme

Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sariban getme

Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel

Ezizim ayrılıp indi bu pozgun karivânımnen

Onu çok isderem vallah özüm bu hesde canımnen

Ölünce çekmerem men elimi bu gonca gülünmen

Galıpdı adı dillerde amandı sarıban getme

Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban getme

Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel

Düşüpdü gorkulu çölde balamın emmesi ölsün

Bu mehnet az galı indi yaralı gelbimi delsin

Biraz sebreyleyin aher gara günlü balam gelsin

Tapılsın olsa her yerde amandı sarıban getme

Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban getme

Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel

RUGEYYE’NİN NÂLESİ

Gemnen pozulmuşam men

Yolda yorulmuşam men

Vallah soyulmuşam men

Billâh talan ışam men

Şam’e başın gidende

Geldim dalınca men de

Daş anlıma değende

Sennen sığınmışam men

Esğer eğer dil açsa

Söyler Rubâb’e baba

Bu hâline babacan

Yerler gökler kan ağlar

Harebede esir olduk

Gör ne zulümle kaldık

Ol Ehl-i beyt ağlasın

İmam Zemân ağlasın

VİRÂNEDE RUGEYYE

Virânede nazlı balam

Can verdi dinceldi

O dohter-i şîr-i Hudâ

Can verdi dinceldi

Baktı bu tiflin ol giden

Düşdü serazire o gün

Yekser ata gardaşların

Çektiler şemşîre

Kerbubelâ’dan Şam’a dek

Bağlandı zincire

Yatmak ona oldu haram

Can verdi dinceldi

Virânede nazlı balam

Ekber adın yazardı

Herden öpüp gözyaşını

Toprağlara salardı

Bazi gece Ekber ağam

Oğşardı yatmazdı

Aç yattı çoğ geceleri

Allah balam öldü, vallah balam öldü

Şimri gören gün o gece

Korkardı yatmazdı

Çoğ yalvarardım yat bala

Ağlardı yatmazdı

İndi nece lay lay çalım

Yat emmene gadan alım

İndi nece gör oldu gam

Can verdi dinceldi

YETİM BALAM RUGEYYE’Dİ

Çölleri susuz dolanan

Yetim balam Rugeyye’di

Gamlı yüreğim yandıran

Yetim balam Rugeyye’di

Gaçanda yanıp elleri

Solupdu gonca gülleri

Ağlatan eli Heyder’i

Yetim balam Rugeyye’di

Ahı yandırar âlemi

Vallah olmadı kefeni

Mene özleten nenemi

Yetim balam Rugeyye’di

Ağlama gözyaşın gurbân

Ekber gardaşım gurbân

Ayağları yâre olan

Yetim balam Rugeyye’di

Gece gündüz yol gözleyen

Ey vây tüşmüyüp dilinden

Herabelerde aç ölen

Yetim balam Rugeyye’di

Hep ağlayıp hec gülmeyen

Deği düşüp şirin dilden

Şam yolunda esir giden

Yetim balam Rugeyye’di

Vurma sarıban başına

Gan garışıp gözyaşına

Hasret giden gardaşına

Yetim balam Rugeyye’di

Gönül bağımın bülbülü

Güllerimin sen sünbülü

Hüseynimin nazlı gülü

Yetim balam Rugeyye’di

CENÂB-I SAKİNE

Ey Yûsuf-ı Medine

Seferin mübârek olsun

Sana kurbân Sekine

Seferin mübârek olsun

Dağılsın çağrı otağı

Dağıtın bu tûfânı

Görmemiştim toy otağı

Seferin mübârek olsun

Meylet gelsin evime

Cevap yetişti sana

Yaz bacıma bir nama

Seferin mübârek olsun

Görürsün bu figeni

Ahım dutuptur dünyayı

Ey Kerbubelâ kurbânı

Seferin mübârek olsun

HEÇ FIRSAT OLMUYUP

Heç fırsat olmuyup sene ağlıyam baba

Men gelmişem yaraların bağlıyam baba

Men gebrinin üste etşân gelmişem baba

Golu bağlı getmişem gorhuyla gelmişem

Ey âlemin penâhı meni al gucağına

Dursan ayağa men de düşerem ayağına

Men gelmişem baba alam aguşe gebrini

Gurbette kim gazıptır altı köşe gebrini

Kırk gündür senden ötrü ahar gözyaşım menim

Hiç bilmirem harda galıp gardaşım menim

Şam’ın yolunda gelbimi yandırdılar baba

Gelmişem dertlerimi şikâyet edem sana

Ağlıyanda hiç başını vermediler bana

Kerbelâ’da Hermele’den görmüşem çoh cefâ

Esger ölende Hermele’den gorhmuşam baba

İçmenem serin suyu akar gözyaşım menim

Sanan su vermediler kestiler başın

Bir nazlı yârimi bana çok gördüler baba

Sonunda Rugeyy’ni öldürdüler baba

HZ. SAKİNE

Çün nageden yığıldı ol bağrı gan Sakine

Sehrada galdı yalnız ruh-i revân Sakine

Getme goyup emandır men mahtabanı emme

Sağla Sakine galdı bu garibâne emme

Çekdi cefâ vücudu bu sarıbane emme

İndi gerektek eyler hemden fegân Sakine

Bir çare eyle öldüm men mehtâbane bacı

Yetmez elim üzüldü ol garibane bacı

Bir teveggü eyle bu sarıbane bacı

Goyma vere belâdan, sahrada can Sakine

Öldü Sakine gamdan ey cism-i can emmoğlu

Yoğ bir gelen heraye ruh-i revân emmoğlu

Goydu meni piyâde bu sariban emmoğlu

Tenha bu çölde galdı bi ğaniman Sakine

Galdım bu çölde heyran serdâr emmi emândır

Gel al gamı mihane gamhar emu emândır

Sen ol menim pehâhım solar emu emândır

Sahra-yı gamda galdı gör ki emân Sakine

SÎNEZEN

Men de zevvarinem baba

Bu gebre mehmân gelmişem

Sen çok isdersen gonağı

Men perişan gelmişem

Bak baba gözyaşime

Galk bir elin çek başime

Vermesen ses ölerem

And ola susuz gardaşime

Hem geribem hem yetimem

Serferaz eyle meni

Gebriden galk bir eyağe

Pişivaz eyle meni

Galkmasanda heç demem

Sövgün mene yokdur baba

Zehmete düşsen eger

Galkma yaran çokdur baba

Goy deyim senen sonra

Baba neler oldu mene

Dameninnen ellerim

Çıkdı soyuldum düşmene

Mezlûm baba susuz baba can baba

Altı guşe gebrive gurbân baba

İmam: Gözel bala şirin bala can bala

Baba diyen dillere gurbân bala

Sakine: Zevvarinem soruş mennen hal baba

Gollarini galk boynuma sal baba

Sen mizbân men erbein gonaği

Egelli bir selâmımı al baba

İmam: Yorgun bala yormasın Allah seni

Hoş gelipsen görmeğe bu medfeni

Gerek durup gol boynuna salaydım

Elim yokdu gızım bağışla meni

Sakine: Baba mene zehm-i zebân vurdular

Ağlıyanda ke bi senân vurdular

Eşittiler Ebbas emim ölüpdü

Bu gollarıma rusiman vurdular

İmam: Gızım gözel gızım şirin dil balam

Sene gızım zehm-i zebân vurdular

Ağlıyanda gemçi ilen vurdular

Senin goluna rusimân vuranlar

Dodaklarıma heyzerân vurdular

Sakine: Baba uyan evez olup menzere

Ok atanlar burdan gedip yeksere

Bir söz deyim goy üreğin sövünsün

Rubab anam süt getirip Esğer’e

İmam: Yorgun bala gelbim Rubâb’e yanar

Rubâb adın deme esğer uyanar

Gahar gele anasınnan süd emsin

Bakar gannı döşlerinnen utanar

Sakine: Bir gece ki bizden uzağidin sen

Sefayi meclisi çerağidin sen

Gözün gördüm toza batıp Kûfede

Heç bilmedim kime gonağidin sen

İmam: Yorgun bala gonak yatar gül üsde

Başın goyar gül üsde sümbül üsde

Men bir eve gonak gettim Kûfede

Yerimi saldı mizbân kül üsde

Sakine: Baba mene güldü Yezid’in gızı

Men gare geymişdim oda gırmızı

Dedim gülme ölüp gardaşım

Dedi gülüm vurallar gardaşızı

İmam: Yorgun bala ey Medine gezalı

Eli-yi Ekber’in gözel maralı

Gızım goy yezidin gızi gırmızı geyinsin

Sen gara gey gara geyer ezâlı

SAKİNE

Bak Zeyneb-i zâra

Ay mehribân gardaş

Oldu kolu bağlı

Şam’a revân gardaş

Yaram haden çoktur

Bir sağ yerim yoktur

Bu aklı cismine

Bacı gurbân gardaş

Baş gara seldi

Dahı zâlim oldum

Koy ok sadarımı edim

Alkan gardaş

Gör kadarım bağlı

Olmuş sînem dağlı

Gardaş dahı billâh

Olur, yaman gardaş

Ey mehriban gardaş

Gül bekerim nasta

Eşin kanlar üste

Akan boğazından

Yere al kan gardaş

Nepgi olup talan

Neyniyip meni nâlem

Gör bu nazlı kızın

Eyle ol kan gardaş

Çekile nazar yok

Derdime çare gör

Kanı olmuş kandan

Kadar gardaş

FATMA ARUSUN

Zeri hezinen hayı kabinem

Taze gelinem rehmeyle Allah

Halini bileydim yüzünü göreyidim

Görüp öleydim rehm eyle Allah

Ederim havas toyun döndü yas

Ölüptü Abbas rehm eyle Allah

Yâ Rab amânda eşrim revânda

Kasım cevândı rehm eyle Allah

Yoktur atası oğlu anası

Kandı kınası rehm eyle Allah

Gelip esası var iltimâsı

Susuzdu Kasım rehm eyle Allah

Ezrah yamandı çok pelevândı

Kasım cevândı rehmeyle Allah

Ektim bitirdim men el götürdüm

Sana tafşırdım rehm eyle Allah

Gönlü dalıptı gülşen soluptu

Ekber ölüptü rehmeyle Allah

ZÜLCENÂH

Bu ne âlemdi neden bu hale galdın Zülcenâh

Neyledin bikes babamı harda saldın Zülcenâh

Âlemi batinde indi Kerbelâ gan ağlıyır

Ğençer-i gatil bağır her an ağlıyır

Bu heman gündür Hüseyn yetmiş iki gurbân verip

Bar İlâhi şahit ol ağer nemazımdır menim

Bu boğazımdan ağan gan destemazımdır menim

Hem özü hem yâveri Kerbubelâ’da can verip

De görüm su verdiler yoğsa etşân idi

Goymadı bir kes gala bes harda galdın Zülcenâh

Ağdın âleme neden kuhu biyabene Fırat

Nasip olmadın Hüseyn’e döneydin kana Fırat

Az meni bu ganlı meydanda dolandır Zülcenâh

Goy yere can üsteyem halim yamandı Zülcenâh


Devamı İçin Bakın


Bu blogdaki popüler yayınlar

TWİTTER'DA DEZENFEKTÖR, 'SAHTE HABER' VE ETKİ KAMPANYALARI

Yazının Kaynağı:tıkla   İçindekiler SAHTE HESAPLAR bibliyografya Notlar TWİTTER'DA DEZENFEKTÖR, 'SAHTE HABER' VE ETKİ KAMPANYALARI İçindekiler Seçim Çekirdek Haritası Seçim Çevre Haritası Seçim Sonrası Haritası Rusya'nın En Tanınmış Trol Çiftliğinden Sahte Hesaplar .... 33 Twitter'da Dezenformasyon Kampanyaları: Kronotoplar......... 34 #NODAPL #Wiki Sızıntıları #RuhPişirme #SuriyeAldatmaca #SethZengin YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışma, 2016 seçim kampanyası sırasında ve sonrasında sahte haberlerin Twitter'da nasıl yayıldığına dair bugüne kadar yapılmış en büyük analizlerden biridir. Bir sosyal medya istihbarat firması olan Graphika'nın araçlarını ve haritalama yöntemlerini kullanarak, 600'den fazla sahte ve komplo haber kaynağına bağlanan 700.000 Twitter hesabından 10 milyondan fazla tweet'i inceliyoruz. En önemlisi, sahte haber ekosisteminin Kasım 2016'dan bu yana nasıl geliştiğini ölçmemize izin vererek, seçimden önce ve sonra sahte ve komplo haberl

FİRARİ GİBİ SEVİYORUM SENİ

  FİRARİ Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin,  Sana kâfir dediler, diş biledim Hakk'a bile. Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin,  Kahpelendin de garaz bağladın ahlâka bile... Sana çirkin demedim ben, sana kâfir demedim,  Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin. Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim,  Bu firar aklına nerden, ne zaman esti senin? Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine  Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek. Sen bir âhu gibi dağdan dağa kaçsan da yine  Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek!.. Faruk Nafiz Çamlıbel SEVİYORUM SENİ  Seviyorum seni ekmeği tuza batırıp yer gibi  geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,  ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz, telâşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi,  seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi  İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık,  içimde kımıldanan bir şeyler gibi, seviyorum seni.  'Yaşıyoruz çok şükür' der gibi.  Nazım Hikmet  

YEZİDİLİĞİN YOKEDİLMESİ ÜZERİNE BİLİMSEL SAHTEKÂRLIK

  Yezidiliği yoketmek için yapılan sinsi uygulama… Yezidilik yerine EZİDİLİK kullanılarak,   bir kelime değil br topluluk   yok edilmeye çalışılıyor. Ortadoğuda geneli Şafii Kürtler arasında   Yezidiler   bir ayrıcalık gösterirken adlarının   “Ezidi” olarak değişimi   -mesnetsiz uydurmalar ile-   bir topluluk tarihinden koparılmak isteniyor. Lawrensin “Kürtleri Türklerden   koparmak için bir yüzyıl gerekir dediği gibi.” Yezidiler içinde   bir elli sene yeter gibi. Çünkü Yezidiler kapalı toplumdan yeni yeni açılım gösteriyorlar. En son İŞİD in terör faaliyetleri ile Yezidiler ağır yara aldılar. Birde bu hain plan ile 20 sene sonraki yeni nesil tarihinden kopacak ve istenilen hedef ne ise [?]  o olacaktır.   YÖK tezlerinde bile son yıllarda     Yezidilik, dipnotlarda   varken, temel metinlerde   Ezidilik   olarak yazılması ilmi ve araştırma kurallarına uygun değilken o tezler nasıl ilmi kurullardan geçmiş hayret ediyorum… İlk çıkışında İslami bir yapıya sahip iken, kapalı bir to