ANONİM OLAN SÎNEZENLER
Men biçâre divâneyem
Sende yanan pervâneyem
Ruhum sene fedâ Hüseyn
Eşgin ile virâneyem
NAKARAT: Ağam ağam ağam Hüseyn
Selâm sana mevlâ Hüseyn
Yâ seyyid-i mevlâ Hüseyn
Âlem sene şeydâ Hüseyn
Eşg u belâ mihrâbında
Ettin eşgi edâ Hüseyn
Ey Haşim-i sultân Hüseyn
Şehâdeti Furkan Hüseyn
Âlemlerin kıblegâhı
Gül çehresi nûrdan Hüseyn
Ey arif-i billâh Hüseyn
Ruh-ı Resûlullah Hüseyn
Ebu’l-Fazıl’ın eşg dergâhı
Ey vech-i vechullah Hüseyn
Eba ebdillahi’l-Hüseyn
Selâm sana asil Hüseyn
Lebbeyk ağam yâ Sarallah
Sonsuz eşge delil Hüseyn
Hüseyn can ağlaram bağrı gan ağlaram
Yanaram susuzluktan hâl-i etşân ağlaram
Hüseyn’dir menim adım sâkî-yi Kevser
oğluyum
Kur’ân’da Kevser’dir anam en büyük Furkan
oğluyum
Tanısın bu millet meni sâkî-yi Kevser
oğluyum
Murtezâ’dır menim babam fâtih-i Hayber
oğluyum
Cafer-i Tayyar’dır emim izzet ve onur
oğluyum
İsmail yerine bugün Ali’nin gurbân oğluyum
İbrahim’den gelir soyum Ali Taha’nın
oğluyum
Kurtuluş gemisi menem ahde vefânın oğluyum
İmam Hesen’dir gardaşım Zeyneb-i nâlândır
bacım
Yeddi gardaş şehit verip ganımı alandır
bacım
Şam’ın harabelerinde esir olandır bacım
Düşmana velvele salan Heydar-ı Kerrar’ın
oğluyum
Cennet efendisi menem neden şimdi kesik
başım
Yeddi gardaşla beraber yetmiş iki can
yoldaşım
Reva mıdır ey Müslüman üç gün yerde galsın
naşım
Betül-i Zehra babası Ali’nin Şubeyr
oğluyum
Kur’an’da Kevser’dir anam hâlâ taya nişân
babam
Zülfikâr’la destân yazan bir Şâh-ı merdân
oğluyum
Resûlullah’ın nevesi
Murtezâ’nın öz balası
Şu belâların ağası
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Kerbubelâ’nın sahrasında
Fırat çayının ta yanında
Balası Esger kucağında
Mazlûm olan Hüseyn’im can
Muhammed’ten İbrahim’e
Ehl-i Beyt’in mektebine
Yetmiş iki mücâhidine
Server olan Hüseyn’im can
Hüseyn’i goyup gettiler
Ekber’i şehit ettiler
Ebu’l-Fazıl’ın gollarını da
Kerbubelâ’da kestiler
Ey Kerbelâ Haydar’ı
Ey Zehra yadigârı
Ey Kevser’in gurbânı
Hüseyn Eba Ebdillah
Sensin aşkın sultânı
Ganın Allah’ın kanı
Hak batılın furkanı
Hüseyn Eba Ebdillah
Yetmiş iki yârenle
Attın tarihe imza
Canına canlar fedâ
Hüseyn Eba Ebdillah
Ey Resûl-i Kerbelâ
Senin dinin Aşura
Kanın âyet-i Kübrâ
Hüseyn Eba Ebdillah
Aşığım mevlâ sana
Nurlu kesik başına
O can veren ruhuna
Hüseyn Eba Ebdillah
Abbas Ekber Esger’in
Kahraman yâverlerin
Sevdasıdır bizlerin
Hüseyn Eba Ebdillah
Hüseyn Zeyneb’in canı
Zeyneb Hüseyn’in canı
Onlar canlar canânı
Hüseyn Eba Ebdillah
Sen namazsın sen Kur’ân
Zulme meydan okuyan
Yaşayan ve yaşatan
Hüseyn Eba Ebdillah
Allah’ım lanet eyle
Hüseyn’in katiline
Selâm olsun Hüseyn’e
Hüseyn Eba Ebdillah
Lâ ilâhe illallah
Muhammed Resûlullah
Aliyyen veliyullah
Hüseyn Eba Ebdillah
Safa-yı vesldir ömürde goyan
Ey gözel sevgili başımda sayem
Lisan-ı eşgide senden hikâyem
Dolupsan cismime tende can ağa
Her daim eşginle çarpar yüreğim
Seninle sohbettir arzu dileğim
Lutfeyle ağa can sözümü deyim
Ey sözü sohbeti mehriban ağa
Yâ Hüseyn dilimde zikrim olupsan
Atmanam heç baştan fikrim olupsan
Verseler dünyanı tacın tahtını
Değişmem ömürde eşgim olupsan
Ezâ-yı âlemde gara giyerem
Her gün ezâ tutup eyvâh diyerem
Şehid-i etşânım sultân-ı kerem
Olmuşam derdinle bağrı gan ağa
Ah çekip şam seher Eli Ekber’e
Ağlaram süt emer nazlı Esger’e
Kapında sızlayan âcizânelere
Kesme lutf-ı nezer ağa can ağa
Mest eden etrinle mahmur divâne
Ezelden âşinâ olmuştum sene
Ebedi şeminde min yol pervâne
Yanmışam ruhumu yandıran ağa
Âlem-i mekânda sevmiştim seni
O demde kokladım elvan sîneni
Yar kokan o etrin kül etti meni
Ey Zehra etirli canda can ağa
Bu çölde âvâre feryâd salmışam
Ehl-i eşg dildare hesret galmışam
Hicrân-ı veslinle tez gocalmışam
Ayrılık derdime dermânsan ağa
Hüseyn seni sesleyen
Golsuz elemdârındı
Gan dolup gözlere
Gel gözümü sil
Yâ Hüseyn yâ Hüseyn yâ Hüseyn yâ Hüseyn
Ey Seyyid-i şuhedâ
Başım düşüp belâye gel
Ebbas ölür gardaş
Yattı elem gel yâ Hüseyn
Galdım bu çölde yalnız
Geminde ağlar oldum
Bu ahır nefesde
Bir ezâye gel yâ Hüseyn
Gel çare eyle gardaş
Ebbas tek galıp meydanda
Gollar düşüp gardaş
Bir yüzüme bak yâ Hüseyn
Ellâhu ekber ezan Hüseyn’i
Murtezâ Heyder Gur’ân Hüseyn’i
Arş-ı âlâda ağlar melekler
Kerbubelâ’da gurbân Hüseyn’i
Ağam Hüseyn İmam Hüseyn
Nûruna selâm es-selâm Hüseyn
Sultân Hüseyn destân Hüseyn
Ruhuna selâm kahraman Hüseyn
Resûl u Zehra Kevser Hüseyn’i
Zeyneb-i şeydâ ağlar Hüseyn’i
Sahib-i ezâ Mehdi’yi âlem
Yeryüzü, gökler her yer Hüseyn’i
Susuz Hüseyn gurur Hüseyn
Şanlı Zeyneb’e ey onur Hüseyn
Fedâ Hüseyn velâ Hüseyn
Şanlı mektebe can fedâ Hüseyn
Hüseyn dâdıma tez gel
Golum hem gelem oldu
Denen nazlı Rugeyye’m
Su meşkin heder oldu
Yubanma başım üsde
Sen mir u rehberim gel
Su üsde bedenimden
Golum oldu gelem gel
Amandı düşe koyma
Yere ganlı elem gel
Bağ gardaşm Ebbas
Elimden gider oldu
Su meşkin heder oldu
Hücüm eyledi leşger
Sipergâhımı yığdı
Bu sahrayı belâde
Mededkârımı yığdı
At üsde yere kolsuz
Alemdâr’ımı yıktı
Deyip meşkine bir oğ
Su aktı heder oldu
Goşun hem never oldu
Düşen zaman attan
Yıkıldım yüzüm üsde
Ne kadar yara değdi
Dayandım sözüm üste
Gadem lutfeyle bir koy
Bu kanlı gözüm üste
Ben Hüseyn İbn-i Ali
Ben âlemin nuruyam
Hakk’ ın konuşan dili
Bu dinin gururuyam
Halilullah soyunun
Benim büyük kurbânı
Kur’ân da Kevser benim
Benim Allah’ın kanı
Ben Fatime Betül’ ün
Dünyaya hediyesi
Benim asla dinmeyen
Hakk’ ın gürleyen sesi
Peygamber kucağının
Ziynetiyem, süsüyem
Adım arşa yazılıp
Hak yolun ölçüsüyem
Kerbelâ’m mazlûmlara
Sönmeyen meş’âledir
Benim sevgim imanı
Koruyan tek kaledir
Tanıyın ben Hüseyn’ im
Kâbe benim cennet ben
Ben Sıratu’l-müstakim
Vakar, şeref, izzet ben
Bana mazlûm âşıktır
Zâlimin dinmez kini
Ben kanımla dirilttim
Öldürülen bu dini
Benim soyumdan gelir
Küfrü zillete salan
Dünyaya adaleti
Yerleştirecek olan
O ümid-i Fatime
O Mehdi sahib zaman
Kırılan kaburganın
İntikamını alan
Ya İmam Kerbelâ’da
Kömeksiz galdın ağacan
Kimseler yetişmedi
Yardımına can ağacan
NAKARAT: Hüseyn Sarallah
Çırpınır hırda balan
Susuz galıptı ağacan
Su deyip ciğerleri
Parçalanıptı ağacan
Rehmelemediler heç
Senin o ciğerpârene
Hürmet etmediler heç
Üreğindeki yârene
Solduruplar ağacan
Senin açmayan gülünü
Susuzluktan ciğeri
Parçalanan bülbülünü
Heymede yankılanır
Rugeyye’nin baba sesi
Yezid’in askerleri
Yakır bütün heymeleri
Hey gaçır ayah yalın
Nazlı bala Rugeyye can
Titriyir bi kuş kimin
Hırda bala Rugeyye can
Semâları ağladıp sedâ-yı âh-ı Zehra
Alıp nâle yeri göğü vay Hüseynâ Hüseynâ
Aşkına bu kalp gözüm gözyaşımla açılıp
Her nere baksam ağa Kerbelâ’nı görürem
Her yeri Hüseyn sana ezâ tutar görürem
Âlemi mateminde gara geymiş görürem
Şimr’i o pâk sînede elde hançeri ağlar
görürem
Kesende susuz başın hançeri ağlar görürem
Gözlerimde o susuz dudakları görürem
Susuz dudaklarında hamd ü senâ görürem
Od tutan heymeleri yanan kapı görürem
Kerbelâ çölünü men Beytü’l-ehzân görürem
Kuruyan dudağından su utanır görürem
Kerbelâ deryasında sanki Zemzem görürem
Sen Halil’sin bu çölde Ali Ekber gurbân
Ganlı çöl Kerbelâ’yı şimdi Mina görürem
Akan al ganı sahraya
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Galan gül cismi bisâye
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Sana abd-ı zelîlem men
Bu dergehe dahilem men
Gulamın Cebrail’em men
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Gidek hoşk eyliyim ganın
Kesim Firdevs’de yanın
Menem gâhvâre cumbânın
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Tutup sahrayı vâveylâ
Oğul vay seslenir Leylâ
Gelir başucuna Zehra
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Susuzsan hem yaran çoktur
Vücudun serbeser oktur
Yanında bir kesim yoktur
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Hani bes Gasım u Ekber
Seni yalnız goyup leşker
Çekim goy na’şına şehper
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Bacın ehvâlini bilmez
Gelip gözyaşını silmez
Sınıp sînen sedâ gelmez
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Ne oğlun var ne gardeşin
Gatmışsın gana gözyaşın
Alım goy sîneye başın
Hüseyn’im vay Hüseyn’im vay
Yerler Hüseyn’e gurbân göğler Hüseyn’e
gurbân
Gülzâr-ı Kerbelâ’da güller Hüseyn’e gurbân
Göklerdeki melekler hammı Hüseyn’e gurbân
Yüz min düşman önünde yalnız Hüseyn’e
gurbân
Peygamber’e oğşuyan Ekber Hüseyn’e gurbân,
Yüz göz gane boyanmış Esger Hüseyn’e gurbân
Su üste o kesilmiş eller Hüseyn’e gurbân
Ağ sakalı gınalı nöker Hüseyn’e gurbân
Bir çift susuzdan ölmüş gızı Hüseyn’e
gurbân
Başında yedi gara Zeyneb Hüseyn’e gurbân
Ağlar galan vetende gızı Hüseyn’e gurbân
Gundağında oğulsuz ana Hüseyn’e gurbân
Emmâmesi elinde gardaş Hüseyn’e gurbân
Altı yaşında golsuz Cafer Hüseyn’e gurbân
Mızrak ucunda cansız başlar Hüseyn’e
gurbân
Başlarına ucalmış eller Hüseyn’e gurbân
Zeyneb gaçır gabahta sesler Hüseyn’e
gurbân
Gan gözyaşı dökülen gözler Hüseyn’e gurbân
Başsız galan bedenler hammı Hüseyn’e
gurbân
Gasım üz gözü ganlı leşger Hüseyn’e gurbân
Kesik eller kınalı eller Hüseyn’e gurbân
Şia desin ağlasın Şia Hüseyn’e gurbân
Peygamber yadigârı Şehid Hüseyn’e gurbân
Ezizi gülü Zehra
Movlâ Hüseyn’i mezlûm
Ne baş galıp bedende
Ne libâs câmesinde
Zeyneb nâle edende
Yandı Hüseyn’i mezlûm
Gitme meydana zârı
Ey anam yadigârı
Bu çöl belâ diyârı
Gördü Hüseyn’i mezlûm
Vah Hüseyn’i can vâveylâ
Ekber’e ağlar Leylâ
Diyende “mehlen mehlâ”
Döndü Hüseyn’i mezlûm
Gitme meydana gardaş
Görmüyüm neyzede baş
Gözümde galmadı yaş
Aldı Hüseyn’i mezlûm
Hele gülistânın gülü solmuyup
Anam ağlama bacım ağlama
Hele sağdı gardaşın ölmüyüp
Anam ağlama bacım ağlama
Hele ölmüyüp bu güne sitem
Neden ağlarsın bele dem be dem
Bak ağlaşırlar sana bu harem
Anam ağlama bacım ağlama
O zaman ettiğin ıstırâp
Düşe onda âleme ingılâp
Ola beste kollarına tanep
Anam ağlama bacım ağlama
O zamanda ağlaya gözlerin
Bata gana peykerim Ekber’im
Susuzdan ağlamasın Esger’im
Anam ağlama bacım ağlama
Sîne ger koşun öle pedişah
Tapa düşmen ele gana gıymaya
Ola Ehl-i beyt hamı bir penâh
Anam ağlama bacım ağlama
Bacı dökme arzu gözyaşı
Hele sağdı gam ile gardaşın
Ele nâle yer acılar başın
Anam ağlama bacım ağlama
Ele onda nâle ver gel hele
Ala Şimr hançeri ele
Ede Kerbelâ yeri zelzele
Anam ağlama bacım ağlama
O zamanlar eyle gine nevâ
Çıkar Şimr’i sîneme permelâ
Kuru yerde bu bedenin gala
Anam ağlama bacım ağlama
Olsun bele ve gene düçâr
Bu cesedimizi olur tarumâr
Dayanam da Kûffeyân bu gafar
Anam ağlama bacım ağlama
Aşura gününde Ali’nin oğlu
Kerbubelâ çölünde şehid oldu
Şu çöller katline fermân mı senin
Başın Yezid’e dermân mı senin
Göğsün kılıçlara kalkan mı senin
Kerbelâ çölünde Ali’nin oğlu
Yetiş düldül yetiş çari Zülfikâr
Yetiş Ehl-i beytin sultânı Haydar
Güle kıran girdi bülbüller ağlar
Kerbelâ çölünde Ali’nin oğlu
Şu cihân nûrunun sen gülü idin
Yanan yüreklerin cari sen idin
Haydar-ı Kerrar’ın nûru sen idin
Kerbelâ çölünde Ali’nin oğlu
Ağlayın ey şieler
Oklanıp Ekber bu gün
Zulm ile gane batıp
Doğranıp Ekber bugün
Yâ Hüseyn aşurana canımız fedâ
Yâ Hüseyn aşurana şieler fedâ
Zulm ile tuğyân edip
Şimr ile Hermele
Çıkdı Hüseyn vay sesi
Bugün göklere
Arşide çok gam yetip
Hezret-i Peygember’e
Gözlerinnen yaş töküp
Ağlar o servere
Zulm ile od vurdular
Ziynet o heymelere
Yası tutup ağlıyır
Anayı Zehra
Kül başına tökmürsen
Be niye sen ay şie
Zulmile gane batıp
Doğranıp Ekber
Yasla matem günü doğdu
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Derdimize dermân orda bulunur
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Ağla bu günlerde gözünü silme
Ab-ı revân eyle zay olur sanma
Aç gözün gafletten sen gaâfil olma
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Hüseyne türlü azap verdiler
Taze iken gonca gülün derdiler
Ah edip melekler saçın yoldular
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Yaktılar ciğerimi attılar nara
Dünyada ahirette yüzleri gara
Bir su vermediler gül yüzlü yara
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
On iki imamları düşürdün kana
Çok figân eyledi Şehriban ana
Yas u matem günü mümin olana
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Ehl-i Beyt ismini kaldırıp dedi
Dünyayı ahreti saymadı adı
Siyah zülfün al kanlara beledi
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Hasan Hüseyn de Allah’ın dostu
Kâfirler imansızlar ona eyledi kasdı
Mervan soyu sariban ellerin kesti
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Ebul Kasım düğmelerin çözmedi
Seyyid Zeyneb al vâlâsın bozmadı
Fatıma ana ciğerciğin gözledi
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Sefil âlim onlar şehit hak için
Canım kurbân Hüseyn-i pâk için
Rûz-ı mahşerde cömert saki için
Ağla gözler imam Hüseyn aşkına
Kerbelâ kan ağlar oldu
Senin için
Can Hüseyn can
Bacın Zeyneb galdı hasret
Sana can Hüseyn can
Gardaşın Abbas su yolundan dönmedi
Can Hüseyn can
Balaların galdı yetim sensiz
Can Hüseyn can
Su yerine kan içtin sen
Can Hüseyn can Hüseyn can
Eli Asgar lay lay balam
Can Hüseyn can Hüseyn can
Bu gözlerim sana ağlar
Can Hüseyn can Hüseyn can
Olamadim derde derman
Can Hüseyn can Hüseyn can
Dilde olup zikrimiz
Her mekânda yâ Hüseyn
Sîneler yaralıdı dusiler ezâlıdı
Altı kûşe gebrive
Canımız fedâ Hüseyn
Sîneler yaralıdı desteler ezâlıdı
Altı kûşe gebrive
Canımız fedâ Hüseyn
Ey herem gönlümün sevgili Kâbe’si
Menem gül yüzünün deli divânesi
Şeminde yanaram pervâneler kimin
Divâne olmayan ne bilsin derdini
Eşgimin dermânı o gözel vechini
Seyredip diyerem yâ movlâ Hüseyn’i
Ey gönül yurdumun şâhı padişâhı
Sensen bu Mecnûn’un ümidi penâhı
Ey sefa mülkünün ümidi penâhı
Sensen âşıkların ebedî Leylâ’sı
Zeyneb’in figânı o gözel ismini
Zikredip diyerem yâ movlâ Hüseyn’i
Ey belâ çölün kimsesiz gerîbi
Vâveylâ gönlümün kefensiz şehidi
İlahi nevasır yorgun sînelerde
Bitmeyen sevdasın mahsûn gönüllerde
Gelbimin irfanı o gözel eşgini
Hazinedir diyerem yâ movlâ Hüseyn’i
Hüseyn’i Hüseyn’i Kerbelâ Hüseyn’i
Hüseyn’i Hüseyn’i yâ Zehra Hüseyn’i
Feryâd-ı Hüseyn Allahu ekber
Aşura günü oldu muzaffer
Allah yolunda şanlı yiğitler
Haykırdı birden Allahu ekber
Feryâd-ı Hüseyn Allahu ekber
Nakarat: Cennet-i ala mezlum Kerbelâ
Gözümüz galıp Mehdi’miz
gele
Aşura günü hedefe çattı
Canını verdi halkı
yüceltti
Zulmü ve şirki aşağı
etti
Allah’ı bugün o razı etti
Ruhun şâd olsun ey eziz imam
Hüccetin bize oluptu tamam
Zulüm ve şirkler eyledin kıyâm
Selâm ey imam ruhuna selâm
Ganlı gülistân cennet-i âlâ
Aşkımız olup Hüseyn Kerbelâ
Ey Eli Ekber ey Eli Esger
Gasım u Ebbas çoh cevân peyker
Selâm sizlere eziz şehitler
Helmin nasırin” Hüseyn sesler
Lebbeyk imama Allahu ekber
Yığıldı Sekka yere baş yaralı gan gelir
O seslenir yâ Hüseyn dâde ok vuran gelir
Yâ Hüseyn, yâ Hüseyn gel imdâda hardasan
Geldi Zehra nenen Kerbelâ’ya hardasan
Menim ağam öz ağam, var yürekde söz ağam
Men sensiz dözemmirem, sen bu derde döz
ağam
Haydar öpen ellere, düşman deydi göz ağam
Ağdarırdım bu hali, her gece gündüz ağam
Şükrola gollarım hak yolunda getlolup
Su yolunu görmürem gözlerime gan dolup
Görse Rugeyye eğer peykerimin yaresin
Boşlar kaçar çöllere Esğer’in gahvaresin
Yığdı yere Hermele sabrımın divaresin
Su döküldü meşgiden kesdi Segga çaresin
Vay mene vay mene vay Rubab’a vay mene
Gel yolun gözlerim, gözlerim gurbân sene
Düşmüşem toprağa yareli vücut ile
Yardılar başımı kardeş bir ağır kılıç ile
Men seni ey Yûsuf’um satmadım mehri mene
Aldım boyandım gane minnet olmasın sene
Besdi fakat Fatıma lay lay desin mene
O seslesin can bala mende deyim can ana
Gur’ân oku sen natig-ı Gur’ânsan Hüseyn’im
Bilsin hamı guranine gurbânsan Hüseyn’im
Aramımı aldı sitemi ehl-i ferağın
Emma bu geçen şeblere ser saldı ferağın
Çok başine müştağ idin efsüz saraldım
Tutsun dediler kufiye mehman san Hüseyn’im
Gel neyzede Gur’ân oku sen sûra ve sûre
Çok dönderirsen muttagi Mûsâ gibi nûra
Çok goyursan gül yüzünü künzi tenura
Çok nuki evde de meh-i tebersen Hüseyn’im
Gol bağlı çekerler meni her şehri diyâre
Her yolda vuranlar yaralı başına yâre
Çarem kesilip eyle Hüseyn derdime çare
Biçârelerin derdine dermânsan Hüseyn’im
Gel verseler başın öperem birde üzünnen
Siler o terinin gülüni ganlı yüzünnen
Elvedâ bacı Zeyneb
Hakkını helâl
Elvedâ bacı Zeyneb
Men gedirem meydane
Can verip dincelmeye
Elvedâ bacı Zeyneb
Geydir kefenim bacı
Meni meydane yolla
Mennen sana emanet
Bu ümmet-i Muhammed
Elvedâ bacı Zeyneb
Getme Hüseyn’im getme
Meni gardaşsız etme
Ayrılığ zordu bacı
Men gedirem meydane
İslâmı yeşertmeye
Elvedâ bacı Zeyneb
Getme Hüseyn’im getme
Ebbas’ıma gıydılar
Seni yalnız goydular
Getme Hüseyn’im getme
Bacı Zeyneb ağlama
Yüreğimi dağlama
Men gedirem Abbas’a
Elvedâ bacı Zeyneb
Hüseyn Hüseyn ağa Hüseyn can
Kerbelâ’da tenha Hüseyn can
Zeyneb Zeyneb emmecan Zeyneb
Yüreğine kan dolan Zeyneb
Yâ seyyid-i şâh-ı mazlumân
Ey canâna, movlâ Hüseyn can
Mazlûm olup şehid olan
Hüseyn sana Zeyneb’in kurbân
Zeyneb’em biçâre perişan
Yokdu benim derdime yanan
Kerbelâ’da susuz doğranan
Âh u vâveylâ yâ Hüseyn can
Kerbelâ’da bağrım oldu gan
Nedir yâ Rab nedir bu tûfân
Gardeş düşdüm çöllere nâlân
Ağlıyıram sana Hüseyn can
Kerbelâ’na olurum gurbân
Ey yaralı mazlûm Hüseyn can
Esiriyem senin aşğının
Âşığıyam men Hüseyn’imin
Âşıg-ı Hüseyn emme can Zeyneb
Gözlerine gan dolan Zeyneb
Canımızsın ey canân Zeyneb
Belâ çölü dolanan Zeyneb
Ey Kerbelâ’da kömehsiz galan
Ey susuzluktan üreği yanan
Baş yaralı Hüseyn
Gol bağlanıp Hüseyn
Zeyneb’tir seslenen
“Mehlen mehlâ” Hüseyn
Mövlânâ yâ Hüseyn
Her gün aşura her yer Kerbelâ
Ağlar Hüseyn’e Murtezâ Zehra
Zeyneb’in dertleri
Ağladar gökleri
Düşüp attan yere
Peygamber benzeri
Mövlânâ yâ Hüseyn
Ey heyhatıyla titreten arşı
Ey Zeyneb’in vefâlı gardaşı
Yalnız galan Hüseyn
Susuz ölen Hüseyn
Dur senin yerine
Zeyneb ölsün Hüseyn
Mevlânâ yâ Hüseyn
Yer ve göklerde melekler ağlar
Ehl-i şieler garalar bağlar
Yönelip gıbleye
El açıp Mevlâ’ya
Selâm Kerbelâ’ya
Lebbeyk mevlâ Hüseyn
Mevlâna yâ Hüseyn
Meni heymeye aparma
Su yohumdu gızlarımdan
Bilirsen haceletem men
Meni heymeye aparma Hüseyn
Bu mekân dera hatamet
Kerbelâ’nın sıcağında Rugeyye’si de
yanında
Nizaların tepesinde başı gezer Hüseyn vay
Başı kesilen Hüseyn can
Su deyip uşaklar ağlar
Rugeyye garalar bağlar
Baba deyip hep ağlar
Figânı ciğerler dağlar
Meni heymeye aparma Hüseyn can
Bu mekân bera etem men
Su yohumdu gızlarımdan
Bilirsen haceletem men
Hüseyn goyup gettiler Ekber’i şehit
ettiler
Bu mekân bera etem men
Meni heymeye aparma Hüseyn can
Kerbelâ’nın gumlarında şehit oldu
çöllerinde
Ebu’l-Fazıl’ın golların da kestiler
Kerbelâ’da
MÖVLÂ HÜSEYN CAN, MÖVLÂ
HÜSEYN CAN
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Nâlân Zeyneb’in susuz şehidi
Nâlân Zeyneb’in susuz şehidi
Matem-i eşgin mazlûm
seyyidi
Matem-i eşgin mazlûm
seyyidi
Yâ Hüseyn mövlâ şâh-ı
Kerbelâ
Bu ne vâveylâ bu nasıl
belâ
Menem Hüseyn’in divânesi
Menem o şem’in pervânesi
İlahi eşgimin Kâbesi
Mövlâ Hüseyn can mövlâ
Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Garalar geyip ezâ tutaram
Garalar geyip ezâ tutaram
Sîneler deyip başa vuraram
Sîneler deyip başa vuraram
Gözümün yaşı yoluna fedâ
Ağlaram sana şâh-ı Kerbelâ
Dinim imanım ağam Hüseyn
Gönül tufânım mövlâ Hüseyn
Eşg-i irfanım İmam Hüseyn
Mövlâ Hüseyn can mövlâ Hüseyn can
Bir od düştü sîneye Hüseyn Hüseyn yanaram
Gözlerime nem dolup Hüseyn Hüseyn ağlaram
Ne bir yenilgi ne de bir haksızlık
Ne çaresizlik ne de bir hastalık
Gözlerden akan yaşlar mutluluktur
Umutlar içinde bir yolculuktur
Ağlayan gözler hazin yaşlar arasında
Hüseyn Kerbelâ’da erdi muradına
Bacı Zeyneb mesir gızının susuz feryâdına
Golu gelem Ebbas’ım gurbânam yetiş
imdadıma
O garanlık gökyüzü hurafe yerde
Hüseyn Kerbelâ’da erdi muradına
Baba Ali şehadet ne zaman geler yeryüzüne
Gelbim gem içinde hesret görünüp gözüme
Münâfık ordular gulak asmır sözüme
Şâhidim Allah Esger’im de gurbân senin
yoluna
Yerler gökler metem tutar Hüseyn için
Melekler gara bağlıyıp ağlayar için için
Hak ile batıl ayrılır tüm kullar için
Hüseyn Allah’ın cenneti gençleri arasında
Geldim yoluna şehid olmaya
Ey şâh-ı merdân al meni de yanına
Yetmiş iki gurbân veripsen
Mensiz Hüseyn sen de can veripsen
Ey pir-i Yezdân Zeyneb’in sene gurbân
O şanlı beden olupdu canınnan
Yâd ellerin Kûfe’si Şâm’ı
Sarıp goynuna derdi gamı
Bu yürek sensiz perişan yanır
Guruyan dudaklar su deyip ağlıyır
Susuz gözlerden akan gözyaşı
Şehid ganlarıyla Fırat’a garışır
Zülfikâr elinde yaralı Hüseyn’in
Düşer toprağa o mazlum başı
Söyle Hüseyn’e ey sabah Kerbubelâ’ya
gelmesin
Gelse düşer bu çölde derd u belâya
gelmesin
Söyle gene getirmesin Kûfe’ye nazlı
Ekber’i
Zulm ile kanına batar türre-yi misk-i
amberi
Toyda olur yekin onun kanına elleri gizap
Görme revâ ki Şimr din evin eylesin herap
Rehm eylesin o Zeyneb’i baht-ı karaya
gelmesin
Gelmeye yoğdu fırsatım kan ile nâme
yazmışım
Öldürecekti Müslim’i Kûfe’de destesi zulüm
Gardaşının uzun golu görme revâ olup gelem
Susuz başın kesen üdvân Hüseyn vay
Gül peykeri galan üryân Hüseyn vay
Teşne başı geçen Naki cüdâya cüdâya
Guslü olan al ganına Hüseyn vay
Ehl-i beyti galan düşman elinde
Heymeleri talan olan Hüseyn vay
Sedgâh olan sinesinin üstünde
At gezdiren Şimr’i sinen Hüseyn vay
Küller döken elemlerin başına
Küller üste beymân olan Hüseyn vay
Golu bağlı sekinesi piyâde piyâde
Şâm’a giden dide giryân Hüseyn vay
Ebbas’ının gelem olan golları yolları
Nesi olan gibi meydan Hüseyn vay
Bu nuheni dilsiz yazar Hüseyn vay
Gül peykeri üryân galan Hüseyn vay
Bikefen es-selâm
Selâm Hüseyn ağam
Y a Hüseyn es-selâm
Es-selâmu aleyke İmam
Es-selâmu aleyke İmam
Aşura matemim
Ezâlıyam daim
Kerbelâ cennetim
Kerbelâ can fedâ
Can fedâdır yoluna ağa
Dillerdeki dua
Kalpte zikir senâ
Derdimize devâ
Kerbelâ can fedâ
Can fedâdır yoluna ağa
Neynevâ’dır adı
Belâlı her yanı
Kerbelâ gözyaşı
Kerbelâ can fedâ
Can fedâdır yoluna ağa
Matemlidir bugün
Yer gök âlem bugün
Şehit olup Hüseyn
Kerbelâ can fedâ
Can fedâdır yoluna ağa
Gıyâmdır aşura
İzzet onur vefâ
Aşktır Kerbelâ
Kerbelâ can fedâ
Can fedâdır yoluna ağa
Şehitlerin şahı mazlûm Hüseyn’e
Muharremde gara giyenler gelsin
Bu meydanda bugün Zeyneb yerine
Hüseyn vay Hüseyn vay diyenler gelsin
Zâlimler elinde zulüm zirvede
Bedenler gumda başlar neyzede
Bir ayrı manzara var heymelerde
Bu cevr u cefâya dözenler gelsin
Yanan bir çadırda dördüncü imam
Uşaklar çöllere dağıldı tamam
Zeyneb’in hâline nasıl ağlamam
Gözü yaşlı ine döğenler gelsin
Âh u vâveylâ doluptu âlem
Ebbas’ın golları oluptu galem
Ne bir rehm eden var ne de diyen
Yerde yohtur gökten inenler gelsin
Elemi yerlerde izzet vakarın
Golları kesilipti Elemdâr’ın
Sayısı yok meşke değen okların
Susuzlara bir su veren gelsin
Yanan çadırda başladı talan
Toplandı Bedir’den intikam alan
Namertler kızlara kesildi aslan
Bildiler ki yok ki Elemdâr gelsin
Zeyneb harabenin yorgun mihmânı
Zeyneb Kerbelâ’nın gam kahramanı
Zeyneb Fatime ve Ali’nin canı
Dertlere çare gezenler gelsin
Men nece dertlere aşinâyem
Zeynebem hatibi Neynevâ’yem
Aşığam aşıg-ı Kerbelâ’yem
Düşmüşem çöllere dert elinnen
Derbeder oldum ey Mecnûn’am men
Bu âlem gam çeken virânesi
Olmuşam men Hüseyn divânesi
Gelbimin Leylâ’sı hardasan gel
Ey ecel ey ezel eşgi gözel
Bu sînen Allah’ın eşg Minâ’sı
Yârinem eşginin aşinâsı
Zeyneb’em Zeyneb-i Kerbelâ’yem
Eşgimin yoluna can fedâyem
Derdime ağlıyır ganlı çöller
Men Hüseyn eşgine mübtelâyem
Büründüm mateme başda gare
Ağlaram sevgili nazlı yare
Hicranı bağrıma çekti dağlar
Ahular halime meftûn ağlar
Çöllerin belâlı Zeyneb’iyem
Kimse yoğ derdimi kime diyem
Allahım gönlüme sen sabır ver
Men Hüseyn aşgına divâneyem
Ey şâh-ı devrân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Ümmete gurbân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Ağladı cimr-i beşer
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Oldu mübârek sefer
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Şimr’i oğul hençeri
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
İncidi Peygamber’i
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Beslediğin peykeri
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Doğradı üryân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Oldu karanlık hevâ
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Titredi erş-i Hudâ
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Başını daldan oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Oldu kıyâmet kıyâm
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Yeryüzüne yağdı kan
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Kesti elimi servân
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Derdine gurbân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Gandan eyle destemaz
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Yere otur gıl namaz
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Bir eyle arzu niyaz
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Ehline pehmân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Yoğdu ezâ sağlayan
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Başa vurup ağlayan
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Gözlerini bağlayan
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Ölsün anan can oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Öldü Eli Ekber’im
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Cismi güli peykerim
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
İçmedi su Esğer’im
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Verdi susuz can oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Hâline ağlar felek
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Gara giyer hesreder
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Pesniyen çarh-ı felek
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Olmadı virân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Esti hezen gülleri
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Gam gitti bülbüle
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Düştü bacın çöllere
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Ehdine fermân oğul
Yâ Hüseyn vay Hüseyn
Yatma sıcak kumda Hüseyn
Bak açılmış râh-ı Fırat
Kalk sen de bir yudum su iç
Ağlaşıyor tüm kâinat
Kalk ey şehitler serveri
Ey hür insanlar rehberi
Kalk incitme Peygamber’i
Anan Zehra-yı Ether’i
Yâ Hüseyncan meded
Kalk ey meydânlar aslanı
Sen ey dertlerin dermânı
Yatma topraklarda böyle
Kalk dertlere dermân eyle
Bedenin kalmış kefensiz
Başın mızraklarda bedensiz
Sen kâinatın ruhusun
Âlem neye yarar sensiz
Ey sahipler sahibi
Neden unuttun Zeyneb’i
Kulak ver şu feryadına
Ne olursun gel feryada
Seccâd’ın hasta yatakta
Zeyneb’tir bir tek ayakta
Yalnız başına neylesin
Kime derdini söylesin
Yaram başın sağ olsun
Meydân-ı Kerbelâ’da
Öldürdüler Hüseyn’in
Etşân-ı Kerbelâ’da
Böyle yetim erade
Galdı bugün Sekine
Cadde diyer dolanır
Sehrâ-yı Kerbelâ’da
Bilmem ağam Hüseyn’in
Fikri nedir eziyzen
Vekser bugün kesildi
Gurbân-ı Kerbelâ’da
Galdı dehi ölünce
Bağlı yaralı Zeyneb
Ez beksi derdi möhnet
Peykân-ı Kerbelâ’da
Kül serize eziyzen
Öldü şâh-ı Medine
Olup esir eyali
Zulm ile ehli gine
Vechi nedir bu Şimr’in
Helgi goyuptu hüsran
Zilhicce’nin onunda
Her il kesiler gurbân
Ayrıldım gardaşımdan
Yuvan belâlı Zeyneb
Bikeslere persidâr
Oldu vefâlı Zeyneb
Her memlekette eyâ
Hürmet olur gonağa
Ya teşne öldürdüler
Mehmânı Kerbelâ’da
Canımız uğruna olsun fedâ
Yâ Hüseyn ey seyyidi şühedâ
Gözlerimiz gâlip Kerbelâ’da
Yâ imam yâ mazlûm yetiş dâda
Yebne Zehra yebne Zehra
Vay Hüseyn vay
Ey Hüseyn sîneler dağlı galdı
Kerbelâ yolları bağlı galdı
Şehid-i Ekber seni andı
Varmayıp yolda gana boyandı
Altı köşeli gebrine gurbân
Seni ananlara olsun selâm
Yeryüzü zulüm olup yebne Zehra
Ya îmam, ya mazlûm yetiş dada
Ey şieler müminler
Görün neler oluptu
Kerbelâ çöllerinde
Ağam şehit oluptu
İmam şehit oluptu
Susuz şehit oluptu
Gerip şehit oluptu
Ağamın atı geldi
Ganlı ğeleti geldi
Ganlı gılıç Kerbelâ’da pas tutar
Hüseyniler senin için yas tutar
Hüseyn’e can Hüseyn’e
Canım gurbân Hüseyn’e
Abbas’ın güzel gözleri
Yüreğimi Allah’a yöneltti
Ebu’l-Fazıl’ın yardımı
Beni Kerbelâî etti
Parlak ay olmadan yaşayabilirim
Yakıcı güneş olmadan yaşayabilirim
Ben Ebu’l-Fazıl’sız yaşayamam
Çünkü efendimi seviyorum
Mevlâmı seviyorum
Bir kafeste yaşayabilirim
Hem nefesim olmadan yaşayabilirim
Ben Hüseyin’siz yaşayamam
Çünkü efendimi seviyorum
Mevlâmı seviyorum
Gecem gündüzüm olmadan yaşayabilirim
Takatsiz ve bîtap yaşayabilirim
Ben Zeyneb’siz yaşayamam
Senin Kerbelâ’n ey Hüseyin iki cihânın
aşkıdır
Herkes der ki, oranın havası Harameyn’in
havasına benzer
Çölde âvâre dolaşabilirim
Gurbette ve yalnız olabilirim
Ama Kerbelâ’sız yaşayamam
Neden?
Çünkü gözümün nurudur o, seviyorum onu
Hüseyin’in türbesini seviyorum
Bir harabede yaşayabilirim
Feryât ve nâleyle yaşayabilirim
Ben Rugayye’siz yaşayamam
Çünkü o bânumu seviyorum
O hanım kızı seviyorum
Yalnız ve yorgun yaşayabilirim
Yüreği parçalanmış olarak yaşayabilirim
Ben Ali Ekber’siz yaşayamam
Çünkü efendimi seviyorum
Mevlâmı seviyorum
Çölde âvâre dolaşabilirim
Gurbette ve yalnız olabilirim
Ben Zehra’sız yaşayamam
Neden ?
Çünkü annem o benim, seviyorum onu
Serverimdir o benim, seviyorum onu...
Adım abbas künyem Ebu’l-Fazıl’dır menim
Perçemi islamın elemdârıyam
Ey sipah-i Kûfe tanırsız meni
Gardaşımın yâri vefâdârıyam
Bu az leşgere fermândâr menem
Perçem-i İslâm’ın elamdârıyam
Fikrim odur odur seflerizi sındıram
Nehri Fırat üsde perçem vuram
Çaresi yok meşgi gerek dolduram
Teşnelerin çünki dil-i efkâriyem
Od tökseniz yollara bak etmerem
Meşgime su dolmadan getmerem
Çün eli boş magsadıma yetmerem
Elbette süzümün giriftâriyem
Adım Abbas künyem Ebu’l-fez’dir menim
Perçem-i İslâm’ın elemdârıyam
Kesilse gollarım galsa bedenim
Elbette sözümüm giriftâriyem
Bir izin vere şahım mene
Bağlaram su yolunu düşmene
Sed ederem yolları men yek tene
Çün ağamın tiği ser bazıyiyem men
Lebleri guru teşne esğerim
Oklansa gözüm kesilse serim
Çâresi yok gerek dolduram meşgim
Susuzların çünkü ümütgahiyem
Gardaş gelip bağ Zehra nenem
Oklandı gözüm dağıldı bedeb
Gan dolup gözlerim yüz üsde galdım
Elbette sözümün giriftâriyem
Adın şifâdır
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Derde devâdır
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Senin bu aşkın
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Gelbe sefâdır
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Gönül bağının nuru Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Dilin gemli namasi Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Rabb’in dilber dildari Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Aşkın ebedi sözü Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Gönül yurdunun irfanı sensin
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Vefâ ehlinin göznuru sensin
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Hem tarihin hemde kerbubelâ’nın
Sabrın gayretin kitabı sensin
Ahdine amel eden Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Hüseyni tek goymayan Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Aşk meydanında vefânın sırrı
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Aşka öğreten aşkı Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Tamaşa etti bütün melekler
Hayrette kaldı arşda melekler
Heyme yoluna galdı hasretle
Akan su mahcûp oldu önünde
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Geçse de çağlar âleme serdâr
Menim ağam Kerbelâ’da golsuz elemdâr
Aşığam sene gelbim divane
Gönüllerin şemi sensen âlem pervâne
Bir eşi gelmez sevdası ölmez
Yeryüzünün yar aşığı eşgi Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Babu’l-hevâic geyret ve ihlâs
Âşıkların sevgilisi Hazreti Abbas
Hamza’ya benzer narası Heyder
Kerbelâ’nın koç yiğidi Allahu ekber
Titriyir düşman dar gelir meydan
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Durmaz önünde koskoca leşker
Heyran galıp gökyüzünde Mâlik-i Eşter
Duruşu sanki Cafer-i Tayyar
Sanki gelip Kerbelâ’ya Heyder-i Kerrar
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Ağam Ebu’l-Fazıl ağam Ebu’l-Fazıl
Sular can deyir sene ağlıyır
Divâneler eyvâh çekip sîne dağlıyır
Dudaklar kuru vefâlı sultân
Senin susuz dudağına deryalar gurbân
Zülfikâr-ı Ali’nin
Gülüdür Fatime’nin
Hacetler kapısıdır
Yüce yaradanın
Ne de güzeldir adı
Ariflerin üstâdı
Kimsesiz gönüllere
Açandı kapıları
Sebeplerin sebebi
Gideren hüzünleri
Madenidir vefânın
Çözendi müşgülleri
Muzter gönüllere
Manayi emmen yucib
Aşkına eden esir
Duayı covşen kebir
Kamerî beni Haşim
Sırat-ı müstakim
Nimetidir hesapsız
Sabrıdır Allah’ın
Hesap gününde vekil
Ali Zehra ya kefil
Zemzeme i Cebrail
Zikr-i Cebbar u Celil
Akan suyun kenârında
Kim görmüş susuz öleni
Bir ayrı âlem Kerbelâ
Her yerde var ayrı belâ
Derya olan dudakların
Derya yanında kurumuş
Kalmıyıptı hiç bir kömek
Esger’in Ekber’in solup
Zeyneb gülünü akdarır
Başsız bedenler içinde
Kâh bahır Necef yoluna
Hem Hüseyn deyir ağlıyır
Zeyneb gördü çuhur yerden
Bir ses gelir deyir bacı
Hayran dolanma çölleri
Ey garip mihriban bacı
Gel kenâra çek okları
Neyzeleri, kılıçları
Ağlama Zeyneb sabrele
Musibet başlıyır hele
Huseyin güller gabağında
Galıp yaralı bedenin
Zeyneb’inin kefeni yok
Nece dayansın Zeyneb’in
Hanı eyninde gömleğin
Gül sîneni eziptiler
Yüzüğün ganimet olup
Parmağın niye kesiptiler
Rugeyye deyir derdini
Yandırırlar heymeleri
Gözün göre göre baba
Gemçi vurdular başıma
Ezizliği bitip baba
Abbas’tan sonra Zeyneb’in
Bir dert yakıp yüreğimi
Vurdular emme Zeyneb’i
Ezâ gafilesi gedir
Kûfe’ye yeni belâya
Ağır zincirler bağlıyıplar
Hasta imamın boynuna
Gafile önünde gedir
Neyzelerde kesik başlar
Seccâd’ın boynunda zencir
Arkasında yetim gızlar
Rugeyye’nin baba sesi
Yandırır Zeyneb kalbini
O üç yaşındaki bala
Dönür bahır Kerbelâ’ya
Deyirdi senin Zeyneb’in
Nedendi bu zulmü cefâ
Kesilmiş damarın o gün
Mızraklarla ok arasında
Senden sonra Kerbelâ’da
Heymeleri yandırdılar
Her şeyimiz talan olup
Balana gemçi vuruplar
Zeyneb galıptı çaresiz
Sığınahsız uşahlarla
Kan gaçır o çuhur yere
Kan gaçır nehr-i Elgem’e
Birgün seni görmeyende
Hasta olardı Zeyneb’in
Sensiz harası var gide
Ayrılammır ki Zeyneb’in
İstiyirem diyem Hüseyn
Çok dertler görüp Zeyneb’in
Herkes deyir Kerbelâ’da
Beli bükülüp Zeyneb’in
Sen meydana giden zaman
Gözü yollarda galıptı
Hüseyn senin vasiyetin
Gönlüyle kalbiyle alıp
Deyir ki bilmirem Hüseyn
Bizleri neden vurdular
Günahı neydi Seccâd’ın
Boynuna zencir taktılar
İstiyirem men diyem ki
Bu zulümlerin sebebi
Birinci zâlim ki dedi
Kenâra getmeli Ali
Hayberdeki kinleriyle
Bağlandı Ali kolları
Göz önünde Hüseyn senin
Vurdular anam Zehra’yı
O gün ateşe verdiler
Kapısını Peygamber’in
Ümmet içine ektiler
Nifak ve kin tohumları
İstiyirem diyem Hüseyn
Anam Zehra’yı vuranlar
Bu Kerbubelâ çölünde
Şimdi de bize kıydılar
Solan renk ile gittin
Perişan niye geldin
Oğul vermediler su
İçip kan niye geldin
Su vermez sana ehli
Edavet ne hileydin
Gidip gelmeyeceksen
Selâmet ne hileydin
Boğazım olacaktı
Cerahet ne hileydin
Ola kan bir içim su
Leb etşân geyideydin
Perişan ki gedirdin
Perişan geyideydin
Ne kana boyanıp ne
Verip can geyideydin
Gidip can dudağından
Verip can niye geldin
Su ümidiyle gittin
Perişan niye geldin
Bakıp rengine nare
Musibetle yanardım
Oturmazdım anardım
Bu cana dayanardım
Döküp eşki yanardım
Dönerdim dayanardım
Deyip ok boğazından
Herasan niye geldin
Zeyneb’im gel Alemdâr’ım öldü
Gol ganadım serv-i serdârım öldü
Müntezir galmasın şîr i ğarem
Gehraman o vefâdârım öldü
Gam bu yasta gerek gelbe dolsun
Var yeri gül gülüstânda solsun
Müntezir galmasın şîr-i ğarem
Gardaşım öldü başın sağolsun
Yandırıp gelbimi ah sözünnen
Macerasın eşittim özünnen
Güya o gül derir desde desde
Ok deyip nâgehân sağ gözünden
Sînesi yaralı baş yaralı
Alnını neyleyip daş yaralı
Hakkı var ölmeye görse gardaş
Can verip teşne gardaş yaralı
Şahım vefâ Ebu’l-Fazıl
Şahım vefâ Ebu’l-Fazıl
Şahım vefâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl
Soyu Heyder’i
Vefânın zirvesi
İsmi Ebu’l-Fazıl
Hüseyn’in nökeri
Aşk meydanında
Safları yaranda
Babası Heyder
Sanki Kerbelâ’da
Cafer-i Tayyar
Haydar-i Kerrar
Hatdar Muhahhar
Ebbas Elemdâr
Güller açılsın
Seni bir kohlasın
Artık gülistân
Gülümü tanısın
Hayrandır herkes
Ama meni bilmez
Divâne oldum
Eşgine Ebu’l-Fazıl
NAKARAT: Lay lay Ebu’l-Fazıl
Attan düşende yaralı segga
Geldi begiden Hz. Zehra
Başın dil hesde aldı diz üsde
Dedi can bala edil şikesde
Ey canu canân seggayı etşân
Ganlı gözüne Hüseynin gurbân
Tökülür erşi halidi meşgi
Ağusime gel olma perişan
Gelbin dincele gözün eşgele
Diri cemâli üreği dele
Gorkma darıkma sebriden çıkma
Hindi çağıram Hüseyn’in gele
Ey serv-i bosdan yeridi desdân
Düşen goluna ağlar neğlisdân
Sînem dağlama oğlum ağlama
Solma saramla ganlı gülisdân
Sen başda yara men başda gara
Bahem gedek biz huzuri yare
Seni yoruplar meni yoruplar
Sene ok mene sille vuruplar
Geydim Hüseyn’in garesi
Gelbide movlâ yaresi
Yürekte dildedi Hüseyn
Arş ile meydan arası
NAKARAT: Deyirem Abbas gelesen tek galıp
gardaş Hüseyn
O isti gumlar üste bağ yanıp gardaş Hüseyn
Kerbelâ’da şehid olan
Hüseyn erbâbiyem ki men
Gare geyip yasın tutan
Hüseyn erbâbiyem ki men
Ağam galıptı gumlar üste
Ganlı peykeri gumlar üste
Gördü ki heymesi talanır
Ğırda bala Rugeyye’nin
Gözünde yaş cilvelenir
Başında Zeyneb garası
Kerbelâ ve Şam arası
Üreyinde sağlıyır o
Hüseyn’inin çoğ yarası
Düştü Ebu’l-Fazıl’ın adı dillere
Şie fedâ o kesilen ellere
Ey Ehl-i beyt’e fedâ Ebu’l-Fazıl
Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl
Ey atası Heydar’a nuru beser
Can ağa eşginnen ürekler eser
Derdi olan adına gurbân keser
Deryada bir sen tekva Elemdâr
Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl
Ey adı segga özü etşân ağa
Komi kerem men beyi ihsan ağa
Mağbubi ehli men o Ebu’l-Fazıl
Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl
Goyma ürekler gam odunda yana
Sen bir Hüseyn’in canı bak bu yana
Bozgundu şie can ya Ebu’l-Fazıl
Babü’l-hevaic movlâ Ebu’l-Fazıl
Ey peser-i şîri Hudâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Derdimize eyle devâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Ey şuhedâ sînesinin nidâlı nidâlı
Ganlı yüzün Haşimeyn’in hilâlı hilâlı
Adı Hüseynîyelerin celâlı celâlı
Behri eda ğani vefâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Sen bi anan su sözünü unutma unutma
Ğeymeye get bahlığına çalışma çalışma
Servi şehi peykerine ne geldi ne geldi
Söyle kerem ellerine ne geldi ne geldi
Nehri alıp kızlara su götürdün götürdün
Ümmetini meğsetine yetirdin yetirdin
Sol gözün oğlandı yolu itirdin itirdin
Behri eda ganı vefâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Dur ey devâlar aslanı
Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım
Ahan su tek kızıl ganı
Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım
Daha tutmur dilim gardaş
Dur ey arğam elim gardaş
Sınıp sensiz belim gardaş
Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım
Oğul yoğ hâlimi bilsin
Sene yâr-i muin olsun
Oğulsuz gardaşın ölsün
Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım
Kesip düşman yolum ağır
Alıp sağı solum ağır
Ne baş var ne golum ağır
Ebu’l-Fazıl’ım Elemdâr’ım
Ehl-i beyt’imin serdârı
Hüseyn’imin elemdârı
Atam Ali yadigârı
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can
Ehl-i beyt’in serdârısın
Hüseyn’in alemdârısın
Ali’nin yadigârısın
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can
Akaydın Fırat tersine
Yolları gözler Sakine
Can gurbân eyledin dine
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can
Yaralıyam yatıp elem
Perçem yerde gollar gelem
Hüseyn gelip verir selâm
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can
Ben Hüseyn ibn-i Ali’nin
Yoluna gurbân olmuşam
Kerbelâ bu sehrasında
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl can
Ehvâline Ebbas’ım
Meşganlarem ağlar
Adı yazılan yerde
Ruh ile gelem ağlar
Müşgülüm olanda men
Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı
Çâresiz galanda men
Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı
Bilmem ne musibettir
Göz verdi o serdâre
Golları düşüptü sen
Getti sepi eşgare
Attı birisi bir oğ
Meşgin eledi pare
Yüz verdi gem üstünde
Ol servere gem ağlar
Bilmem nece at üsde
Düşti yere ol server
Baş yaralı gollar yoh
Tek yel vere ol server
Aldı onun etrafın
On yeddi nefer kafer
Tutmuşdular ellerden
Getlinden ötür hençer
Olmuşdular her yanda
Üsdüne hücum âver
Yüz heymelere tutti
Erz eyledi gel gardaş
Yok, taked edem bir de
Düşmenle cebel gardaş
Ne elde gılıncım var
Ne cimside el gardaş
Ehvâline Ebbas’ım
Meşganlarem ağlar
Adın yazılan yerde
Ruh ile gelem ağlar
Müşgülüm olanda men
Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı
Çâresiz galanda men
Seslerem Ebu’l-Fazıl’ı
Men nişân-ı Murtezâ’yam
Elemdâr-ı Kerbelâ’yam
Zeyneb’e vefâlı gardaş
Hüseyn’e çok sevdâlıyam
Men nişânı can Haydar’am
Hüseyn ağa ben nökerem
Müşkül guşa-yı Kevser’em
Kerbubelâ seggasıyam
Serdâr oldum Kerbelâ’ya
Aktı kanım bu sahraya
Söz verdim anam Zehra’ya
Susuz kızlar seggasıyam
Gözlerime dolsa da kan
Hüseyn’ime kurbân bu can
Susuz çölde ölsem etşân
Kerbubelâ seggasıyam
Yokdu suyum Sakine can
Meşkimi okladı düşman
Adım saka özüm etşân
Kerbubelâ seggasıyam
Ey şirin erim Ebbas
Möhkem siperim ebbas
Yatma kömeğim yokdu
Sındı kemerim Ebbas
Ey segga-yi Ali Taha Ebu’l-Fazıl
Yatma dur imdâd ele Ebu’l-Fazıl
Helg üsde bacın Zeyneb
Düzdü oturup ağlar
Getsem seni tek goysam
Bes kim gözüvi bağlar
Az de mene get gardaş
Bu gem sînemi dağlar
Heyhat açıla sensiz
Aydın seherim Ebbas
Oklar sînevün üsde
Benzer güle gülşende
Her yaran açıp min gül
Hoş etrü berazende
Sen gülsen eger gardaş
Gül aşığıyem mende
Bir buse alam senen
Vardır nezerim Ebbas
Sen mah-i becahetsen
Yokdur sene tay gardaş
Ayda bu becahet yok
Şermendedi ay gardaş
Dindir meni ehsandı
Gardaşınam ay gardaş
Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Meşgin gurbânı olum
Sehnin gurbânı olum
Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl
Sehnüne gurbân Ebu’l-Fazıl
Gebrine gurbân Ebu’l-Fazıl
Sehnine gurbân Ebu’l-Fazıl
Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl
Adına gurbân Ebu’l-Fazıl
Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl
Gollar gelem Ebu’l-Fazıl
Meşgi oğlanan Ebu’l-Fazıl
Adın gurbânı olum
Sehnin gurbânı olum
Meşgin gurbânı olum
Gebrine gurbân
Sehnine gurbân
Meşgine gurbân
Gollar gelem
Meşgi oğlanan
Aç gözün yatma Ebu’l-Fazıl’ım uyan
Dur menim hâl-i perişanıma bağ
Ey menin arğam elim
Zulm ile sındı belim
Dur nezer gıl bu ayın ulduzlarına
Heymede teşne galan gızlarıma
Goyma gardaş meni tek
Yalnızam eyle kömeh
Ey menim arğam elim
Zulm ile sındı belim
Bağ menim dildeki tekbirim idün
Sen menim sevdalıdan şiirüm idün
Goyma dur şîr-i civân
Galmadı mende devâ
Ey menim arğam elim
Zulm ile sındı belim
Kim menim sebrimi bu elden alıp
Hansı zalim seni bu hale salıp
Niye gardaş elemin yerde galıp
Sen menim şiirüm idün
Elde şem şiirüm idün
Goyma gardaş meni tek
Yalnızam eyle kömeh
Ey menim arğam elim
Zulm ile sındı belim
Kûfeyan elden alıp gardaşımı
Zulm ile gan eledi gözyaşımı
Saldı bu çölde belâye başımı
Goymadı dilde sefâ
Eyle ha gan-ı vefâ
Goyma gardaş meni tek
Yalnızam eyle kömeh
Ey menim arğam elim
Zulm ile sındı belim
Gebrüne gurbân Ebu’l-Fazıl
Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl
Sehnüne gurbân Ebu’l-Fazıl
Goy dil ayinesine perde düşe
Eşg-i âlim bu yüzü zerde düşe
Bizi derde salanı derde düşe
Yâverim yoğdu menim
Düşmenim çoğdu menim
Ey menim arğam elim
Zulm ile sındı belim
Tökerem ganlı yüze eşgi seri
Ahı mazlumum olar çok eseri
Var garanlık gecenin bir sebebi
Ey menim arğam elim
Zulm ile sındı belim
Gebrine gurbân Ebu’l-Fazıl
Sehnüne gurbân Ebu’l-Fazıl
Meşgine gurbân Ebu’l-Fazıl
Görersen gül cemâlin şad olarsan
İnşallah gebrine azad olarsan
Ey su üsde düşen golu hem perçemi
Gan dolan gözleri ağlatan âlemi Abbas
Abbas yaralandı başın
Galdı yalnız bu Hüseyn gardaşın
Aç gözün ey gardaş koyma giryân olam
Yeri var yürekden men perişan olam
Hele bir bak bana sene gurbân olam
Gözyaşını ıslatıp guru toprakları
Ne elin var diyem boynuma sal golun
Ne suyun var diyem herkes gözler yolun
Su yolunda düşüp hem sağın hem solun
Niye gelmir sesin sene gurbân olum
Ey elinnen tutan hamı yalnızların
Sendedir ey gamer gözü yıldızların
Ucalıp nâlesi balaca gızların
Su gamından çetin oldu segga gemi
Diyerem Zeyneb’in yasın sağlasın
Haremin ağlasm ciyerin dağlasın
Git anan Fatime yaranı bağlasm
Ağlat ey teşneleb Kevser-i zemzem
Ey mîr u elemdârım ey yâver u gemhârım
Ebbas Ebbas, Ebbas Ebbas
Su yolun bağladılar
Gelbimi dağladılar
Ela göz gardaşımı
Zulm ile doğradılar
Ne gelip hâllerine
Gan dolup gözlerine
Yanıram bekdi bu can
Guruyan leblerine
Esğerin rengi solup
Gelbime derdi dolup
O geder nâle edip
Yorulup sakit olup
Seni Heyder görecek
Lebine Kevser verecek
Elinden şah-ı Necef
Sene lay lay diyecek
Ya Ebu’l-Fazıl medet, kolu kalem
Ebu’l-Fazıl
Ya Sakkai Kerbelâ, susuz etşân Ebu’l-Fazıl
Etti vasiyet Ebu’l-Fazıl
Hüseyn’in nökerisin
Nece ki varsan Ebu’l-Fazıl
Ağlar Fatıma sana
Vefâlı oğlum Ebu’l-Fazıl
Ağlar Fatıma sana
Vefalı oğlum Ebu’l-Fazıl
Kerbelâ sehrasında
Bir oğul Ebu’l-Fazıl
Sanki Ali gelip
Meydana Ebu’l-Fazıl
Âlem hayran kalıp
Destanına Ebu’l-Fazıl
Âlem hayran kalıp
Destânına Ebu’l-Fazıl
Su yolunda düşen kola
Şialardan selâm ola
Kurbân olam sancağına
Elemdâr’ım Ebu’l-Fazıl
Sensiz kalan Hüseyn’e
Kurbân olum Ebu’l-Fazıl
Sensiz kalan Hüseyn’e
Kurbân olum Ebu’l-Fazıl
HZ. HÜSEYN’İN ABBAS’A LAY LAYI
Gızlardan şermende
Vefâdarım lay lay
Gollarınnan geçen
Elemdâr’ım lay lay
Boyanıpdı gane vefâlı
grdaşım
Yatıpdı çöllerde yaralı
gardaşım
Alsın önde denen
Esğer’ime lay lay
Gardaşım ölüpdi ehyame
gelmez day
Ğerg olup eşginde su
yokdu meşginde
Gördüm dey ah üsde
şermende canım var
Gelbimi yandırıp peykani
sözünnen
Macerâsın Zeyneb eşittim
özünnen
Güyâ bakırmış yolda
meşge tez tez
Bir yolda bakanda ok
deyip gözünnen
Dodağınnan öptüm
kevserden baş geldi
Ürehlendi birden
gözünnen yaş geldi
Başinin üsdünde eyleşdim
bir lehze
Her terefden Zeyneb
üsdüme daş geldi
Leblerinnen bildim serdârim etşândı
Dodağınnan öptüm dodaklarım yandı
“Nehri aldım” dedim neden içmedin su
Dodakları dedi esğere gurbândı
Gördüm danışmeyur gelbime ğem geldi
Seslendim ay gardaş meşgün içim deldi
Sînesi üsdünde serdârim süründü
Perçeminnen öptüm can verdi dinceldi
Nenemi görmidü Fırat üsde güya
Eli fehlusinde eşgi çeşmi derya
Kim can verse deyer kelmeyi şehadet
Ebu’l-Fazıl’ım deydi yâ Zehra yâ Zehra
Vefâdârım lay lay elemdârim lay lay
Daş deyip alnınnan sağ gözünnen peykân
Ok deyen gözüne olsun esğer gurbân
Gelbimi yandırdı başının belâsı
Ok datmaz Zeyneb can yarasın heç dermân
HZ. HÜSEYN’İN ABBAS’A
SESLENİŞİ
Gel ey ğeyretli serdârim, boyanıp gane teflânım
Elimin üsde oklandı susuz çeşmahe gurbânım
Galıp gardaşım âvâre, güley düşmen nedür
çâre
Adım Bâbu’l-hevâic’di, elan Zeyneb’i
bimâre
Meni tek goyma meydanda, sene gurbân ola
canım
Yanır gelbim bilen yokdu, ahır gözümnen
gözyaşım
Yatannan perçemin gardaş, çekipdi çok belâ
başın
Deyin el çalmayın leşger, ölür geyretli
gardaşım
Gelen güldü geden güldü, alışdı gelbi
suzânım
Sözümü goydu ağzımda, hecalet olmadı
düşmen
Nenem Zehra başın açdı, hayâdan titredi
meydan
Ele deydi boğazımnan, yaralandım özüm orda
Saadet tapdı gardaşım, garışdı ganine
ganım
Deyende ok boğazinnen, ümidin nehriden
kesdi
Eli bağlıydı gundağe, ayaklar titedi esdi
Ne gerdi sesledim oğlum, meni yandırma da
besdi
Başın tuttum gucağimde, oku çektim dedim
ey vây
Sînemnen deyse min peykân balamın hâline
olmaz tay
Gözün gördüm yumup yattı, dedim lay lay
balam lay lay
Heraye gel amandı gardaş
Gözüm gane boyandı gardaş
Sınıpdı şehperim
Düşüpdü ellerim
Heraye gel amandı gardaş
Gözüm gane boyandı gardaş
Gelende dilberim
Dağıldı peykerim
Eyandı mehselim
Sözümnen gardaş
Vuruplar üç per ok
Gözümnen gardaş
Dolar gülünce
Pınar bölünce
Meni görünce
Dökme göz yaş
Elerin galar belinde gardaş
Senden ötrü kalbi esen Hüseyn’em
Kardeşinim dur görüşek Hüseyn’em
Ey bana her yerde kömek Ebu’l-Fazıl
Yatma dur ehyame gedek Ebu’l-Fazıl
Aç gözün bak benim ben Hüseyn’im
Kanlı cemâlin öpen Hüseyn’im
Sen böyle yatmazdın Hüseyn gelende
Can diyerdin her adım işitende
Benziyirsen serve düşen çemende
Yokdu gülüm dözmür yürek Ebu’l-Fazıl
Kardeş eder kardeşini himayet
Eyle kömek sende bana bu saat
Oğlum ölüp düşman eder şematet
Ersede koyma beni tek Ebu’l-Fazıl
NAKARAT: Uyan ey yâre vefâdârım uyan
Uyan ey yâre vefâdârım uyan
Meni tek goyma
Elemdâr’ım uyan
Meni tek goyma
Elemdâr’ım uyan
Şerefun nasim uyan
Gözel Ebbas’ım uyan
Sene men gane batan ay diyerem
Sene men gane batan ay diyerem
Sînemi lalelere tay diyerem
Sînemi lalelere tay diyerem
Daş atanlardan eğer olsa emân
Daş atanlardan eğer olsa emân
Dökerem gözyaşı lay lay diyerem
Dökerem gözyaşı lay lay diyerem
Gerem eterlerimin vây gününe
Gerem eterlerimin vây gününe
Süt emen Esger’imin vây gününe
Süt emen Esger’imin vây gününe
Sene men gane batan ay diyerem
Sene men gane batan ay diyerem
Daş atanlardan eğer olsa emân
Daş atanlardan eğer olsa emân
Gerem eterlerimin vây gününe
Serverümün ebdeyüp hallerine
Dökülüp ganı şeref yollarine
Dökülüp ganı şeref yollarine
Seni Ekber canı kimnen soruşum
Ne gelip gardaşımın gollarine
Ey meni âvâre goyan Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Gelmişem imdâde uyan Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Gözüne ne oldu ağa Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl
Aç gözünü görüm ağa Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Söyle kerem ellerine ne geldi ne geldi
Merdi şüca şîr-i devâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Ganter açıp hatmi belâ sözünde sözünde
Vardı senin yâre gara gözünde gözünde
Gıl mene bu derdi beyan Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl
Lutf eledin nökerine Hüseyn’im
Al meni zir-i perine Hüseyn’im
Ağlamışam heç gülmedim Hüseyn’im
Meşgime bağ derdimi bil Hüseyn’im
Ettiler zülm ehli kemin yolum da
Hançer atıp saldı sağım solum da
Adma gurbân menim iki golüm da
Aşk u sefâ vardı senin sözünde
Bakma Hüseyn peykerime alışma
Heymelere aparmaya çalışma
Son anımda su sözünü danışma
Son kez görüm gül yüzünü Hüseyn’im
Fırat suyu kan ağlar, Esğer’in kederinden
Hazin hazin çağıldar, akar kalbe derinden
Ebu’l-Fazıl’ın su meşgi, öperdi ellerinden
Oğlar değdi meşgine, kan aktı gözlerinden
Ebu’l-Fazıl can elde tas susuzlar ümidisin
Nehr-i Elgem’de Ebbas, Kerbelâ şehidisin
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine
gurbân
Sende olan Kerbelâ, Hüseyn eşgine gurbân
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl gözler gözüne
gurbân
Rugeyye’ne verdiğin o su sözüne gurbân
Goymadı düşmen seni, durasan sözün üste
Saldılar attan yere, yığıldın yüzün üste
Ey vefâlı dilâver, yayıldı acı heber
Gan ağladı heymeler, gökleri sardı keder
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine
gurbân
Sende olan Kerbelâ, Hüseyn
eşgine gurbân
Güneşin rengi soldu, o hâlini görünce
Ayın yüzü tutuldu, gün ağşama dönünce
Fatıma Heyder ağlar, Ebu’l-Fazıl’ın yasına
Âlemler bürünmüştü, kızıl kan deryâsına
Göklerden nidâ etti, Cebrail Ruhu’l-emin
Vâveylâsı tutmuştu, yeryüzünü Zeyneb’in
Ümmü’l-Benîn’e selâm, ey oğullar anası
Meleklerin dilinde, Ebu’l-Fazıl’ın senâsı
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine
gurbân
Sende olan Kerbelâ, Hüseyn eşgine gurbân
Gözlerine kan dodu, mızraklar bedenine
Kılıçlar âşık oldu, vefânın madenine
Kollarını başını, fedâ etti dinine
Adamıştı canını Zehra’nın Hüseyn’ine
Sadakat mihrâbısın, gönüllere taht kurdun
Sen vefâ kitabısın vefâda sana vurgun
Sende yiğitlik yazar, yazar galu belâdan
Âşıklar seni anar mektebin Kerbelâ’dan
Hayrandı nehr-i Elgem, senin eşsiz vefâna
Ağlıyor bütün âlem, ağlayan
Kerbelâ’na
Ebu’l-Fazıl can Ebu’l-Fazıl, ağlar meşgine
gurbân
Sende olan Kerbelâ, Hüseyn eşgine gurbân
Abbas adım İslâm’a hâmiyem men
Öz dinime gurbânem Allah Allah
Abbas adım İslâm’e hâmiyem men
Feğretmerem derdari naciyem men
Feğrim budur Zehra’ye nökerem men
Öz dinime durbanam Allah Allah
Yâre menim cismimde can şenindir
Şermendiyem ruh-ı revân şenindir
Başta sînennen ağsa gan senindir
Men ganime galtânem Allah Allah
Abbas adım künyem Ebu’l-Fazıl
Haydar-ı Kerrar’ın ner oğluyam men
Gurbân verdim iki kol bir gözmü
Hüseyn’ime gurbânam Allah Allah
Öz dinime gurbânam Allah Allah
Mevlâ ellisinden gayreti aldı
Düşdü kolum hâli şehâdet aldı
Anam Ümmü’l-Benîn gurbân adadı
Ümm-ü Gülsüm bacım gurbân yolladı
Hüseyn’ime gurbânam Allah Allah
Men nişân-ı Murtezâ yam
Elemdâr’ı Kerbelâ’yam
Zeyneb’e vefâlı gardaş
Hüseyn’e çoğ sevdâlıyam
Men nişân-ı can Heyder’em
Hüseyn ağa men nökerem
Müşgül guşa-yı Kevser’em
Kerbubelâ seggasıyam
Serdâr oldum Kerbelâ’ya
Ağdı ganım bu sahrâya
Söz verdim anam Zehra’ya
Susuz gızlar seggasıyam
Gözlerime dolsada gan
Hüseyn’ime kurbân bu can
Susuz çölde ölsem etşân
Kerbubelâ seggasıyam
Yokdu suyum Sakine can
Meşgimi oğladı düşmân
Adım segga özüm etşân
Kerbubelâ seggasıyam
NAKARAT: Serdârım Ebu’l-Fazıl gamhârım
Ebu’l-Fazıl
Öz ganine galtân olan gardaşım ey vây
Su meşkine öz kanı dolan ey vây
Allam dizim üste başın, aç gözün kardeş
Salma nazardan kardeşin aç gözün kardeş
Şehlâ gözüne kan dolan kardeşim ey vây
Serdârım Ebu’l-Fazıl gamharım Ebu’l-Fazıl
Durmanam ben kardeş senin derdine gallam
Allam dizin üste başın kokunu allam
Sakka adın amma özün teşne can verdin
Su yolun bağladılar
Kalbimi dağladılar
Ela göz gardaşımı
Zulm ile doğradılar
Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan
Ne gelip hâllerine
Gan dolup gözlerine
Yanıram ben de bu can
Guruyan leblerine
Geddimi derdi gamın etti keman
Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan
Esger’im rengi solup
Galbime derdi dolup
O kadar nâle edip
Yorulup sakit olup
Gülümü perper edip badi hazan
Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan
Seni Haydar görecek
Lebine Kevser verecek
Gaybiden şah-ı Necef
Sene lay lay diyecek
Atamın sağ gözi Ebu’l-Fazıl
Meni tek koyma Ebu’l-Fazıl’ım uyan
Yâ Ebu’l-Fazıl ya Ebu’l-Fazıl
Ey vefâdârlara sultan
Ebu’l-Fazıl
Kesilen kollara kurbân
Ebu’l-Fazıl
Mertlerin şâhı
Hem kıblegâhı
Derdi olanın
Olan penâhı
Tir tir titreten meydanı
Ebu’l-Fazıl
Çâresizlerin mihmanı
Ebu’l-Fazıl
Elde Zülfikâr
Bak sanki Haydar
Düşmana zillet
Dostuna dildâr
Ey Kerbelâ’nın aslanı
Ebu’l-Fazıl
Ümmü’l-Benin’in kurbânı
Ebu’l-Fazıl
Hasan görüşlü
Hüseyn duruşlu
Meydan titreten
Ali vuruşlu
Ey Ali’nin yadigârı
Ebu’l-Fazıl
Zulme inen Züfikâr’ı
Ebu’l-Fazıl
Bir Yûsuf gözlü
Murtazâ sözlü
Kaşları hilâl
Dolunay yüzlü
Bakışı mülkü Süleyman
Ebu’l-Fazıl
Bütün âlemlere canân
Ebu’l-Fazıl
Tutulmuş yollar
Kesilmiş kollar
Sular yas tutup
Su meşgi ağlar
Kerbelâ sakisi susuz
Ebu’l-Fazıl
Ey vefâ madeni kolsuz
Ebu’l-Fazıl
Ali nişânı
Hüseyn kurbânı
Zehra’ya oğul
Rütbesi şânı
Meydanların yiğit eri
Ebu’l-Fazıl
Ey Hüseyn’inin nökeri
Ebu’l-Fazıl
Şia’nın yârı
Ümidi varı
Gelir çağırsan
O alemdârı
Adın kalbimizde yazar
Ebu’l-Fazıl
Bu nökerlere et nazar
Ebu’l-Fazıl
Ben, Ali
Murtazâ’nın oğluyum
Ben “La Feta” mülkünün sultânıyım
Şeref ve fazilet olarak şu bana yeter ki
Hüseyn’in dergâhında bir hizmetçiyim
Vallahi, sağ kolum kesilsede bu, böyledir
Betül’ün evladının hizmetkârıyım
Ben, Resul’ün bostanının bahçıvanıyım
Sürekli solan güllerinden dolayı yorgunum
Gamlı ve kırık bir yüreğim var
Vallahi sağ kolumu kessenizde böyledir
Sığınmasız susuzların sâkîsiyim
Düşman önümde diken gibi bitse de
Tek başıma bu orduyla baş ederim
Ben sonsuza dek dinimi savunurum
Vallahi sağ kolumu kessenizde böyledir
Saf suyun kenârında ayaktayım
Ayağım suyun içinde yüreğim kaygılı
Suyun içinde adeta yanan mum gibibiyim
İçim yanıyor, içler acısı hatıradan ötürü
Vallahi sağ kolumu kessenizde böyledir
Allah’ım yardım et atımı süreyim
Ve bu suyu çadırlara götüreyim
Ölsemde ne gam yemem bundan sonra
Canım fedâ olsun bu şirin aşka
Vallahi sağ kolumu kesseniz de böyledir
Yerde kanlar içinde bundan dolayı üzgünüm
Geride, susuzluktan dudakları kuruyan
dostlarım kaldığı için
Kesik ellerim yere düşmüş
Alnımda kılıçla açılmış yaralar var
Vallahi sağ kolumu kesseniz de böyledir
Vallahi sağ kolumu kesseniz de
Sonsuza dek savunacağım dinimi
Şah-ı vefâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl
Kim bu pehlivân
Âlem olup heyrân
Zehra eşgine
Hüseyn’e veren can
Soyu Heyder’i
Vefânın zirvesi
İsmi Ebu’l-Fazıl
Hüseyn’in nökeri
Aşk meydanında
Safları yaranda
Atası Heydar
Sanki Kerbelâ’da
Cafer-i Teyyar
Heydar-ı Kerrar
Hamza şebihi
Ebbas Elemdâr
Güller açılsın
Seni bir koklasın
Artık gülistân
Gülümü tanısın
Heyrandır herkes
Ama meni bilmez
Divâne oldum
Eşgine Ebu’l-Fazıl
NAKARAT: Şâh-ı vefâ Ebu’l-Fazıl
Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl Ebu’l-Fazıl
Aşk nedir bilmem
Gerek ki öğrenem
Öğretsin mene
Aşgına gol veren
Kim bu pehlivân?
Âlem olup heyrân
Zehra eşgine
Hüseyn’e veren can
Hüseyn’e veren can
Soyu Heyder’i
Vefânın zirvesi
İsmi Ebu’l-Fazıl
Hüseyn’in nökeri
Hüseyn’in nökeri
Aşk meydanında
Safları yaranda
Babası Heyder
Sanki Kerbelâ’da
Sanki Kerbelâ’da
Cafer-i Teyyar
Haydar-i Kerrar
Hamza şebihi
Ebbas Elemdâr
Ebbas Elemdâr
Güller açılsın
Seni bir gohlasın
Artık gülistân
Gülünü tanısın
Gülünü tanısın
Hayrandır herkes
Ama meni bilmez
Divâne oldum
Eşgine Ebu’l-Fazıl
Eşgine Ebu’l-Fazıl
Tu şehr-i yar-i
Fatime tabari
Manend-i Heyder
Hemyâr nedari
Kuru dudaklar Fırat yanında vâveylâ
Eline de sancak Ali kanıyla vâveylâ
Bir ömür yandı Hüseyn aşkıyla vâveylâ
İftihar eder Hüseyn adıyla vâveylâ
Çadırda Esğer yolunu gözler vâveylâ
Bir damla suya hasret gönüller vâveylâ
Fırat yanında pusu kurulmuş vâveylâ
Vurulmuş Abbas kana bulanmış vâveylâ
Bağlandı yollar kesildi kollar vâveylâ
Ötmez bülbüller kurumuş güller vâveylâ
Oklandı gözü yarıldı başı vâveylâ
Toprağa düştü yaralı başı vâveylâ
Kana bulandı Alemdâr Abbas vâveylâ
Yalnız bıraktı Hüseyni Abbas vâveylâ
Sen ümidiydin bacın Zeyneb’in vâveylâ
Kırıldı senden sonra dizleri vâveylâ
Ya Ebu’l-Fazıl Ya Heyder Heyder
Ya Eli movlâ, ya Eli movlâ
Heyder, Heyder Heyder-i Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder Heyder-i Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder dilber-i ehl-i velâyem
Heyder, Heyder dilber-i ehl-i velâyem
Heyder, Heyder menem Heyder-i tûfân
Heyder, Heyder menem Heyder-i tûfân
Heyder, Heyder Kerrar-i eşg u belâyem
Heyder, Heyder sekka-yi Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder sekka-yi Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder âşıg-ı âl-i Zehra’yem
Heyder, Heyder âşıg-ı âl-i Zehra’yem
Heyder, Heyder menem Hüseyn’e gurbân
Heyder, Heyder menem Hüseyn’e gurbân
Heyder, Heyder Ebbas-ı eşg-u safâyem
Heyder, Heyder serdâr-ı Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder serdâr-ı Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder dildâr-ı âl-i abâ’yem
Heyder, Heyder dildâr-ı âl-i abâ’yem
Heyder, Heyder menem Haşim-i sultân
Heyder, Heyder menem Haşim-i sultân
Heyder, Heyder esrâr-ı eşg u vefâyem
Heyder, Heyder Tayyar-ı Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder Tayyar-ı Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder safları yaran Hamza’yem
Heyder, Heyder safları yaran Hamza’yem
Heyder, Heyder menem “Ellah-i Furkan”
Heyder, Heyder menem “Ellah-i Furkan”
Heyder, Heyder Ebu’l-Fazıl-ı Zehra’yem
Heyder, Heyder tûfân-ı Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder tûfân-ı Kerbubelâ’yem
Heyder, Heyder sultan-ı eşge fedâyem
Heyder, Heyder sultan-ı eşge fedâyem
Heyder, Heyder menem Seyyid-i Sübhân
Heyder, Heyder menem Seyyid-i Sübhân
Heyder, Heyder şebihi Murtezâ’yem
Ya Ebu’l-Fazıl medet, golu gelem
Ebu’l-Fazıl
Ya sakka-i Kerbelâ, susuz etşân
Ebu’l-Fazıl
Ya sakka-i Kerbelâ, susuz etşân
Ebu’l-Fazıl
Ya sakka-i Kerbelâ
Susuz etşân Ebu’l-Fazıl
Hüseyn’e vefalı gardaş
Golu gelem Ebu’l-Fazıl
Olsun canlar fedâsı
Gelem goluna Ebu’l-Fazıl
Olsun canlar fedâsı
Gelem goluna Ebu’l-Fazıl
Ezâlı Ümmü’l-benin
Etti vasiyet Ebu’l-Fazıl
Hüseyn’in nökerisen
Nece ki varsan Ebu’l-Fazıl
Ağlar Fatime sana
Vefâlı oğlum Ebu’l-Fazıl
Ağlar Fatime sana
Vefâlı oğlum Ebu’l-Fazıl
Kerbelâ sehrasında
Bir oğul Ebu’l-Fazıl
Sanki Ali gelipdi
Meydana Ebu’l-Fazıl
Âlem hayran galıp
Destânına Ebu’l-Fazıl
Âlem hayran galıp
Destanına Ebu’l-Fazıl
Su yolunda düşen gola
Şialardan selâm ola
Gurbân olam sancağına
Elemdâr’ım Ebu’l-Fazıl
Sensiz galan Hüseyn’e
Gurbân olum Ebu’l-Fazıl
Sensiz galan Hüseyn’e
Gurbân olum Ebu’l-Fazıl
Dur yatma uyan yaralı gardaş
Ey âl-i Eli hilâli gardaş
Yattı elemin belim büküldü
Gözyaşım akıp üze töküldü
Ey vây vezirim öldü
Artırdı bu gam melali gardaş
Baş parçalanıp beden yaralı
Kim görse dözer bu bozuk hali
Dur koy dizim üste gül cemaâli
Kurbân sana ey belâlı gardaş
YIĞILIP EBBAS’IM NEHR-İ
FIRAT ÜSDE
Yığılıp Ebbas’ım nehr-i Fırat üsde
Belim sındı Zeyneb Elemdâr öldü
Boyanıptı gane vefâlı serdârım
Liva-yi Gur’âne vefâdâr öldü
Yaralı eslanım şehidi Gur’ân’ım
Ümid-i tıflanım cevânım lay lay
Uca boy serdârım vezir-i dermânım
Vefâlı gemhârım Ebu’l-Fazıl’ım vay
Özüne der eyle heyali gızları
Denen deydi peykân su meşgin deldi
Size hatır geçdi iki gol bir gözden
Meni goydu yalnız felek dinceldi
Dedim ayan gardaş gedirsen eğyame
Dedi sen get Hüseyn Rugeyye’n ağlar
Dedim onda getsem seni goysam tenha
Çığanda can lebden gözün kim bağlar
Deyir esğer yatsın yatıp perçem darım
Yaralı ezâsı galıp Zehra’de
Ateşinnen yansa dudağların emsin
Deyiler düşmenler su yoğ deryade
Ay menim gem günüm gemhârim Ebbas
Vay menim gem gülüm serdârim Ebbas
Ey şem-i herem hâne
Gurbânın olum Ebbas
Canlar sene pervâne
Gurbânın olum Ebbas
Adın şerefe çattı
Leb teşne gane battın
Sen Kevser’i ağlattın
Gurbânın olum ebbas
Yandı dedi ay gardaş
Ses ver mene ay gardaş
Çâreme bi doy gardaş
Gurbânın olum Ebbbas
Var heymede çok sözler
Gızlar yolunu gözler
Bakmır niye bes gözler
Gurbânın olum Ebbas
NAKARAT: Aç gözün ganına galtânım ogul
Sene gurbân yaralı canım ogul
Seni kim seni kim ganına galtân eledi
Eski cesmi ile efgân eledi
Gözünün yaşını al gan eledi
Ucaldı göklere efgânım ogul
Ey olan gül kimi heydan bala vay
Ey üzü gan ile elvân bala vây
Sene canım gurbân ola bala vây
Ey menim Yûsuf-ı Kenân’ım oğul
Sene canım fedâ canânım oğul
Ey gızıl gül ganına gül tek boyanan
Ey şerer-i ateşe gelbi yanan
Heymede indi yolun gözler anan
Ey olan serv-i hurananım oğul
Gert-i Şâm ehli tutup sağ solumu
Goy salim boynuna bir cüt golumu
Geymede gözliyir ıtret yolunu
Nece yanmaz dili suzânım ogul
Sene gurbân yaralı canım ogul
Evimi yıkdı yığılmagın Eli
Bu gızıl gana boyanmagın Eli
Çokdu ey hâmide müştâgim Eli
Gödüyür ıtretin ananım ogul
Mene sed oglu vurur zerh mi zebân
Verir oğlanların izzetli nişân
Eyledi dil yarası bagrımı gan
Dil açıp daneme üdvânım ogul
Ey kerili sen Hüseyn nökerisen
Bu mukaddes gapının nökerisen
Ohşa bu diller ile Ekber’isen
Şehadet Mecnûn oldu o düştü şafakta
Aman yâ Rabbi diyor asil vicdan karardı
O mevlâya tutuldu ona göz ağlamakta
Hep onu zikrediyor onunla insaf vardı
Adalet şemi söndü yetimler o menzilde
Yazık cihana heyhat ellerinde süt tası
Mevlâm Rabb’ine döndü ağlaşır ismi dilde
Arş a çekildi şefkat Ali kimin mevlâsı
Kan yağıyor göklerden ağla ey kalbim senin
Yar vuruldu bu sabah sultanın şehid olmuş
Vâveylâ koptu yerden en güzel bir gecenin
Göğe yükseldi eyvâh ruhu onunla dolmuş
Ay ikiye bölünmüş ey kadir gecesinin
Kûfede bir kıyamet bereket ve gözyaşı
Âlem siyah bürünmüş ey rahmet elçisinin
Öksüz kaldı merhamet yegâne can yoldaşı
Bir çığlık indi gökten inen ruh ve
melekler
Kılınç arşı öpünce sana tazim etmekte
Aşk sarsıldı yürekten Ali diyen yürekler
Kanlı yari görünce salavat getirmekte
Kıpkızıl bir kasırga ağlasın hasret gözler
Boğdu bütün cihanı o mazlûm sevgiliye
Dünyaya dalga dalga yansın yürekte sözler
Yağdı göklerin kanı o çekip gitti diye
Kan deryası çağlıyor onun öyle gidişi
Gökler sanki yarılmış âlemi virân etti
Tüm varlıklar ağlıyor Kûfe’yi terk edeşi
Can candan koparılmış başlayan kıyâmetti
Eli bala yaraların atanı dağlar
Meğer oğul yarasını atası bağlar
Başın sınıp ağıpdı gan tutup gözünü
Artık oğul göremmezem o gül yüzünü
Kulağım eşitmir bala senin sözünü
Gözünü aç yüzüme bağ Eli-yi Ekber
Ağar yüzüne neden bu dîde-i ter
Nece bırağaram Eli seni kum üsde yaralı
Bu ğaletin eli menim gararım aldı
Başındaki yaraların belâya saldı
Bütün arzuların yürekde galdı yarasılsan
sen
Gözün aç ey gülüm Ekber
Menimle bir danış Ekber
Anan Leylâ yolun gözler
Cevân oğlum Eli Ekber
Ümmü Leylânın efgânı
Doldurup erzi semânı
Bu yaraların gurbânı
Cevân oğlum Eli Ekber
Soluptu gülşenim Ekber
Pükülüptü belim Ekber
Yığılıpdı evim Ekber
Cevân oğlum Eli Ekber
Seni düşmen elimden aldı
Ananı nece odlara saldı
Ellerim goynumda galdı
Cevân oğlum Eli Ekber
Allah Allah Ekber’im can üsdedi
Ganlı gözler ehd u peymân üsdedi
Can verip peygembere benzer balam
Nûr-ı nisâ-yi Kevser balam
Gül balam ether balam Ekber balam
Can verip canânımın can sahibi
Nehzet-i ehgag-i Gur’ân üsdedi
Al balamın ganını gan sahibi
Oğlumun Allah başınnan gan gelir
Leblerinnen neyzeyi peykân gelir
Hençer üsde neyzeyi peykân gelir
Oğlumun Allah başınnan gan gelir
Sesledi ceddin meni şirâb edit
Gelbimi tutkun sesi bitâb edip
Dur ayaga eyleme hâb oğul
Kuru yerde yatma yaralısan
Üregimde kalmadi tâb oğul
NAKARAT: Kuru yerde yatma yaralısan
Eli yerde yatma yaralısan
Senidin gülü çemeni edep
Böle yatmaga ne olup sebep
Gözün ac gelir şahi tesnelep
Meni ef kıl şah-ı teşne lep
Yaralanmışam durabilmirem
Deği heymeye gidebilmirem
Deği Ekber’i görebilmirem
Kuruyup susuzdan oğul dilim
Kırılıp hamı kömeyim elim
Mene rehm gıl bükülü belim
Yola saldı ehl-i herem meni
Aparım gıyâma gerek seni
Gözünü yolda goyma Sekine’nin
Aparum seni anan ağlasın
Gözünü bacın ozu bağlasın
Seni ölmemiş görüp ağlasın
Kuru yerde yatma yaralısan
Eli yerde yatma yaralısan
Baba goyma çok anam ağlasın
Ciğerin tegan ile dağlasın
Başına bacım kara bağlasın
Yaralanmışam durabilmirem
Deği heymeye gedebilmirem
Durabilmirem eyağe babacan yaralıyam men
Kerem et yapış elimnen nece gör heyaliyem
men
Anam indi heymelerde baba göz tikipdi rahe
Gem hesretiyle her dem bahır o getligaâhe
Meni sen bu halet ile apar indi peymegâhe
Demesinler bi vefâdı baba can vefâlıyam
men
Baba guvveti tehellüm dağı galmıyıp
dilimnen
Başımın gılıç yarası elıp ihtiyar elimnen
Durabilmirem eyağe ki yaralıyam belimnen
Sene men fedâ bilirsen ki nece heyâlıyam
men
Anamı müregges eyle meni bir kenare çeksin
Eylesin fegânı nâle dağı bir kenare çeksin
Bu yaralı na’şım üsde söyle birce gare
çeksin
Başım üsde başım açsın söylesin ezâlıyam
men
Eli Ekber sefân sürmedin
Galıp bu çölde ganlı bedenin
Ali Ekber’in çoğdur sefâsı
Açılıp gonca gültek yaresi
Ne bacı var yanında nede anası
Vurun başa deyin bir yâr ağam vay
Vurun başa deyin cevân ağam vay
Bele zulm edip bu govmi hennas
Galıp golsuz guru yerlerde Ebbas
O mevlâye bilin sağlanmıyıp yas
Tutun yasın deyin golsuz ağam vay
Tutun yasın deyin Abbas ağam vay
Tüşüpdü neşi gasım pâre pâre
Galıp hesret erusin bağdi gare
Yoğdu bir nefer goysun mezâre
Toyu yasa dönen ğemdar ağam vay
Toyu yasa dönen kasım ağam vay
Minâ kimi ağıp sehrâye ganlar
Guru yerde galıp ay tek cevânlar
Ne bir leşger galıp nede elemdâr
Deyin na’şı kefensiz galan ağam vay
Bikefen galıpdı cevânlarım
Ne gardaş galıp ne yaranlarım
Ne defn eden var ne de ağlayan
Gerip galıp susuz ölen ağam vay
Gültek beleyin gırmızı lale
Anan Rubâb galıp gör ne hâle
Bize hoş bağmadın niye Kerbelâ
Teşne ölen ey süd emer ağam vây
Ekber kefen giyende
Leylâ nevâye geldi
Başın açıp Peygamber
Zehra ezâye geldi
Gurbân-i aşk olupsan
Gurbân-i eşkiyem ben
Sen dizime gelende
Gam gitti hayâ geldi
Tûfân salıp bu hicre
Derya dilen dilinde
Tapardı aşk-ı Ekber
Zikr-i Hudâ dilinde
Oğlum galıp ğeterde
Ondan belâyı gaytar
Didârime selâmet
Oğlum cevânı gaytar
Eli dedi ya Eli her dil dedi ya Eli
Sail dedi ya Eli gatil dedi ya Eli
Kılınç arşı bölende Heremullah
O sahneyi görende Hebibullah
Resûl dedi ya Eli Betül dedi ya Eli
Kâbe dedi ya Eli o gan dedi ya Eli
Düştü mihrâba imam Rahman dedi ya Eli
Nida etti Cebrail Eminullah
Vuruldu movlâ Eli Veliyyullah
Gökler dedi ya Eli yerler dedi ya Eli
Ebbas’a eşge boyan dedi şâh Eli
Meşge oğlar deyende oğul dedi ya Eli
Yiğitlerin seyyidi yenilmez
Ebu’l-Fazıl geyretullah Ebu’l-Fazıl
Esedullah
Meydan dedi ya Eli düşman dedi ya Eli
Kerbelâ eşge dergâh diller dedi ya Eli
Od tutanda heymegâh güller dedi ya Eli
Yükseldi arşa figân Sarallah Hüseyn
Yasa boğuldu cihan Sarallah Hüseyn
Zeyneb’in herayına çöller dedi ya Eli
Ağlayanda Hüseyn’e gözler dedi ya Eli
Yaralandım meni apar anama anama
Veren gesem seni ema atma atma
Yatmışıydım heymelerde uyandım
Ahu kimi öz ganıma boyandım
Yaralandım meni apar anama anama
Senden sonra mesken eden her anı
Bacım gelsin goy bağlasın yaramı yaramı
Bah heymede ağlaşırlar her anı
Yaralandım meni apar anama anama
Bülbül gibi ah eylerem ah içten
Ruhun kuşu uçtu getti kefesten
Ağır ema mende düştüm nefesten
Yaralandım meni apar anama anama
Apar meni emmelerim ağlasın
Nâle sıfat hamı ciger dağlasın
Bacım gelsin yaramı bağlasın
Yaralandım meni apar anama anama
Menim ey taze movludim
Balam lay lay gülüm lay lay
Uyandı bağdı mesudim
Balam lay lay gülüm lay lay
Menim zibâ gülüm hüsnüm
Sefâ bu gülşene verdi
Evim döndü gülistâne
Seni Allah mene verdi
Gülü bağı vefâ Ekber
Şebih-i Mustafa Ekber
Hamı derde devâ Ekber
Gülistâne sefâ Ekber
Melek menzer balam
Eli-yi Ekber balam
CENAB-I LEYLÂ DİLİNNEN
ELİ EKBER’E
Ey batan gane gara telleri canânım eli
Kesilen teşne başın ümmete gurbânım eli
Dur meni sal yola ey zülfümü emme gedirem
Sene toy eylemedim başime küller gedirem
Nece sensiz ey oğul bikeso nâlân gedirem
Gedebilmem bu yolu Yûsufu kenânım eli
Saralıp rengi ezâdârım ciğerin yandı oğul
Zeynebin sındı beli heymeler odlandı oğul
Ne Arusun toy otağı nece tarandı oğul
Yasemen geydi gara soldu gülistânım eli
Guzusunu itiren ahu kimin men melerem
Deşdi hanum eyliyik Kerbubelâ’nı gezerem
Geceler subhe kimin eşgi gözümden elerem
Golların gane batıp Yûsuf-ı Kenânım Eli
Yokdu cisminde mene buse yeri çokdu yaran
O geder yara vuruplar ne edim ölsün anan
Elimi üzdüler sennen ey oğlul Şimr’i senan
Galdı sînemde elim lebleri etşânım eli
Gameti düşdü yere çün şeceri nâresi gız
Oğlu ölmüş ananı şamide isderler keniz
Toy henası elive goymadın ey canı eziz
Gedebilmenem bu yolu Yûsuf-ı Kenânım Eli
Sensiz elim rûz-i şâd
Zikrim olup vây oğul
Men sene lay lay deyim
Vây deyim ey vây oğul
Ve gece gündüz eli
Her ne dedim yatmadım
Baştaki şu fikrini
Baştan oğul atmadım
Men sene lay lay deyim
Vây deyim ey vây oğul
Tutmasam ülfet eli
Gördüler petsen ile
Kestiler sütten seni
Zehirli petsen ile
Men sene lay lay deyim
Vây deyim ey vây oğul
Goydular dahı meni
Nala ve figan ile
Men sene lây lây deyim
Vay deyim ey vay oğul
Firget-i Ekber öldürür Leylâ’yı
Şibh-i Peygamber öldürür Leylâ’yı
Bir bülbül tek taptım gene ilindim
Zehmet çekip on sekiz il oturdum
Boyum beraberi oğul yitirdim
Anan ölsün dünyada sen gülmedin
Cevân öldün toy otağı görmedin
Erus ile elin ele vermedin
Bele zehmetler öldürür Leylâ’yı
Başın uca niyzeler vurdular
Min canları topraklara goydular
Kız gelinler temaşaya durdular
Bele zehmetler öldürür Leylâ’yı
Baş gebirden götür anam gelipti
Aç gözlerin bak gör neler oluptu
Dur gör anan ne günlere galıptı
Bu gara günler öldürür Leylâ’yı
Sensiz men nece Medine’ye gedem
Men nece sek gardaşları görerem
Bele zehmetler öldürür Leylâ’yı
Gane batan câmesi
Doğranan emmâmesi
Geldi bacın nağmesi
Ey vây Eli Ekber’im
Titriyor çoh dizleri
Gem getirir sözleri
Yolda galıp gözleri
Ey vây Eli Ekber’im
Gül kimin rengi solup
Derd ile gelbi dolup
Fatime yalnız galıp
Ey vay Eli Ekber’im
Yaz gebrimin daşına
Bah gözümün yaşına
Fatime hasret galıp
Ölende gardaşına
Hani o zülfü kara
Hal kara gözü kara
Allah Allah nedir bu
Can yara cismi yara
Sîne suzânı oğul
Gözü ceylanı oğul
Ceddi gurbânı oğul
Leyli sultânı oğul
Hani duruşun oğul
Gılıç vuruşun oğul
Nara atışın oğul
Keskin bağışın oğul
Saldılar derde oğul
Adın her yerde oğul
Vatanın nerde oğul
Anılar görde oğul
Baban tek galdı oğul
Derdinden yandı oğul
Düşmanlar sardı oğul
Cesedin kaldı oğul
Hele gülşenin gülü solmuyup
Anam ağlama bacım ağlama
Hele sağdı gardaşın ölmüyüp
Anam ağlama bacım ağlama
Hele sâhib-i elem ölmüyüp
Hele golları gelem olmuyup
Hele meşki gan ile dolmuyup
Anam ağlama bacım ağlama
Hele gumlar üste düşmüyüp
Bacı Ekber’in ganı üstüne
Günü günde zulüm ile galmıyıp
Anam ağlama bacım ağlama
Hele heymelerden
ucalmıyıp
Göğe Leylâ’nın baba vây
sesi
Hele gana zülfünü
yalmuyup
Anam ağlama bacım ağlama
Hele ölmüyüp iki nur
eşin
Ciğerin başı hele
yanmıyıp
Hele Esger’in yatıp
uyanmaz
Anam ağlama bacım ağlama
Kesme yolun koy gedim ey
beyhaya
Rehm eyle zâlim men Eli
Ekber’e
Vurma yaram üstüne bir
de yara
Rehm eyle zalim men Eli
Ekber’e
Goncayı bağı çimeni
Heyder’em
Bunca imametlere Tûrgâh menem
Sebd-i Eli şevkat-i Peygamber’em
Rehm eyle zalim men Eli Ekber’e
Men Hüseyn’in güllü gülistâniyem
Men Hüseyn’in şâh-ı şebistâniyem
Fatime’nin selvi gül fistâniyem
Rehm eyle zâlim men Eli Ekber’e
Hay hay deyip çohdu yara vurmayın
Rehm eyleyin çoh meni incitmeyin
Teze cevanam başımı kesmeyin
Rehm eyle zâlim men Eli Ekber’e
Yaralandım ey şahı Kerbelâ
Ölürem herayıma gel baba
O gelen gedemlere can fedâ
Ölürem herayıma gel baba
Günün itsisi geceler susuz
Ateşim dem ha dem eder beruz
Bedenim yanar özümde susuz
Ölürem herayıma gel baba
Baba virdi zikrim olup feal
Meni gel bu halımda ya da sal
Başımı götür dizin üste al
Ölürem herayıma gel baba
Bedenim yaralı dahi gan verir
Bu gan öz ganı nişânı verir
Baba gel gör Ekber’in can verir
Ölürem herayıma gel baba
Baba eyle Ekber’ine kerem
Yola göz dikip seni gözlerem
Bşım üste gelmesen ölmenem
Ölürem herayıma gel baba
İndi balam elimde oklandı bacı Zeyneb
Al bağrına yavaş bas gundağı gandı Zeyneb
Gedin hemen bu saet gelsin deyin anası
Lay lay desin her saet sarsın başe garasın
Alsın kenâre başın hoh eylesin yarasın
Bundan sonra onunda musibeti var Zeyneb
Ekber geminde bacı sebreyledim dayandım
Emma eli esğerin musibetine yandım
Oklu balam elimde meydanı çok dolandım
Efgân u âh u zârım arşa dayandı Zeyneb
Ok Esğer’e deyende yatmışdı ok uyattı
Aynı açılmamış gül ok açdı hem saralttı
İki şikâre bir ok bir zâlim üçü attı
Sepdi balam ganını göğü boyadı Zeyneb
Esğer’im ey benim istekli balam
Lay lay gamlı balam
Hazıram öz canıma derdin alam
Lay lay gamlı balam
Bağlıyıplar soyulan heymelere
Lay lay gamlı balam
Kim keser su yolunu süt emere
Lay lay gamlı balam
Can balam batma hele gal sehere
Lay lay gamlı balam
Goymaz Allah bele şermende kala
Lay lay gamlı balam
Aç gözün bağ ananın haline
Vây Rubâb’ın hâline
Az galır zengi musîbet çalma
Vây Rubâb’ın hâline
Keşke ezizim, balam canım alına
Vây Rubâb’ın haline
Az galıp gamlar elinden gocalam
Lay lay gamlı balam
Sabrele gurbân gözyaşına
Men dolannam başına
Gün sayırdım çatasan bir yaşına
Men dolanım başına
Bağ hele bacına gardaşına
Men dolanım başına
Goyma bu heymelere nâle salam
Lay lay gamlı balam
Gözlerin yumma gulağ ver sözüme
Gözelim bağ yüzüme
Gözyaşım perde çekipdir gözüme
Balacan bağ yüzüme
Ağladıkca diyerem öz özüme
Balacan bağ yüzüme
Sana lay lay gerekir isde çalam
Lay lay gamlı balam
Vurma tırnağ sînemi yaralama
Sînemi yaralama
Sabrımın temelini pâreleme
Sînemi yareleme
Ela gözden gözyaşın eleme
Lay lay gamlı balam
Eli’min dilberi lay lay
Dilimin ezberi lay lay
Anamın benzeri lay lay
Fatime menzeri lay lay
Ey sesle gehramanım
Sevgili şirin zebânım
Meni eyleme bağrı gan
Aç gözlerin Rugeyye can
Sene çattı ganlı bir baş
Mene gemler oldu yoldaş
Dökerem ölünce göz yaş
Sen ölünce men ölüm kaş
Niye açmırsan gözün
Anan öldürer özün
Eli’min dilberi lay lay
Dilimin ezberi lay lay
Anamın benzeri lay lay
Fatime menzeri lay lay
Gelbim oldu gan Rugeyye
Gametim kemân Rugeyye
Seslerem uyan Rugeyye
Can Rugeyye can Rugeyye
Sen herem hezalısan
Ekber’imin maralısan
Babanın başın görende
Ganlı leblerin öpende
Düşdü dil haması mende
Galmadı tagat bedende
Lânet ola o düşmene
Gemçiler vurdu sene
Günüm günnen yaman oldu
Gözüm yaşı revân oldu
Bu rengi zeferân oldu
Bala lay lay Eli Esğer
Çağırın Fatıma gelsin
Seni bu halini görsün
Südüm yokdur anan ölsün
Bala lay lay Eli Esğer
Sakine zâr u giryândı
Ciğerim lâletek gandı
Seraser haymeler yandı
Bala lay lay Eli Esğer
Beşiğin boşdu Esğer’im
Gözyaşım coşdu Esğer’im
Gucağında Hüseyn’imin
Yat yerin ğoştu Esğer’im
Gundağı gan ile doldu
Esğer’im gül gibi soldu
Süt emer susuz balamdan
Boş beşik nişâne galdı
Ğınalı kuzu Esğer’im
Eşgimin nazı Esğer’im
Sinesinde babasının
Seher yıldızı Esğer’im
Eli Esğer balasına
Yüreğinde yarasına
Kurbân olsun bu canımız
Zeyneb’in Kerbelâ’sına
Beşiğini beziyerdim
Sana lay lay da diyerdim
Uçup gittin ellerimden
Emmen kurbân olsun sana
Gundağı gan ile dolan
Eli lay lay balam lay lay
Susuz çölde etşân olan
Eli lay lay balam lay lay
Beşiği boş galan balam
Meni derde salan balam
Gumlar üste galan balam
Eli lay lay balam lay lay
Eli yeter gel ağlama
Yanan sînemi dağlama
Su veren yoğdu balama
Eli lay lay balam lay lay
Eli sensiz anan ölsün
Gerip yüzüm nasıl gülsün
Daha bekleme su gelsin
Eli lay lay balam lay lay
Meni az sen kebâb eyle, Eli lay lay balam
lay lay
Biraz sînemde hab eyle, Eli lay lay balam
lay lay
Eli yoğdur suya imkân kesip su yolların
üdvân
Olaydı âlemi virân, Eli lay lay balam lay
lay
Demem baştan su fikrin at, ügan eyle anan
ağlat
Biraz Allah rızası yat, Eli lay lay balam
lay lay
Ateşten gül gibi soldun, baharın ebri tek
doldun
Az ağla yat kebâb oldun, Eli lay lay balam
lay lay
Melâlin âlemi ağlattı, az et nâle sesin
battı
Bala yat ahular yattı, Eli lay lay balam
lay lay
Dolandım heymeni her su, su yok ağla ey
mehrû
Gedip segga getirsin su, Eli lay lay balam
lay lay
Su yoğ goyma dudağa Eli, az ağla sîneme
dur gel
Biraz hâb et bala dincel, Eli lay lay
balam lay lay
Menim ümîdi gülzârım, olupdu gundağ
golların
Yat ey gül yüzlü dildârım, Eli lay lay
balam lay lay
Menim gemlerime sabır, gırılmış gelbime
ğatir
Yat ey dilsiz balam ağir, Eli lay lay balam
lay lay
Seni gucağıma alam, biraz sîneme salam
Südüm yokdur ğecil galam, Eli lay lay
balam lay lay
Esger’im oğlanıp
Ekber’im doğranıp
Golların bağlanıp
Üreğin dağlanıp
NAKARAT: Sen de yaralı Hüseyn men de
yaralı
Esger’i oğlanan
Ekber’i doğranan
Golları bağlanan
Üreği dağlanan
Hâline ağlanan
Belâ çöllerde
Yaralı Zeyneb’e
Heçkesim yohtu ki
Derdime men yanam
Ne Murtezâ babam
Ne de Zehra anam
Golları kesilen
Ebbas’a gurbânam
Bu ganlı çöllerde
Belâlı Zeyneb’em
Çöllerde ağlıyıp
Gözünün yaşına
Gurbânam ay gardaş
Yaralı başına
Matem tutur çöller
Eziz gardaşıma
Ezâlı çöllerde
Ezâlı Zeyneb’em
Esger’im ey şirin zebânım
Ey menim ruh ile revânım
Yat bala eyle istirahet
Ğesfesen bar-i gülistânım
Ağlama ağlama gurbân akan gözlerine
Sîneme hesretli bakan gözlerine
Balam lay lay gülüm lay lay
Od tutup yanıram balam vây
Derdini ganıram balam vây
İstirem seliyem Ebu’l-Fazıl
Şermiden ganıram balam vây
Lay lay ey derdi anasın derde salan
Lay lay ey hesret üreklerde galan
Balam lay lay gülüm lay lay
Açmadım dil gemim çoh oldu
Gelbime mişgülün oh oldu
Her yeri sudan ötrü gezdim
Heyf ola hâsılım yoh oldu
Effele ellerini bağlamışam
Men de tek sene recan ağlamışam
Ağlama ağlama gurbân akan gözlerine
Sîneme hesretli bakan gözlerine
Balam lay lay gülüm lay lay
Boş beşik yandırar ananı
Heymenin ey durup duranı
Diyerem ahu hesretiyle
Ağtarın gara göz balamı
Üreğim istiyir sesin ağla balam
Ellerin bağlayan deyir ağla balam
Lay lay ey derdi anasın derde salan
Lay lay ey hesret üreklerde galan
Balam lay lay gülüm lay lay
Ey su fikrin başdan atan
Al gundağı gana batan
Etşân bala etşân bala
Canım sana gurbân bala
Oğ gelende bağtın eli, uldız gibi ağdın
Eli
Boğazından ağan ganı, gundağına yağtın Eli
Gonca gülüm talan oldu, dil açmağın yalan
Ne çetinmiş oğ yarası, yaranın yoğdu
çaresi
Hangi tiflan senin gibi, boş galmıştır
gehvır
Meni gözden attın bala, gızıl gana battın
bah
Gözlerim ağdarır seni, gidip harda yattın
bil
Goğunu güllerden alam, yoğluğunda ağlar
Gonca gül per per olanda, can vermeğin ya
Ey sohbetim sözüm bala, elâ gözlü güzel
bil
Bir defelik atma meni, yuğuma bari gel
bala
Ey ganına batan bala, meni gözden atan
balı
Gucağda altı ay menim, şirin şirin yatan bal
Ey sabrımı alan bala, ey özünden geçen bah
Ayağ tutup dil açmadın, su tek ganin içen
bil
Boğazın oğ biçen bala, gel bari gam eler
bah
Ey güzelim geddin özün, geldi başa neler
bal
Meni goydun neden bala, ışığlı çırağım
bala
Harda su görsem seslerim, susuz güvercinin
Gözelim gözelim gözelim lay lay
Sene gebri gazar öz elim lay lay
Ey cemaet ısbatı hakkı men
Bir görün ne burhân getirmişem
Bir elimde bir süd emer uşağ
Bir elimde guran getirmişem
Bir görün ne burhân getirmişem
Görmüşüz elim üsde bu bala
Suzişi ateş ile yanır
Yoğ dili ede halini beyan
Od tutup vücûdu alovlanır
Ağlıyıp edir ney kimi neva
Leblerin emir galbi odlanır
Yoğ anasının sinesinde süd
Bu balanı etşân getirmişem
Bir görün ne burhân getirmişem
Kâfir olsa rehm eyler hâline
Ey cemaeti Kûfe ve Halep
Geçdi zülmüz endâzeden sizin
Bir bile cefâye nedir sebep
Bilmirsiz müselmânam meni meğer
Ya deyil babam seyyid-i Erep
Elde bu kelâmı ğudanı men
Her sözüme burhân getirmişem
Bir görün ne burhân getirmişem
Nâmeler yazıp davet eylediz
Men geribi bu çöle
Bedr’in intikamın almak için
Eylirsiz men ile mücâdele
Ey güruh-i kin bu ne diynidir
Az galır susuzdan balam öle
Âkıbet size bir içim suya
Esğer’imi mihmân getirmişem
Bir görün ne burhân getirmişem
Gundağı gana batan süt emer Esğer’im
Oldu biçâre anan derbeder Esğer’im
Garip anan meler galıp edim neva Eli can
Yaralanan boğazına canım fedâ Eli can
Ey güzel son beşiğim gadanı men alım
İstiyir kastı felek sene hesret galım
Yuğuma gel Eli can sene lay lay çalım
Dünya’nın yaman günü, mene pay olup Esğer
Ganına battın oğul aşkın olupdur derdin
Yüreğinin başını bürüyüpdür duman
Oğ yaram görmemişem olmuşam bağrı gan
Bu dehride ayrılığa nece dözüm Eli can
Güzel balam, maral balam, son beşiğim Eli
can
Ananam, adamsızam yoğ oğul bir kesim
Yanıram gam oduna yoğdu baban Hüseyn
Ağlamağdan Eli can tutulupdur sesim
O bülbüle ğazan olup gülün bala çağında
Maralım oğlanıp, galıp elim ürek başında
Men Rubâb-ı bikesem, su görende ağlaram
Her ana balasına süd verende ağlaram ay
balam
Ey su yerine gan içen
Şirin beden dilsiz balam var
Gül peykerin hencer biçen
Solgun beden dilsiz balam vay
Ok yâreni kim bağladi
Gan ağladı efgânim Esğer
Yakan menim bu gelbimi
Solgun beden dilsiz balam vây
Galdı ürehde ellerim
Şirin sözüm arami canım
Hesret galıp ruhsârive
Ağlar gözüm arami canım
Süzdün hara beht ulduzum
Dadım duzum ruh u revânım
Salmış ayakdan hicr odu
Yokdur dözüm aramı canım
Ok yâreni kim bağladı, gan ağladı gan
ağladı
Gurbânım Esğer, gurbânım Esğer
Arzularım oldu yalan
Ey gebri şân heyrânı mesken
Gelbim darıkdı gel bala
Ey mihribân heyranım Esğer
Yandım deyem süd galmadı
Men o gece âvâre galdım
Emlik guzum gel sîneme
Ver cisme can heyrânım Esğer
Bu Kerbubelâ teşne oğul gülşene benzer
Hansı nene dünyada mene benzer
Âlemde bilir sen güle çok gül sene benzer
Bir gülsen eli bağı beheşt etri versen
Biçare rubabin goyup âvâre gettin
Sensiz Eli rûz-i şeb
Zikrim olup vây oğul
Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây
oğul
Üç gece gündüz Eli
Her ne dedim yatmadın
Baştaki su fikrini baştan atmadın oğul
Su vermediler su menziline çatmadın
Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây
oğul
Ekber anası gibi men de ciger dağladım
Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây
oğul
Yandırdı heymeleri ağlattı Peygamber’i
Men sene lay lay deyim ya deyim ey vây
oğul
Müslüm adımdır ey kavim
İslâm’a hâmiyem ben
Öldürmeyin Hüseyn’i
Kaim makamiyem ben
Sanma ki hutserane
Bu serzemine geldim
İsbati hadden ötrü
Ey ehl-i kineye geldim
Memur etmiş emîrim
Tervic-i dine geldim
Orduyı şâh-i eşge
Erşed nizamiyem ben
Ey Kûfiyân varımdır
Peygamber ile nisbet
Sanmam hâkiri böyle
Şermeyleyin cemaet
Ey vâh şehid oldu Gasım
Bir sen idin bir nefesim
Ses ver bana battı sesin
Cevânım oğul vây oğul
Gana batmış gül bedenim
Toyun battı yasa senin
Toy libâsın kefenin
Cevânım oğul vay oğul
Düşman vurup sîneme oğ
Dur yatma gün sıcağı çoğ
Öpmeğe bir sağ yerin yoğ
Canım oğu vây oğul
CENÂB-I SAKİNE’DEN
CENAB-I KASIM’A
Emim oğlu dur ayağa
Bu toyun mübârek olsun
Gelinin gelip otağa
Bu toyun mübârek olsun
Nazar et bu selb-i zâra
Mâh-ı ruşanı Hicaz’a
Dur ayağa peşi vaza
Bu toyun mübârek olsun
Bu ne toydu Zeyneb ağlar
Başa Zeyneb gara bağlar
Su deyip uşaklar ağlar
Bu toyun mübârek olsun
Kalem kaşın vedâsı
Emimin cevân balası
Hanı elinin hınası
Bu toyun mübârek olsun
Hani babası bağında
Gülü lâleler çağında
Hani sağdıcın sağında
Bu toyun mübârek olsun
Meye sağdıcım semer ber
O tarı tığı ve hançer
Dedi gel Eli Ekber
Bu toyun mübârek olsun
Su gibi döker o gözler
Ne garam bakır o gözler
Kimi aktarım o gözler
Bu toyun mübârek olsun
Gözüm aktarım anamı
Yanıma çağırın anamı
Başıma salsın karanı
Bu toyun mübârek olsun
El fi ezimden haberdâr
Kalem elde sîne dağlar
Mene ağlasın cevânlar
Bu toyun mübârek olsun
Sana men vedâ Sekine
Gelinim hanı yanında
Yakacak kanın eline
Bele toy mübârek olsun
Toprağın üste dur yatma Gasım
Gana gözyaşını gatma Gasım
Dur Hüseyn’i çoğca ağlatma Gasım
Ağlarım men fırakında Gasım
Çokca gan var dudağında Gasım
Gasımım ömrümün ey fidanı
Dur emmoğlun ölüp gelbi ezâlı
Arşı âlâda Zehra garalı
Müçtebâ’nın azizi uyan yaralı
Ey meni tek bu günde goyan Gasım
Gülşeni hakkı ettin safâlı
Ganın ile bu gün ey vefâlı
Gözleri yolda galmış ananın
Sen gözünden onu atma Gasım
Sesliyir yareli yatma oğlum
Dur ananı çok ağlatma oğlum
Dur teselli ver oğlum anana
Gelbi Zehra’yı dağlatma Gasım
Hem ve hep Abbas’ın sesler ey can
Hey diyerler uyan ey gana batan
Başına men dolanım azizim
Gamlı gelbimi dağlama Gasım
Naşını goydu topraklar üsde
Yüz tutup haymeye gelbi pare
Ta Seriye gelip seslenip vây
Dur meni indi ağlatma Gasım
Hemen yetiş imdada emi
Goyma naşım gala sahrada emi
Başım üste eger gelse sesin
Can gatar canıma senin nefesin
Anama de meni gözlemesin
Galdı hasretim dünyada emi
Seslerem bir yana yetmez sesim
Delindi ağ sînem sındı nefesim
Sen gelende olar en son nefesim
Gel yetiş sen özün imdada emi
Mek nedir zahmettir bana
Bu yolun zahmeti rahattır mene
Şehid olmak saadettir mene
Sıcak gumlar bana seccâde emi
Aç gözün ey toy otağı gan Gasım
Hiclegâhı zülm ile virân Gasım
Eyleme men bikese bir beyle nâz
Var ananda gerçi her naza niyâz
Ölüy meni eyleme çoğ serfınâz
Aç gözün ey toy otağı gan Gasim
Hiclegahi zülm ile viran Gasim
Gasimcan geymiyipsen toy libâsın
Ömrümce sağlaram men senin yasın
Dur ayağa gelipdi gül Erusun
Aç gözün ey toy ğenası gan Gasim
Hiclegâhi zülm ile viran Gasim
Gülistânide solupdu güllerin
Dağılıp sînen kesik ellerin
Dur gedek gözler seni emmelerin
Aç gözün ey toy otağı gan Gasim
Hiclegahi zülm ile viran Gasim
Yok, bir havaka gel olma gümrah
Vamak sen Allah rehm eyle zâlim
Salma şerâre sen kalbi zâre
Besti bu yara rehm eyle zâlim
Gelme gemine betsi bu gine
Bakın Sekine rehm eyle zâlim
Rengi solup bir hal oluptu
Ağlar ölüptü rehm eyle zâlim
Var iltimâsı çoktu yarası
Ölüp Abbas’ı rehm eyle zâlim
Çoktu melâli gelipti celâli
Gözler eyalı rehm eyle zâlim
Susuz galıptı gültek solup
Bir hâl oluptu rehm eyle zâlim
Dilden düşüptü çok incinipti
Guş eyliyipti rehm eyle zâlim
Şie bakın Zeyneb’in hâline feryâdine
Biz bu gece gelmişek şam-i geribânine
Bu gece ey şieler siz oturup ağlayın
Âh u fegân eyleyin sineleri dağlayın
Gara geyip serbeser başlarıza bağlayın
Sizde bakın Zeyneb’in hâl-i perişanine
Zulm ateşi ile heymesi suzân olup
Düşmen alıp etrafın ziyneti talan olup
Şie bakın o şâhın dertli musibetine
Tutdular etrafını doğradılar Ekber’in
Bağlandı sudan bugün teşne eli Esger’in
Gattı Hüseyn Esğer’in ganini öz ganine
Saldılar meydanlara ol yaralı peykerin
Bir veledi zinada gesd edip o ellerin
Gem gehremâni, Zehra nişâni
Ey ruhibâ imân, canım sene gurbân
Zeyneb Zeyneb Zeyneb
Kenz-i heyâ Zeyneb, kani vefa Zeyneb
Derd aşinâ Zeyneb, gergi belâ Zeyneb
Mehbûbeyi canân, Gur’ân’ına gurbân
Zeyneb Zeyneb Zeyneb
Gardaş başın üsdünde, zülfü ağaran Zeyneb
Sehra-yı musibette gemnen gocalan Zeyneb
Gardaş başinin gani zülfünde kina Zeyneb
Zeyneb Zeyneb Zeyneb
Evvelde gören izzet, ahirde çeken zillet
Ağlar gözü gurbette, gardaşlarına hesret
Can sinede söylerdi vay bekdi gera Zeyneb
Zeyneb Zeyneb Zeyneb
Ağzında şirin söznen gemnen dolanan Zeyneb
İstekli Rugeyye’yle gemli olan hem sâye
Gurbette ölen yavrun, muhtac-ı kefen
Zeyneb
Men Zeyneb’em gem tağ vurup gapıda
Gemler mene heyme gurup gapıda
Rugeyye ki yüzün goyardı divâre
Ele billem nenem durup gapıda
Aglama bacı Zeyneb ezâsı dâim Zeyneb
Şia yoluna gurbân yüreyi yaralı Zeyneb
Kanlı susuz Kerbelâ’nın
Menem dertli gemhârı
Susuz kafilenin
Olmuşam elemdârı
Atam Ali Haydar’ın
Oldu talan ocağı
Talan oldu heymeler
Yandı ciğer pâreler
Ey ehl-i imân eden
Bakıp ağla halima
Çağırdılar Hüseyn’i
Belâ Kûfe yoluna
Yalan biat eyleyip
Saldılar nece Tora
Nece dözerem Taha
Men Hüseyn yokluğuna
Yatır gumlar üstünde
Teşne başsız bedenin
Yatır gumlar üstünde
Teşne başsız bedenin
Abbas, Kasım, Ekber’in
Doğrandı yâverlerin
Boyandı al ganına
Böleh, körpe Asgar’ın
Esir düstü gızların
Ağardı zülfüm menim
Esir düştü gızların
Ağardı zülfüm menim
Allahım âşığam Kerbubelâ’ya
Âşığam âşık-ı Kerbubelâ’ya
Zeyneb’em Zehra-yı Kerbelâ’yam men
Zeyneb’em Zeyneb-i Murtezâ’yam men
Zeyneb’em Zehra-yı Kerbelâ’yam men
Hüseyn’e bir bacı bir anayam men
Sînemin yarası baki Hüseyn’im
Zeyneb’in devâsı sâkî Hüseyn’im
Olmuşam sevginin gurbânı gardaş
Solmuşam derdimin dermânı gardaş
Aşkımın sahili sultan Hüseyn’im
Zeyneb’in gatili galtân Hüseyn’im
İlâhi meydân-ı Kerbelâ’da
Yanmışam Minâ’da say u Safâ’da
Başımın sayesi Rahman Hüseyn’im
Zeyneb’in Kâbe’si etşân Hüseyn’im
Ruhumsum ey kerem sultân-ı etşân
Mazlûmsun arş olan sînesi elvan
Susuzsun suların gözleri giryân
Hüseyn’im Zeyneb’in gözleri nâlân
Esirem esir-i eşg-i Hüseyn’em
Çöllerde sefîr u ebd-i Hüseyn’em
Çöllerin sefâsı Leyli Hüseyn’em
Zeyneb’in nevâsı mezlûm Hüseyn’em
Aşkın meni getti sefer üste dile Zeyneb
Gözyaşını Zehra anamız yok sile Zeyneb
Meydana gözü yaşlı nazar salmasan olmaz
Ağ zülflerini ellerine almasan olmaz
Âvâre perişan nigerân galmasan olmaz
Goymaz bu felek gamlarını eşk ile Zeyneb
Dünyada atar nehzetimiz her yere erişer
Heng oğlu kimiler vurabilmez bacı bişer
İslâm’a olup hami ben-i Haşim’e düşer
Eymez başını zalime bu silsile Zeyneb
Suretle çıkıp hayme seraden aralanma
Meydanı da ok neyze vurarlar yaralanma
Peykân-ı gamer sîneni amaç eliyeller
Mennen sonra heymelerim talan eliyeller
Gülü bülbülü çemen ağdarır
Bacı gardaşa kefen ağdarır
Dolanır eli gızı mekteli
Gan içinde bir beden ağdarır
Yolun üsde galile leng olup
Gülü bülbülü çemen ağdarır
Bacı gardaşa kefen ağdarır
Eli başda dört terefe gaçır
Gayıdır cuğur yere başvurur
Bu ne yerdi durdu Ebu Tûrâb
Gedemin türaba yavaş vurur
Yâdına o sahne düşüpdü ki
Hamı bir yaralıya daş vurur
Pozulupdu gülüşeni aruzu
Gülü bülbülü çemen ağdarır
Bacı gardaşa kefen ağdarır
Deyir Allahım kömek ol bana
Neden âşinâsı galmıyıp
Golu bağlı gızlarının evi
Talanıp dilhânesi galmıyıp
Soyulup vücudu Hüseyn’imin
Başı yoş nişânesi galmıyıp
Görürem heraye anam gelip
O da ganlı bir pirehân ağdarır
Gülü bülbülü çemen ağdarır
Bacı gardaşa kefen ağdarır
Yorulup oturdu yere dedi
Alıp etrin odlanıram Hüseyn
Bu kadar ki daş tökülüp bura
Geçebilmirem yanıram Hüseyn
Bedenin niması bozulsa da
Gene men seni tanıram Hüseyn
Meni sen çağır yaralı bacın
Bitirir bu dağ beden ağdarır
Gülü bülbülü çemen ağdarır
Bacı gardaşa kefen ağdarır
Ele destmal alıp ağla
Yaralandım bacı Zeyneb
Özün gel yaramı bağla
Yaralandım bacı Zeyneb
Geçer ahım oğu taştan
Üzüldüm kavm u gardaştan
Atam Haydar gibi başdan
Yaralandım bacı Zeyneb
Akar öz başıma ganım
Çalar bu çeşm ü giryânım
Ağar kanım gider canım
Yaralandım bacı Zeyneb
Gerçi sen sîne dağlarsan
Yaramı görsen ağlarsan
Veli sen yağçı bağlarsan
Yaralandım bacı Zeyneb
Abbas’ıma ne geldi
Rengi sarardı gardaş
Gül tek cemâl kim
Bu hala saldı gardaş
Sanki ey ebel tazet
Tek bir senâsı geldi
Biraz ayrılık koyduk
Gördüm sonra düzeldi
Sağ kolum düştü Zeyneb
Sol kolumla beraber
Gözlerim oklandı Zeyneb
Meydânda kaldı Zeyneb
Getik elem bozuldu
Leşker ganlar döktü
Müşgün boyandı gana
Güller sarardı soldu
Düşmânların şâd oldu
Heymelerin bozuldu
Sındı elem bedende
Başım yaralıdı gardaş
Diz dizildi büküldü
Bel gelmedi kıyâma
Derdim menle görürsen
Yüz verdi çok imama
Zeyneb yetişsin melek
Gelsin eydi imam
Çârem derdi kesildi
Can verdi zavallı gardaş
Dökme gözyaşını
Sînemi dağlama
Zeyneb’im ağlama
Bağrımı dağlama
Gedirem bacı
Sabrımı alma
Askerim oklanıp
Ekber’im doğranıp
Elemdârımın
Gözleri yanıp
Ok peykerin deşse
Leşker başın kesse
Gelmesem baş üste
Elvedâ ey bacı Zeyneb
Gedirem meydân-ı Kerbelâ’ya
Ağlama uca ses ile Zeyneb
Gardaşın sultân-ı Kerbelâ’ya
Bacı can aşkımın var belâsı
Ey sabır mülkünün aşinâsı
Zeyneb’ in ay güzel Kerbelâ’sı
Hudâ hâfız ey bacı Zeyneb
Mehribân Zeyneb’ im gal selâmet
Heymeler olacak bir gıyâmet
Zeynel’im, Ehl-i beyt’im emânet
Hudâ hâfız ey bacı Zeyneb
Ağlama Zeyneb’im yana yana
Aşığam gan yağan Kerbelâ’na
Gedirem, selâm eyle vatana
Hudâ hâfız ey bacı Zeyneb
(ZEYNEB’İN FERYÂDI)
Gözleyir yolun ah Medine
Sorallar Hüseyn’i Zeyneb’ine
Gözleri yolda Ümmü’l-Benîn’e
Ne deyim bilmirem nazlı gardaş
Mehebbet bir belâ şeydi gardaş
Ayrılık belimi eydi gardaş
Zeyneb’e Şam yeli deydi gardaş
Zeyneb’in keşke öleydi gardaş
Zeyneb’in yaşamaz oldu gardaş
Güllerim ah nece soldu gardaş
Elleri duada galdı gardaş
Hudâ hâfız ey nazlı gardaş
Ey belâlar hesdesi mihribân emme
Galmışam çöllerde men bağrı gan emme
Emme can sen ki meni gözden atmazdın
Yatmasaydım her gece sende yatmazdın
Yâddan heç bu bikesi sen atmazdın
Men yürekten yareyem yorgunam âvâreyem
Emme can emme, emme can emme
Karivân düşdü yola galmadı gitti
Bu perişan gönlümü almadı gitti
Men geribi heç ya da salmadı gitti
Gorğuram titrer elim gitmeyin men de gelim
Emme can emme, emme can emme
Senden ayrılık menim kalbimi sığtı
Men piyâde emme can yol tığandı
Çok gaçıp yorulmuşam takatım yoğtu
Hey kaçıp feryâd eylerem bes yığılsam
neyle
Emme can emme emme can emme
Galdı bacı can yerde elemim
Yandı ciğerim gardaşım ölüp
Ehl-i herame bildir bu gemim
Gelmez kemerim gardaşım ölüp
Her bir gemimi bozdu bu gemim
Kûfe yeri var düşse heramim
Sındı goşunum battı elemim
Var çeşm-i terim gardaşım ölüp
Tutmur bacı can herkes bu dili
Müşkül diziler çün sındı belim
Daha kemerim heramim elim
Nûr-ı beşerim gardaşım ölüp
Sen eyle haber ehl-i herame
Açsın başını yansın bu game
Tutsunlar ezâ sahip eleme
Var bir nezerim gardaşım ölüp
Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb
Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb, Zeyneb
Gözü yoldayam hani bir gelen
Ölürem Hesen ölürem Hüseyn
Bacızam mene getirin kefen
Ölürem Hesen ölürem Hüseyn
Ne geder yazıp yazımı gara
Gelemi geza bu geder meni
Ğeter oldu Zeyneb elem gedem
Hara gettim olmadı himâyem
Ne belâlı çöl mene gebrolup
Ne Medine torpağı mecfedi
Bacıza olur hara gör vatan
Ölürem Hesen ölürem Hüseyn
Ne revâ çırağı muhabbetin
Bu çetin zemanede yanmasın
Özüzü mene yetirin bu can
Yorulan bedende yubanmasın
Kefen istedim meni effedin
Bu sözüm Hüseyn’e toğunmasın
O yatıpdı gebri de bikefen
Ölürem Hesen ölürem Hüseyn
Gâhî gönlümü aparıp begi
Gâhî aparıpdı Kerbubelâ
Ne begiden mene ses gelir
Ne yetir dadi me Neynevâ
Ne tabibim oldu ne bir devâ
Üreyim yaralı gelbim yara
Bedenim bir gara pirahen
Ölürem Hesen ölürem Hüseyn
İki munisim iki hemdemim
İki âfitâba mesel sözüm
İki serverim iki dilberim
İki ğoş sözüm iki öz sözüm
İki gardaşım iki sevgilim
Biri sağ gözüm biri sol gözüm
İki müridim deyip ağlaram
Ölürem Hesen ölürem Hüseyn
Kerbelâ’nın Fatıma’sı
Peygamberin hatırası
Musibetlerin anası
Hazret-i Zeyneb değil mi?
Onca belâları çeken
Kerbelâ’dır beli büken
Saltanatı yere yıkan
Hazret-i Zeyneb değil mi?
Hasaneyn’in kız kardeşi
Sabretmektir onun işi
Sarayda konuşan kişi
Hazret-i Zeyneb değil mi?
Hep güzellikleri gören
Ziyâd’a dersini veren
Batıl karşısında duran
Hazret-i Zeyneb değil
mi?
O öğretmensiz âlime
Dersini verir zâlime
Uğrayan bunca zulüme
Hazret-i Zeyneb değil
mi?
Babasına ziynet olan
İlmini Kur’ân’dan alan
Gece namazları kılan
Hazret-i Zeyneb değil
mi?
İsmi arş-ı âlâdan gelen
İlmî soruları bilen
Babası Murtezâ olan
Hazret-i Zeyneb değil
mi?
Kerbelâ’yı haber veren
Peygamberimizi gören
Bizlere hadis nakleden
Hazret-i Zeyneb değil
mi?
Hakça yaşar ömür boyu
Ehl-i beyt’tir onun soyu
Aynı annesinin huyu
Hazret-i Zeyneb değil
mi?
İlâhi derdi Zeyneb’in
Eder divâne gökleri
Ağlar mezlum o şehide
Sesler Zehra’yı mateme
Esipdi rüzgâr aşg
Esipdi tenha çöllere
Bitip savaş batıp güneş
Atar Hüseyn’i Zeyneb’i
Zehra ana vasiyetin
Edâ eyledi Zeyneb’in
Cennet kokulu gömleğin
Cennet verdi Zeyneb’e
Zeyneb galıpdı bi emân
Nerdedi şahı mezlumân
Yetiş ya Sahibe’z-zaman
Üryân yatıp gane batıp
Zincirlenipdi golları
Galıp çölde balaları
El attı zülfünü yola
Ağardı gara saçları
Zeyneb başda yeddi gara
Her biri ürehde yara
Biri Hasan biri Hüseyn
Biri de Şam’a elvedâ
Men eziz-i Fatime’yem felek
Mene hörmetin niye olmadı
Ölürem kenâr idi mişgide
Başım üsdüne gelen olmadı
Hesen’im gelmez Hüseyn’im gelmez
Gözüm yollarda Ebbas’ım gelmez
Ekber’im gelmez Gasım’ım gelmez
Nemem Zehra niye gelmez
Bitmez dertlerim diyem kem be kem
Vetensiz Zeyneb ne yana gidem
Hayâna müsüret etmişem
Menimle hem gedem olup belâ
Zeyneb’em nevâ eylerem dilde
Hesretin derdi galdı ürekde
Ölürem gardaş bu gurbet elde
Başım üsde gelen olmadı
Ey gehramân-ı Kerbelâ
Canlar gurbân Zeyneb’e
Yâ Zehra yâ Zehra
Can Zeynebâ de vâveylâ
Vâveylâ vâveylâ
Can Zeynebâ de vâveylâ vâveylâ
Musibetler anasıyam
Yeddi gurbân bacısıyam
Men Fatime balasıyam
Men Zeyneb’em men Zeyneb’em
Men Peygamber torunuyam
Ali Murtazâ gızıyam
Men Hesen Hüseyn yâveri
Men Zeyneb’em men Zeyneb’em
Ömrü az anam Zehra’nın
Bir ömür ağlar gızıyam
Men babamın zinetiyem
Men Zeyneb’em men Zeyneb’em
Mihrap şehidi babamın
Zehir solduran imamın
Başucunda ağlıyanam
Men Zeynebem men Zeynebem
Men Kerbelâ gonağıyam
Yeddi şehid gardaşıma
Kerbelâ’da ağlıyanam
Men Zeyneb’em men Zeyneb’em
Menim gözyaşım dinmedi
Üzüm heç hoş gün görmedi
Gemler mennen el çekmedi
Men Zeyneb’em men Zeyneb’em
Düşmüşem çölde hasret-i yâre
Gedipti o yar edim ne çare
Hicrân-ı Hüseyn’in büktü belimi
Ey canım Hüseyn gel gör hâlimi
NAKARAT: Ağlama Zeyneb Zeyneb ağlama
Gözyaşım düştü Kerbubelâ’ma
Gatil yürüdü meded yürüdüm
O gatligâhı yasa bürüdüm
Gatil bekledi meded bekledim
Mecâlim bitti yâ Zehra dedim
Gatil oturdu o sîne üste
Vurdu hançeri üst üste
Yalvarıp dedim susuz öldürme
Sordum hançere yârim neyledi
Dedi o sene selâm eyledi
Dedi ki Şimr’e çekil kenâra
Men de bir bahım perişan yâre
Perişan Zeyneb perişan Zeyneb
Ağlar kalan ey bağrı gan Zeyneb
Bir günde saçı ağaran Zeyneb
Eşgine selâm ah nâlân Zeyneb
Şia bakın Zeyneb’in hâline feryâdine
Biz bu gece gelmişiz şam-i garibânine
Bu gece ey Şialar siz oturup ağlayın
Ah u fegân eyleyin sîneleri dağlayın
Kara geyip serbeser başa kara bağlayın
Siz de bakın Zeyneb’in hâl-i perişanine
Zulm ateşi ile haymesi suzân olup
Düşman alıp etrafın ziyneti talan olup
Şia bakın o şahın dertli musibetine
Tutdular etrafın doğradılar Ekber’in
Bağlandı suyolu bugün teşne Ali Esğer’in
Kattı Hüseyn Esğer’in ganim öz ganına
Saldılar topraklara ol yaralı peykerin
Bir veled-i zinada gesd edip o ellerin
HZ. HÜSEYN İLE HZ.
ZEYNEB’İN VEDÂSI
Tökme gözyaşını
Sînemi dağlama
Sen gülsen ey bacı
Men de gül aşığı
Gorkma darıkma
Sebriden çıkma
Bir körpe balam var
Ganine bulandı
Üç perli bir ok
Yakdı yandırdı
Ok meşgini delen
Golları kesilen
Elemdârime
Ağla ey bacı
Yâ Zeyneb gelbimin Leylâ’sı hardasan gel
Yâ Zeyneb ey ecel ey ezel eşg-i gözel
Yâ Zeyneb bu sînem Allah’ın eşg Minâ’sı
Yâ Zeyneb yârinem eşginin âşinâsı
Yâ Zeyneb Kerbelâ’da gülü solan
Hüseyn’i şehit olan Zeyneb’em
Yâ Zeyneb yâ Zeyneb sana fedâdır canım
Yâ Zeyneb Zeyneb’em Zeyneb-i Kerbelâ’yem
Yâ Zeyneb eşginin yoluna can fedâyem
Yâ Zeyneb derdime ağlıyır ganlı çöller
Yâ Zeyneb men Hüseyn aşkına mübtelâyam
Yâ Zeyneb mezlumân-ı Kerbelâ’yem
Esir-i Zeyneb esir-i Zeyneb sene fedâdır
canım
Yâ Zeyneb büründüm mateme başta gare
Yâ Zeyneb ağlaram sevgili nazlı yâre
Yâ Zeyneb hicranı bağrıma çekti dağlar
Yâ Zeyneb âhûlar hâlime meftûn ağlar
Yâ Zeyneb çöllerin belâlı Zeyneb’iyem
Yâ Zeyneb kimse yoğ derdimi kime diyem
Yâ Zeyneb Allah’ım gönlüme sen sebir ver
Yâ Zeyneb men Hüseyn eşgine divâneyem
Zeyneb ana, Zeyneb ana
Canlar fedâ olsun sana
Sahibenâ Mevlâtenâ
Selâm senin pak ruhuna
Sen Zehra’nın nâibesi
Murtazâ’nın annesi
Müçtebânın nur dîdesi
Kerbelâ’nın mazlûmesi
Fatıma’nın nazlı gızı
Yüreklere oldun sızı
Verdik sana aşkımızı
Verdik sana kalbimizi
Sen Hüseyn’ in Zeyneb’isin
Aşkımızın ziynetisin
Şühedânın, üserânın
İsmetisin, izzetisin
Zeyneb ana Zeyneb ana
Biz aşığız Kerbelâ’na
Hüseyn’e Aşura’na
Bizden selâm olsun sana
Ey herem-i sînezenân Kerbelâ
Sen de Hüseyn’e ağla ey Kerbelâ
Zeyneb’in ağlar hâli
Sîneleri dağlıyar
Hardadı gardaşları
Baş yarasın bağlıyan
NAKARAT: Kerbubelâ Kerbelâ
And ola nehir üsde düşen dilbere
Eşgine hatir kesilen ellere
Göynümüz isdiyir ağa
Kerbubelâ’ye gelek
Esğer’e lay lay diyek
Sineleri dağlıyak
Gözel adın ezberimizdir ağa can
Eşgin ta Kevser’imizdi ağa can
Adın eşg ile mülazımdı ağa
Dünya sensiz neye lazım ağa can
Zeyneb’e baş sağlığı
Gelmişik ey ehl-i din
Şam’a geribâna biz
Vermeye baş sağlığı
Zeyneb-i nâlâna biz
Bu gece biz gelmişik
Nuhe deyip ağlıyak
Oğlu ölen servere
Cümlesine bağlıyak
Teşne ölen Esğer’e
Sinemizi dağlıyak
Şivân ile gelmişik
Orda şebistâna biz
Çünkü bugün Zeyneb’in
Öldü iki naresi
Erşi çıkar bu gece
Çün bala vay nâlesi
Yandıracak gemleri
Bu gece bil herkesi
Nuha diyek ağlıyak
Zeyneb’in haline biz
Gelmişik ey şieler
Şam-ı garibâna biz
Vermeye baş sağlığı
Zeyneb’in nâleye biz
Bu gece biz gelmişik
Nuha gılak ağlıyak
Oğlu ölen server
Günde ezâ sağlıyak
Teşne ölen Ekber’e
Sînemizi dağlıyak
Şivân ile gelmişik
Zeyneb’in nâleye biz
Ağlayan Ey Ekber’in
Turneyi turneyn
Gasım’a mek eylerem
Nazlı elemdârıma
Cümle-i ashabına
Yar-ı heva durına
Nâle ile gelmişik
Belki şamistan biz
Ağla Hüseyin’e gözüme
Bu gece supe tekin
Çare edim göze yaş
Âlemi tûfân eder
Belki gele erbein
Kabr-i Hüseyn’e gidek
Destan ile gelmişik
Onda Şâmistân bize
Zeyneb’em can üsdeyem
Canânı gözler gözlerim
Yeddi gardaş bir anam
Zehra’yı gözler gözlerim
İlâhi yeddi gardaşım
Başım üsde gelmedi
Hüseyn kefen getirmedi
Ebbas kefen getirmedi
Gözlerim yolda galdı
Hesen kefen getirmedi
Can sînede söylerdi
Nenem Zehra gelmedi
Zeyneb’em can üsdeyem
Canânı gözler gözlerim
Yeddi gardaş bir anam
Zehra’yı gözler gözlerim
Âh ile dil dağlaram
Gusseden gan ağlaram
Gelmir Hasan yanıma
Canânı gözler gözlerim
Zeyneb’em vardır yeri
Âhı cehân dağlasın
Bu bedende can çığanda
Gözlerim kim bağlasın
Ne anam var ne bacım
Oğşasın gan ağlasın
Doğderani serveri
Bedhani gözler gözlerim
Zeyneb’em can üsdeyem
Canânı gözler gözlerim
Yeddi gardaş bir anam
Zehra’yı gözler gözlerim
Gözlerim yolda galıp
Gelmir Hüseyn’im yanıma
Can çığanda o şehid
Etşânı gözler gözlerim
Zeyneb’im gel elemdârim öldi
Gol genet serv-i serdârim öldi
Müntezir gamlasın şîr-i hârim
Gehreman ey vefâdârim öldi
Gem bu gemde gerek gelbe dolsun
Var yeri gül gülistânda solsun
Müntezir gamlasın şir hârim
Gardaşım öldi başın sağolsun
Yandırıp gelbimi ok sözinnen
Macerâsın eşittim özünnen
Guyuya gülsesir desde desde
Ok değip nâgehân sağ gözünnen
Sînesi yaralı baş yaralı
Alnını neyleyip daş yarası
Haggı var ölmeye görse gardaş
Can verip teşne gardaş yaralı
Gördüm ağlır deyir can Rugeyye
Gare göz gemli ceylan Rugeyye
Get Rubâb’e dene gare bağla
Heymede gızına ezâ sakla
Betül u Zehra’nın gül yadigârı
Bülbül ü nâlânım ağlarım zârı
Soldu Zeyneb’in Hüseyn baharı
Soyulup kefenin Hüseyn’im senin
Gumlar üstündedir üryân bedenin
Hüseyn can Hüseyn can Zeyneb’in ölsün
Hüseyn can Hüseyn can Zeyneb’in ölsün
Aman Allah’ım bu nasıl belâdır
Yanan yüreğim bin Kerbelâ’dır
Ağlasın gözler bu musîbetiıne
Kefen olsun gökler bikefenime
Nedir bu hâlin Hüseyn can senin
Tanınmaz olmuştur başsız bedenin
Tanımaz elbet bir bacı gardaşı
Olmazsa eğer bedendeki başı
Kesilen başının yeddi gardaşı
Rubâb’ı Gülsüm’ü Zeyneb’i ölsün
Kesildi ellerin Hüseyn’im senin,
Bu bacın yaşamaz Zeyneb’in ölsün
Büküldü bu belim ağardı başım
Susuz gurbân olan, mezlûm gardaşım
Dilimde duasın, aşkım imanım
Nâlân Zeyneb’in nâlesi Hüseyn
Yanan gelbimin, gıblesi Hüseyn
Eli Ekber’in doğranan bedeni
Yüceltti Hüseyn’im dünyada seni
Senin bu ölümün movla Hüseyn’im
Kerbelâ’da yığdı gocalttı meni
Anan can verende öleydim Hüseyn
Senin gözel aşkın yaşattı meni
Ayrıldım Zeyneb’im ayrıldım senden
Aşkına bin selâm başsız bedenden
Sen menim başımsan başımın tacı
Davama sahip ol ağlama bacı
Rugeyye nazlı sûretin goyma divâre
Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye
Rugeyye can etme meni ahu âvâre
Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye
Gan dolar yağar veli sen kimin dolmaz
Çemende gül solar veli sen kimi solmaz
Cihânda çoh yetime var sen kimi olmaz
Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye
Harâbeden kenâra çoh getme mehrebe
Vuruldu Şam ulduzları derdine yare
Çetindi ayrılıh bala mende yoh çâre
Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye
Gorhulu Şam küçesinden tagetü yara
Gelbi yananda seslenir vay ana Zehra
Yetmir sesimiz kimseye can verir tenha
Ağlama Rugeyye ağlama Rugeyye
Ey veren virâne Şam’da
Gurbet elde can Rugeyye
Her zaman hesretten ağlar
Gözlere gurbân Rugeyye
Lay lay ey gözün kurbânım
Lay lay ey gadanı alım
Ağ şirin dilli Rugeyye
Baba vay seslenip ağlar
Emmenin yüreği gamlı
Kalbinde dağ gibi dağlar
Ağlama ey ğırda bala
Birde sen yandırma bala
Esğer’in dağı sînemde
Hansı bir derdime yanam
Ölme ay solgun Rugeyye
Getme ay yorgun Rugeyye
Emmeni dertlere salıp
Getme ay balam Rugeyye
Bilirem çoğ yorulupsan
Şimr elinden vurulupsan
Başına gemçi deyende
Herabe olup vatanın
Gurbet-i Şam’da Rugeyye
Can verip bırağdın meni
Mihnet-i gamla Rugeyye
Başımın yeddi garası
Emmenin Kerbubelâ’sı
Men sensiz hara giderem
Gardaşımın can balası
Baba menem esirem
Su yoğdu yanmışam men
Düşmen başın kesende
Sen öldün men esirem
Hoş geldin eyle baba
Derdinden ölmüşem men
Susuzluğ yağdı meni
Gum üste yanmışam men
Heymeleri yağdılar
Bağ evimi yığdılar
Boğazını kestiler
Vallah çoğ yanmışam men
Ebu’l-Fazıl emmim hanı
Susuz gardaşım hanı
Sene kömeyh duranın
Hasan Müctebâ hanı
Kerbelâ ortasında
Sıcak gumlar üstünde
Balası gucağında
Oğlanmış Esger hani
Baba can baba can
Baba sebrim dayandı
Okçulara esir oldum
Dâdıma tez gel amandı
Baba susuz kalmışam
Kuruyuptu dudağım
Emmem oluptu nâlân
Kuzu Esğer’im oklanıp
Kan doluptu kundağı
Okçulara esir oldum
Dâdıma tez gel amandı
Hesretinle yanaram
Baba diye ağlaram
Başımda ne küllenip
Ne de baht-ı karayam
Gemçi deyende başıma
Bir gül kimin solaram
Okçulara esir oldum
Dadıma tez gel amandı
Baba heste düşmüşem
Çok acılar çekmişem
Seni son kez görmeden
Bu canımı vermişem
Kapananda gözlerim
Hayalimde görmüşem
Okçulara esir oldum
Dadıma tez gel amandı
Heymelerin yanında çok ağladım
Baba can bu çölde tek başıma
Yetim kaldım baba can
Gördüm nenem Zehra’yı
Yasa galtı baba can
Okçulara esir oldum
Dadıma tez gel amandı
Ey İmam-ı Zamanım
Şehit olup imamım
Feryât eder Şie’ler
Dadıma tez gel amandı
NAKARAT: Can baba etşân baba, nazlı
Rugeyye’yem men
Can baba edşan baba, nazlı
Rugeyye’yem men
Mene biraz su baba, mene biraz su baba
Dudağlarım gurudu
Dilime ver su baba
Dudağlarım gurudu
Dilime ver su baba
Sen de susadın çölde
Emme ağlıyır baba
Sen de susadın çölde
Emme ağlıyır baba
Babamın atı gelir
Ganlı ğeleti gelir
Babamın atı gelir
Ganlı ğeleti gelir
Özü galıpdı çölde
Zülcenâh yalız gelir
Özü galıpdı çölde
Zülcenâh yalnız gelir
Başını gertirdiler
Baba aş evezine
Başını gertirdiler
Baba aş evezine
Galmışam bir zindanda
Bir kömeyin yoğ bize
Galmışam bir zindanda
Bir kömeyin yoğ bize
Can Hüseyin’im baba
Gızın Rugeyye’yem men
Can Huseyin’im baba
Gızın Rugeyye’yem men
Men sene gurbân olam
Nazlı Rugeyye’yem men
Men sene gurbân olam
Nazlı Rugeyye’yem men
Zulm ile güllerin soldu
Ağamız payidâr oldu
Bağımda güllerim soldu
Dadey felek dadey felek
Gemçi vurular başıma
Ağlayanda gözyaşıma
Menim bu küçük canıma
Dadey felek dadey felek
Sabah golun bağlanacak
Heymelerin odlanacak
Rugeyye babasız galacak
Dadey felek dadey felek
Abbas ölüp ağlaram
Başa gare bağlaram
Ölende yas sağlaram
Dadey felek dadey felek
Dero virânede durma
Gızım ağlatma meni
Toprağa goyma cemâlin
Balam ağlatma meni
NAKARAT: Gızım ağlatma meni
Balam ağlatma meni
Ey gem od üsdü çölünde gezen âvâre geder
Ayrılık daşını az gelbi pörem duhi geder
Kerbelâ yollarına az o gözel gözleri sal
Sarı gültek saralan rengine gurbânem özüm
Demirem ağlama az ağla ki yok bende dözüm
Atasızlık gemi mügüldi bala yokdu sözüm
Gözelim gare telim ağlıyıp ağlatama meni
Goyma divare yüzün tökme yüze eşgi nuhe
Yanırık bir o teba hemdedirem derdivime
Gorkuram sende bu gurbette elimnen gedesen
Od tutar a bu dilim ağlıyıp ağlatma meni
Derdini emmene de derdine çâre olaram
Alaram sîneme mezlum bala lay lay çalaram
Sene bir semde yetişse bala yalnız galaram
Hoşdu senen ay ölüp ağlıyıp ağlatma meni
Gızım ağlama sîne dağlama
Ağlar gözlerin benzer anama
Emmene bağ bir yorgun yaralı
Golları bağlı geldim bu Şam’a
Ele ağ etme boynunu bükme
Gapıda durup gözyaşı dökme
Gelen geçenden yârimi sorup
Yanan bağrıma taze dağ çekme
Mehribân balam verme can balam
Gel meni goyma perişan balam
Virâne Şam’da yoğdur Hüseyn’im
Yorgun golumu boynuna salam
Nazlı çiçeğim gülden göçeyim
Yat sînem üste men lay lay deyim
Bu ğerabede o guru yerde
Yatma toprağa yat sînem üsde
Şirin sözüm aydın uldızım mihribân balam
lay lay
Tadım duzum âhû göz gızım bağrı gan balam
lay lay
Can Rugeyye can lay lay can Rugeyye balam
lay lay
Gucağa aldım cenazeni menzili dolandırdım
Hâline bağıp gözyaşım ağıp bu kalbimi
yandırdım
Sene tapamazdım ağ kefen cenazeni
yubandırdım
Ne çâre çaldım nede nişâne mihribân balam
lay lay
Harabede gül cenazeni gusledende gessale
Soyunduranda libâsını eyledi hazin nâle
Mene bağıp kalbiden dedi vay bu gare
imdâde
Nece buna gusledim nece bağrı gan balam
lay lay
Haremler ağlaştı men senin hırda gebrini
gazdım
Meni bağışla ay Rugeyye can ay Hüseyn’e
reyhâne
Elimde bir çarem olmadı sen gelende efkâna
Affeyle fırsat etmedi zülfüne vuram şâne
Rugeyye ey gözüm nûru
Işığlı aya benzersen
Yanığlı sözlerin vardır
Anam Zehra’ya benzersen
Gızım salma meni derde
Bu gederi dökme gözyaşın
Yatammırsan kuru yerde
Getir koy sîneme başın
Senin gussen belân çoğtur
Ölmüpdü istekli gardaşın
Gözün yolda galip yoğsa
Bacın Suğra’ya benzersen
Kol bağlı ve piyâde
Ayağlar olup yara
Ciğerler olup pâre
Gemçi düyüller başıma
Gözden ağır gan yaşım
Yoğdur heç bir gardaşım
Galmışam garibânem
Olmuşam esirânem
Gelmedi, Ekber gardaş
Baba baba baba baba
Ağlaram gardaş diye
Seslirem gelmir niye
Gorğulu çölde galdım
Vurullar bağ başıma
Bu ğırdaca bacına
Bağmaz ağan gözyaşıma
Galmışam garibânem
Olmuşam esirânem
Gelmedi, Ekber gardaş
Gebrin oldu virane
Matemine eşgine nece ağlaram
Zeyneb’in haline gare bağlaram
Gelbimdeki hüzüne sîne vuraram
Hüseyn için men ezâ tutaram
NAKARAT: Lay lay Rugeyye lay lay Rugeyye
lay lay Rugeyye
Senin o hâline nasıl ağlaram
Anamız can verip lay lay Rugeyye’m
Fatime anamın gözel evlâdı
Hasan Hüseyn asil yiğitler
Gareler geyip ezâ tutaram
Zâlimlere sen baş eğmedin
Ey arif-i billâh sultân Hüseyn
Canlar fedâ aşurana
Heyhat diyen o nidana
Lebbeyk Hüseyn yâ mövlânâ
“Kunna feek fi Kerbelâ”
Movlâ ben bir biçâreyim
Aşkınla ben divâneyim
Başkasına bigâneyim
Ben şemine pervâneyim
Oldu babam öz evinin geribi geribi
Zehr-i içinde dudak kana bülendi
Men yetimem yesrip mene vetendi
Zehra nevesiyem babam Hesen’di
Oldu babam öz evinin geribi geribi
Zehr-i içinde dudak kana bülendi
Men yetimem gam oğu gelbimi oyup
Babam özü adımı Gasım göyüp
Teşte bağıp gece gündüz ağlaram
Fikretmeyin gözüm babama doyup
Men yetimem kalbime od galandı
Bir gece sebr evim talandı talandı
Yuğuda gördüm seslernir melekler
Dur babanın ciyeri parçalandı
Men yetimem emim imam Hüseyn’di
Başıma el çeken mudam Hüseyn’di
Şemadet eylese herkes diyerem
Atamda olmasa ağam Hüseyn’di
Men yetimem uşağlık dovranımda
Gültek saraldım gem gülistânında
Yatıp babam gebristanı Begide
Cevân ölen anasının yanında
Men yetimem felek derdim çoğalttı
Rahat öldü babam murada çattı
Cenazesi gebre teref gidende
Düşmenleri tabutuna oğ attı
Sen bu gece penâhımsan Rugeyye
Herabenin sen mahısan Rugeyye
Hüseyn olup Rugeyye’nin mehmân
O mehmana fedâ olup öz canı
Gollarında men çoğ rahat etmişem
Çoğ ağlama Esğer’e su vermişem
Az ağla Rugeyye’m yandırma meni
Üzünü üzümden galdırma hemi
Az galdı sehere daha yat gızım
Zeyneb’in derdine az dert gat gızım
Ey baba bu gece seher olmasın
Bu ğerabe mene mezâr olmasın
Şam seferi meni çoğ yordu baba
Ayrılık ölümden çoğ zordu baba
Felek aramıza ayrılık saldı
Görüşmemiz baba mahşere galdı
Gollarında men çoğ rahat etmişem
Esğer’i de gucağına al baba
Yebne Zehra yebne Zehra
Yebne Zehra yebne Zehra
Kerbelâ aşkın mekânı aşura hicrân zamanı
Ey gözü yolda olan bala Rugeyye canân
Kurbân olsun Şieyân gözden ağan yaşa
Feryâd eder baba baba, götür meni tenha
Tagetim yoğdu bedende ciğerim yandı
hicrinde
Ey ata galmiyip sebrim Neynevâ oldu ğezan
Emmemi vurdu düşman harda galdın babacan
Emu Ebbas yetiş emu gülistânda olup ğazan
Dolanıram bu çöllerde susuzu etşânı ğesde
Kerbelâ olup vetenim güllerim battı gane
Elemim gumlar üste, Zeyneb’in düştü çöle
Nâlelerim çiğar arşa, ses ver baba Hüseyn
mene
NAKARAT: Selâm ola selâm ola
Rugeyye’ye selâm ola
Yezid’i tahtından salan
Rugeyye’ye selâm ola
Harabede solan güle
Rugayye nam o bülbüle
Baba baba diyen dile
Gülistânda solup güller
Harabede bülbül ağlar
Küçük kalpte büyük dağlar
Ağlar küçücük uşaklar
Kerbelâ’sı yüreğinde
Baba vay nâle dilinde
Esir olan Şimr elinde
Hezân olmuş gülşeninde
Yaralar körpe teninde
Âşık tabibini görer
Rugayye’nin gözlerinde
Emme Zeyneb derdin demez
Nazlı çiçek solar diye
Şimr’e bakanda gözlere
Kanlı yaşlar dolar diye
İste bizi züvvar olah
Cennetine mihman olah
Hırda gebrine yüz goyah
Derdimize dermân alah
Esger’ine lay lay diyen
Rugeyye’ye selâm ola
Selâm ola selâm ola
Rugeyye’ye selâm ola
Gelip gelbim menim derde amandı karivân
getme
Rugeyye’m galdı çöllerde dayan dur sariban
getme
Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel
Rugeyye’m gelmese indi bu yorgun karivân
getmez
Hamı etfâli mehnetkeş olanlar bağrı gang
etmez
Dayan goy sövgülüm gelsin eder Zeyneb
fegân getmez
Mürüvvet yokdu leşgerde emândı sarıban
getme
Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban
getme
Rugeyye’m öldü gel çemenlere soldu gel
O gız çok çok şirin dildi onun ehvâlini
billem
Rugeyye’m ağlasa harda özüm göz yaşini
sillem
Bu yerden getmenem hergiz Rugeyye’m
gelmese öllem
Hamı ehvâli perişan amandı sarıban getme
Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban
getme
Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel
Balamın emmesi ölsün galıpdı indi yollarda
Mene rehmeyle ey halig balam yâre galıp
harda
Gece vakdi garanlıkda yatıp hansı
mekânlarda
Olupdu hali efzurde amandı sariban getme
Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sariban
getme
Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel
Ezizim ayrılıp indi bu pozgun karivânımnen
Onu çok isderem vallah özüm bu hesde
canımnen
Ölünce çekmerem men elimi bu gonca
gülünmen
Galıpdı adı dillerde amandı sarıban getme
Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban
getme
Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel
Düşüpdü gorkulu çölde balamın emmesi ölsün
Bu mehnet az galı indi yaralı gelbimi
delsin
Biraz sebreyleyin aher gara günlü balam
gelsin
Tapılsın olsa her yerde amandı sarıban
getme
Rugeyye’m galdı çöllerde dayandur sarıban
getme
Rugeyye’m öldü gel çemenler soldu gel
Gemnen pozulmuşam men
Yolda yorulmuşam men
Vallah soyulmuşam men
Billâh talan ışam men
Şam’e başın gidende
Geldim dalınca men de
Daş anlıma değende
Sennen sığınmışam men
Esğer eğer dil açsa
Söyler Rubâb’e baba
Bu hâline babacan
Yerler gökler kan ağlar
Harebede esir olduk
Gör ne zulümle kaldık
Ol Ehl-i beyt ağlasın
İmam Zemân ağlasın
Virânede nazlı balam
Can verdi dinceldi
O dohter-i şîr-i Hudâ
Can verdi dinceldi
Baktı bu tiflin ol giden
Düşdü serazire o gün
Yekser ata gardaşların
Çektiler şemşîre
Kerbubelâ’dan Şam’a dek
Bağlandı zincire
Yatmak ona oldu haram
Can verdi dinceldi
Virânede nazlı balam
Ekber adın yazardı
Herden öpüp gözyaşını
Toprağlara salardı
Bazi gece Ekber ağam
Oğşardı yatmazdı
Aç yattı çoğ geceleri
Allah balam öldü, vallah balam öldü
Şimri gören gün o gece
Korkardı yatmazdı
Çoğ yalvarardım yat bala
Ağlardı yatmazdı
İndi nece lay lay çalım
Yat emmene gadan alım
İndi nece gör oldu gam
Can verdi dinceldi
Çölleri susuz dolanan
Yetim balam Rugeyye’di
Gamlı yüreğim yandıran
Yetim balam Rugeyye’di
Gaçanda yanıp elleri
Solupdu gonca gülleri
Ağlatan eli Heyder’i
Yetim balam Rugeyye’di
Ahı yandırar âlemi
Vallah olmadı kefeni
Mene özleten nenemi
Yetim balam Rugeyye’di
Ağlama gözyaşın gurbân
Ekber gardaşım gurbân
Ayağları yâre olan
Yetim balam Rugeyye’di
Gece gündüz yol gözleyen
Ey vây tüşmüyüp dilinden
Herabelerde aç ölen
Yetim balam Rugeyye’di
Hep ağlayıp hec gülmeyen
Deği düşüp şirin dilden
Şam yolunda esir giden
Yetim balam Rugeyye’di
Vurma sarıban başına
Gan garışıp gözyaşına
Hasret giden gardaşına
Yetim balam Rugeyye’di
Gönül bağımın bülbülü
Güllerimin sen sünbülü
Hüseynimin nazlı gülü
Yetim balam Rugeyye’di
Ey Yûsuf-ı Medine
Seferin mübârek olsun
Sana kurbân Sekine
Seferin mübârek olsun
Dağılsın çağrı otağı
Dağıtın bu tûfânı
Görmemiştim toy otağı
Seferin mübârek olsun
Meylet gelsin evime
Cevap yetişti sana
Yaz bacıma bir nama
Seferin mübârek olsun
Görürsün bu figeni
Ahım dutuptur dünyayı
Ey Kerbubelâ kurbânı
Seferin mübârek olsun
Heç fırsat olmuyup sene ağlıyam baba
Men gelmişem yaraların bağlıyam baba
Men gebrinin üste etşân gelmişem baba
Golu bağlı getmişem gorhuyla gelmişem
Ey âlemin penâhı meni al gucağına
Dursan ayağa men de düşerem ayağına
Men gelmişem baba alam aguşe gebrini
Gurbette kim gazıptır altı köşe gebrini
Kırk gündür senden ötrü ahar gözyaşım
menim
Hiç bilmirem harda galıp gardaşım menim
Şam’ın yolunda gelbimi yandırdılar baba
Gelmişem dertlerimi şikâyet edem sana
Ağlıyanda hiç başını vermediler bana
Kerbelâ’da Hermele’den görmüşem çoh cefâ
Esger ölende Hermele’den gorhmuşam baba
İçmenem serin suyu akar gözyaşım menim
Sanan su vermediler kestiler başın
Bir nazlı yârimi bana çok gördüler baba
Sonunda Rugeyy’ni öldürdüler baba
Çün nageden yığıldı ol bağrı gan Sakine
Sehrada galdı yalnız ruh-i revân Sakine
Getme goyup emandır men mahtabanı emme
Sağla Sakine galdı bu garibâne emme
Çekdi cefâ vücudu bu sarıbane emme
İndi gerektek eyler hemden fegân Sakine
Bir çare eyle öldüm men mehtâbane bacı
Yetmez elim üzüldü ol garibane bacı
Bir teveggü eyle bu sarıbane bacı
Goyma vere belâdan, sahrada can Sakine
Öldü Sakine gamdan ey cism-i can emmoğlu
Yoğ bir gelen heraye ruh-i revân emmoğlu
Goydu meni piyâde bu sariban emmoğlu
Tenha bu çölde galdı bi ğaniman Sakine
Galdım bu çölde heyran serdâr emmi emândır
Gel al gamı mihane gamhar emu emândır
Sen ol menim pehâhım solar emu emândır
Sahra-yı gamda galdı gör ki emân Sakine
Men de zevvarinem baba
Bu gebre mehmân gelmişem
Sen çok isdersen gonağı
Men perişan gelmişem
Bak baba gözyaşime
Galk bir elin çek başime
Vermesen ses ölerem
And ola susuz gardaşime
Hem geribem hem yetimem
Serferaz eyle meni
Gebriden galk bir eyağe
Pişivaz eyle meni
Galkmasanda heç demem
Sövgün mene yokdur baba
Zehmete düşsen eger
Galkma yaran çokdur baba
Goy deyim senen sonra
Baba neler oldu mene
Dameninnen ellerim
Çıkdı soyuldum düşmene
Mezlûm baba susuz baba can baba
Altı guşe gebrive gurbân baba
İmam: Gözel bala şirin bala can bala
Baba diyen dillere
gurbân bala
Sakine: Zevvarinem soruş mennen hal baba
Gollarini galk boynuma sal baba
Sen mizbân men erbein gonaği
Egelli bir selâmımı al baba
İmam: Yorgun bala yormasın Allah seni
Hoş gelipsen görmeğe bu medfeni
Gerek durup gol boynuna salaydım
Elim yokdu gızım bağışla meni
Sakine: Baba mene zehm-i zebân vurdular
Ağlıyanda ke bi senân
vurdular
Eşittiler Ebbas emim
ölüpdü
Bu gollarıma rusiman
vurdular
İmam: Gızım gözel gızım şirin dil balam
Sene gızım zehm-i zebân vurdular
Ağlıyanda gemçi ilen vurdular
Senin goluna rusimân vuranlar
Dodaklarıma heyzerân vurdular
Sakine: Baba uyan evez olup menzere
Ok atanlar burdan gedip
yeksere
Bir söz deyim goy üreğin
sövünsün
Rubab anam süt getirip
Esğer’e
İmam: Yorgun bala gelbim Rubâb’e yanar
Rubâb adın deme esğer uyanar
Gahar gele anasınnan süd emsin
Bakar gannı döşlerinnen utanar
Sakine: Bir gece ki bizden uzağidin sen
Sefayi meclisi çerağidin
sen
Gözün gördüm toza batıp
Kûfede
Heç bilmedim kime
gonağidin sen
İmam: Yorgun bala gonak yatar gül üsde
Başın goyar gül üsde sümbül üsde
Men bir eve gonak gettim Kûfede
Yerimi saldı mizbân kül üsde
Sakine: Baba mene güldü Yezid’in gızı
Men gare geymişdim oda gırmızı
Dedim gülme ölüp gardaşım
Dedi gülüm vurallar gardaşızı
İmam: Yorgun bala ey Medine gezalı
Eli-yi Ekber’in gözel maralı
Gızım goy yezidin gızi gırmızı geyinsin
Sen gara gey gara geyer
ezâlı
Bak Zeyneb-i zâra
Ay mehribân gardaş
Oldu kolu bağlı
Şam’a revân gardaş
Yaram haden çoktur
Bir sağ yerim yoktur
Bu aklı cismine
Bacı gurbân gardaş
Baş gara seldi
Dahı zâlim oldum
Koy ok sadarımı edim
Alkan gardaş
Gör kadarım bağlı
Olmuş sînem dağlı
Gardaş dahı billâh
Olur, yaman gardaş
Ey mehriban gardaş
Gül bekerim nasta
Eşin kanlar üste
Akan boğazından
Yere al kan gardaş
Nepgi olup talan
Neyniyip meni nâlem
Gör bu nazlı kızın
Eyle ol kan gardaş
Çekile nazar yok
Derdime çare gör
Kanı olmuş kandan
Kadar gardaş
Zeri hezinen hayı kabinem
Taze gelinem rehmeyle Allah
Halini bileydim yüzünü göreyidim
Görüp öleydim rehm eyle Allah
Ederim havas toyun döndü yas
Ölüptü Abbas rehm eyle Allah
Yâ Rab amânda eşrim revânda
Kasım cevândı rehm eyle Allah
Yoktur atası oğlu anası
Kandı kınası rehm eyle Allah
Gelip esası var iltimâsı
Susuzdu Kasım rehm eyle Allah
Ezrah yamandı çok pelevândı
Kasım cevândı rehmeyle Allah
Ektim bitirdim men el götürdüm
Sana tafşırdım rehm eyle Allah
Gönlü dalıptı gülşen soluptu
Ekber ölüptü rehmeyle Allah
Bu ne âlemdi neden bu hale galdın Zülcenâh
Neyledin bikes babamı harda saldın
Zülcenâh
Âlemi batinde indi Kerbelâ gan ağlıyır
Ğençer-i gatil bağır her an ağlıyır
Bu heman gündür Hüseyn yetmiş iki gurbân
verip
Bar İlâhi şahit ol ağer nemazımdır menim
Bu boğazımdan ağan gan destemazımdır menim
Hem özü hem yâveri Kerbubelâ’da can verip
De görüm su verdiler yoğsa etşân idi
Goymadı bir kes gala bes harda galdın
Zülcenâh
Ağdın âleme neden kuhu biyabene Fırat
Nasip olmadın Hüseyn’e döneydin kana Fırat
Az meni bu ganlı meydanda dolandır
Zülcenâh
Goy yere can üsteyem halim yamandı
Zülcenâh