Ana içeriğe atla

  
 
Print Friendly and PDF

ORDUDAKİ İSYAN BÜYÜYOR

 


İsrail askeri, Nazi elkitabıyla eğitiliyor

 

" Aydınlık  17 ŞUBAT 2002"

 

KAĞAN GÜNER…SADIK USTA

Filistin topraklarında görev yapan İsrail özel ordu birliği IDF’nin eğitimlerinde, 1943 yılındaki Varşova ayaklanmasını bastıran ünlü Nazi subayı Stroop'un elkitabının kullanıldığı ortaya çıktı. Stroop Raporu olarak bilinen elkitabı, on binlerce devrimci Yahudi'nin katledildiği Varşova ayaklanmasının bastırılışını adım adım planlamış ve rapor etmişti. Bu katliamın temel taktikleri, şimdi de Yahudi askerlere Filistinlileri bastırmak için öğretiliyor.

İsrail özel ordu birliği 1DF, şeriatçı ve faşist partilerin en büyük destekçisi.

‘Yeni Solidaritaet' adlı derginin açıkladığına göre, parlamento üyesi Roman Bronfman, İsrail toplumundaki faşistleşme eğilimine dikkat çekiyor.

İsrail'de yayımlanan Ha'aretz gazetesi, 28 Ocak günü İsrail parlamentosu Knesset'in Başkam Avraham Burg, Yossi Beilin ve Savunma Bakan Yardımcısı Dalia Rabin-Pelossofun “açık mektubunu” yayımladı. Parlamenterler, mektupta, İsrail ordusunun Filistin topraklarındaki davranışlarını sert bir şekilde eleştirdiler.

Öte yandan, IDF’nin hareket tarzını eleştiren İsrail’in ünlü gazetecilerinden Gideon Levy, işçi Partisi ve Şimon Peres’e bir çağrı yaparak, hükümetten ayrılmalarını önerdi.

LAIK-ŞERİATÇI ÇATIŞMASI

İsrail gazetesi Ha’aretz, ilk kez 25 Ocak'ta, İsrail'in Filistin topraklarına yönelik insanlık dışı saldırılarının İsrail ordusu içinde önemli bir “isyan"a neden olduğunu yazmıştı. Sayılan 500'e ulaşan isyana İsrail subay ve askerlerini bazı generaller de destekliyor.

Şaron'un kışkırtıcı çıkışlarına bir yanıt olarak örgütlenen “isyan inisiyatifi”, aynı zamanda İsrail toplumundaki laik-şeriatçı çatışmasını da gündeme getirdi. Her geçen gün sayılan daha da artan subay ve askerler, yayımladıkları manifestoda şu görüşlere yer verdiler: "Bizler aşağıda imzası olan subay ve askerler, yeşil hanın gerisindeki işgal, sürgün, tahribat, barikat, öldürme, açlığa terk etme ve aşağılama gibi görevleri dayatan emirleri kabul etmiyoruz. Filistin'in işgal edilmiş topraklan üzerinde kurulan yeni Yahudi yerleşim birimlerini korumayı reddediyoruz.”

ARAFAT’A DESTEK

Emir kabul etmeyeceklerini bildiren dilekçelerini yetkili kurumlara ileten askerler, hükümetin adım atmaması üzerine eylemlerini genişlettiler. Savunma Bakanlığı, girişimi, “isyan” olarak nitelendirirken, bazı aşırı sağcı çevreler, bunun bir “ihanet” olduğunu belirttiler. Askerlere* toplum içinden de desteğin büyüdüğü belirtiliyor.

Buna benzer bir eylem, 1982 yılındaki Lübnan işgali zamanında da gündeme gelmişti. O gün sayıları 370 olan eylemciler, “barış hemen" adı altında örgütlenmişlerdi. Bu yeni girişimi de destekleyen “barış hemen” hareketi 9 Şubat'ta Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’ı Ramallah'ta ziyaret ederek, destek sundular.

FAŞİZMİ BESLEYEN İŞGAL POLİTİKASI

1948 yılından bu yana askeri bir örgütlenme içinde var olan İsrail devleti, bu çıkışla önemli bir toplumsal yara alıyor.

İsrail devletinin kuruluşuna yön veren programın iki ayağı vardı. Birincisi Theodor Herifin önderlik ettiği ulusal içerikli Siyonizm, diğeri ise tarihsel Tora ve Talmud’un yön verdiği şeriatçı akım. Diaspora’dan bu yana ateşli bir tutku olan Yahudi ülkesi, 2. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında emperyalizmin de desteğiyle Siyonistlerin eline geçmişti.

Yüzyılların yarattığı korku ve endişe, İsrail toplumunun harcı oldu. Özellikle sol ve sosyalist kesimlerin yoğun eleştirisine hedef olan İsrail'in işgal politikası, içte de gerici faşist kuvvetlerin yeşermesine zemin yaratıyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahmad al-Ghazali, The Metaphysics of Love

  Ahmad al-Ghazali, Remembrance, and the Metaphysics of Love JOSEPH E. B. LUMBARD For Alexis “Love is not love which alters when it alteration finds, or bends with the remover to remove.” Acknowledgments This book derives from a doctoral dissertation submitted to Yale University’s Department of Religious Studies. I am deeply indebted to my dissertation advisor, Gerhard Bowering, who first suggested this topic and saw the project through to completion. I must also thank Seyyed Hossein Nasr, under whom I completed an MA thesis on Abu Hamid al-Ghazali and who first introduced me to the fields of Islamic Studies and Sufi Studies. Beatrice Gruendler served as a meticulous reader for the dissertation and provided the overall structure that I have maintained in the final book. As a reader for the dissertation, William Chittick provided many excellent suggestions. His thorough critique of the revised manuscript many years later was invaluable. Neither the dissertation nor thi...

YEZİDİLİĞİN YOKEDİLMESİ ÜZERİNE BİLİMSEL SAHTEKÂRLIK

  Yezidiliği yoketmek için yapılan sinsi uygulama… Yezidilik yerine EZİDİLİK kullanılarak,   bir kelime değil br topluluk   yok edilmeye çalışılıyor. Ortadoğuda geneli Şafii Kürtler arasında   Yezidiler   bir ayrıcalık gösterirken adlarının   “Ezidi” olarak değişimi   -mesnetsiz uydurmalar ile-   bir topluluk tarihinden koparılmak isteniyor. Lawrensin “Kürtleri Türklerden   koparmak için bir yüzyıl gerekir dediği gibi.” Yezidiler içinde   bir elli sene yeter gibi. Çünkü Yezidiler kapalı toplumdan yeni yeni açılım gösteriyorlar. En son İŞİD in terör faaliyetleri ile Yezidiler ağır yara aldılar. Birde bu hain plan ile 20 sene sonraki yeni nesil tarihinden kopacak ve istenilen hedef ne ise [?]  o olacaktır.   YÖK tezlerinde bile son yıllarda     Yezidilik, dipnotlarda   varken, temel metinlerde   Ezidilik   olarak yazılması ilmi ve araştırma kurallarına uygun değilken o tezler nasıl ilmi kurullardan ...

Ticani Tarikat Gerçeği

  Abdullah Muradoğlu 3/10/2010 Pazar Her darbe girişiminin yahut siyasette önemli değişimlerin öncesinde hep ilginç olaylara tanık olmuşuzdur. Genç kuşaklar bilmeyebilirler.. Türkiye''nin tek parti rejiminden çok partili rejime geçmesinden sonra "Ticaniler" diye bir grup zuhur etmişti. Ne idiğü belirsiz, bir silsilesi ve bir geleneği olmayan bir düzmece tarikatın adıydı Ticanilik. İşleri güçleri, Atatürk heykellerine saldırmak idi. 1950''de Demokrat Parti''nin iktidara gelmesinin ardından Ticaniler Atatürk heykellerine saldırılarını daha da sıklaştırdılar. Demokrat Parti, siyasi rakiplerinin Ticaniler üzerinden ne tür faydalar hasıl edeceklerini anlayarak derhal Atatürk''ü Koruma Kanunu''nu çıkardı. Tıpkı 11 Eylül 1980''de orda burada patlayan bombaların 12 Eylül sabahı susması gibi, Atatürk''ü Koruma Kanunu''nun çıkmasının ardından heykellere yönelik saldırılar da son buldu. Maksat hasıl olmuştu. Üstelik bu Tica...