TÜRK SÖYLENCE SÖZLÜĞÜ
“Eskiden kış
günlerinde köy topluluğunun ortak malı olan
köy odalarında ocağın etrafında
günlerce, hattâ haftalarca süren masalsı öyküler anlatılırdı. Bunlar
teknolojinin henüz gelişmemiş
olduğu
dönemlerde dizi filmlerin, arkası yarınların yerini tutardı. Ben çocukluk
yıllarımda bu sözlü anlatım geleneğinin
son örneklerine tanık olma fırsatını yakaladım.”
-
Deniz Karakurt -
Türk
Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt'un, Ağustos
2011'de yayınlanan kitabı. Türk söylencelerindeki temel unsurlar ve bileşenler
tespit edilerek bir sözlük hâline getirilmiştir.
Derlemelerden veya başkalarına ait
yapıtlardan yararlanılmasının yanısıra yazar Anadolu’nun değişik
yerlerinde kırsal hayatın içinde bulunarak pek çok motifi, figürü bizzat işitmiştir.
Türk mitolojisine dair (zaten çok az olan tüm kaynaklar içerisinde) Türkiye'de
yazılmış
ilk sözlük olan e-Kitabın serbestçe paylaşılmasına
izin verilmiştir. Yerli ve yabancı internet
medyasında kitap tanıtım sitelerinde eserle ilgili çeşitli
yorumlara yer verilmiş ve tanıtımı yapılmıştır.
“Dünya bir deniz idi; ne gök vardı, ne
bir yer, Uçsuz bucaksız sonsuz sular içindeydi heryer.”
(Altay
Yaradılış
Destanı - Giriş Cümlesi.)
AAL:
Saygı
Sözcüğü.
Kutsal
sayılan isimlerin başında kullanılır. (Hz.
Gibi...)
AAN:
Saygı
Sözcüğü.
Kutsal
sayılan isimlerin başında kullanılır. (Hz.
Gibi.)
ABAKAN:
Ayı
Kral.
Hakasların
atasıdır. Abakan Irmağı’nda boğulmuştur.
ABASI:
Şeytan.
Yeraltında
yaşarlar.
Tek kollu, tek bacaklı, tek gözlüdürler. İnsanları
kaçırabilirler.
ABAY:
Yeryüzü
Tanrıçası.
Yeryüzünü
korur. Bazen bir doğum tanrıçası olarak
anılır.
ABRA
ve YUTPA: Yeraltı Yılanları.
Timsaha
benzerler. Çok büyüktürler. Kuvvetli çeneleri vardır.
ABZAR
ANA: Avlunun Koruyucu Ruhu. (Dişi)
Evcil
hayvan kılığına girer. Bazen geceleri
bahçeyi süpürür.
ABZAR
ATA: Avlunun Koruyucu Ruhu. (Erkek)
Evcil
hayvan kılığına girer. Bazen eve gelen
misafirlere selam verir.
ABZAR
İYESİ:
Avlunun
Koruyucu Ruhu.
Evcil
hayvan kılığına girer. Evin avlusunda veya
bahçesinde yaşar.
ADAĞAN:
Dağ
Tanrısı.
Dağları
ve dağlarda
yaşayan
varlıkları korur.
ADLAMA:
İsim
anma.
Kutsal
varlıkların isimlerini söyleme.
ADSIZ:
İsimsiz
Çocuk.
Kahramanlık
yapmamış,
bir ad kazanmamış çocuk.
AĞAÇ
ANA:
Ağacın
Koruyucu Ruhu. (Dişi)
Ulukayın’ı
korur. Bazı kavimler ağaçtan çıkan bir
kadının soyundan geldiklerine inanırlar.
AĞAÇ
ATA:
Ağacın
Koruyucu Ruhu. (Erkek)
Bazı
kavimler ağaçtan çıkan bir erkeğin
soyundan geldiklerine inanırlar.
AĞAÇ
İYESİ:
Ağacın
Koruyucu Ruhu.
Bedeni
ağaç
kabukları ile kaplıdır. Ağacın içinde yaşadığına
inanılır. Ancak dışarıya da çıkar.
AĞAL:
Ruh
Çağırma.
Ataların
ruhundan yardım isteme. Çağımızdaki ruh
çağırma
anlayışından
farklıdır.
AĞAN:
Dua.
Tanrıya
yakarma, yardım isteme.
AĞAR:
Canlılar
Tanrısı.
Yeryüzündeki
tüm sürecin işleyişinden,
insanlardan ve diğer canlılardan sorumludur.
AĞCA
HAN: Efsanevi Hakan.
Kızı,
Ağ
Kayalardan düşerek Ak Irmakda boğulmuştur.
AĞLIS:
Demirci
Kahraman.
Dünyanın
ilk demircisi olduğuna inanılır. At
nalını ilk kez o keşfetmiştir.
AKA:
Irmak
Tanrıçası.
Irmakları
ve içinde yaşayan varlıkları korur.
AK
ANA:
Yaratıcı Tanrıça.
Sonsuz
sulardan çıkarak Tanrı Kayrahan’a yaratma ilhamını vermiştir.
AK
ATA:
Yaratıcı Tanrı.
İnsanlığın
koruyucusudur. Sonsuzluk Denizinde yaşar.
Balık kılığına girebilir.
AKAR
İYESİ:
Akarsuyun
Koruyucu Ruhu.
Su
kıyısında görünür. Çıplak bir kadın görünümündedir.
AKBOZAT
ve GÖKBOZAT: İkiz Atlar.
Demirkazık
(Kutupyıldızı)’nın etrafında dönerler. Masal kahramanlarının atı olurlar.
AKBUĞA:
Tıp
Tanrısı.
Hekimlerin
koruyucusudur. Kolunda taşıdığı
büyük beyaz yılanının zehiri ilaçtır.
AKÇURA:
İyi
Cin.
İnsanlara
zararı dokunmayan hatta bazen yardım eden bir varlıktır.
AKDENİZ
ve GÖKDENİZ: Sonsuz
Okyanuslar.
Dünyanın
sonunda yer alır veya yeryüzünün etrafını çevirir.
AKGÖL:
Yaşam
Havuzu.
Gökyüzündedir.
İçinde
doğacak
çocukların ruharı vardır. Bütün hayatın kaynağıdır.
AKKIZLAR:
İyilik
Tanrıçaları.
Ülgen’in
7 kızlarıdır. Sanat ve estetikte insanlara ilham verirler. Hiçbirisinin ismi
bilinmez.
AKKULA:
Efsanevi
At.
Manas’ın
atıdır. Savaşlarda sahibiyle birlikte düşmana
anlayarak ve isteyerek saldırır.
AKOĞLANLAR:
İyilik
Tanrıları.
Ülgen’in
7 oğullarıdır.
Yedi kardeştirler. Yedi boyu korurlar. Yedi
Kat göğü
sembolize ederler.
AKSAÇLI:
Bilge
Kadın.
Kahramanlar
daima, tesadüfen böyle bir ninenin evine sığınır
ve orada konaklarlar.
AKSAKALLI:
Bilge
Erkek.
Çevgen
denilen hayvan başlı bir asa taşır.
Ulu Kayından inip çocuklara ad verir.
AKTU:
İyilik
Tanrısı.
Kendisine
bağlı
olan diğer
iyilik ilahları Aktular olarak çoğul
biçimde kullanılır.
AKYAN:
Ak
Din.
Altay
Şamanizmi.
Kamcılığı
(şamanizmi)
ilk kez sistematik bir din haline getirmiştir.
AL:
Şer.
İnsanüstü,
doğaüstü,
metafizik, soyut bir kötülüğü ifade eder.
AL
ANA: Kötülük Tanrıçası.
Kızıl
renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır. Kötücül ruhlar olan Albıslar
kendisine bağlıdır.
AL
ATA: Kötülük Tanrısı.
Kızıl
renkli giysileri olan, kızıl gözlü bir adamdır.
ALAHÇIN:
Yaşam
Tanrıçası.
Doğaya
can verir. Yeşillik alanlarda rüzgar olup
gezer. Bataklık bölgelerde dolaşır.
ALANKOVA:
Moğolların
Soy Annesi.
Gece
çadırının penceresinden içeriye parlak bir ay girmiş
gebe bırakmıştır.
ALASIĞIN:
Kutsal
Geyik.
Bazı
Türk, Moğol
ve Macar boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine
inanırlar.
ALAŞA:
Kazakların
Soy Atası.
Alaş
boyunun kurucusu ve Kazakların atasıdır. O yüzden savalarda Alaş!
diye bağırılırdı.
ALAZ:
Ocak
Tanrısı.
Ülker
burcunun altı yıldızı göğün altı deliğidir
ve oradan sıcak hava üfler. Böylece yaz gelir.
ALAZLAMA:
Ateş
Tedavisi.
Hastalıkları
ateşle
tedavi etme. Kırmızı bir bez parçası yakılıp hastanın etrafında dolaştırılır.
ALBAN:
İntihar
Ruhu.
İntihar
edenlerin ruhlarıdır. İnsanları intihar
etmeye zorlarlar.
ALBASMA:
Ruh
Çarpması.
Albıs’ın
(Alkarısı’nın) neden olduğu ruh hastalığına
yakalanmak. Boğucu sıkıntı.
ALBASTI:
Ruh
Çarpması.
Albıs’ın
(Alkarısı’nın) neden olduğu ruh hastalığı.
Hasta tedavi için “Al Ocağı”na
götürülür.
ALBIS:
Cadı.
Albastı’ya
neden olan kızıl renkli varlık. Çirkin, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, çok
kuvvetlidir.
ALCI:
Şeytan
Kovucu.
Albıs’ı
kovma yeteneği olan, Albastıyı tedavi
edebilen kişi. Al Ocağının
piridir.
ALDAÇI:
Ölüm
Tanrısı.
İnsanların
canlarını alır. Uzun kara giysileri ve kara bir atı vardır. Görünümü korku
vericidir.
ALIĞAN:
Güney
Tanrısı.
Moğollarda
99 Güney Tanrısının başıdır. Kör bir
ihtiyardır. Dağlardaki at sürülerini korur.
ALINCA:
Türklerin
Soy Atası.
Türklerin
atası olan kağan. Bulca Han’ın soyundan gelir.
ALKARISI:
Cadı.
Albastı’ya
neden olan kızıl renkli varlık. Özellikle hamile ve loğusa
kadınlara musallat olur.
ALKA:
Kutlu
Kuş.
Tufandan
sonra dışarıya
salınan ve suların dindiği haberini getiren
güvercin.
ALKAŞ:
Hayırdua.
Bir
insan için iyi temennilerde bulunma ve bu iyi ruhları çağırmak
için el çırpma.
ALKIM:
Gökkuşağı.
Bazen
bir yol olarak düşünülür. Umay Ana
oradan iner. Pura adlı atlar üzerinde yürürler.
ALKIMA:
Hayırdua.
Bir
insan için iyi temennilerde bulunma ve bu amaçla Tanrı’ya yakarma.
ALLAY:
Vatan
Tanrısı.
Vatanı
korur. Işıklı
bir görüntüsü vardır. Yurduna ihanet edenlere hastalık ve bela getirir.
ALMA:
Kutlu
Meyve.
Aksakallı
kocanın elinden aldığı elmanın kabuğunu
yiyen kısır kadın ikiz doğurur.
ALMA
ANA: Savaş
Tanrıçası.
Türk
kültüründe kadınların savaşçılığı
yaygın olup, bu durumu sembolize eder.
ALMA
ATA: Savaş
Tanrısı.
Yeryüzünde
ilk elma ağacını yeryüzünde o dikmiştir.
Alan (fetheden) demektir.
ALP:
Cengaver.
Savaşçı.
Yiğit
kişi.
Cesur, cesaretli, gözüpek. Orduya gerektiğinde
katılan yarı milis.
ALPAMIŞ:
Efsanevi
Kahraman.
Bilinmeyen
diyarlara ve aya yolculuklar yapmıştır.
Anasının karnında 12 ay kalmıştır.
ALPKIZ:
Savaşçı
Kadın.
Öykülerdeki
Alpkızların Anadoludaki Amazon adlı kadın savaşçılar
olduğu
söylenir.
ALTAN:
Altın
Tanrısı.
Altın
Dağ’ın
sahibi ve koruyucusudur. Altından bir giysi giyer. Kargısı ve yayı altındandır.
ALTANHADAS:
Kutup
Yıldızı.
Göğün
bu yıldızın etrafında döndüğüne inanılır.
Tanrılar atlarını bu kazığa bağlarlar.
ALTINÇAĞ:
Devri
Saadet.
İnsanların
mutluluk, zenginlik ve huzur içinde kavgasız yaşadığı
geçmiş
bir dönemi anlatır.
ALTINDAĞ:
Kutsal
Dağ.
Gökyüzünde
bulunur. Burada dokuz Tanrı yaşar.
Zirvesinde ise Altan Han vardır.
ALTINKAZIK:
Kutup
Yıldızı.
Göğü
sabitler. Akboz At ve Gökboz At adlı iki at Demirkazığın
etrafında döner.
ALTINTEREK:
Gök
Direği.
Yer
altı ve gökyüzü kutuplarını birleştiren
direktir.
ALYABAN:
Cadı.
Yabani
kadın varlık. Saçları dağınıktır. Gözleri
kızıldır. Yakaladığı insanları kaçırır.
AMA:
Yaratıcı
Tanrıça.
Evi
koruyan bir Tanrıça olarak adı geçer. Kadınlık, ilaç, aşk
gibi kavramlarla bağlantılıdır.
AMBAR
ANA: Kilerin Koruyucu Ruhu. (Dişi)
Dişilik
Tanrıçası. Kadınları ve kadınların yaptığı
işleri
gözetir.
AMBAR
ATA: Kilerin Koruyucu Ruhu. (Erkek)
Evin
kilerinde veya deposunda yaşar. Eşyaların
yerini değiştirir
hatta kızarsa kırabilir.
AMBAR
İYESİ:
Kilerin
Koruyucu Ruhu.
Evin
kilerinde veya deposunda yaşar. Eşyaların
yerini değiştirir
hatta kızarsa kırabilir.
AMULCA:
Türklerin
Soy Atası.
Türklerin
ve Moğolların
ilk atası. Nuh Peygamberin oğlu. Kurt sütü
içmiştir.
AMURGA:
Canavar.
Vahşi,
korkunç ve devasa yaratık. Korkunç bir dev olarak görülür.
ANAK
İYESİ:
Mescidir
Koruyucu Ruhu / Meleği.
Mescidi
cinlerden korur. Şakacıdır. Mescid
kapılarını açar kapatır, ayakkabıları gizler.
AND:
Yemin.
Ahit.
Söz verme. Büyük bir Ant içilirken bir kaba kan akıtılır ve karşılıklı
olarak içilir.
ANDAGAY:
Kutsal
Sözleşme.
Kan
üzerine yapılır. Antlaşmadan dönmek büyük
bir suç olarak kabul edilir.
ANDAKAN:
Kan
Kardeşi.
Süte
kan akıtıp içerek kan kardeşi olunur ve
gerçek kardeş gibi hüküm görür.
ANDAR:
Ateş
Tanrısı.
Yeraltı
ateşini
korur. Bazen kızarak yeryüzünde yangınlara neden olur.
ARAH:
Ruhlar
Tanrısı.
İnsan
ruhları hakkında karar verir. İnsanın geleceğini
belirler.
ARAKUN:
Çarşamba
Günü.
Türklerde
haftanın tam ortasıdır ve tehlikeli olduğu
düşünülür.
“Aragün” de denilir.
ARAN
ANA: Altın Tanrıçası.
Macar
kültüründe yer alır. Güzelliği simgeler.
ARAN
ATA: Altın Tanrısı.
Tüm
dünyayı sular kapladığında bir sal yaparak
insanları ve hayvanları kurtarmıştır.
ARAN
İYESİ:
Ahırın
Koruyucu Ruhu.
Sevdiği
hayvanın yelesini, kuyruğunu örer, ot verir. Sevmediği
atı gece boyu koşturur yorar.
ARAVUT:
Yeraltı
Balığı.
Ağzı
gırtlağında,
gözü ise ensesindedir. Zincirlerle bağlı
tutulur. Sallanınca deprem olur.
ARBAĞ:
Efsun.
Büyülü
söz, mistik dua. Bir takım sihirli sözler ve dualarla doğal
süreçleri etkilemeyi amaçlar.
ARBAMAK:
Efsun
Yapmak.
Gözboyamak,
gözbağı
yapmak. Sihir yapmak. Sihirli sözler söylemek.
ARÇI:
Tütsü
Uygulaması.
Tütsü
yapılıp, ateş yakılarak kötü ruhların
kovulmasıdır.
ARÇURA:
Orman
Cini.
Üç
eli, üç ayağı ve üç gözü vardır. Uzun saçlı,
kara görünümlü, tüm vücudu kıllarla kaplıdır.
ARDOV:
Su
Cini.
Zarasızdır.
Su kaynaklarında yaşar. Köşeye
sıkışınca
bir kuyuya veya dereye girip kaybolur.
ARGALIK:
Yeraltı
Geçidi.
Yeraltı
Dünyasına giden geçidin kapısıdır. Uzak diyarlardaki bir mağaranın
içinde bulunur.
ARIL:
Temizlik
Tanrıçası.
Pek
çok arı kovanı vardır ve arılar gibi kendiside aynı zamanda temizliği
simgeler.
ARSI:
Kısırlık
Cini.
İnsanların
içine girer ve özellikle kadınları kısırlaştırırlar.
ASAR:
Tanrılar
Yurdu.
Tanrıların
yaşadığı
Gökyüzü. Mançuca ve Moğolcada Asar/Asarı
sözcüğü
çadır manası taşır.
AŞAPATMAN:
Tıp
Tanrıçası.
Kızıl
saçlı, inci dişli, geleceği
gören, insanları beladan koruyan, tedavi eden bir varlıktır.
AŞIK:
Kemik
Oyunu.
Koyunların
ve keçilerin arka bacaklarında bulunan dört yüzlü kemikle oynanan bir oyun.
AŞINA:
Kutsal
Kurt.
Kutlu
dişi
kurt. Bazı Türk kavimleri onun soyundan gelidklerine inanırlar.
AŞLIK
İYESİ:
Mutfağın
Koruyucu Ruhu.
Mutfakta
eşyaların
yerini değiştirir.
Bazen geceleri bulaşıkları yıkar.
ATAY:
Doğu
Tanrısı.
Hiçbir
suçu cezasız bırakmaz. Ordusunda 6666 tane yenilmez askeri vardır.
ATLAMA:
Olağanüstü
Yolculuk.
Başka
alemlere geçmek, boyut değiştirmek.
Yeraltına atlama yoluyla gidilir.
AVSUN:
Efsun.
Büyülü
söz, mistik dua. Bir takım sihirli sözler ve dualarla doğal
süreçleri etkilemeyi amaçlar.
AVUL
İYESİ:
Köyün
Koruyucu Ruhu.
Köyün
koruyucu ruhudur. Her köy için ayrı bir İye
ayrıdır.
AY
ATA: Ay Tanrı.
Oğuz
Han’ın soyunun Ay Ata’ya kadar gittiği
anlatılır. Göğün altıncı katında oturur.
AY
HAN: Ay Kağanı.
Oğuz
Han’ın ikinci eşinden olan oğludur.
Simgesi kartaldır.
AYA:
İyi
Ruh.
17
farklı iyicil ruh kategorisinin tamamını anlatır. Gökyüzünde yaşarlar.
AYAÇI:
Melek.
Yeryüzündeki
tüm yaratıcılığın, bereketin, sevginin kaynağıdırlar.
AYANGA
İYESİ:
Gökgürültüsü
Ruhu.
Gökgürültüsünün
sesini o çıkarır.
AYAZ:
Kış
Tanrısı.
Ülker
burcunun altı yıldızı göğün altı deliğidir
ve oradan soğuk hava üfler. Böylece kış
gelir.
AYAZ
ATA: Noel Baba.
Kışın
soğukta
ortaya çıkan ve kimsesizlere, açlara yardım eden bir evliyadır.
AYDIN
ATA: Efsanevi Ozan.
Müzisyenlerin,
şairlerin,
aşıkların,
ozanların atasıdır. Rüyada şairlik ve
ozanlık yeteneği verir.
AYI
ANA: Ayı Tanrıça.
Bazı
Türk boyları ayıdan türediklerine inanırlar. Gücü, toprağı,
savaşçılığı
büyüklüğü
simgeler.
AYI
ATA: Ayı Tanrı.
Bazı
Türk boyları ayıdan türediklerine inanırlar. Gücü, toprağı,
savaşçılığı
büyüklüğü
simgeler.
AYIĞ:
Gökyüzü
Tanrısı.
İlk
insanı o yaratmıştır. Dünyayı idare
eder. Yaratıcı ruhların en büyüklerindendir.
AYIHI:
İyi
Ruh.
İyilik
yapan ruhlar. Melek anlamında da kullanılmıştır.
İyilik
yapan insanları korurlar.
AYKUN:
Güç
Tanrısı.
Gücü
ve kuvveti sembolize eder. İktidar,
otorite kavramlarını içerir.
AYLANAY:
Can
Değiştirme.
Bir
kişinin
başkasının
yerine ölmeyi kabul etmesidir.
AYSAR:
Değişken
Karakter.
Ay’a
bağlı
olarak karakteri ve huyu değişen
kişi
ve onun yaşadığı
psikolojik durum.
AYZIT:
Güzellik
Tanrıçası.
Aşkın
ve güzelliğin simgesidir. Simgesi kuğudur.
Gümüş
tüylü bir kısrak biçimine bürünebilir.
AZA:
Kötü
Ruh.
13
farklı kötücül ruh kategorisinin tamamını anlatır. Yeraltındaki karanlık yurtlarında
yaşarlar.
AZAÇI:
Şeytan.
Kötülük
getiren varlıktır. İnsanları yoldan
çıkartır.
AZAR-BAZAR-KAZAR:
Üçüz
Kötü Ruhlar.
Hastalık,
felaket ve bela getirirler. Genellikle ruhsal hastalıklara neden olurlar.
AZITKI:
Kayıp
Cini.
Yolda
insanları kandırıp götürür ve kaybeder. Tanıdıklarının sesiyle bu insana
seslenir.
AZMAN:
Canavar.
Vahşi
Hayvan. Sıradışı güçleri ve büyüklüğü
olan yaratık.
AZMIÇ:
Yol
Cini.
Yolda
insanları kandırıp götürür ve kaybeder. Bir insana en sevdiği
kişi
gibi gözükebilir.
AZNA:
Fesat
Tanrısı.
Fırsat
bulduğunda
İnsanlara
ve yeryüzüne zarar verir. Yeraltında yaşar.
BADIŞ:
Felaket
Tanrısı.
Kıranlar
ve afetler, salgınlar yaratır. Erlik Han’ın oğludur.
Bastığında
toprak yerinden oynar.
BADRAÇ:
Yedibaşlı
Ejderha.
Yedi
tane başı
vardır. Ölmesi için yedisinin de kesilmesi gerekir.
BAĞÇA
İYESİ:
Bahçenin
Koruyucu Ruhu.
Evin
bahçesinde yaşar. Bazen çiçekleri ve ekili
sebzeleri sular.
BAĞI:
Sihir.
Bağlamak
sözü ile ilgilidir. Örneğin ağzını
dilini bağlamak...
BAKAV:
Fal.
Gelecekten
haber verme. Bazı işâretlere bakarak
geleceği
tahmin etme demektir.
BAKIRDAĞ:
Yeraltı
Dağı.
Yeraltındaki
dokuz denizin birleştiği
yer olan tam orta noktada Bakır Dağ
yer alır.
BAKIRTEREK:
Yeraltı
Direği.
Yer
altı ve yeryüzü kutuplarını birleştiren
direktir.
BAKSI:
Şaman.
Kam
(Şaman)
kavramından daha geniş kapsamlıdır. Halk
hekimi, halk ozanı yönü de vardır.
BAKTI:
Lütuf
Tanrısı.
Yeryüzündeki
iyiliklere vesile olur. İnsanlara lütufta
bulunur. Tanrı Ülgen’in oğludur.
BALAĞAN:
Ev
Tanrısı.
Evi
ve aileyi korur.
BALBAL:
Mezar
Totemi.
Mezarların
başına
dikilen küçük heykelcik.
BAR:
Rab.
Yaratıcı,
Halik. Mutlak varlık anlamına gelir. Var olan demektir.
BARAK:
Kutsal
Köpek.
Efsanevi
bir köpek türü. Tüylü ve çok kıllıdır. Kutlu kabul edilir. Yumurtadan çıkarak
doğar.
BARAK
ANA: Köpek Tanrıça.
Bazı
Moğol
boyları köpekten türediklerine inanırlar.
BARAK
ATA: Köpek Tanrı.
Köpek
başlı
insan görünümündedir. Macarların Tazı Ataları vardır.
BARAN:
Ev
Tanrısı.
Evleri
koruyan tanrıdır. Çok güçlü olarak betimlenir.
BASAMAN:
Deniz
Tanrısı.
Yanında
taşıdığı
dokuz kollu tuğu yırtıcı hayvan kuyruklarından
oluşturulmuştur.
BASAT:
Efsanevi
Kahraman.
Tepegözü
öldürmüştür.
BASIRGA:
Kabus.
Kötü
ruhların neden olduğuna inanılır. Kabus
ruhu ile bağlantılıdır.
BASIRGAMAK:
Kabus Görmek.
Geceleyin
kötü rüya görmek. Büyük sıkıntı ve korku duymak.
BASTI:
Kabus
Cini.
Değişik
şekillere
girebilir. Kedi kılığına bürünmeyi çok
sever. İnsanlara
kötü düşler
gördürür.
BASTIRIK:
Kabus
Cini.
Değişik
şekillere
girebilir. Kedi kılığına bürünmeyi çok
sever. İnsanlara
kötü düşler
gördürür.
BASU
İYESİ:
Tarlanın
Koruyucu Ruhu.
Tarlaları
korur. Yatmış olan ekinlerin onun ayak izi
olduğu
söylenir.
BAŞ-ÇELİK:
Efsanevi
Mahkum.
Bir
kale hapishanesinde bulunan ve gizemli güçleri kahramanlara veren mahkumdur.
BATAÇI:
Soy
Atası.
Moğolların
soy atası olarak görülür. Erkek kurt ile dişi
geyiğin
oğludur.
BATRAZ:
Efsanevi
Kahraman.
Kendisine
hiçbir silah işlemez. Bebekliğinde
bir sepet içinde bataklığa bırakılır.
BATUR:
Cengaver.
Vuruşçu,
yiğit
kişi.
Farsçada Bahadır biçimine dönüşmüş
ve Türkçeye tekrar geçmiştir.
BAYANAY:
Geçim
Tanrısı.
Avcıları,
balıkçıları ve ormanı korur. Avcılar ondan avın bereketli ve kazasız geçmesini
dilerler.
BAYAR:
Tanrının
sıfatı.
Tanrının
zenginliğini,
rızık dağıtıcılığını
ifade eder.
BAYÇA:
Gece
Cini.
Geceleri
ortaya çıkar. Baykuş’un da geceleri
görünmesi ile bağlantılıdır.
BAYÇAR:
Kurban.
İlahi
bir amaçla kesilen veya doğaya salınan
hayvan ya da saçılan yiyecek, içecekler.
BAYÇARMAK:
Kurban
Kesmek.
İlahi
bir amaçla hayvan kesmek, doğaya salmak ya
da doğaya
yiyecek, içecekler saçmak.
BAYÇOMARD:
Av
Tanrısı.
Avcılara
hayvan kılığında görünür. Bütün hayvanların
dilini bilir.
BAYÇURA:
Kiler
Cini.
Evin
bodrumunda yaşar. Ocağın
arkasında, kilerde veya çatı altında yatar. Eşyaları
kırar.
BAYINDIR:
Efsanevi
Hakan.
Hükmettiği
halka her sene büyük şölen düzenler,
yiyecek ve içecek yağma ettirir.
BAYRAM:
Kutlu
Gün.
Ulusal,
geleneksel ve dinsel bakımdan önemi olan ve kutlanan gün.
BAYRIM
ANA: Meryem Ana.
Bazen
kadın ve çocukları koruyan bir evliya olarak da görünür.
BAYŞUBAR:
Alpamış’ın
Atı.
Uçabilir,
konuşur,
sahibini uyarır, yaralıyken yalnız bırakmaz, bir aylık yolu bir günde gider.
BEDİK:
Eğlence
Cini.
Sırıtkan,
sinir bozucu bir varlık olarak anlatılır. Törenlerde kendisinden gitmesi rica
edilir.
BEKENBEY:
Adalet
Tanrısı.
Elinde
bir topuzu vardır. Yargıçlar doğru karar
verebilmek için ondan yardım isterler.
BEKİ:
Hastalık
Cini.
İnsanların
kemiklerini eğerler. Kamburluk, kemik eğriliği
gibi rahatsızlıkları ortaya çıkarırlar.
BELEN:
Yolculuk
Tanrıçası.
Yolculuk
yapanlar kendisine yakarırlar. Yolculara zarar veren haydutları cezalandırır.
BENGİBOZ:
Beyrek’in
Atı.
Soylu
ve sadıktır, o tutsakken yıllarca kendisini bekler.
BENGÜ:
Ebedi.
Sonu
olmayan. Sonsuza dek var olacak olan.
BENGÜSU:
Ölümsüzlük
İksiri.
Ab-ı
Hayat. İçenlere
ölümsüzlük ve gençlik sağlar. Yaşam
ağacının
köklerinden çıkar.
BENGÜTAŞ:
Ölümsüzlük
Taşı.
Bilinmeyen
bir yerdeki gizemli bir dikilitaş
şeklindedir.
Kalıcılığı
simgeler.
BERGÜ:
Vahiy.
Esin.
Sıradışı
yetenekler edinme. Tanrı vergisi özellikler kazanma.
BEYREK:
Efsanevi
Kahraman.
Nişanlısı
Banu ile güreşte yenişemez.
Ayır düşünce
bir hapishanede yıllarca tutsak kalır.
BEYRÜ:
Ezeli.
Öncesi
olmayan. Başlangıcı olmayan.
BEYTEREK:
Yaşam
Ağacı.
Yerle
göğü
biribirine bağlayan kutlu ağaç.
Tanrıçalar onun üzerinden aşağıya
iner.
BİŞKEK:
İman
İyesi.
İnançlı
insanları korur ve imanlarını sağlam
tutmalarını sağlar. Beş
kutlu beyin en büyüğüdür.
BODUN:
Ülke
Tanrısı.
Vatanı
koruyan bir ruh olarak görülür.
BOĞUZLAĞA:
Kurban.
Hayvanın
boğazlanarak
(boğazından
kesilerek) kurban edilmesidir.
BOHAN:
Efsanevi
Hakan.
Bir
kutsal bir dağa nurla inen ilk eşi
ve topraktan çıkan ikinci eşi bulunur.
BORAN:
Yağmur
Tanrısı.
Soluğu
yağmur
rüzgarlarına dönüşür. Bulutları koyun
sürülerini güder gibi yönlendirir.
BOZKURT:
Kutsal
Kurt.
Yol
gösterici, kutlu kurt. Tüm Türk ve Moğol
boylarının ortak ongunu ve simgesi.
BOZOKLAR:
Göksel
Kavimler.
Oğuz
Han’ın gökten inen eşinden olan üç oğlu
ve türeyen boylar. Altın Yay’ın sahibidirler.
BÖRTEÇİNE:
Kutsal
Kurt.
Yol
gösterici, kutlu kurt. Tüm Türk ve Moğol
boylarının ortak ongunu ve simgesi.
BÖRÜ:
Kurt
Tanrıça.
Hemen
hemen tüm Türk boyları ortak bir inanış
olarak dişi kurttan türediklerine
inanırlar.
BUGA:
Cennet
Tanrısı.
Evreni,
cenneti ve tanrısallığı kapsar. Her şeye
gücü yeter ve tüm yaşamı kontrol eder.
BUĞDAYIK
ve KUMAYIK: Kuş
Reisleri.
Kuşların
önderi olan efsanevi hayvanlar. Bazen köpekbaşlı
olarak tasvir edilirler.
BUK:
Kötü
Ruh.
Kötü
insan ruhu ve doğadaki kötücül
varlıklar demektir. Afet, felaket, hastalık anlamı da taşır.
BUKA:
Türklerin
Atası.
Türklerin
Atası olan Tatar Han’ın oğludur.
BULAK
İYESİ:
Pınarın
Koruyucu Ruhu.
Aşk
İyesi
de derler. Çünkü su almaya gelen kız ile onun izleyen bir genç arasında aşk
doğurur.
BULAN:
Geyik
Tanrıça.
Türk
ve Moğol
boyları geyik kılığındak bir tanrıçadan
türediklerine inanırlar.
BULCA:
Türklerin
Atası.
Türklerin
ve Moğolların
ilk atası. Nuh Peygamberin oğlu. Kurt sütü
içmiştir.
BULUNÇ:
Vicdan.
Bir
ses gibi insanla konuşur. İnsanın
Yaratıcıya açılan kapısı olarak bakılır.
BULUT
İYESİ:
Bulut
Ruhu.
Yedi
kardeştirler
ve çok eski zamanlarda yaşayıp ölmüşlerdir.
Saçları dağınık, gözleri şaşıdır.
BUNCAK:
Bekçi
Tanrısı.
Kayra
Han’ın saray yolunu koruyan iki bekçiden biridir. Busul Han ile birlikte
anılır.
BUR:
İyi
Ruh.
İyi
insan ruhu ve doğadaki iyicil
varlıklar demektir. Şamanın göğe
çıkan ruhu anlamı da taşır.
BURAK:
Kutsal
At.
Hz.
Muhammed (s.a.v)’in göğe çıkarken bindiği
attır. Şimşekten
hızlıdır.
BURÇA:
Gönenç
Tanrısı.
Yeryüzündeki
huzur ve refah meydana getirir. Tanrı Ülgen’in oğludur.
BURHAN:
Sidharata
Gautama.
Budizmin
kurucusu. Kutlu bir ağacın altında düşünceye
dalarak, orada gerçeğe erişmiştir.
BURHANCILIK:
Altay
Şamanizmi.
Kamcılığı
(şamanizmi)
ilk kez sistematik bir din haline getirmiştir.
BURLA:
Efsanevi
Hanım.
Savaşçı
kadın motifini simgeler. Kırk alpkız dilberi vardır yanında.
BURŞUN:
İkiz
Atlar.
Ak
Burşun ve
Kök Burşun adlı
uçabilen iki at. Altınkazığın etrafında
dönerler.
BUSUL:
Bekçi
Tanrısı.
Kayra
Han’ın sarayına giden yolu koruyan diğer
bekçidir. Buncak Han ile birlikte anılır.
BUTA:
İlham.
Gece
rüyada pir veya eren tarafından üç bade ile verilir. Uyanınca kişi
ozan olur, saz çalar.
BUYAN:
Efsanevi
Hakan.
Moğolların
Atası. 41. Kızı Alankova’dır. Kırk tane kızı olmuştur.
Bunlardan Kırgızlar türemiştir.
BUZANCAR:
Moğolların
Soy atası.
Alankova’nın
oğludur.
Annesi ayışığından
hamile kalıp kendisini doğurmuştur.
BÜKE:
Ejderha.
Yılana
benzer dev bir sürüngendir. Çoğu zaman
kanatlı olarak tasvir edilir.
BÜKREK:
İyicil
Ejderha.
Kanatları
yoktur, uçamaz. Büyük denizde yaşar.
Kötülük yapmaz.
BÜRKÜT:
Kartal
Tanrı.
Yeryüzüne
inerek bir kadınla birleşir. Doğan
çocuk yeryüzünün ilk ve en büyük şamanı
olur.
BÜYÜ:
Sihir.
İnsanüstü
güçleri kullanılarak doğal sürece müdahale
edilmesi.
CAĞ
İYESİ:
Banyonun
Koruyucu Ruhu.
Banyo
yapan insanlara zararsız şakalar yapar. Bazen
kendisi yıkanır ve sesi duyulur.
CAHIN:
Ateş
Tanrısı.
Tanrı
Ülgen’i ikna ederek insanlara ateşin
verilmesini o sağlamıştır.
CALIN:
Kutsal
Merasim.
Özellikle
Yer Ana ve Yer İyesi için yapılan
tören. Büyükçe bir ağacın altında gerçekleştirilir.
CANGAR:
Söylencesel
Hakan.
Moğollara
akraba Oyrat (Kalmık) ulusunun kahramanlık destânının baş
kişisidir.
CARGIL:
Haberci
Tanrıçası.
İnsanlara
Tanrıların haberlerini getirir.
CARKUDAY:
Arz
İlahı.
Yer
tanrısı. Yeryüzünün yaratıcı ruhudur.
CAYIK:
Tufan.
Bir
kavmi, ya da tüm insanları cezalandırmak amacıyla gönderilen büyük felaket.
CEDEY:
Korucu
Tanrısı.
Altın
Dağ’ın
ve oraya giden yolun koruyucusudur. Yedi azgın köpeği
vardır.
CEMBİL:
Dağ
Tanrıçası.
Köroğlu
destanındaki Çenlibel/Çamlıbel yer adıyla yakından ilgilidir. Kahramanları
korur.
CIDA:
Cirit
Oyunu.
At
üzerinde koşturularak, ucu sivri değneklerin
fırlatılmasıyla oynanan bir oyun.
CILKA:
Çocuk
Tanrısı.
Çocuk
doğduğunda
kaderini belirler. Çocuğu olamayan kadınlar
ondan çocuk diler.
CIRTDAN:
Parmak
Çocuk.
Parmak
kadar bir çocuktur. Kurnazlığı ve
talihilyle devleri, haydutları yener.
CİREN:
Konuşan
At.
Konuşabilen,
sıra dışı
bir hayvandır. Kayçı Ceren ve Kamçı Ceren en iyi bilinen iki
tanesidir.
CONGALAZ:
Kayıp
Cini.
Kışın
zemheride ortaya çıkar. Kapıdan içeridekilerden birini çağırır
ve o kişiyi
kaybeder.
COŞA:
Vecd.
Kendinden
geçme. Trans hali. Şamanların,
evliyaların yaşayabileceği
bir deneyimdir.
CURUNTAY:
Yasa
Tanrısı.
İlahi
yasaları yazar.
ÇADIR
İYESİ:
Çadırın
Koruyucu Ruhu.
Çadırın
koruyucu ruhu. Her çadır için farklı bir İye
vardır.
ÇAHIK:
Lanet
Ruhu.
Lanetlenmiş
insanların ruhlarıdır. Şekil değiştirebilirler.
Sözleri bile ölümcüldür.
ÇAK:
Şeytan.
Çirkin
görünümlü, hırıltılı sesi olan ve 12 başlı
bir varlıktır. Alnında tek gözü vardır.
ÇAKAY:
Yıldırım
Tanrısı.
Yıldırımın
düştüğü
yer, artık Çakay Han’a aittir ve orayı kimse mülk edinmez.
ÇAKILGAN:
Şimşek
Tanrısı.
Şimşekler
çaktırır. Fırlattığı şimşekler
onun mızraklarıdır.
ÇAKILGAĞAN:
Elektrik.
Çakılgan
Han’ın yıldırımlarına benzetilerek bu benzetme yapılmıştır.
Moğolca’da
kullanılır.
ÇALAMA:
Çaput
Bağlama.
Ağaçlara
bez ve çaput bağlama uygulamasıdır.
Mayalamak anlamı da taşır.
ÇALAP:
Rab.
Efendi,
rab, sahip gibi anlamları vardır. Tanrıyı ifade eder.
ÇALIK:
Ters
Cin.
Bedenleri
terstir (çarpıktır). Yeryüzünü ve yaşamın
dengesni bozup karıştırırlar.
ÇAY
İYESİ:
Derenin
Koruyucu Ruhu.
Güzel
bir kadın kılığındadır. Bazen insanları suya
çekerek boğulmalarına neden olur.
ÇEKEY:
Körlük
Ruhu.
İnsanları
kör ve sağır ederler ve görmeb, duyma
duyularını yok ederler.
ÇERGE
İYESİ:
Çadırın
Koruyucu Ruhu.
Çadırın
koruyucu ruhu. Her çadır için farklı bir İye
vardır.
ÇERMİK:
Kutlu
Kaplıca.
Bazen
bu su kaynaklarına yakın yerlerde bir erenin türbesi bulunur.
ÇERMİK
İYESİ:
Kaplıca’nın
Koruyucu Ruhu.
Kutlu
bir suya iyileştirici gücünün bu koruyucu ruh
tarafından verildiği düşünülür.
ÇERTEGRİ:
Şeytan.
İnsanlara
geri dönüşü olmayan zararlar verebilirler.
Şeytanların
en tehlikeli olanlarıdır.
ÇEVGEN:
Polo
Oyunu.
At
ile oynanan bir oyundur. Tahta bir top ile oynanır.
ÇINKIS:
Çocuk
Tanrıçası.
Bebeklerin
ve çocukların koruyuculuğunu yapar.
ÇIVI:
Savaş
Cini.
Geceleri
birbirlerine ok attıkları söylenir.
ÇİKE:
Şarkı
Cini.
Dirsek
boyunda bir cücedir. Yanına gelenlere zorla şarkı
söyletir.
ÇOLBODAY:
Ayartıcı
Tanrıça.
İnsanları
ve masal kahramanlarını ayartır. Bazı kötü ruhların yöneticisidr.
ÇOLPAN:
Gezegenler
Tanrısı.
Gezegenleri
yönetir ve birbirleriyle çarpışmadan hareket
etmelerini sağlar.
ÇOR:
Cin.
Gözle
görülemeyen, ateşten yaratılmış
varlık. Başlarındaki kalpak ele geçirildiğinde
o cin ölür.
ÇORABAŞ:
Cin
Önderi.
Doksan
koyun derisinden kürkü ve seksen koyun derisinden börkü (başlığı)
vardır.
ÇORAMAN:
Cin
Çıkaran.
Cinlerle
uğraşan
kişi.
Cin çıkarıcı. Cinci hoca.
ÇÖLDEN
GELME: Ateşten
Doğan
Hayvan.
Kendisi
veya atası çölden çıkıp gelen bir atın veya hayvan.
ÇÖVENÇ:
Helva.
Ölüm
karşısında
yaşamı
sembolize eder. Ateş, su gibi
temizleyici unsurları bir araya getirir.
ÇUĞ:
Yağmur
Töreni.
Yağmur
yağmasını
dilemek için yapılan tören. “Yağmur Duası”
mânâsını da içermektedir.
ÇUVAK:
Dedikodu
Cini.
Bu
varlığın
insanları koğuculuğa
(dedikoduya) teşvik ettiği
söylenir.
DAĞ
HAN: Dağ
Kağanı.
Oğuz
Kağan’ın
ilk eşinden
olan oğullarından
biri. Simgesi Uçkuş’dur.
DAĞ
İYESİ:
Dağ
Ruhu.
Bazen
ördek bazen kaz şeklinde uçar ve
göllerde yüzerler, bazen insan kılığına
girerler.
DAMIZ
İYESİ:
Ahırın
Koruyucu Ruhu.
Sümer
Tanrısı Tammuz (Tamıs, Dumuz) da bereket ruhudur ve onunla özdeşlemiştir.
DARHAN
ANA: Metal Tanrıçası.
Kendisine
saygısızlık yapıldığında çok kızar ve
her tarafı yakar.
DARHAN
ATA: Metal Tanrısı.
Metal
ocaklarını, metal ustalarını korur. Elinde bir çekiç ve önünde bir örs vardır.
DAYIN:
Savaş
Tanrısı.
Savaşçıların
koruyucusudur. Askerler savaşlardan önce
kendisinden yardım dilerler.
DAYIKIN:
Bebek
Tanrıçası.
Bebeğin
uykuda gülmesi, Dayıkın’la oynadığını
gösterir. Çocuğun Day Durmasını sağlar.
DEBEÇ:
Demirci
Kahraman.
Çıplak
elleriyle kızgın demiri dövebilir. Kılıçları, kalkanları ve zırhları ilk defa o
yapmıştır.
DEĞİRMEN
ANASI: Değirmenin
Koruyucu Ruhu. (Dişi)
İyi
insanların ununu bembeyaz yapar, kötü niyetli insanların ununu kara, kepekli öğütür.
DEĞİRMEN
ATASI: Değirmenin
Koruyucu Ruhu. (Erkek)
Genelde
saçlarına kadar apak una bulanmış,
kısa boylu bir ihtiyar olarak betimlenir.
DEĞİRMEN
İYESİ:
Değirmenin
Koruyucu Ruhu.
Müşteriler
öğütülen
undan ona da pay bırakırlar. Değirmeni bazen
kendi döndürür.
DEMİRDAĞ:
Dünya
Dağı.
Göğün
12. katına kadar yükselir. Onun üzerinde Altındağ
başlar.
DEMİRTEREK:
Dünya
Direği.
Yeraltı,
yeryüzü ve göğü birbirine bağlayan
direğin
orta kısmıdır. Çadırın orta direğine
benzer.
DENİZ
HAN: Deniz Kağanı.
Oğuz
Kağan’ın
ilk eşinden
olan oğullarından
biri. Simgesi Çakır kuşudur.
DİREN:
Şeytan
Piri.
İnsanları
her şeyi
vererek kandırır. Kendisini kandırabilecek kadar kötü insana da Diren denir.
DOĞAÇ:
İrtical.
Kendiliğinden
söyleme ve yapma. Birdenbire içine doğduğu
gibi söyleme ve etme.
DOHSUN:
İşkence
Tanrısı.
Yeraltında
yaşar.
Ateşten
yaratılmıştır. Boynuzlu ve kuyrukludur ama
elleri, ayakları yoktur.
DOKUZ:
Kutlu
Rakam.
Pek
çok yerde görünen bir simgedir. As ve üs katları ile 19 da yine önemli
sayılardandır.
DOLUN:
Verimlilik
Tanrısı.
Hayvanların
ve ekinlerin verimli olmalarını, çoğalmalarını
sağlar.
Dolunayda yeryüzüne iner.
DUMRUL:
Efsanevi
Kahraman.
Yolkesicilik
yapar, Tanrıyı kızdırı. Aldaçı (İslam
sonrası Azrail) ile karşılaşır
ve direnir.
DÜŞ:
Rüya.
Öte
alemden gönderilen bilgiler veya öteki aleme yapılan yolculuklar olarak düşünülür.
EBEDE:
Ağaç
Cini.
Ormanlarda
yaşar.
İnsanlara
zarar vermez. Yaşlı bir kadın
görümündedir.
EBÜGE:
Ayı
Tanrı.
Ayıdan
türediklerine inanan boyların atasıdır. Bir ayı kılığına
girebilir.
EĞEGÖZ:
Tekgözlü
Dev.
Başının
üzerinde tek gözü olan canavar.
EĞEZ:
Nağme.
Ruhlar
tarafından verilen ilhamla oluştuğuna
inanılır.
EKİN
ANA: Ekinin Koruyucu Ruhu. (Dişi)
Zayıf
kalmış
veya yatmış ekinlerin bulunduğu
yerlere Ekin Anasının ayak izleri denir.
EKİN
ATA: Ekinin Koruyucu Ruhu. (Erkek)
Ekinlerin
içinde yuvarlanmayı sever ve bu nedenle ekinler yatar.
EKİN
İYESİ:
Ekinin
Koruyucu Ruhu.
Ekinlerde
yangın çıktığında ters taraf üfleyerek
söndürür.
ELBİS:
Kavga
Tanrısı.
Savaşlardan
önce ondan yardım istenir, böylece düşmanın
attığı
oklar geri kendisine döner.
ELLEY
ve ECEY: Adem ve Havva. İlk
insanlar.
Elli
kapılı, kırk pencereli, otuz kirişli
bir evde yaşarlar. Sabanı ve tarla sürmeyi
keşfetmişlerdir.
EMEGEL:
Çocuk
Tanrıçası.
Çocukları
ve bebekleri korur. Çocuklar için ilaçları hazırlamayı kadın şamanlara
gösterir.
EMEGEN:
Dev.
Birden
fazla başı
olan devasa yaratıklar olarak betimlenir. Her üç ayda bir doğum
yaparlar.
EMEGET:
Şaman
Ruhu.
Bu
ruh olmadan şaman olunamaz. Şamana
yol gösterir. Şaman ölünce kuş
olup dışarı
çıkar.
ERBÖRÜ:
Kurtadam.
Dolunayda
kurda dönüşen kişi.
İskitlerde,
bazı büyücüler her yıl birkaç gün kurda dönüşürdü.
ERBÜKE:
Yarı
İnsan
Yarı Yılan.
Belden
aşağısı
yılan üst kısmı insan görünümündedir. Dişisine
Eşbüke
denir.
ERDENEY:
Haber
Tanrısı.
Tanrıların
haberlerini insanlara iletir. Habercileri ve ulakları korur. Uçan beyaz bir atı
vardır.
EREK:
Efsanevi
Şaman.
Şamanların
atasıdır. Ülgen’in kızlarından biriyle evlenmiştir.
EREKE
ve CEREKE: Bitki Tanrısı ve Bitki Tanrıçası
Kardeşler.
Soluklarıyla
bitkilere, otlara, ağaçlara can verirler.
Ağaçlar
onların nefesleriyle çiçek açarlar.
EREN:
Evliya.
Sıradışı
işler
başarır.
İstedikleri
zamanda istedikleri mekanda bulunabilirler.
ERGENE
İYESİ:
Maden
Ocağının
Koruyucu Ruhu.
Değişik
hayvan sesleri çıkarır. Ocak göçeceği
zaman işçileri
uyarır.
ERGENEKEN:
Kutsal
Yurt.
Dağlar
arasındaki gizli yurt. Türkler bu dağları
eriterek çıkmışlardır.
ERKE:
Ayartıcılık
Tanrıçası.
Baştan
çıkarıcı, ayartıcı Tanrıça. Nazlı olarak tanımlanır.
ERKECEY:
Parmak
Kız.
Parmak
boyundaki kız çocuk. Avrupa masallarındaki “Parmak Kız ” motifinine
benzer.
ERKENEK:
Parmak
Çocuk.
Parmak
boyunda bir insandır. Türklerde ruh başparmakta
bulunur ve o ruhu simgeler.
ERKLİĞ:
Uzay
Tanrısı.
Yıldızlardan,
göktaşlarından
ve gök nesnelerinden sorumludur.
ERLİK:
Kötülük
Tanrısı.
Kötülüklerin
kaynağıdır.
Yeraltında demir sarayında yaşar. Bilgisiz,
yıkıcıdır.
ERŞEK:
Yarı
Pars Yarı Ayı.
Pars
ve Ayı’nın çiftleşmesinden doğan
efsane yaratığı. Gövdesi pars, kafası ayı şeklindedir.
ERTEĞİ:
Masal.
Olağanüstü,
gerçekdışı
hikaye.
ES:
Yaratıcı
Gök-Tanrı.
Tüm
her şeyin
yaratıcısı olarak tanımlanır. Hem bir rüzgar sesi hem de koruyucu ruhtur.
ESE:
Hz.
İsa.
Hristiyanlığın
kurucusu. Aslında bir marangozdur. Annesi kendisine babasız hamile kalmıştır.
ESEGE:
Yaratıcı
Tanrı.
Kel
başlıdır.
Yeryüzündeki insanları yaratmıştır. Oğlu
Çolpan Han’dır.
ESİN:
İlham.
Gelen
ilham perisi esinti oluşturduğu
için bu söz yerleşmiştir.
ESKERİ:
Yaratıcı
Tanrı.
Suların
içinden çamur çıkararak dünyayı yaratmıştır.
EŞİK
İYESİ:
Eşik
Ruhu.
Eşikte
oturmak, eşikte konuşmak
iyi sayılmaz, bunun nedeni ruhun orada olmasıdır.
ETİN:
Gökgürültüsü
Tanrısı.
Gökgürültüsü
aslında bu İyenin sesidir.
ETÜGEN:
Yeryüzü
Tanrıçası.
Toprak
ve yeri temsil eder. Devleti ve egemenliği
korur.
EV
İYESİ:
Ev
Ruhu.
Bazen
bir yılan olarak betimlenir. Evde görülen yılanın bereket getireceğine
inanılır.
EVERLEK:
Tekboynuz.
Efsanelerde
bahsi geçen tekboynuzlu at.
EVLİK
İYESİ:
Kilerin
Koruyucu Ruhu.
Evin
bodrumunda yaşar. Oradaki yiyecekleri yer.
Arasıra kendisine yemek bırakılır.
EVREĞEN:
Ejderha.
Kanatlıdır,
ağzından
ateş
saçar. Dünyanın bir ejder tarafından döndürüldüğü
düşünülür.
EZEŞİK:
Müzik.
“Eze”
(Ez) yani koruyucu ruhlar tarafından ilham edilir.
GAL:
Ateş
Tanrısı.
Ateşin
ve ocağın
devamlılığını sağlar.
Zaman zaman kızıp yangınlar çıkarır.
GEZER:
Efsanevi
Hakan.
Mucizevi
bir doğumu
olmuş,
babasız doğmuştur.
Yeraltına iner, halkı için savaşır.
GEYİK
ANA: Geyik Tanrıça.
Denizden
çıkarak gelmiştir. Bazı Türk boylarına yol
göstericilik yapar.
GEYİK
ATA: Geyik Tanrı.
Bazı
Türk boyları onun soyundan türediğine
inanırlar.
GILGAMIŞ:
Efsanevi
Hakan.
Sümer
Hakanı. Ölümsüzlüğü aramıştır.
Gizemli diyarlara yolculuklar yapmıştır.
GOLOMTA:
Ocak
Tanrısı.
Ocağı
ve ateşini
korur. Kızıl sakallıdır.
GÖĞE
ÇIKMA: Şaman Yolculuğu.
Şamanın
ruhu gökteyken kötü ruhlar engellemeye çalışır.
Ülgen’e ulaşılamaz.
GÖK:
Sema.
Türk-Moğol
ve Sümer söylencelerinde Eril gücü simgeler. 7 katlıdır.
GÖK
ATA: Gökyüzü Tanrısı.
Daha
sonra Gök Tanrı anlayışına ulaşan
bir yaratıcı anlayışıdır.
GÖK
HAN: Gökyüzü Kağanı.
Oğuz
Han’ın ikinci eşinden doğan
oğludur.
Gök Han’ın simgesi Sungur kuşudur.
GÖK
GÖBEĞİ: Kutup
Yıldızı.
Gökyüzününün
Mekezi. Öte aleme açılan bir kapı olarak algılanır.
GÖK-KAL:
Doğa
Katmanı.
Atmosferi
ve uzayı, ayrıca buralardaki koruyucu ruhları içerir. Kal (Kala) atmosfer
demektir.
GÖKTEYRİ:
Semavi
İlah.
En
yüce yaratıcıdır. Soyut bir kavram olarak yer alır. İnsan
biçimli değildir.
GÖKYOLU:
Samanyolu.
Efsanevi
orduların bu yolda ilerlediği
kahramanların burada yürüdüğü düşünülür.
GÖL
İYESİ:
Göl
Ruhu.
Kız
kılığında
erkekleri kandırarak suyun derinliklerine çekerek boğdukları
söylenir.
GÖZGÜ:
Ayna.
Ruhlar
alemine açılan bir pencere gibi algılanır. Bir denize dönüşebilir.
GÖZSENME:
Nazar.
Büyücü
ve kötü şamanların
gözlerinde kötü ruhların yerleştiğine
inanılırdı.
GUL:
Vahşet.
Ortadoğuda
ortak bir motiftir. Vahşi, acımsız ruhları
ve onların kötülüklerini anlatır.
GULYABAN:
Vahşi
Yaratık.
Gezginlere
ve yolculara uğrayıp onları öldüren canavardır.
GUR
İYESİ:
Mezarlığın
Koruyucu Ruhu.
Mezarlara
saygısızlık gösteren insanlara musallat olurlar.
GUYUK:
Canavar.
Vahşi
hayvan. Olağanüstü, yırtıcı canlı.
Karanlıkta çöllerde ve mezarlıklarda ortaya çıkar.
GÜN
ANA: Güneş
Tanrıçası.
Göğün
yedinci katında oturur. Türkler doğan
Güneşi
üç veya dokuz kez selamlarlar.
GÜN
HAN: Güneş
Kağanı.
Oğuz
Han’ın göksel olan ikinci eşinden doğan
oğludur.
Gün Han’ın simgesi Laçın kuşudur.
HADUR:
Savaş
Tanrısı.
Bakır
kutlu bir metal olduğundan, saf bakırdan
yapılmış
silahlara sâhiptir.
HADUR’UN
KILICI: Güç Sembolü.
Hadur’un
kendi yaptığı “Tanrı’nın Kılıcı” adı verilen
efsânevi silah, Attila tarafından bulundu.
HAL:
Şer.
İnsanüstü,
doğaüstü,
metafizik, soyut bir kötülüğü ifade eder.
HAL
ANA: Kötülük Tanrıçası.
Kızıl
renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır.
HAL
ATA: Kötülük Tanrısı.
Kızıl
renkli giysileri olan, kızıl gözlü bir adamdır.
HAL
DİLİ:
Ters
Lisan.
Öte
alemin dilleri bu dünyanın tam zıttıdır. Biçim ve anlam olarak tersten konuşurlar.
HALAY:
Tören
Dansı.
Yaşamın
enerjisini, döngüsünü, dayanışmayı,
hareketi, durup devam etmeyi ve ritmi içerir.
HAN:
Kral.
Mitoloji
de tanrıların da sıfatı olarak kullanılır.
HANIM:
Kraliçe.
Mitoloji
de tanrıçaların da sıfatı olarak kullanılır. Moğollar
“Hatan” olarak söyler.
HARA:
Ay
Tanrısı.
Oğuz
Han’ın soyunun Hara’ya kadar gittiği
anlatılır. Göğün altıncı katında oturur.
HARSA:
Kuduz
Cini.
Kuduz
köpekleri ve saldırgan inekleri vardır. Gözleri kurumuştur.
Kuduza neden olurlar.
HARKIT:
Baca
Cini.
Bacadan
torba sarkıtarak çocukları kaçırdığı
söylenir.
HAYDUT:
Harami.
Yol
kesici, soyguncu, eşkıya. Masallarda
genelde 40 kişi olarak yer alırlar.
HIRTIK:
Yarı
İnsan
Yarı Hayvan.
Yakaladığı
insanları önce boğarak öldüren sonra
da yiyen bir canavar olarak tanımlanır.
HINKIR:
İnsan
Yiyen Canavar.
İnsana
benzer, fakat göbeğinde bulunan bir
torbanın içinde yavrusunu taşır. İnsan
eti yer.
HIZIR:
Hızır
Peygamber.
Zor
anlarında insanlara yardım eden, biçim değiştirebilen
bir peygamber. Duaları kabul olur.
HORTDAN:
Zombi.
Gözü
dünyada kalmıştır, bu nedenle geri dönmek
ister. Azerilerde Vampir manası taşır.
HORTLAK:
Zombi.
Yaşayan
Ölü. Mezardan çıkan ölü. Cansız olduğu
halde hareket edebilen varlık.
HOTUN:
Şamaniçe.
Sahibe.
Şamaniçe
(kadın şaman).
Tanrıçaların sıfatı olarak geçer. Moğolcada
Hatan denir.
HÖYÜK:
Tümülüs.
Yığma
tepe şeklindeki
mezar. İçerisinde
kutlu kişiler
gömülüdür.
HÖYÜK
İYESİ:
Höyüğün
Koruyucu Ruhu.
Höyükteki
mezarı rahatsız edenlerin veya mezar soyguncularının başına
felaketler getirir.
HUMA:
Efsanevi
Kuş.
Görünmeden,
dinlenmeksizin uçan, asla yere değmeyen
efsânevi kuş.
HUNOR
ve MAGOR: Macarların Ataları.
Kutlu
bir geyiğin
peşinde
denizi ve bataklıkları geçerek Macaristan topraklarına ulaşırlar.
HÜRMÜZ:
Batı
Tanrısı.
Moğollara
göre 55 Batı Tanrısının başında bulunur.
Derin bir bilgiye sahiptir.
IDIK:
Azat
Kurban.
Doğaya
salarak başıboş
bırakma şeklinde
gerçekleşen
kurban.
IRIK:
Kehanet.
Falcılık.
Gelecekten haber verme.
IRKIL:
Efsanevi
Şaman.
Yeryüzündeki
ilk şamandır.
Üç yıl önce ölenleri bile diriltir, körlerin gözünü açar.
IRMAK
ANA: Irmak Ruhu. (Dişi)
Türklerde
iki ırmağın
kesiştiği
yerler özel öneme sahiptir ve buralarda yaşar.
IRMAK
ATA: Irmak Ruhu. (Erkek)
Orta
yaşlı
bir adam görünümündedir.
IRMAK
İYESİ:
Irmak
Ruhu.
Kadın
kılığında
kıyıya yaklaşır. Irmağın
sesi aslında onun şarkısıdır.
ISIYAH:
Bahar
Bayramı.
Daire
şeklinde
toplanılıp kımız içilir ve meydanda yakılan odunun üzerinden atlanır.
IŞANÇ:
Din.
Doğaüstü,
kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan,
ayin ve uygulamalara sahip inançlar bütünü.
ITOGA:
Tarla
Tanrıçası.
Tarlaları
ve ekenekleri korur.
IZIH:
Hayvan
Tanrısı.
Idık
olarak doğaya salınan azat kurbanları
koruyan Tanrıdır.
İBİŞ:
Soytarı.
İnsanları
güldüren kişi. Hokkabaz, şaklaban.
İÇÇİ
: Koruyucu
Ruh.
Herhangi
bir varlığın koruyucu ruhu. O varlıkla
özdeşleşmiştir.
İÇİTE:
Sağlık
Tanrıçası.
Hastalıkları
önler, insanlara sağlık verir.
İDİ:
İlah.
Yaratıcı.
Sahip, malik, efendi. Tanrı. Sahiplik ve kutluluk anlamları içerir.
İKSİR:
Büyülü
Sıvı.
Yenileyici
ve şifa
verici, diriltici, sıra dışı güçler
verdiğine
inanılan içkilerdir.
İL
İYESİ:
Vilayet
Ruhu.
Şehrin
veya bir yerleşim biriminin koruyucu ruhu.
İLEMEN:
Efsanevi
Hakan.
İlemen
boyunun atasıdır.
İLENÇ:
Lanet.
Kötü
kader, kötü son, felaket gibi insanın başına
gelen ve peşini bırakmayan olumsuzluklar.
İLENMEK:
Lanet
Okumak.
Başka
birisi için kötü temennilerde bulanmak. Lanetlenmesini istemek.
İMERE:
Cemre
Cini.
Havayı,
toprağı,
suyu ısıtıcı gücü vardır. Baharda göğe
yükselir sonra inip buzları eritir.
İN
İYESİ:
Mağaranın
Koruyucu Ruhu.
Türklerde
mağarlalar
gizemli hatta kutlu mekanlardır. İn
İyesi
buraları korur.
İNEHSİT:
Doğum
Tanrıçası.
Gülüşleriyle
doğum
yapan kadına hatta doğuran ev ve ahır
hayvanlarına yardım eder.
İRLE:
Ölüler
Tanrısı.
Yeraltında
yaşar.
Kırk köşeli
evinin önündeki dokuz çam ağacına dokuz oğlu
atlarını bağlar.
İRİS:
Koruyucu
Tanrıça.
Kötü
ruhları kovan tanrıçadır.
İRŞİ:
Peri.
Perikızı.
Cisimsiz dişil varlık. Çok güzel bir kız kılığına
bürünür.
İYE:
Koruyucu
Ruh.
1.
Sahip. Koruyucu. Bir şeyin maliki. 2. Bir şeyin
koruyucusu, koruyucu ruhu.
İZENÇ:
Din.
Doğaüstü,
kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan,
ayin ve uygulamalara sahip inançlar bütünü.
İZGE:
Mukaddes.
Kutsal,
bereketli, hayırlı manalarına gelir.
KABULGAN:
Şekil
Değiştirme.
Başka
bir varlığa dönüşme.
Metamorfoz. Kılık değiştirme.
Genellikle silkinerek gerçekleşir.
KABULGAMAK:
Şekil
Değiştirmek.
Başka
bir varlığa dönüşmek.
Genellikle bir hayvan kılığına girme
yaygındır.
KAÇAL:
Saçsız
Kahraman.
Kurnaz
ve hazırcevaptır. Aklı ve şansı
sayesinde devlerden, haydutlardan kurtulur.
KAFDAĞI:
Efsanevi
Dağ.
Bilinmeyen
bir yerde bulunan ve ulaşılamaz
yükseklikteki, efsânevi canlıların yaşadığı
dağ.
KALAYKAN:
Ocak
Tanrıçası.
Ocağı
ve ateşini
korur. Kal (kellik) ve Moğolca Gal (ateş)
ile ilgilidir.
KALÇABAY:
At
Tanrısı.
Ateşi,
atları ve atçılığı korur. Toprak
yarılarak içine girip kaybolduğuna inanılır.
KALÇAN:
Ateş
Tanrısı.
Ateşin
koruyucu ruhu olarak saygı gösterilir. Kendisine keçi kurban edilir.
KALDAZ:
Ateş
Tanrıçası.
Ateşin
ve büyükbaş hayvanların koruyucusudur.
Emrindeki canlılara Kaldazın adı verilir.
KALDAZIN:
Ateş
Cini.
Ateşin
içinde oynar. Kısa boyludur. Sakalı yedi karıştır.
Sakalları kirpi oku gibidir.
KALGANÇI:
Kıyamet.
Kalganan
(sıçrayıp kalkılan) gün. Dünyanın ve evrenin yokolacağı
ölülerin diriltileceği gün.
KALKUDAY:
Semavi
İlah.
Soyut
bir kavram olarak yer alır. İnsan biçimli
değildir.
KALOĞLAN:
Saçsız
Kahraman.
Kurnazlığı
ve bahtı temsil eder. Zor durumlardan aklı ve şansı
sayesinde kurtulur.
KAM:
Şaman.
Ruhlarla
irtibat kurabilir. Dualarıyla hastaları sağaltabilir
ve kötü ruhları kovabilir.
KAMBAR:
At
Tanrısı.
Atları
korur, eğlenceyi
sever. İslam
ile birlikte Hz. Ali’nin at uşağı
Kamber ile özdeşleşmiştir.
KAMHAN:
Efsanevi
Hakan.
Bayındır
Han’ın atasıdır. Aynı zamanda güçlü bir kamdır. Şamanların
atasıdır.
KAMOS:
Kabus
Cini.
Kabuslara
ve karabasanlara neden olan kötü ruh. Kedi gibi sessizce gezer. Keçiye benzer.
KANIKAY:
Efsanevi
Hanım.
Savaşçı
40 Alpkız yardımcısı vardır. Savaşçıdır.
Manas öldüğünde ilaç yaparak onu diriltir.
KANIM
HAN: Güven Tanrısı.
Yeryüzündeki
dürüst ve güvenilir insanları korur.
KANIRMAĞI:
Yeraltı
Nehri.
Yeraltında
akar. İçindeki
sıvı su değil kandır. Bu ırmak masallarda
bazen uçan atlarla geçilir.
KARABASAN:
Kabus.
İnsanların
korkulu rüyalar görmesi demektir. İnsanların
üzerine çöken bir varlık neden olur.
KARABASMA:
Kabus.
Kötü
ruhların veya cinlerin neden olduğuna
inanılır. Bu ruhlar bazen ölümcül olabilmektedir.
KARABASTI:
Halüsinasyon.
Gerçekmiş
gibi algılanan kötü rüyalar. Azerilerde hayalet görme.
KARAÇURA:
Kötü
Cin.
İnsanları
korkutan hatta zarar veren ruhlardır.
KARAGUŞ:
Kuş
Tanrısı.
Kuşlara
hükmeder. Tanrı Ülgen’in oğludur. Bazı
yörelerde kartal halayı ile temsil edilir.
KARAHAN:
Efsanevi
Hakan.
İnsanların
önderidir. Gücü ve otoriteyi vurgular.
KARAKIRNAK:
Tırnaklı
Canavar.
Bedeni
baştan
başa
kıllarla ve tırnaklarla örtülü bir varlıktır. Sudaki insanlara zarar verebilir.
KARAKIZLAR:
Kötülük
Tanrıçaları.
Erlik
Han’ın kızlarıdırlar. Adları bilinmez. Göğe
çıkan şamanı
ayartmaya çalışırlar.
KARAKORŞAK:
Hayvan
Cini.
Eşek,
köpek, domuz, keçi kılığına girdiğine
inanılan bir varlıktır.
KARAMAT:
Sanrı
Cini.
Kabuslara
neden olan ve hezeyan ve psikolojik bozukluklar ortaya çıkaran kötücül varlık.
KARAOĞLANLAR:
Kötülük
Tanrıları.
Erlik
Han’ın oğulları.
Kara fırtına ile kan yağdırırlar. 9 kat yeri
simgelerler.
KARAŞ:
Karanlık
Tanrısı.
Karanlığı
oluşturur.
Geceleri hüküm sürer. Kara Yılanları vardır.
KARAV:
Kabus
Cini.
Kabuslara
neden olur. Karağ sözcüğü
kimi yörelerde kabus anlamında kullanılır.
KARÇANA:
Kar
Güzeli.
Ayaz
Ata’nın (veya noel Baba’nın) torunudur. Çocuklara hediyeler dağıtır.
KARGIMA:
Beddua.
Bir
varlık için kötü dilekte bulunmak ve bu amaçla Tanrı’ya yakarmak.
KARGIŞ:
Beddua.
Bir
insan için kötü temennilerde bulunma ve bu amaçla Tanrı’ya yakarma.
KARKIZ:
Kar
Güzeli.
Ayaz
Ata’nın (veya noel Baba’nın) torunudur. Çocuklara hediyeler dağıtır.
KARLUK:
Duman
Tanrısı.
Ülgen’e
kurbanların ruhlarını iletir. İnsanların yaşamlarını
denetler. İşareti dumandır.
KARTA:
Ahırın
Koruyucu Tanrısı.
Ahır
hayvanlarını korur. Bazen onlara yem verir.
KARTAL
ANA: Kartal Tanrıça.
Merküt
kabilesi kara bir kartaldan, Yurtas kabilesi ise beyaz bir kartaldan türemiştir.
KARTAL
ATA: Kartal Tanrı.
İlk
Macar kralının annesi bir doğandan hamile
kalmıştır.
KARUK:
Karanlık.
Ölümcül,
yok edici karanlık. Hiçliği ifade eder.
KARZIT:
Temizlik
Tanrısı.
İnsanlara
temizliği
öğretmiştir.
Ülgen Han’ın oğludur.
KATAY:
Deprem
Tanrısı.
40
boynuzlu boğasıyla deprem oluşturur.
Yeraltındaki demir evinde yaşar.
KAY:
Destan.
Şiir
şeklindeki
söylence. Göğüsten ve gırtlaktan çıkan
seslerle okunur.
KAYADAN:
Güç
Tanrısı.
Kuvveti
sembolize eder.
KAYAKAPISI:
Yeraltı
Geçidi.
Yeraltı
Dünyasına giden geçidin kapısıdır. Uzak diyarlardaki bir mağaranın
içinde bulunur.
KAYÇI:
Destan
Okuyucu.
Doğru
okumayanları destanın kahramanı cezalandırır, başına
felaket gelir.
KAYIŞ:
Çarpık
Cin.
Kendi
ayakları üzerinde durup yürüyemez. İnsanları
aldatıp, onun boynuna biner.
KAYRA:
Yaratıcı
Tanrı.
Baş
Tanrı. Herşeyin yaratıcısıdır. Göğün
17. katında oturur. Diğer Tanrıları da o
yaratmıştır.
KAZAK
HAN: Efsanevi Hakan.
Kazakların
Atasıdır. Alaş Han’ın oğludur.
KAZAN
İYESİ:
Kazanın
Koruyucu Ruh.
Genellikle
kazanın içinde oturur, kazan uzun süre kullanılmazsa bazen kapağını
oynatır.
KAZIRGAN:
Cehennem
Çukuru.
Kötü
ruhların doğruluğa
kaldığı
ateş
çukuru.
KELÇE:
Kel
Kahraman.
Çokbilmiş,
kurnaz ve talihlidir. Ukala ve alaycı olarak da görünür.
KELEMTER:
Dev
İnsan.
Başları
bulutlardan bile yüksektir. Eski çağlarda
yaşamışlardır.
KELENİ:
Şaman
Ruhu.
Şaman
kaçan ruhları geri getirmesi için Keleni’yi gönderir. Peltek dilli, kekemedir.
KELEY:
Yarı
Tanrı.
Peltek
dilli, kekemedir. Annesi Ülgen’in kızlarından biridir. Babası ise bir şamandır.
KELTEGEY:
Şaman
Ruhu.
Şamanın
yanında bulunan ruhtur. Çok kıskançtır. Bazen şamanı
dinlemez.
KEMPİR:
Dev.
İnsanın
topuklarından kanını emer ve yer altına götürüp tutsak eder sonra da acıkınca
yer.
KEMPİR-KUŞAK:
Devkuşağı.
Gökkuşağı.
Kempir oradan gezinir. Pura adlı atlar üzerinde yürürler.
KENÇLİYÜ:
Potlaç.
Beyin
veya hakanın mallarını kendi isteğiyle
talan ettirmesi. Bu şanını ve şerefini
yüceltir.
KEPE:
Başmelek.
Tanrı’nın
en önemli yardımcısı olan melektir. Yerin içini ve yeraltını yönetir.
KER:
Kötü
Varlık.
Kötülüğün
kendisini ve kötü varlığı tanımlar. İsmin
başında
bir sıfat olarak kullanılır.
KEREH:
Kurban.
İlahi
bir amaçla kesilen veya doğaya salınan
hayvan ya da doğaya saçılan yiyecek,
içecekler.
KEREY:
Arabozuculuk
Tanrısı.
İnsanlar
arasına nifak sokar. Yes / Ças (Demir) bilekli olarak betimlenir.
KILAY
İYESİ:
Hayvanlar
Ruhu.
Hayvanların
koruyucu ruhu. Vahşi bir hayvan
görünümündedir.
KIPÇAK:
Efsanevi
Hakan.
Kıpçak
boyunun atasıdır. Bir ağacın kovuğunda
doğmuştur.
KIR
ANA: Kırın Koruyucu Ruhu. (Dişi)
Kırları
korur. Kırlarda başı derde giren
insanlara yardım eder.
KIR
ANA: Kırın Koruyucu Ruhu. (Erkek)
Tek
ağaçlarda
veya çalılarda yaşar. Ona ekmek
kırıntıları ve bir demet ekin verilir.
KIR
İYESİ:
Kırın
Koruyucu Ruhu.
Uzun
elli, uzun kollu, uzun parmaklı, yarı insan yarı yarı ağaç
görünümlüdür.
KIRGIL:
Merhamet
Tanrısı.
İnsanları
korur ve onlara şefkat gösterir.
KIRGIZ
ATA: Efsanevi Hakan.
Kırgızların
Atası. Kırgız ulusunun kurucusu ve koruyucusu olarak kabul edilir.
KIRK:
Kutsal
Sayı.
Türklerde
her alanda ön plana çıkan kutsal bir simgedir. İslam’ın
etkisiyle önemi artmıştır.
KIRKLAR:
Kırk
Evliya.
Her
çağda
kimliği
bilinmeyen kırk kutlu kişi vardır. Dünya
bunların hürmetine ayakta durur.
KIRKAVLAN:
Kırk
Evliya.
Kırk
eren tarafından veya kırk şaman veya
onlar tarafından korunan kutlu kişilerdir.
KIRSUT
İYESİ:
Koruyucu
Ruh.
İnsanın
kendi iyesidir, yanında bulunduğu o insanı
korur.
KISIL:
Öfke
Tanrısı.
Kızıl
bir kılıcı ve kızıl bir topuzu vardır. İnsanlara
öfke duygusu verir.
KIŞ
HAN: Kış
Tanrısı.
Kış
mevsimini düzenler ve zamanında başlayıp
zamanında sona ermesini sağlar.
KIYANLAR:
7
Tanrıça.
Ülgen’in
7 kızlarıdır. Sanat ve estetikte insanlara ilham verirler. Hiçbirisinin ismi
bilinmez.
KIYATLAR:
7
Tanrı.
Ülgen’in
7 oğullarıdır.
Yedi kardeştirler. Yedi boyu korurlar. Yedi
Kat göğü
sembolize ederler.
KIZAGAN:
Savaş
Tanrısı.
Savaşçılara
ve askerlere kuvvet verir, yenilmez kılar. Kayra Han’ın oğludur.
KIZIL-ALMA:
Fetih
Ütopyası.
Türklerin,
tek bayrak altında toplandığı devleti
anlatır. Fethedilmek istenen ülkeleri simgeler.
KİLHAN:
Efsanevi
Hakan.
Kildağ’da
yaşayan
hakan. Kendisine dağın etrafını çeviren
balçıktan dolayı ulaşılamaz.
KİLİN:
Boynuzlu
At.
Tek
boynuzu vardır. Boynuz gücü simgeler.
KİLTİ:
Evin
Koruyucu Tanrısı.
Bazen
evdeki eşyaların
yerini değiştirir.
Ev taşınırken
önce simgesel olarak o götürülür.
KİMSENE:
Ev
Cini.
Evlerde
yaşarlar.
Evin ve ailenin koruyucusu olarak görülürler.
KİREMET:
Tabu
Bölgesi.
Tabu
Alanı. Ölen kişinin ruhunun yerleştiği
yerdir. Her köyün kendi Kiremeti bulunur.
KİŞTEY:
Zina
Tanrıçası.
Baştan
çıkarıcı, ayartıcı Tanrıça. Sekiz gözü vardır. Siyah bir tilkiye dönüşebilir.
KİTRE
İYESİ:
Ahırın
Koruyucu Ruhu.
Genelde
ahırda ve avluda yaşar ve orada yaşayan
canlılara sahip çıkar.
KOÇA:
Bereket
Tanrısı.
23
Martta bu bayramın düzenlendiği aynı adlı
Tanrıya bereket töreni yapılır.
KOÇAGAN:
Bereket
Töreni - Bahar Gündönümü.
Bahar
Bayramı. 22-23 Mart. Herşeyin o gece bir an
uyuyup tekrar uyandığına inanılır.
KOKPAR:
Kutlu
Oyun.
Amaç,
hayvan derisinden bir tulumu, at üstünde taşıyarak
belirli mesafeyi aşmaktır.
KOM
ANA: Vaftiz Annesi.
Hristiyan
Türklerde Vaftiz Töreni ile birlikte ortaya çıkan manevi annelik.
KOM
ATA: Vaftiz Babası.
Hristiyan
Türklerde Vaftiz Töreni ile birlikte ortaya çıkan manevi babalık.
KONCALAZ:
Kış
Cini.
Kürklüdür.
Kışın
geceleri gezer. Elindeki kocaman bir tarakla vurarak insanı yaralar.
KONRUL:
Anka
Kuşu.
Kızıl
renkli devasa kuş. Yeniden dirilişi
simgeler. Hergün yeniden doğar. İkizi
Toğrul’dur.
KOPUZ:
Kutsal
Çalgı.
Bağlama’nın
atası olan çalgı. Aldaçı (Ölüm Tanrısı) bile Kopuz’un sesinden korkar.
KORAV:
Tabu.
Yapılması,
dokunulması, gidilmesi, söylenmesi dinsel veya metafizik açıdan yasak olan şey.
KORBOLKO:
Ateş
Kuşu.
Ateşi
veya çakmaktaşlarını yeryüzüne o indirmiştir.
Tanrı Ülgen tarafından gönderilmiştir.
KORKOY:
Yeraltı
Canavarı.
Çölde
yaşadığına
inanılan, devasa bir solucan görünümlü canavardır.
KORKUT
ATA: Efsanevi Ozan.
Ozanların
atasıdır. Sıra dışı özellikleri
vardır. Kopuzun bulucusu odur. Kuşların
dilini bilir.
KORMUSTA:
Batı
Tanrısı.
55
Batı Tanrısının başıdır. Bilgedir.
Körmöslerin önderidir. Kürmez ile özdeştir.
KOROĞLU:
Efsanevi
Kahraman.
Annesi
ışıktan
hamile kalır ve diri diri gömülür. Mezarda doğar,
ölmüş
anasını emerek büyür.
KOROSUN:
Sağlık
Tanrısı.
Hastalıkları
iyileştirir.
İnsanlara
şifa
verir.
KORSAN:
Deniz
Haydutu.
Tek
bacaklı, tek gözü kapalı, takma çengel kolludur.
KORŞAK:
Hayvan
Cini.
Eşek,
köpek, keçi kılığına girdiğine
inanılan bir varlık. Eve gelerek insanlmarı kandırıp kaçırır.
KOSA:
Bahar
Şenliği.
Nevruza
birkaç gün kala başlayan ve Nevruz
gününün sonuna kadar devam eden şenliklerdir.
KOTAZ:
Nazarlık.
Gözün
(nazarın) gücünden koruyan nesne. Çok kuvvetli nazarlar kotazları bile
parçalar.
KOVAK:
Gökyüzü
Tanrısı.
Yaratıcı
Tanrı. Tunguzlarda Kovak (Kovakı) ve ikizi Savak (Savakı) olarak görünürler.
KOVUÇ:
Şeytan
Çıkarma.
Cin
kovma. Şeytan
kovalama, eksorsizm. Kötü ruhların uzaklaştırılması
işlemidir.
KOVUÇU:
Şeytan
Çıkaran.
Kötü
ruhların uzaklaştırabilen kişi.
Kötü ruhu bir kez yakalayan kişi Kovuçu
olur.
KÖÇÜT:
Can
Değiştirme.
Bir
kişinin
ilahi bir anlmaşma ile başkasının
yerine ölmeyi kabul etmesidir.
KÖMEY:
Gırtlak
Şarkısı.
Göğüsten
ve gırtlaktan çıkan seslerle okunur.
KÖRMÖZ:
Hayalet.
Ölmüş
insanların ruhları. Ruh. İyilik ve kötülük
yapan ruhların tamamı. Görünmeyen varlık.
KÖSE:
Bereket
Oyunu.
Çocuklar
boyunlarına zincir asıp kürk giyer ve evleri dolaşır.
O eve bereket dağıtırlar.
KÖSPEĞEN:
Sihirli
ayna.
Geleceği,
geçmişi
ve uzak diyarları gösterir.
KÖYLEK:
Yeraltı
Cadısı.
Yeraltında
yaşar
bazen çıkıp insanları kaçırır.
KU
HANIM: Gazap Tanrıçası.
Yeraltındaki
kara suların en dibinde yaşar. Kara
Tilki kılığına girebilir. Çok
merhametsizdir.
KUBAMARAL:
Kutsal
Geyik.
Alageyik.
Kutsal bir hayvandır. Bazen erenler alageyiğe
dönüşür.
KUDAY:
Hüda.
Tanrı,
Yaratıcı. Türkçe Kut (kutsallık, kutluluk) kökünden türemiştir.
KUĞU
ANA: Kuğu
Tanrıçası.
Finlilerin
Ku adlı Ay Tanrısını da akla getirmektedir.
KUĞU
ATA: Kuğu
Tanrısı.
Bazı
Türk boyları kuğudan türediklerine
inanırlar. Örneğin Ku’lar
(Lebedler).
KULBASTI:
Halüsinasyon.
İnsanları
aldatan ve sonra da öldüren kötü ruh veya canavar olarak görünür.
KULDUR:
Harami.
Denizlerde
veya karada soygunculuk yapan taşıtları
ele geçiren kimse.
KURGAN:
Türbe.
Kutsal
mezar. İçinde
ulu ve kutlu kişilerin yattığı
dikkat çekici gömüt.
KURGAN
İYESİ:
Kurganın
koruyucu ruhu.
Kurgandaki
mezarı rahatsız edenlerin veya mezar soyguncularının başına
felaketler getirir.
KURHAN:
Efsanevi
Hakan.
Kurdağ’da
yaşayan
bir hakandır. Sümerlerde yer altı ve dağ
tanrısının adı Kür’dür.
KURT
ANA: Kurt Tanrıça.
Hemen
hemen tüm Türk boyları ortak bir inanış
olarak dişi kurttan türediklerine
inanırlar.
KURT
ATA: Kurt Tanrısı.
Kurtları
koruyan ve aynı zamanda kurt kılığına
girebilen tanrıdır.
KURUMSAK:
Kanlı
Kurban.
Tanrısal
veya dini bir amaçla kesilecek hayvan.
KUT:
Kutsal
Enerji.
Kutsal
yaşam
gücü. Bereket. Hayat verici, mübarek gibi anlamları vardır. Tanrısal enerji.
KUTAN:
Balıkçıl
Kuşu.
Yaratılış
efsânelerinde geçen kutlu bir hayvandır.
KUTYA:
Köpek
Tanrı.
Bazı
Macar boyları köpekten türediklerine inanırlar. Köpek ruhları yeraltına
götürür.
KUYAŞ:
Güneş
Tanrısı.
Göğün
yedinci katında oturur. Yeryüzüne yaşam
verir.
KUYU
İYESİ:
Kuyu
Ruhu.
Kuyular
başka
alemlere açılan kapılar olarak kabul edilir. Buraların koruyucu ruhları vardır.
KUZAR:
Efsanevi
Hakan.
Hazarların
ve Azerilerin Atası.
KUZHAN:
Efsanevi
Hakan.
Kuzdağ’da
yaşayan
hakandır. Soğuktan ve rüzgardan dolayı
kendisine ulaşılamaz.
KÜBEY:
Doğum
Tanrıçası.
Akgölden
getirdiği
sütü doğacak
çocuğun
ağzına
damlatır. Çocuğa ruh verir.
KÜĞ:
Şiir.
Uyaklı
ve dizi hâlindeki cümlelerden oluşan
söz ve ifâdeler.
KÜLDÜRGİŞ:
Güldürü
Cini.
Çok
büyük göğüsleri
olan kızlardır. İnsanların yollarını
kesip gıdıklarlar.
KÜMBET:
Türbe.
Kutsal
mezar. İçinde
ulu ve kutlu kişilerin yattığı
dikkat çekici gömüt.
KÜMBET
İYESİ:
Kümbetin
koruyucu ruhu.
Kurgandaki
mezarı rahatsız edenlerin veya mezar soyguncularının başına
felaketler getirir.
KÜMÜR:
Kömür
Tanrısı.
Kapkara
bir görünümü vardır. Erlik Han’ın oğludur.
Gömleği
kara dumandandır.
KÜPEGİREN:
Cadı.
Evler
yıkan, bozgunculuk yapan, şekil değiştiren,
bir kadındır. Sonra küpe girip saklanır.
KÜRMEZ:
Ruhlar
Tanrısı.
Yeraltındaki
ruhların (Körmöslerin) önderidir. Hürmüz ile özdeşlemiştir.
LAK-RAK-ZAK:
Efsane
Ülkeleri.
Üç
efsane ülkesi. Oğuz Han bu ülkelere
seferler düzenleyerek fethetmiştir.
LAYLAY:
Ninni.
Çocukları
uyuturken söylenen masalsı şarkı.
LOKMAN:
Hz.
Lokman Peygamber.
Tıpçıların
Piri. Ölümsüzlük iksirini bulduğu ancak
formülünü kaybettiği söylenir.
LOSON:
Su
Tanrısı.
Suları
ve su kaynaklarını yönetir. Temizliklerini sağlar.
LOVUN:
Yeraltı
Tanrısı.
Yeraltının
yönetciliğini yapar. Yeryüzüne kötü ruhlar
gönderir.
LUR:
Yaratıcı
Kuş.
Efsanevi
Yaban Ördeği. Sulara dalarak çamur çıkarmış
ve yeryüzü meydana gelmiştir.
MAĞUŞ:
Kahin.
Ateşperest
rahip. Sihir yapabilme, rüyâları yorumlayabilme kehanet yetenekleri vardır.
MAL
İYESİ:
Hayvanların
Koruyucu Ruhu.
Atların
ve sığırların
koruyucu ruhudur.
MALAHAY:
Ceza
Tanrısı.
Suçlu
insanların cezalarını verir. Yeraltında yaşar.
MANAS:
Efsanevi
Hakan.
Elinde
kan pıhtısı ile doğar. Anasının
karnında on ay kalmıştır. Yedi günde yedi
yaşına
gelir.
MANGADAY:
Çokbaşlı
Ejder.
Ölmesi
için tüm başlarının kesilmesi gerekir.
MANGUS:
Canavar.
Hortlak,
dev, ejderha gibi içeriklerin tamamını kapsar.
MANKURT:
Bilinçsiz
Köle.
Başına
deve derisi gerilerek bilinci yok edilen köle.
MATIR:
Cesaret
Tanrısı.
Korkusuz
bir savaş
tanrısıdır. Erlik Han’ın oğludur. Taş
bilekli olarak betimlenir.
MAY
ANA: Varlık Tanrıçası.
Kırk
başlı
bir kadındır. Bebeklere ruh verir. Göğün
üçüncü katında oturur.
MAY
ATA: Varlık Tanrısı.
İnsanların
koruyucusu, kollayıcısı ve gözeticisidir. Göğün
üçüncü katında oturur.
MAYGIL:
Su
Tanrıçası.
Yeryüzündeki
sulardan sorumludur.
MEÇİK:
Vampir.
İnsanların
kanını emer, içlerinde büyür. Ölüm saçan kambur bir yaşlı
kadındır.
MEÇKEY:
Vampir.
Kan
emici varlık. Tağun yani veba hastalığı
taşıdığına
inanılır.
MEKİR:
Aldatıcı
Cin.
Tanıdığı
bir kişinin
kılığına
bürünür ve kişiyi çağırıp
götürerek kaybeder.
MENERİK:
Şaman
Hastalığı.
Kişi
bu hastalığa yakalanınca ağzından
kan gelir ve bölece şaman olur.
MENGÜ:
Mani.
Maniheizmin
Kurucusu. Bu dinde Aydınlık ile Karanlık iki rakip olarak karşı
karşıya
durur.
MENGÜÇ:
Derviş
Küpesi.
Teslimiyet
Küpesi. Dünyadan ve dünyasal etkenlerden soyutlanmayı simgelerler.
MERDE:
Efsanevi
Hakan.
Altay
Türklerinin atası ve koruyucusu olduğuna
inanılır. Yağmur yağdırma
gücü vardır.
MERGEN:
Akıl
Tanrısı.
Herşeyi
bilir. Aklı ve zekayı temsil eder. Göğün
yedinci katında oturur. Bilgelik sahibidir.
MERKÜT:
Kutsal
Kuş.
Bu
kartal tüm ömrü boyunca şamanı korur ve
yardımcı olur.
MEŞE
İYESİ:
Ormanın
Koruyucu Ruhu.
Keyfi
yerinde olduğunda kalın sesle şarkı
söyler. Meşe ağacı
kılığındadır.
MILAHSIN:
Hayvan
Tanrıçası.
Ahır
hayvanlarını korur.
MISTAN:
Cadı.
Çirkin
suratlı yaşlı bir kadındır. İnasanların
kanını emer veya kaçırıp yer.
MİTE:
Bit
Cadısı.
Genç
ve saf kızları kandırıp evine götürür ve onlara başındaki
bitleri ve pireleri temizletir.
MODUN:
Ağaç
Tanrısı.
Bir
yerden başka bir yere havada uçarak
gidebilir. Bedeni sık tüylerle ve kabuklarla kaplıdır.
MUGAL:
Moğolların
Soy Atası.
Bulca
Han’ın oğludur.
Oğuz
Han’ın amcası ve kaynatası olarak anlatılır.
MUNÇUK:
Nazarboncuğu.
Kişinin
veya atın boynuna takılan değerli taş;
arslan tırnağı, muska gibi şeyler.
MUSHAN:
Efsanevi
Hakan.
Musdağ’da
yaşayan
bir hakan. Buzullar nedeniyle ulaşılamaz.
MÜREN:
Okyanus
Tanrısı.
Okyanusları
yönetir. Moğollarda Irmak Tanrısıdır.
NAĞAR:
Halk
Hikayesi.
Masal.
Köy odalarında anlatılan genelde uzun olağanüstü
öyküler.
NALBAN:
Gökyüzü
Tanrıçası.
Gökyüzünün
düzgün işlemesini
sağlar.
NAMA:
Nuh
Peygamber.
Hz.
Nuh veya benzer özellikler taşıyan bir kişi.
Güvercen onun kutlu kuşudur.
NARDUGAN:
Kış
Bayramı - Kış Gündenkliği.
22
Aralıktan ilk dolunaya kadar kutlanır. Güneşin
ölüp ertesi gün yeniden doğduğuna
inanılır.
NARTLAR:
Efsanevi
Halk.
Destanlarda
adı geçen yiğit bir halktır. Kafkas
halklarının tamamına ait olan bir efsanedir.
NATIKAY:
Kutsal
Bölge.
Türklerin
yeryüzünde ilk var olduğu ve oradan Dünya’ya
dağıldığı
bölgenin adı.
NAVRUZ:
Bahar
Bayramı.
22-23
Mart’ta tüm Orta-doğuda ve Orta-asyada
kutlanan bir bayramdır.
NAYMAN
ANA: Söylencesel Kutsal Ana.
Ruhu
Dönenbey (Dönenbay) adlı bir kuşa dönüşmüştür.
NEME:
Cin.
İyi
veya kötü Ruh. Soyut varlık. Aruğ
(İyi)
ve Kara (Kötü) olanları vardır.
NİGEZ
İYESİ:
Evin
Temelinin Koruyucu Ruhu.
Evin
sağlam
durmsanı sağlar ve depremlerde evi korur.
NOKAY
ANA: Köpek Tanrıça.
Bir
prenses ile evlenen Köpek’den türediklerine inanan eski Moğol
kabileleri vardır.
NOKAY
ATA: Köpek Tanrı.
Moğolların
bazı boylarının ve Kıtan’ların atası olarak kabul edilir.
NOYON:
Asker
Tanrısı.
Askerleri
ve orduyu korur.
NUVAK:
Masal.
Olağanüstü,
gerçekdışı
hikaye.
OBA
İYESİ:
Oba
Ruhu.
Her
obanın kendi koruyucu ruhu olduğuna inanılır.
OBOT:
Doyumsuzluk
Cini.
Sürekli
yer ama doymazlar. İnsanlara musallat
olarak tüm servetini harcatırlar.
OCAK:
Kutlu
Nesne.
Cezalandırıcı,
temizleyici, tedavi edici, bereket verici olarak da görülür.
OCAK
İYESİ:
Ocağın
Koruyucu Ruhu.
Ocağa
su dökülmez, kendiliğinden sönmesini beklenir.
Çünkü bu ocağın ruhunu kızdırabilir.
OD
ANA: Ateş
Tanrıçası.
Kırmızılar
giymiş
yaşlı
bir kadındır. Ateşin yalımıyla
dalgalanan kırmızı bir kaftanı vardır.
OD
ATA: Ateş
Tanrısı.
Dokuz
ateş
ırmağının
kavşağında
dokuz köşeli
bakır bir evde yaşar.
OD
İYESİ:
Ateş
Ruhu.
Yatağı
yağlı
kurum ve istir; soluğu dumandır, aşı
kuru odundur. Köz yastığı, kül yorganıdır.
ODDENİZ:
Ateş
Denizi.
Dünyanın
en sonundadır. Ateşten bir deniz şeklindedir.
Ateş
ırmakları buraya dökülür.
ODMAN:
Küçük
Oğul.
Ocağın,
ev ateşinin
devamlılığını sağlayan,
evde kalan en çocuk. Büyükler yeni ev açar.
ODTİGİN:
Küçük
Şehzade.
Masallardaki
başarılı
olan Küçük Şehzade figürüdür. Hanedanı devam
ettirme hakkı onundur.
OĞAN:
Rab.
Yaratıcı.
Evreni ve varlıkları yaratan güç.
OĞUZ:
Türklerin
Atası.
İlk
Türk Devleti’nin kurucusu. Bozkurt onun kılavuzudur. Soyundan Bozoklar ve
Uçoklar türer.
OKAY:
Sihirbaz
Tanrısı.
Su
altında yaşar. Kalesi insan kafatasından
örülüdür ve Kan Denizinin ortasındadır.
OLCA:
Türklerin
Soy Atası.
Türklerin
ve Moğolların
ilk atası. Nuh Peygamberin oğlu. Kurt sütü
içmiştir.
OLUNGU:
Destan.
Şiir
şeklindeki
söylence. Olanların, olmuşların öyküsü
demektir.
ONGAN:
Arma.
Üzerinde
soyu temsil eden hayvan simgesi vardır ve soyluluk alameti olarak kullanılır.
ONGON
HAN: Bereket Tanrısı.
Bolluk
ve bereketin kaynağıdır. Kıtlıkları
giderir. Ekinlerin bereketli olmasını sağlar.
ONGUN:
Totem.
Kutsal
hayvan ve onun sembolize edilmiş figürü.
Soyundan geldiği düşünülen
varlık.
OPKAN:
Vampir.
Kan
emici yaratık. Salgınlar ve ruhsal hastalıklar dâhil olmak üzere birçok belanın
nedenidir.
ORDUYOLU:
Samanyolu.
Macarlarda
Hun ordularının buradan yürüdüğüne dair bir
inanış
vardır.
ORHAN:
Efsanevi
Hakan.
Ordağ’da
yaşayan
hakan. Soğuktan ve rüzgardan dolayı ulaşılamaz.
ORMAN
İYESİ:
Ormanın
Koruyucu Ruhu.
Keyfi
yerinde olduğunda kalın sesle şarkı
söyler.
OTAGAN:
Şaman.
Şaman.
Din adamı. Türk-Moğol kültüründe daha
çok erkek şamanlara verilen addır.
OTAĞ:
Hakan
Çadırı.
Yeryüzü
büyük bir otağa benzetilir. Yaşam
Ağacı
ise onun ortasındaki direktir.
OTAĞ
İYESİ:
Çadırın
Koruyucu Ruhu.
Çadırın
devrilmesini engel olur. Hatta orta direğinin
(Bagan) bile ayrı bir iyesi vardır.
OTAŞ
İYESİ:
Ateşin
Koruyucu Ruhu.
Dokuz
ateş
ırmağının
kavşağında
dokuz köşeli
bakır bir evde yaşar. Her ateşe
bir İye
gönderir.
OTUY:
Ateş
Cini.
Ateşin
içinde oynar. Kısa boyludur. Sakalı yedi karıştır.
Sakalları kirpi oku gibidir.
OVO:
Taş
Yığını.
Yolculuklarda
güven duası ve mevsim sonu ibadetleri için kullanılır.
OYMAK
İYESİ:
Oymağın
Koruyucu Ruhu.
Her
aşiretin
kendi koruyucu ruhu vardır. Bunlar başka
Oymak İyeleri
ile kavga edebilirler.
OYOR:
Ced
Tanrısı.
Ata
Ruhlarının önderidir. Ozor ruhları ile bağlantılıdır.
OYRAT:
Efsanevi
Hakan.
Oyrat/Kalmuk
boylarının atası olarak kabul edilir. Bir evliya olarak görülür.
OZAN:
Halk
Şairi.
Tanrı
vergisi (rüyada üç bade içerek) doğaçlama
saz çalıp türkü söyleme yetenekleri vardır.
OZOR:
Ata
Ruhu.
Ataların
ruhlarını ifade eder. Gelip insanlara yardım edebilirler.
ÖCÜ:
Hayali
Varlık.
Küçük
çocukları korkutmak için kullanılan kurgusal yaratıktır.
ÖDÜGET:
Akarsu
Tanrısı.
Köprüden
suya bakanlara kızar ve başını döndürür.
O kişi
de düşer
ve bazen boğulur.
ÖĞEN
İYESİ:
Avlunun
Koruyucu Ruhu.
Evcil
hayvanları sever. Örneğin atların kuyruğunu
örmekten çok hoşlanır.
ÖĞÜZ
İYESİ:
Akarsuyun
Koruyucu Ruhu.
Suların
kirletilmesi onu çok üzer. Suya kirli şeyler
dökenlerin başına belalar getirir.
ÖKSÖKE
ve ZÜZÜLE: Çiftbaşlı
Kartal.
Sağ
kanadı ile Güneş’i, sol kanadı ile
Ay’ı kaplar. Yaşam Ağacının
tepesinde döner.
ÖREK:
Zombi.
İnsanların
öldürüldüğü ya da insan kanının akıtıldığı
yerde ortaya çıktığı söylenir.
ÖREN
İYESİ:
Harabenin
Koruyucu Ruhu.
Harabe
ölümle iç içedir. Korkulan yerlerdir, bilinmeyen ışıklar
yanar ve müzik sesleri gelir.
ÖRGÜL:
Hayırdua.
Bir
insan için iyi temennilerde bulunma ve bu amaçla Tanrı’ya yakarma.
ÖRÜZMEK:
Söylecesel
Hakan.
Yeryüzüne
düşen
bir meteorun içinden doğduğu
ve kurt sütü içerek büyüdüğü anlatılır.
ÖS:
Can.
Bir
varlığın
yaşam
gücü. En çok kuş, yılan ve balık
olarak temsil edilir.
ÖT:
Zaman
Tanrısı.
Zamanın
akışından
sorumludur. Zamanın akışını bazen
hızlandırır, bazen yavaşlatır.
ÖTÜĞ:
Dua.
Yakarma.
Tanrıya yalvarma.
ÖTÜĞMEK:
Dua
Etmek.
Yakarmak.
Tanrıya yalvarmak.
ÖTÜKEN:
Kutsal
Başkent.
Türklerin
yeryüzünde ilk var olduğu ve oradan Dünya’ya
dağıldığı
yerin adı.
ÖZEN:
Ruh
Tanrısı.
Ölüm
Tanrısıdır. İnsanların ruhlarını alan
tanrıdır.
PAKTA:
Saban
Tanrısı.
21
Eylülde bu bayramın aynı adlı koruyucu ruhu adına Saban Bayramı düzenlenir.
PAKTAGAN:
Saban
Töreni - Güz Gündönümü.
Saban
Bayramı. 21-22 Eylül. İnsanlara yemek dağıtılır.
PAPAY:
Yıldırım
Tanrısı.
İskit
mitolojisindeki yedi ilahi yaratıktan biri. Kendisine verilen kurbanları
yıldırımla yakar.
PAYNA:
Çam
Tanrısı.
23
Aralıkta bu bayramın aynı adlı koruyucu ruhuna at kurban edilirdi.
PAYNAGAN:
Bağış
Töreni - Kış Gündenkliği.
Bağış
Bayramı. 22-23 Aralık. Güneşin ölüp
ertesi gün yeniden doğduğuna
inanılır.
PEG
İYESİ:
Harabenin
Koruyucu Ruhu.
Harabe
ölümle iç içedir. Korkulan yerlerdir, bilinmeyen ışıklar
yanar ve müzik sesleri gelir.
PİSTEN:
Maymun
Ruh.
Kambur,
uzun boylu, tüylü maymun kılığındadır. Genç
kıza dönüşür ve insanla ilişkiye
girer.
PORHAN:
Şaman.
Ruhlar
alemiyle iletişime geçebilen kişi.
İlkel
din adamı. Çok güçlü şamanlardır.
PURA:
At
Tanrısı.
Emrinde
Pura adı verilen ve şamanı taşıyan
atlar vardır. Ülgen Han’ın oğludur.
PUSAT:
Silah.
Türklerde
Kılıç, Ok ve Yay kutlu sayılan silahlardır. (Atasözü: “At, Avrat,
Pusat...")
ROM
ANA: Yaban Ruhu.
Vahşi
hayvanları koruduğuna inanılan bir
varlıktır. Dağda kalmışlara
da yardım eder.
ROMUS
ve ROMULUS: Kurt Atalar.
İtalyan
efsanelerinde bir ırmağa bırakılan ikizleri
dişi
kurt sudan çıkararak mağarada emzirir.
SABANTOY:
Güz
Bayramı.
Sabantoy
güz gündönümünde (gündüzle gecenin eşitlendiği
günde) yapılan bir bayramdır.
SAÇI:
Kansız
Kurban.
Doğaya
dökülerek verilen yiyecek ve içecek şeklindeki
kurban.
SAÇILGA:
Kansız
Kurban.
Doğaya
dökülerek verilen yiyecek ve içecek şeklindeki
kurban.
SAGAN:
Efsanevi
Hakan.
Sağan
Han'ın kızı ve 40 hizmetçisi bir gölün kenarında sudan hamile kalırlar.
SAĞIZAK:
Başıboş
Cin.
Issız
bahçelerde başıboş
olarak dolaşır. Yalnız gezen çocuklara sataşır.
SAH:
Amin.
Dua
sonunda Tanrı Kabul Etsin anlamında yinelenen bir sözcüktür.
SAKLAB:
Efsanevi
Hakan.
Saklab
boyunun atası.
SALHIN:
Rüzgar
Tanrısı.
Rüzgarları
yönetir. Rüzgarlara bir at gibi binip onları sürer.
SAMRAV:
Gök
Tanrısı.
Göklerin
egemenliğini
elinde bulundurur. Bengüsu onun tarafından korunur.
SANLAV:
Ulu
Kişi.
Bir
bölgenin ulu kişisi. Çocuklara ad
verir, dua eder.
SARGAY:
Merkez
Tanrısı.
88
Tanrının başında bulunur. Moğollarda
8 rakamı kutludur, o nedenle merkezde 88 vardır.
SARGAYAH:
Bahar
Bayramı.
Hristiyan
geleneğindeki
“Maslenitse” bayramının Türkçe karşılığıdır.
SARI
ANA: Efsanevi Evliya.
Kadın
evliya. Bir kuş şeklinde
uçtuğuna
inanılır. Işığa
dönüşerek
her kalpte yaşadığı
anlatılır.
SARI
HAN: Ejderha Tanrısı.
Ejderhaları
yönetir. Elinde bakır bir değnek vardır ve
yeraltının dokuzuncu katında yaşar.
SARKAN:
Ejderha
Tanrısı.
Ejderhaları
yönetir. Elinde bakır bir değnekle
yeraltının dokuzuncu katında yaşar.
SATANAY:
Efsanevi
Hanım.
Güzelliğin
ve bilgeliğin sembolüdür. Babası Güneş’tir
ve annesi Ay’dır.
SATI:
Can
Satma.
Çocukları
ölenler ya da olmayanlar, yaşarsa çocuğu
manevi olarak kutlu bir kişiye adarlar.
SATILAY:
Fesat
Tanrıçası.
Ruh
hastalıklarına ve intiharlara sebebiyet verir. Çıplak ayakları ile sessizce
gezer.
SAVACI:
Nebi.
Tanrının
elçisi, habercisi. Kitap getirmemiş
peygamber, nebi.
SAYA:
Sürü
Tanrısı.
23
Haziranda bu bayramın aynı adlı koruyucu ruhu için yiyecek toplanır.
SAYAGAN:
Sürü
Töreni - Yaz Gündenkliği.
Sürü
Bayramı. 22-23 Haziran. Sayacılar keçi derisine bürünüp evlerden Saya
toplarlar.
SAZAKAN:
Kasırga
Cini.
Ejderhaya
benzeyen kocaman bir varlıktır. Budaklı boynuzları vardır.
SEHEN:
Bilgelik
Tanrısı.
Bilgeliği
ve öğreticiliği
temsil eder. İnsanlara öğütler
verir.
SELCEN:
Efsanevi
Güzel.
Güzelliği
sembolize eder.
SELLÖ:
Deniz
Kızı.
Yarı
kadın yarı balık olan varlık. İnsanları
kandırıp derinliklere çeker.
SEMENİ:
Yaşam
Otu.
Bir
kaba konulan buğdaylar yeşerince
etrafına kırmızı kurdele bağlanan bir
demettir.
SEMETEY:
Efsanevi
Hakan.
Manas’ın
oğlu.
Çok yiğit
bir kişi
olarak tanımlanır.
SEMRÜK:
Efsane
Kuşu.
Devasa
bir kuştur.
Güneşte
yanar ve hergün kendi küllerinden yeniden doğar.
SERGE:
Kutlu
Direk.
At
bağlama
direği.
Bu direğin
koruyucu ruhunun (İyesinin) bulunduğuna
inanılır.
SIĞIN:
Geyik
Tanrı.
Bazı
Türk, Moğol
ve Macar boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine
inanırlar.
SINAKA:
Atasözü.
Toplumsal
bir öğüt
vermeyi amaçlayan söz dizisi.
SIRMA:
Efsanevi
Kadın.
Güzel
kadın motifini simgeler. Kırk kız dilberi vardır yanında.
SİLKİNMEK:
Şekil
Değiştirmek
(Mecazen).
Masal
kahramanı başka bir varlığa
dönüşmeden
önce silkinir.
SOGTO:
Kuzey
Tanrısı.
77
Kuzey Tanrısının başıdır. Hüherdey Han
ve Hültey Hanım adlı fırtına tanrılarının babasıdır.
SOHAN:
Karanlık
Tanrısı.
Yeraltında
yaşar,
Yohan’ın oğludur.
SONA:
Deniz
Kızı.
Denizde
yaşayan
çok güzel dişi varlık. Deniz kıyılarındaki
kayalıklarda şarkı söyler.
SÖĞEK
İYESİ:
Mezarlığın
Koruyucu Ruhu.
Ölenlerin
ruhlarını cinlerden korurlar. Güneş
battığı
zaman mezarlığa girilmemelidir.
SÖYLENÇ:
Efsane.
Nesilden
nesile aktarılan, insanüstü varlıkların veya sıradışı
olayların öyküleri.
SÖYLENTİ:
Rivayet.
Herhangi
bir olaya dair, toplumda anlatılagelen ama kesin olarak doğrulanmamış
haber.
SU
ANA: Su Tanrıça.
Göğüsleri
iri, gözleri kaşsız, siyah ve
iridir. İskelede,
saçlarını gümüş tarağı
ile tarar.
SU
ATA: Su Tanrı.
Kızınca
barajların, büğetlerin veya su değirmenlerinin
yıkılmasına neden olur.
SU
İYESİ:
Su
Ruhu.
Kıyıya
çıkmayı çok sever. Yere değen uzun
saçları vardır. Cisimsiz varlıklardır.
SUBUĞA:
Ejderha.
Uzun
kuyruklu, derisi pullu yılan biçimli efsânevi su canavarı.
SUDAN
ÇIKMA: Sudan Doğma
Hayvan.
Kendisi
veya atası sudan(gölden) çıkıp gelen bir hayvan veya özellikle at.
SUĞOLTA:
Yaşam
Tanrıçası.
Yaşam
ağacının
koruyucusu olan tanrıçadır.
SUĞORUN:
Şaman
Tanrısı.
Kara
bir karga kılığına girebilir. İyi
veya kötü değildir. Kimlerin şaman
olacağını
bildirir.
SULUKUN:
Yeraltı
Kralı.
Yeraltındaki
Büyük Denizi yönetir. Sular altındaki saltanata hükmeder.
SUS:
Yağmur
Tanrıçası.
Geceleri
köylerin etrafında dolanıp kontrol eder. Kendisinden yağmur
istenilir.
SUSULU:
Deniz
Kızı.
Yarı
kadın yarı balık. Denizde yaşayan çok
güzel dişi
varlık. Kuyruğu balığınki
gibidir.
SUVKIZ:
Yarı
Kadın Yarı Balık.
Suyun
derinliklerindeki büyük bir kayanın altında bulunan bir sarayda yaşarlar.
SUVKUDAY:
Su
Tanrısı.
Suların
enginliğini
simgeleyen yaratıcı ruhudur.
SUYLA:
Yazgı
Tanrısı.
Su
ile Güneş
ve Ay’ın ışığından
yaratılmıştır. İnsanların
yaşamlarını
ve yazgılarını denetler.
SUYLAMAN:
Su
Tanrıçası.
Gölleri,
ırmakları ve su kaynaklarını korur.
SÜL:
Ruh.
İnsanın
yaşama
gücünü ve varlığını içerdiğine
inanılan soyut varlık.
SÜLDE:
Savaş
Tanrısı.
Kişinin
benliğini
veren ve kendi boyuna (kabîlesine) bağlılığını
sağlayan
tanrıdır.
SÜMER
DAĞI: İlahlar
Dağı.
Yedi
büyük Tanrının yaşadığı
yer olarak kabul edilir.
SÜN:
Ruh
(Hareketli).
Ruh.
Hayalet. İnsan ruhunun hareketli kısmı.
Bedeni terketse bile geri dönebilir.
SÜN
HAN: Aile Tanrısı.
Ailenin
ve soyun koruyucu iyesidir.
SÜR:
Ruh
(Sabit).
Ruh.
İnsan
ruhunun sabit, hareketsiz kısmı. Bedeni terk ettiğinde
insan ölür.
SÜRENGE:
Takvim.
Bazı
doğal
olayları dikkate alarak oluşturulan
takvim.
SÜRÖ
DAĞI: İlahlar
Dağı.
Tanrıların
yaşadığı
bir dağ.
Dokuz büyük Tanrının yaşadığı
yer olarak kabul edilir.
SÜYMESEN:
Deniz
Tanrısı.
Deniz
canlılarını ve balıkları da korur.
-Ş-
ŞAHTA
ATA: Noel Baba.
Kışın
ortaya çıkarak yoksullara yardım eden, çocuklara hediyeler dağıtan
ermiş.
ŞALIK:
Av
Tanrısı.
Erlik,
sarayının kapısını kırınca dilinden ve ayağından
yaralamış,
peltek ve topal olmuştur.
ŞAMAKAY:
Soytarı.
İnsanları
güldüren kişi. Hokkabaz, şaklaban.
ŞAMAN:
İlkel
Rahip.
İlkel
topluluklarda hekimlik, büyücülük, din adamlığı,
ruhlarla iletişimcilik yapar.
ŞAŞTI:
Efsanevi
Evliya.
Nogayların
atası sayılır.
ŞEKE:
Şarkı
Cini.
İnsanları
ıssız yerlerde yakalayıp saatlerce şarkı
söyletir.
ŞEŞE:
Haydut
Kuş.
Küçük
çocukları öldüren bir kuştur. Doğumun
altıncı gününde gelir.
ŞINGAY:
Kargaşa
Tanrısı.
Yeryüzünde
kargaşa
çıkarır. Karışıklığa
sebebiyet verir.
ŞİK:
Şeytan.
Çirkin
görünümlü, hırıltılı sesi olan ve 12 başlı
bir varlıktır. Alnında tek gözü vardır.
ŞİMİLTEY:
Yeraltı
Tanrıçası.
Çok
uzun bakır bir gagası vardır. Cehennem ve yer altı onun hükmü altındadır.
ŞULBUS:
Cadı.
Ne
yaşlanan,
ne çoğalan,
ne ölen yaşlı bir kadındır. Tüm gücü kızıl
saçlarındadır.
ŞÜĞŞEK:
Şimşek
Tanrısı.
Şimşekler
çaktırır ve onları tıpkı bir ata biner gibi sürer.
ŞÜLGEN:
Efsanevi
Hakan.
Sular
Diyarının hakanıdır. Açgözlü ve hırslıdır. Ural Batur’un kardeşidir.
ŞÜRELE:
Yarım
Cin.
Ormanlarda
yaşar,
söylenenin tersini yapar. Tek gözlü, tek kollu, tek bacaklıdır.
TAHILGA:
Tahıl
Sunusu.
Tahılların
(buğday,
yulaf, arpa, darı) doğaya veyâ ırmaklara
saçılarak sunulmasına denir.
TALAY:
Okyanus
Tanrısı.
19
denizin birleştiği
yerde yaşar.
Denizlerin yükselip alçalmasına (gel-git) karar verir.
TAMAĞ:
Cehennem.
Öldükten
sonra suçluların cezalandırılmak üzere gittiği
yer.
TAMMUZ:
Bereket
Tanrısı.
Sümer
kökenlidir. Ahır hayvanlarının ve/veya çobanların koruyucusu olarak görülür.
TANÇULPAN:
Orman
Tanrıçası.
Omzuna
yeşil
şal
örter. Rüzgardan daha hafif bir elbisesi vardır ve tüm vücudu görünür.
TANDIR
İYESİ:
Tandırın
Koruyucu Ruhu.
Bazen
tehlikeli bir varlıktır. Çocukları ve kedileri ateşin
içine çekebilir.
TANHA:
Kader
Tanrısı.
Kişioğlunun
doğumundan
itibaren onun kaderine hükmeder.
TANLA:
Mucize.
Akıl
almaz, mantıkla açıklanamayan, olağanüstü
olay.
TANRI:
İlah.
İnsanüstü
ve insanlar üzerinde egemenliği olan
varlık. Yaratıcı.
TANRIÇA:
İlahe.
Çoktanrılı
inançlarda Dişi Tanrı.
TANRIDAĞI:
Kutlu
Dağ.
Tanrıların
yaşadığına
veya insanlarla Tanrını iletişim kurduğuna
inanılan dağ.
TANSIK:
Mucize.
Olağanüstü,
akıl-almaz olay. Peygamberler tarafından Tanrının izniyle gerçekleştirilir.
TAPDUK:
Efsanevi
Kahraman.
Yeryüzündeki
kötülükleri yok etmek için Tanrı göndermiştir.
TAPINAK:
Mabet.
İçerisinde
ibadet edilen yer.
TAPINÇ:
Kült.
Herhangi
bir ilahi güce yönelik olarak geliştirilen
törenler ve ugulamalar bütünü.
TAPUĞ:
İlahi.
Dinsel
içerikli şiir. Dinsel Musiki.
TARGUTAY:
İlk
İnsan.
Türk,
Moğol
ve İskit
mitolojisinde ilk insan. Âdem.
TARKAN:
Demirci
Ustası.
Türklerde
ve Moğollarda
demirci demektir. Toplumda saygın bir konumu vardır.
TARLA
İYESİ:
Tarlanın
Koruyucu Ruhu.
Kırsaçlı
bir kocakarıdır ve Uruk adlı bir ağaçta
oturur. Komşu tarlaların iyeleri kavga
edebilir.
TAŞ-ATA:
Mezar
Totemi.
Mezarın
başına
dikilen ve olasılıkla mezarın koruyucu ruhunu temsil eden sembol.
TAŞHAN:
Efsanevi
Hakan.
Taşdağ’da
yaşayan
bir hakan. Kayalık bölgeler kendisini korur.
TAŞKAPI:
Yeraltı
Geçidi.
Öteki
alemlere açılan kapı. Bir mağaranın içinde
bulunur.
TAŞKIN:
Tufan.
Nuh
Tufanı. Tufanı "demir boynuzlu kök teke" acı acı meleyerek önceden
haber vermiştir.
TATAR
HAN: Türklerin Atası.
Bulca
Han’ın oğludur.
Çok hızlı at sürdüğü söylenir.
TATAY:
Kasırga
Tanrısı.
Kasırgalara,
fırtınalara, tayfunlara ve burgaçlara sebep olur. Atı yıldırıma dönüşür.
TAYGA
İYESİ:
Tayganın
Koruyucu Ruhu.
Altaylara
özgü bir bitki örtüsü ve ova türü olan Tayga’nın koruyucu ruhudur.
TAYILGA:
Boğarak
Kurban.
Hayvanın
boğularak
öldürüldüğü kurbandır.
TAZ
ANA: Gök Tanrıçası.
Ülgen’in
karısı olarak geçer. En önemli özelliği
kel olmasıdır.
TAZŞA:
Kel
Kahraman.
Gücünü
kelliğinden
alır. Kellik güç ve zeka simgesidir. Saçları olsa bile silkinerek kele dönüşür.
TELEKEY:
Evren
Tanrıçası.
Tüm
kainatı kuşatır ve dengesini sağlar.
Nerede yaşadığı
bilinemez, heryerde yaşar.
TEMİR:
Demir
Tanrısı.
Demircileri
korur. Yuvarlak saç örgüsü vardır. Yağrını
(kürek kemiği) demirdendir.
TENGRİ:
Tek
Yaratıcı.
Mutlak
Yaratıcı. Ahmet Yesevi, sürekli “Allah Tenri” tabirini kullanmıştır.
TEP:
Ateş
Tanrısı.
Gök
yerden ayrılırken yaratılmıştır.
TEPEGÖZ:
Tekgözlü
Dev.
Parmağında
büyülü bir yüzük takılıdır. Yalnızca gözünden vurularak öldürülebilir.
TEYREN:
İblis.
Tek
ayaklı, tek kollu, tek elli, tek bacaklı ve tek ayaklıdır.
TİKİ:
Gizemli
Ses.
Geceleri
işitilen
ve kaynağı
bilinmeyen ses. Bu sesi duyanlar ölür.
TİLEK:
Efsanevi
Hakan.
Teleğüt
Türklerinin ilk atası olarak kabul edilir.
TİN:
Ruh.
İnsan
varlığının
somutdışı
ve nesnesel olmayan kısmı. Soyut varlık. Bir kuş
olduğuna
inanılır.
TOBADI:
Yemin
sözü.
Bir
yemin sözüdür. (Yemin ederim ki... gibi)
TOGUN:
Süslemeci
Tanrısı.
Bezekçi
ve Gümüşçülerin
Tanrısıdır.
TOĞRUL:
Anka
Kuşu.
Efsanevi
dev kuş.
Ölümsüzlüğü ve yeniden dirilişi
simgeler. İkizi Konrul’dur.
TOKAY:
Orman
Tanrısı.
Keyfi
yerinde olduğunda kalın sesle şarkı
söyler. Kır saçlı, aksakallı bir ihtiyardır.
TOLAY:
Açgözlülük
Tanrısı.
Boynuzlu
ve sakallıdır. Gölgesi yoktur. Sınırsız servete sahiptir.
TOMÇI:
Tıp
Tanrısı.
Hekimleri
ve eczacıları korur.
TONGA:
Efsanevi
Hakan.
Sırtında
da bir pars postu vardır, postun dişleri
başının
üzerinden görünür.
TOPLAK
İYESİ:
Caminin
Koruyucu Ruhu/Meleği.
Camiyi
cinlerden korur. Şakacıdır. cami
kapılarını açar kapatır, ayakkabıları gizler.
TOPRAK
ANA: Toprak Tanrıça.
Besleyici,
barındırıcı ve yaşam vericidir. Evi
sekiz köşelidir.
Kutlu, güçlü bir kadındır.
TOYBADIM:
Yeraltı
Nehri.
Doyumsuzluk
Irmağı.
Dokuz hırsı simgeleyen dokuz yeraltı nehri kavuşarak
oluşur.
TOYDU:
Ölüm
Balığı.
Dev
Balık. Yeraltındaki büyük denizde yaşadığına
inanılan efsanevi devasa balık.
TOYUN:
Efendi.
Sahip.
Şaman
anlamında kullanılır. Bazen de tanrıların sıfatı olarak geçer.
TÖRPE:
Yeraltı
Cücesi.
Yeraltında
veya ormanda yaşayan cüceler.
TÖRÜNGEY:
İlk
İnsan.
Yaratılarak
yeryüzüne gönderilen ilk insandır. Türeyi (hukuku) oluşturur.
TÖS
HAN: Ced Tanrısı.
İnsanlığın
ata ve analarını temsil eder. Töz Ruhlarının önderi olarak kabul edilir.
TÖZ:
Totem.
Bir
topluluğu
simgeleyen hayvanın sembolize edilmiş
heykeli veya ikonu.
TUĞ:
Hükümranlık
Sembolü.
Dokuz
kolu ve dokuz hayvanın kuyruğundan
püskülleri vardır. Uğur ve Kut işareti.
TULPAR:
Kanatlı
At.
Kuday
(Tanrı) tarafından yiğitlere yardımcı
olması için yaratılmıştır.
TUMAR:
Muska.
Hastalıkları,
kötülükleri ve nazarı uzaklaştırmak için
boyna asılan veya taşınan yazılı kağıt.
TUNG-AK:
Tanrılar
Topluluğu.
Gökyüzünde
yaşayan
tanrıların oluşturduğu
topluluktur.
TUNG-PUK:
Tanrılar
Topluluğu.
Gökyüzünde
yaşayan
tanrıların oluşturduğu
topluluktur.
TUR:
Efsanevi
Hakan.
Türklerin
atası olan hakan. İran tarihinin
söylencelerinde İran’ın baş
düşmanıdır.
TURA:
Rab.
Tektir.
Herşey
ona bağlıdır.
Herşeye
hükmeder. Ortağı yoktur.
TURAN:
Efsanevi
Yurt.
Türk
yurdunu ifade eder. Türk kavimlerinin tamamının yaşadığı
bütün topraklardır.
TURUĞ:
Şaman
Ağacı.
İlk
şamanı
yaratan Tanrının yaptığı gibi, her şaman
kendisini temsil eden bir ağaç diker.
TUYAR:
Eziyet
Tanrısı.
Boynuzlu,
kuyruklu ve tek gözlüdür. Eli ve ayağı
yoktur. Ölüm tohumu eker. İnsanları
delirtir.
TÜKEL:
Ağaç
Evladı.
Ağaçtan
doğan
beş
çocuktur.
TÜNDER:
Peri
Kızı.
Çok
güzel ve bakire soyut masal varlığı.
Dilekleri yerine getirebilir.
TÜNKÜR:
Melek.
Tanrının
emrindeki soyut varlık. Işıktan yaratılmıştır.
Herbirinin ayrı bir görevi vardır.
TÜRÜGEŞ:
Efsanevi
Hakan.
Türkeş
boyunun kurucusu olan hakan. Soyundan on boy türemiştir.
TÜRK
ve TÜRKÂN: Yaratılan İlk
Erkek ve Kadın.
Yaratılan
ilk Türk erkek ve kadındır. Ancak bunlar kardeştirler.
TÜRKTÜ:
Türklerin
Atası.
Ateşi
Tanrıdan alıp insanları donmaktan kurtarır. Rüya yorumlar. Tuzu yemeğe
o katmıştır.
TÜŞİMEL:
Rüya
Tabircisi.
Rüyalardaki
bazı işaretlere
dayanarak geleceğe dair çıkarımlarda
bulunur.
TÜYEN:
Şelale
Tanrıçası.
Çağlayanları
korur. Çağlayanların sularının bol
olmasını sağlar.
TÜZEK:
Efsânevi
Kişi.
Uluğ
Türk Han’ın oğludur. Bu isim töre oluşturmayı,
yasa koyuculuğu ve düzeni temsil eder.
UBIR:
Vampir.
Kan
emici yaratık. Ağzından ateş
püskürür, uçabilir. Etrafına bulaşıcı
hastalık yayar.
UÇAR:
Haber
Tanrısı.
Kötü
haberleri getiren tanrıdır. Erlik Han’ın oğludur.
Bazen casusların Tanrısı olarak görülür.
UÇMAĞ:
Cennet.
Ölümden
sonra iyi insanların mükafat olarak gideceği
yer. Yeşilliklerle
ve nimetlerle doludur.
UÇUH:
Hastalık
Cini.
Uykada
dudaklarda uçuğa neden olan varlık. Tedavi için
toprağa
buğday
gömülür.
UD
ANA: İnek Tanrıça.
Bazı
Türk boyları, soylarının kutsal bir inekten türediğine
inanır.
UD
ATA : Boğa
Tanrı.
Bazı
boyların atası olarak anılır. Oğuz Kağan’a
adını veren de Boğa Ata’dır.
UDAGAN:
Şaman.
Şaman.
Din adamı. Türk-Moğol kültüründe daha
çok kadın şamanlara verilen addır.
UĞURÇAL:
Sihirli
Nesne.
İnsanlara
sıra dışı
güçler veren nesne veya eşyalardır. Örneğin
görünmezlik yüzüğü gibi.
UHUR:
Yol
Cini.
Yollarda
gezen bir varlık. Görenlere talih ve baht getirir.
UKULAĞAN:
Su
Tanrısı.
Suyun
temizliğini
ve balıkları korur. Balıkları çoğaltır.
Suyu kirletenleri cezalandırır.
ULUĞ
ANA: Yaratıcı Tanrıça.
Büyük
Yaratıcı gücü ifade eder. Yaratıcı gücün dişil
yönünü simgeler.
ULUĞ
ATA: Yaratıcı Tanrı.
Büyük
Yaratıcı gücü ifade eder. Yaratıcı gücün eril yönünü simgeler.
ULUKAYIN:
Yaşam
Ağacı.
Yerle
göğü
birbirine bağlayan ağaç.
Kayra Han tarafından dikilmiştir.
ULUKONAK:
Saray.
İhtişamı,
saltanatı ve göz alıcılığı simgeler. Sırça
(camdan) saraylar masallarda yer alır.
ULUKUN:
Işık
Tanrısı.
Yeryüzüne
aydınlık sağlar.
UMAY:
İyilik
Tanrıçası.
Ana
Tanrıça. Yaşam Tanrıçasıdır. İyilikler
yapar, bereket dağıtır. Doğacak
çocukları belirler.
URAL:
Efsanevi
Hakan.
Ölümsüzlüğü
aramıştır.
Ecel’i yenip Bengüsu’yu bulmak için mücadele eder.
URASA:
Nefes
Tedavisi.
Doğaüstü
güçlerle iletişime geçilerek uygulanan tedavi
yöntemi.
URAZ:
Talih.
Rastlantıları
düzenlediğine inanılan, iyi veya kötü
durumları belirleyen soyut güç.
URGUN:
Cin.
Ateşten
yaratılmıştır. Tek ağaçların
altında, su kıyılarında yaşar. Cin
çarpmasına vurgun denir.
URKAY:
Madencilik
Tanrısı.
İnsana
görünmez. Islıkla, kedi miyavlaması ve köpek uluması gibi seslerle madencileri uyarır.
URUZ:
Söylencesel
Han.
Cesur,
eğilmez
bir savaşçıdır.
Kazan Han’ın oğludur.
USAL:
Acımasız
Varlık.
Ormanlarda
yaşar
ve orman koyunu kılığına girer. Halk
inançlarına göre sudan korkar.
USAN:
Su
Tanrısı.
Yeryüzündeki
suları ve su kaynaklarını, bulakları, pınarları korur. Suların bollaşmasını
sağlar.
UTA:
Ruh
Enerjisi.
Koruyucu
ruh ve (daha doğrusu ruh şeklinde
düşünülen)
koruyucu enerji.
UTKA:
Selam.
Şamanın
tanrılar tarafından gökte karşılanmasıdır.
UTKAÇI:
Kurban
Tanrısı.
Kurbanları
Ülgen’e iletir. Gökyüzünde yaşar. Ülgen’e
en yakın tanrıdır.
UYAT:
Vicdan.
Doğru
ile yanlışı ayırt etme ve bulma gücü. İçsel
mahkeme. Tanrının fısıltısı denir.
UYLAK:
Israrcı
Cin.
Geceleri
dışarıda
dolaşarak
yolculuk yapanlara musallat olurlar.
UZUH:
Dev
Adam.
Yiyecekleri
güneşe
kaldırıp öyle pişirirler. Devasa
halılar dokurlar. Bin yıldan fazla yaşarlar.
ÜÇMÜSTÜ:
Çocuk
Tanrıçası.
Çocukları
kötü ruhlardan korur. Üç boynuzu vardır.
ÜÇOKLAR:
Yersel
Kavimler.
Oğuz
Han’ın ilk (ağaç kovuğunda
bulduğu)
eşinden
olan üç oğlu ve onlardan türeyen boylar.
ÜKEK:
Burç.
Gökyüzünü
oniki bölüme ayıran takımyıldızlardan her biri. Dört sınıfta toplanırlar:
ÜLGEN:
İyilik
Tanrısı.
Kayra
Han’ın oğlu.
Göğün
16. katında yaşar. Göğü
yönetir. İnsanlara ateşi
göndermiştir.
ÜLİGER:
Destan.
Olağanüstü
öykü, masal demektir. Uyaklı olarak okunurlar ve binlerce kıtayı bile
geçebilirler.
ÜREN:
Hasat
Tanrısı.
Ürünlerin
bereketli olmasını sağlar. Harman
aletlerinin İyelerini (koruyucu ruhlarını)
gönderir.
ÜRGEL:
Takımyıldız.
Hayalgücü
ile belirli şekillere benzetilen yıldız
toplulukları ve kümeleri.
ÜRÜN
AR TOYON: Canlılar Tanrısı.
Yeryüzündeki
tüm sürecin işleyişinden,
insanlardan ve diğer canlılardan
sorumludur.
ÜRÜN
AY TOYON: Gökyüzü Tanrısı.
İlk
insanı o yaratmıştır. Dünyayı idare
eder. İlham
kaynağıdır.
Yetenekleri ve becerileri o verir.
ÜYGÜL:
İyilik
Tanrısı.
Yüceliği,
üstünlüğü
ve büyüklüğü sembolize eder.
ÜZÜT:
Can.
Bir
varlığın
yaşam
gücü. En çok kuş, yılan ve balık olarak
temsil edilir.
VERİÇELEN:
Görünmez
Yılan.
Ejderhaya
benzeyen devasa yılanlardır. Vere sözcüğü
Ejderha demektir.
VOT:
Ateş
Tanrısı.
Dokuz
ateş
ırmağının
kavşağında
dokuz köşeli
bakır bir evde yaşar.
VUÇAH:
Ocak
Tanrısı.
Eski
Türkler evdeki yemekten bir parçayı veya biraz tuzu ocağa
atarak ona verirler.
VUDAŞ:
Suyun
Koruyucu Ruhu.
Vudaş,
efsânelere göre boğularak ölmüştür
ve su cinine dönüşmüştür.
VUPAR:
Vampir.
Geceleri
görünür, hayvanların ve insanların kanını emer veya havasız bırakır.
VUPKAN:
Vampir.
Kan
emici yaratık. Salgınlar ve ruhsal hastalıklar dâhil olmak üzere birçok belanın
nedenidir.
VURGUN:
Cin
Çarpması.
Bir
cin veya kötü ruh tarafından insana soyut, ruhsal, fiziki veya bedensel zarar
verilmesi.
YABAŞ:
Bozgun
Tanrısı.
Yeryüzünde
kötülüklere ve bozgunculuğa sebebiyet verir.
Erlik Han’ın oğludur.
YADA
TAŞI: Simya
Taşı.
Bu
taş
ile istenildiği gibi yağmur
ve kar yağdırılabilir, hava olaylarına
tesir edilebilir.
YADAÇI:
Simyacı.
Yağmur
yağdırabilen
kişi.
Yada Taşı
ile büyü yapan şaman.
YAGA:
Cadı.
Kötü
dişi
varlık. Küçük çocukları kaçırır. Dört ayak üzerinde duran bir kulübede yaşar.
YAĞAŞ:
Kurban.
Dini
bir amaçla kesilen hayvan. Kurbanları Tanrısal bir alevin yaktığı
düşünülürdü.
YAĞMA:
Potlaç.
Beyin
veya hakanın mallarını kendi isteğiyle
talan ettirmesi. Bu şanını ve şerefini
yüceltir.
YAĞMUR
İYESİ:
Yağmurun
Koruyucu Ruhu.
Yağmur
damlası yere düşene kadar onun diğer
damlalar ile çarpışmasını engeller.
YALANAŞ:
Rüzgar
Tanrısı.
Harman
savuranlar ona dua ederler ve şarkı ile çağırırlar.
YALAP:
Nur.
Kutsal
Işık.
Eski kayıtlarda Tanrının bir sıfatı olarak da yer alır.
YALBUZ:
Efsanevi
Dağ.
Aşılmaz
yüksekliğe
sahiptir. Etrafı sularla çevrilidir. Düşsel
canlıların yaşadığı
yerdir.
YALÇUK:
Ay
Tanrıça.
Parlaklığı,
ışığı
ve güzelliği sembolize eder.
YALGIZGÖZ:
Tekgözlü
Dev.
Başının
ortasında tek bir gözü vardır. Tepegöz’ün bir türü olarak geçer.
YALKIN:
Ateş
Tanrısı.
Ateş
Tanrısıdır. Göğün dokuzuncu katında oturur.
YALLI:
Tören
Dansı.
Yaşamın
enerjisini, döngüsünü, dayanışmayı,
hareketi, durup devam etmeyi ve ritmi içerir.
YALMAVUZ:
Dev.
Çok
büyük masal yaratığı. İnsan
biçimlidir. Üç, yedi veya 12 başı vardır.
YALPAĞAN:
Ejderha
Tanrısı.
Bütün
ejderhalar (Yelbeğenler) onun
emrindedir.
YALTAŞ:
Yeraltı
Kapısı.
Öte
alemlere açılan bir kapıdır. Zor ulaşılan
bir mağarada
bulunur.
YALUN:
Ateş
Tanrıçası.
Başında
kızıl renkli bir yazma (eşarp) bulunur. Veya
sırtında al bir atkısı olduğu söylenir.
YALVAÇ:
Peygamber.
Tanrının
habercisi. Kitap getirmiş olan elçi.
YALVAMAK:
Risalet
Etmek.
Peygamberlik
Etmek. Tanrıdan haber getirmek. Onun emir ve yasaklarını bildirmek.
YAPANAY:
Kır
Tanrısı.
Yabani
çevrenin ve yaban hayvanlarının gözeticisidir.
YAR
İYESİ:
Uçurumun
Koruyucu Ruhu.
Tehlikeli
bir varlıktır. İnsanları uçuruma
itebilir.
YARAN:
Su
Cini.
Çölde
susuz kalıp ölme noktasına gelen kişilere
yardım ederler.
YARBOĞA:
Yarı
İnsan
Yarı Boğa.
Yarı
insan yarı boğa olan yaratık. Işboğa
dişi
olanıdır.
YARIMTIK:
Yarım
İnsan.
Tek
bacaklı, tek kollu, tek gözlü, tek dişli,
tek boynuzlu canavardır.
YARUK:
Nur.
Kutsal
Işık.
Yaşamı
simgeler. Yaşamı yaratan Tanrı’nın nurudur.
YARYUNT:
Yarı
İnsan
Yarı At.
Yarı
insan yarı at olan yaratık. Işyunt
dişi
olanıdır.
YAŞAM
AĞACI:
Efsane
Ağacı.
Yerle
Göğü
Birleştiren
Ağaç.
Sekiz gölgeli, dokuz köklü olarak anılır.
YAŞIL:
Doğa
Tanrısı.
Doğanın
yeşillenmesini
ve doğumunu
(baharı) yönetir.
YATIR:
Evliya
Mezarı.
Kutlu
kişilerin
mezarlarıdır. Türklerde türbe ve evliya kavramları özdeştir.
YATLAMAK:
Simyacılık Yapmak.
Yada
Taşı
ile sihir yapmak. Yağmur yağdırmak,
meteorolojik olayları yönetmek.
YAYAĞANLAR:
Yaratıcı
Ruhlar.
Bu
varlıkların yanlarında taşıdıkları yayları
bulunur. Yaratıcı ilham verirler.
YAYAK:
Yaratıcı
Ruhlar.
Bu
varlıkların yanlarında taşıdıkları yayları
bulunur. Yaratıcı ilham verirler.
YAYGUÇI:
Yaratılış
Günü.
Canlıların
yaratılıp yeryüzüne yayıldığı gündür.
YAYIK:
Irmak
Tanrısı.
17
ırmağın
birleştiği
yerde yaşar.
Su Yılanı veya Su Ejderi kılığına
bürünebilir.
YAYLA
İYESİ:
Yaylanın
Ruhu.
Yaylalarda
gezinir, insanlara yol gösterir.
YAYUÇI:
Yaratıcı
Tanrıça.
Çocuk
yapmaları için insanlara kut (yaşam
enerjisi) gönderir.
YAZAGIL:
Devlet
Tanrısı.
Devleti
Korur. Yasaların ve devlet otoritesinin önemini vurgular.
YAZ
HAN: Yaz Tanrısı.
Yaz
mevsimini düzenler ve zamanında başlayıp
zamanında sona ermesini sağlar.
YAZGI:
Kader.
Kaderin
insanın alnında olduğu düşünülürdü.
YAZTIRNAK:
Pençeli
Canavar.
Vücudu
kıllıdır. Ayaktırnakları ise keçi tırnağına
benzer.
YAZTUMŞUK:
Demir
Burun.
Kadın
kılığında
olduğunda
çok güzeldir fakat burnunu saklar.
YEDİLER:
Yedi
Bilge.
Yedi
Peygamber. Kendilerine özel görevler verilmiş
peygamberler.
YEK:
İblis.
İnsanoğlunu
yoldan çıkaran ve kötülüğün simgesi olan
varlık.
YEL
ANA: Rüzgar Tanrıça.
Dünyanın
sonundaki bir dağda bulunan bir mağarada
yaşar.
Kendisi fırtına olup eser.
YEL
ATA: Rüzgar Tanrı.
Harman
savurmak isteyen köylüler Yel Ata’yı yardıma çağırırlar.
YEL
İYESİ:
Rüzgarın
Koruyucu Ruhu.
Doğaüstü
bir güçtür. Rüzgarlara at gibi biner.
YELBEĞEN:
Dev.
Çok
büyük masal yaratığı. Ormanda,
doksandokuz köşeli yurdunda (çadırında) yaşar.
YELBİZ:
Dağ
Kızları.
Kutsal
dağın
iki kızına verilen ad.
YELPİN:
Cin.
Rüzgardan
yaratılmış, görünmeyen soyut varlık.
YELPİNMEK:
Cin
Çarpmak.
Cinlerin
musallat olması sonucu ortaya çıkan bedensel veya ruhsal hastalığa
yakalanmak.
YELVİ:
Sihir.
Büyü,
efsun. Doğaüstü güçlerin kullanılarak
sıradışı
işler
yapılması.
YELVİÇİ:
Sihirbaz.
Büyücü,
efsuncu. Doğaüstü güçleri kullanarak sıradışı
işler
yapan kişi.
YENBİRDE:
Ural
Han’ın Babası.
Ruh
Veren Erkek. Yaratılan ilk erkek olduğu
söylenir.
YENBİKE:
Ural
Han’ın Babası.
Ruh
Veren Kadın. Yaratılan ilk kadın olduğu
söylenir.
YER:
Dünya.
Türk-Moğol
ve Sümer söylencelerinde Dişil gücü
simgeler. Doğurgandır. 9 katlıdır.
YER
ANA: Arazi Ruhu. (Dişi)
İri
cüsseli, uzun boylu orta yaşlı bir kadın
olarak betimlenir.
YER
ATA: Arazi Ruhu. (Erkek)
Yılan
kılığında
toprağı
korur.
YER
İYESİ:
Yeryüzünün
Koruyucu Ruhu.
Her
söyleneni işitir, her gizli kötülüğü
görür ve birgün açığa çıkarır.
YERALTI:
Aşağı
Dünya.
Gizli
bir kapıdan geçilerek ya da atlama yoluyla gidilir.
YEREH:
Aile
Tanrısı.
Evi
ve aileyi korur. Soğanı sevdiği
için soğanların
yanına kendisine kurban aşı bırakılır.
YER-SU:
Doğa
Katmanı.
Yer
ve su ruhlarını da içeren doğal
varlıkların tamamından oluşan bir doğa
katmanıdır.
YERTEYRİ:
Arz
İlahı.
Yeryüzünün
yaratıcı ve doğurgan ruhudur.
YIĞAÇ:
Ağaç
Tanrısı.
Ulukayın’ı
korur. Ağaçlara
koruyucu ruhlar gönderir.
YILAN
ANA: Yılan Tanrıça.
Yılan
ordusunun başında birgün dünyayı istila edeceğinden
korkulur.
YILAN
ATA: Yılan Tanrı.
Belinden
aşağısı
yılan, üst kısmı insan olarak betimlenir. Yerin yedi kat altında yaşar.
YILDIZ
HAN: Yıldız Kağanı.
Oğuz
Han’ın göksel eşinden olan oğullarından
birisidir.
YILGAYAH:
Yeniyıl.
Bahar
Bayramı. O gece tüm doğa ve kainat bir
anlık bir uykuya dalar. Sonra yeniden uyanır.
YILKI
İYESİ:
Hayvanların
Koruyucu Ruhu.
Atların
ve sığırların
koruyucu ruhudur.
YILMAYA:
Kanatlı
Deve.
Uçan
deve. Kuday (Tanrı) tarafından yiğitlere
yardımcı olması için yaratılmıştır.
YOHAN:
Yeraltı
Tanrısı.
Yeraltını
korur. Yokoluşu simgeler. Dokuz kat olan
yeraltını (cehennemi) yönetir.
YOL
İYESİ:
Yolların
Koruyucu Ruhu.
Yol
İyesi,
kötü niyetli insanları her gün yürüdükleri yolda bile şaşırtabilir.
YOLAK
İYESİ:
Patikanın
Koruyucu Ruhu.
Yolaktan
geçenlere zararsız şakalar yaparak eğlenir.
YOM:
Baht.
Uğur,
şans,
mutluluk. Uğurlu nesne. Aynı zamanda kötü
ruhları kovma merasimi.
YOMAK:
Destan.
Kahramanlık
şiiri.
Yomakçı adı verilen destancılar tarafından okunur.
YOMDAR:
Muska.
Baht
getirmesi ve kötülüklerden koruması için boyna asılan veya taşınan
yazılı kağıt.
YORAV:
Kehanet.
Gelecekten
haber verme. Özellikle rüyalardan sonuç çıkarma.
YÖN
TANRILARI: 5 Tanrı.
Merkeze
ve dört anayöne hükmederler.
YÖR:
Başıboş
Ruh.
Yeraltında
yaşadıklarına
inanılır. Kötü ruhlardır. Amaçsız bir biçimde gezinirler.
YUĞ:
Cenaze
Töreni.
Ölü
bir çadıra koyulup, etrafında dokuz kere dolanılır. Sonra cenaze yemeği
verilir.
YULA:
Rüya
Ruhu.
Bedenden
çıkıp sonra geri döner. İnsan ruhunun
hareketli bir kısmıdır.
YUNAK
İYESİ:
Hamamın
Koruyucu Ruhu.
Bazen
yıkananları rahatsız eder. Kısa boylu bir ihtiyar kılığında
olduğuna
inanılır.
YURT
İYESİ:
Memleketin
Koruyucu Ruhu.
İki
anlamı vardır: 1- Çadırın koruyucu ruhu. 2-Vatanın koruyucu ruhu.
YUVHA:
Şahmaran.
Bin
yıl yaşayan
ejderha Yuvhaya dönüşür. Göbek deliği
olmayan bir kız kılığına girer.
ZADA:
Rüzgar
Tanrısı.
Rüzgarları
oluşturur.
13 rüzgarın kesiştiği
yerde yaşar.
Yada Taşı’nı
yeryüzüne göndermiştir.
ZARLIK:
Yargı
Tanrıçası.
Yargıçları
korur. 17 büyük gökyüzü mahkemesinin en başında
bulunur.
ZAYAÇI:
Kader
Ruhları.
Kaderi
tayin eden varlıklar. Yeryüzüne bereket götürürler.
ZAYAĞAN:
İyilik
Tanrısı.
Barışı
sağlamak
için mücadele eder.
ZEMİRE:
Cemre
Cini.
Havayı,
toprağı,
suyu ısıtıcı gücü vardır. Baharda göğe
yükselir sonra inip buzları eritir.
ZENGİ:
Eşik
Tanrısı.
Evin
eşiğinde
yaşar.
O yüzden eşiğe
basılması hoş karşılanmaz.
ZILANT:
Şahmaran.
Her
tür derde deva bulabilir. Tek boynuzu vardır.
ZÖGEY:
Yaban
arısı.
Moğol
halk kültüründe kutlu bir hayvan sayılır.
ZU:
Rüzgar
Kuşu.
Kanatlarının
vuruşu
rüzgarları oluşturur.
KAYNAKÇA
(Referans
Grubu)
AÇIKLAMA:
Aşağıda
verilen yapıtların sonundaki kaynakça listelerinde gösterilen eserler tek tek
incelenmiş ve karşılaştırmalar
yapılmıştır.
Bu nedenle mevcut liste aslında bir referans grubudur.
1.
TÜRK MİTOLOJİSİ,
Bahaeddin Öğel, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
1971, 2 Cilt
2.
TÜRK MİTOLOJİSİ
ANSİKLOPEDİK
SÖZLÜK, Celal Beydili (Memmedov), Yurt Kitap-Yayın, 2004
3.
ALTAY ŞAMANLIĞINA
AİT
MATERYALLER, Andrey Anohin, 2006, Kömen Yayınları, Çeviren: Z. Karadavut
4.
TÜRK MİTOLOJİSİ,
Pertev Naili Boratav, Bilgesu Yayınları, 2000
5.
TÜRKLERİN
VE MOĞOLLARIN
ESKİ
DİNİ,
Jean Paul Roux, Kabalcı Yayınevi, 2002
6.
ALTAY TÜRKLERİNDE
ÖLÜM, Jean Paul Roux, Kabalcı Yayınevi, 1999
7.
TÜRK MİTOLOJİSİNİN
ANA HATLARI, Yaşar Çoruhlu, Kabalcı
Yayınevi, 2002
8.
TÜRK MİTOLOJİK
SİSTEMİ,
Fuzuli Bayat, Ötüken Yayınları, 2007, 2 Cilt
9.
BÜYÜK
LARAOUSSE, Çok Yazarlı, Milliyet Gazetesi Yayınları, 1986, 24 Cilt (İlgili
Maddeler)
10.
NART BOYU
TÜRKLERİ
MİTOLOJİSİ,
Sofi Tram Semen, Kaynak Yayınları, 2008
11.
TÜRK MİTOLOJİSİ,
Murat Uraz, Düşünen Adam Yayınevi, 1994
12.
FOLKLOR VE MİTOLOJİ
SÖZLÜĞÜ,
Özhan Öztürk, Phoenix Yayınevi, 2009
13.
BALKANLAR’DAN
TÜRKİSTAN’A
HALK İNANÇLARI,
Yaşar
Kalafat, Berikan Yayınları, 2007, 10 Cilt
14.
İSLAMİYET
VE TÜRK HALK İNANÇLARI, Yaşar
Kalafat, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1996
15.
DOĞU
ANADOLU’DA ESKİ TÜRK İNANÇLARI,
Yaşar
Kalafat, Ebabil Yayınevi, 2006
16.
ALIP MANAŞ,
Metin Ergün, Kültür Bakanlığı Yayınları,
1997
17.
TÜRK HALK
EDEBİYATI
TERİMLERİ
SÖZLÜĞÜ,
Doğan
Kaya, Akçağ Yayınları, 2007
18.
SİBİRYA’DAN,
Vasili Wilhelm Radloff, Maarif Vekaleti Yayınları, 1954, 4 Cilt, Çeviren: A.
Temir
19.
TÜRKLÜK VE ŞAMANLIK,
Vasili Vasilyeviç Wilhelm Radloff, Örgün Yayınevi, 2010
20.
CHOSEN BY THE
SPIRITS, Julie Ann Stewart (Sarangerel Odigan), Inner Traditions, 2001 (İngilizce)
21.
TARİHTE
VE BUGÜN ŞAMANİZM,
Abdülkadir İnan, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, 2000
22.
ESKİ
TÜRK DİNİ
TARİHİ,
Abdülkadir İnan, Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1976
23.
ŞAMANİZM,
Mircea Eliade, İmge Kitabevi, 1999,
Çeviren: İ. Birkan
24.
ESKİ
TÜRK İNANÇLARI
VE ŞAMANİZM
SÖZLÜĞÜ,
Esat Korkmaz, Anahtar Kitaplar Yayınevi, 2003
25.
THE MYTHOLOGY
OF ALL RACES, Uno Holmberg Harva, 13 Cilt, AIA, Boston, 1927 (İngilizce),
Cilt: 4
26.
TÜRK KABİLELERİ
ARASINDA, Nikolay Fyodoroviç Katanov, Kömen Yayıları, 2004, Çeviren: A. Bağcı
27.
DÜNYA MİTOLOJİSİ
VE NARTLAR, Özdemir Özbay, Kafkas Derneği
Yayınevi, 1999
28.
MANAS
DESTANI, Anonim, Akçağ Yayınları, 2002,
Hazırlayan: Tuncer Gülensoy
29.
KÖROĞLU
DESTANI, Pertev Naili Boratav, Adam Yayınları, 1984
30.
DİVAN-I
LÜGAT-İT
TÜRK, Kaşgarlı
Mahmud, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2008,
Hazırlayan: Şaban Kurt
31.
KUTADGU BİLİG,
Yusuf Has Hacib, Kabalcı Yayınevi, 2006, Hazırlayan: Reşit
Rahmeti Arat
32.
ŞECERE-İ
TÜRKİ,
Ebulgazi Bahadır Han, Maarif Vekaleti Yayınları, 1925, Hazırlayan: Rıza Nur
33.
ŞECERE-İ
TERAKİME,
Ebulgazi Bahadır Han, Yöntem Yayıncılık, 1996, Hazırlayan: Zuhal Ölmez
34.
DEDE KORKUT KİTABI,
Korkut Ata, Devlet Kitapları, 1969, Hazırlayan: Muharrem Ergin
35.
URAL BATIR
DESTANI, Anonim, Yurt Kitap-Yayın, 2005, Hazırlayan: Atilla Dirim
36.
OĞUZ
KAĞAN
DESTANI / OĞUZNAME, Anonim, Enderun Kitabevi,
1972, Hazırlayan: Zeki Velidi Togan
37.
MOĞOLLARIN
GİZLİ
TARİHİ,
Anonim, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1986, Hazırlayan: Ahmet Temir
38.
BİLİG
DERGİSİ,
Süreli, Ahmed Yesevi Üniversitesi Yayınları, İlk
Sayı - 1996’dan itibaren.
39.
TARİH
ARAŞTIRMALARI
DERGİSİ,
Süreli, Ankara Üniversitesi Yayınları, İlk
Sayı - 1963’den itibaren.
40.
MODERN
TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ,
E-Dergi, AÜ-DTCF, İlk Sayı - 2004’ten
itibaren.
Önemli
Makaleler
1.
TATAR TÜRKLERİNDE
MİTLER
VE İNANIŞLAR,
Çulpan Zaripova Çetin, Bilig-Dergisi, Sayı: 43, 2007
2.
SİBİRYA
TÜRKLERİNDE
ATEŞLE
İLGİLİ
İNANIŞLAR,
İbrahim
Dilek, Bilig-Dergisi, Sayı: 43, 2007
3.
ESKİ
TÜRK İNANCI
ÜZERİNE
BİR
ÖZET, Saadettin Gömeç, Tarih Araştırmaları
Dergisi, Sayı: 33, 2003
4.
NART
DESTANLARINDA AT, Ufuk Tavkul, M. Türklük Araştırmaları
Dergisi Cilt: 4, Sayı: 3, 2007
5.
YAŞAYAN
ESKİ
TÜRK İNANÇLARI
- BİLDİRİLER,
Çok Yazarlı, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 2007
6.
DİVAN-Ü
LÜGAT-İT
TÜRK’DE ŞAMANİZM,
Abdülkadir İnan, Türk Kültürü Dergisi, Sayı:
100, 1971
7.
TATAR
EFSANELERİ, Yaşar
Kalafat, İlyas Kamalov, Karadeniz Araştırmaları
Dergisi, Sayı: 6, 2005
8.
TÜRKLERDE TABİAT-ÜSTÜ
VARLIKLAR, Ayşe Duvarcı, Bilig-Dergisi, Sayı:
32, 2005
9.
TÜRK MİTOLOJİSİNDE
KURBAN, Selahaddin Bekki, Akademik Araştırmalar
Dergisi, Sayı: 3, 1996
10.
TÜRKİYE’DE
NEVRUZ KUTLAMALARI, Ramazan Karaman, Milli Folklor Dergisi, Sayı: 42, 1999
11.
ŞAMANİZM
VE ESKİ
TÜRK DİNİ,
Saadettin Gömeç, Pamukkale Üniversitesi-EF Dergisi, Sayı: 4, 1998
12.
SİBİRYA
TÜRKLERİ
MİTOLOJİSİ,
Naciye Yıldız, M. Türklük Araştırmaları
Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 4, 2008
13.
TÜRKLERDE AĞAÇ
İNANIŞLARI,
Ramazan Işık, Fırat Üniversitesi-İF
Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, 2004
14.
TÜRK HALK
ANLATILARINDA KADIN, Muharrem Kaya, Toplumbilim Dergisi, Sayı: 15, 2002
15.
İSLAM
ÖNCESİ
TÜRK TARİHİ,
Saadettin Gömeç, Tarih Araştırmaları
Dergisi, Sayı: 31, 2000
Sözlükler
1. MOĞOLCA
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Ferdinand Lessing, TDK Yayınları, 2003, 2 Cilt, Çeviren: Günay
Karaağaç
2. YAKUTÇA
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Yuriy İvanoviç Vasiliev
(Cargıstay), TDK Yayınları, 1995
3. AZERİCE
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Yaşar Akdoğan,
Deniz Kitabevi, 1999
4. TÜRKMENCE
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Mehmet Ölmez, Talat Tekin, Simurg Kitabevi, 1995
5. ÖÇZBEKÇE
- TÜRKÇE KARŞILIKLAR KILAVUZU, Ertuğrul
Yaman, Nizamiddin Mahmud, TDK Yayınları, 2000
6. KAZAKÇA
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Kenan Koç, Ayabek Bayniyazov, Akçağ
Yayınları, 2007
7. KIRGIZ
SÖZLÜĞÜ,
Konstantin Kuzmiç Yudahin, TDK Yayınları, 1998, 2 Cilt, Çeviren: Abdullah
Taymas
8. TUVA
TÜRKÇESİ
SÖZLÜĞÜ,
Klara Kuular, Ekrem Arıkoğlu, TDK Yayınları,
2003
9. ÇUVAŞÇA
- TÜRKÇE SÖZLÜK (Ek: Atasözleri ve Deyimler), Emine Ceylan, Simurg Kitabevi,
1996
10. TATARCA
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Halil Açıkgöz, Fuat Ganiyev, İnsan
Yayınevi, 1997
11. KARAÇAY
- MALKAR TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ,
Ufuk Tavkul, TDK Yayınları, 2000
12. KIPÇAK
TÜRKÇESİ
SÖZLÜĞÜ,
Ahmet B. Ercilasun, Hanifi Vural, TDK Yayınları, 2000
13. TÜRKÇE
- BAŞKURTÇA
SÖZLÜK, G. D. Zeynullina, Başkortostan
Kitep Neşriyeti,
1996
14. HAKASÇA
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Erdal Şahin, TDK Yayınları,
2000
15. TÜRKÇE
SÖZLÜK, Kolektif, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1945
16. TÜRK
DİLİ
SÖZLÜĞÜ,
Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi,
1992
17. TÜRK
DİLİNİN
ETİMOLOJİSİ
SÖZLÜĞÜ,
İsmet
Zeki Eyüboğlu, Sosyal Yayınlar, 1998
18. TÜRKİYE’DE
HALK AĞZINDAN
DERLEME SÖZLÜĞÜ Cilt: 1-12, TDK Yayınları,
Ankara, 1963-1982
19. GAGAVUZ
TÜRKÇESİ
SÖZLÜĞÜ,
Nikolay A. Baskakov, Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1991
20. ALTAYCA
- TÜRKÇE SÖZLÜK, Nikolay A. Baskakov, 1999, TDK Yayınları, Çeviren: Emine
G. Naskali
21. YAKUT
DİLİ
SÖZLÜĞÜ,
Edouard K. Pekarskiy, TDK Yayınları, İstanbul,
1945
22. YENİ
UYGUR TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ,
Emir Necipoviç Necip, TDK Yayınları, 2005, Çeviren: İ.
Kurban
23. KARŞILAŞTIRMALI
TÜRK LEHÇELERİ SÖZLÜĞÜ,
Ahmet B. Ercilasun Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1991
24. AZERBAYCAN
DİLİNİN
İZAHLI
LÜGETİ,
Eliheyder Orucov, Elmler Akademiyası Neşriyatı,
Bakı, 1966
25. KIRGIZ
TİLİNİN
ETİMOLOGİYALIK
SÖZDÜGÜ, Kasımbek Seydakmatov, İlim Basması,
Frunze, 1988
Yardımcı
Kaynaklar
1-
J. M.
Deguignes; Hunların, Türklerin, Moğolların
ve Tatarların Tarih-i Umumisi; İstanbul, 1924
2-
B. Ögel, İslamiyetten
Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara, 1962
3-
Z. V. Togan,
Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul
1941
4-
H. Ecsedy,
Tribe, Empire and Society in the Turk Age, Acta Orientalia, 30/1, Budapest,
1977
5-
E. Esin, İslamiyetten
Önceki Türk Kültür Tarihi ve İslama Giriş,
İstanbul,
1978
6-
D. Sinor,
Some Components of Civilization of the Turks, Altaistic Studies, Stockholm,
1985
7-
S. Gömeç,
Uygur Türkleri Tarihi ve Kültürü, Ankara, 1997
8-
J. R.
Hamilton, Toquz-Oguz et On-Uygur, Journal Asiatique, 250, Paris 1955
9-
R. Şeşen,
İbn
Fazlan Seyahatnamesi Tercümesi, İstanbul,
1975
10-
A. Donuk,
Eski Türk Devletlerinde İdari-Askeri Unvan ve
Terimler, İstanbul, 1988
11-
A. B.
Ercilasun, Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ
Yayınevi, 2007
12-
J. R.Krueger,
Chuvash Manual Introduction - Grammar, Indiana University, 1961
13-
M. Ş.
Günaltay, Mufassal Türk Tarihi, 5 Cilt, İstanbul,
1922-1924
14-
H. Tanyu, İslamlıktan
Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, Ankara, A. Ü.
Basımevi, 1980
15-
J. Baldick,
Animal and Shaman - Central Asia, New York University Press, 2000
16-
M. A.
Czaplicka, Aboriginal Siberia, Oxford, 1914
17-
V. Dioszegi,
M. Hoppal, Shamanism in Siberia, Budapest, Akademiai Kiado, 1978.
18-
N. Drury, Şamanizm
- Şamanlığın
Öğeleri,
İstanbul:
Okyanus, 1996, (Çeviren: E. Şimşek)
19-
W. Eberhard,
P. N. Boratav, Typen Türkischer Volksmarchen, Franz Steiner Verlag, 1953
20-
M. Eliade,
Mitlerin Özellikleri, İstanbul, Om Yayınevi,
2001, (Çeviren: S. Rifat)
21-
M. Kosko,
Mitologia Ludow Syberii, Varşova,
Wydawnictwo Artystyczne i Filmowe, 1990
22-
I. Kunos,
Türk Masalları, İstanbul, Engin
Yayıncılık, 1991, (Çeviren: G. Yener)
23-
Z. Makas,
Türk Dünyasından Masallar, İstanbul,
2000.
24-
M. Önder,
Anadolu Efsaneleri, Ankara, 1966
25-
S. G. Clauson, An Etymological Dictionary of Pre
13th Century Turkish, Oxford 1972
26-
A. Y. Ocak, Alevi ve Bektaşi
İnançlarının
İslam
Öncesi Temelleri, İletişim
Yayınları, 2002
27-
S. V. Örnek, 100 Soruda Din, Büyü, Sanat, Efsane, İstanbul,
Gerçek Yayınları, 1988
28-
M. Perrin, Şamanizm,
İstanbul,
İletişim
Yayınları, 2001, (Çeviren: Bülent Arıbaş)
29-
K. Reichl, Turkic Oral Epic Poetry: Traditions,
Forms; London: Garland Publishing, 1992
30-
C. Sener, Şamanizm
- Türklerin Müslümanlıktan Önceki Dini. İstanbul,
AD Yayıncılık, 1997
31-
W. Walker, A.
E. Uysal, Tales Alive in Turkey, Harvard University. Press, 1968
32-
M. And,
Minyatürlerle Osmanlı-İslam Mitologyası,
Akbank Kültür ve Sanat Kitapları, 1998
33-
W. Anderson,
Türk Masal Hazinesi, Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1998, (Çeviren: N.
Gözaydın)
34-
P. N.
Boratav, Az Gittik Uz Gittik, İstanbul, Adam
Yayınları, 1997
35-
N. A.
Alekseev, Shamanism Among the Turkic Peoples of Siberia, Shamanism -
SSTR; 1990
36-
İ.
Dilek, Altay Destanları 1-2-3 Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 2002
37-
M. H.
Tehmasib, Azerbaycan Dastanları, “Koroğlu
Dastanı”, Çırak Neşriyatı, Bakı, 2005
38-
Z. İndirkaş,
C. Göknil, Türk Mitosları ve Anadolu Efsanelerinin İzsürümü,
2007
39-
Sen Gupta,
Suresh Chandra, Alpamış Menşei
ve Versiyonları, 1983, (Çeviren: Ç. YILDIRIM)
40-
B. T.
Davletov, Huban Arığ - Hakas Türklerinin
Destanı, Ankara, Türksoy Yayınları, 2006
41-
S. Hummel,
Eurasian Mythology in the Tibetan epic of Gesar, Guido Vogliotti, 1998
42-
Ö. Çobanoğlu,
Türk Kültüründe Memoratlar ve Halk İnançları,
Ankara, Akçağ Yayınevi, 2003
43-
N. Chadwick,
V. Zhirmunsky; Epics of C. Asia, Cambridge Press, 1968, ISBN: 9780521148283
44-
P.N. Boratav,
100 Soruda Türk Folkloru, İstanbul,
Gerçek Yayınevi, 1984
45-
U. S.
Al-Ashqar, The World of the Jinn and Devils, Boulder, Al-Basheer Company, 1998
46-
K. Menges,
The Turkic Languages and Peoples, An introduction, Wiesbaden, 1968
47-
A. Schimmel,
Mystische Dimensionen des Islam, Insel Verlag, 1995, ISBN: 3458334157
48-
A. Schimmel, Sayıların Gizemi, İstanbul,
2000
49-
U. Harva,
Les Representation Religiuses Des Peuples Altaigues, Gallimard, 1959
50-
Y. Kemal,
3 Anadolu Efsanesi (Köroğlu, Karacaoğlan,
Alageyik), Y.Kredi Yayınları, 2004, İstanbul
51-
E. M. Meletinsky, The Poetics of Myth, Routledge,
2000, ISBN: 0415928982
J.
L. Henderson,
M. Oakes; The Wisdom of the Serpent, 1990, ISBN: 9780691020648
O.
Acıpayamlı,
Türkiyede Doğumla İlgili
İnanmaların
Etimolojik Etüdü, Ankara, 1974
P.
N.Boratav,
Les Maitres de l’Espace Sauvage, Pratiques et Representations, Paris, 1976
W.
Petrovitch, Hero Tales and Legends of the Serbians, Harrap, 1917
D.
Arık, Hristiyanlaştırılan
Türkler (Çuvaşlar), Aziz Andaç Yayınevi, 2005
G.
Luck, Arcana
Mundi - Magic and the Occult, Baltimore, Johns Hopkins U. Press, 1985
H.
El-Shamy,
Folk Traditions of the Arab World - A Guide, 2 Cilt, Bloomington, 1995.
N.
S. Banarlı,
Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul,
Kubbealtı Neşriyatı Yayınları, 1976
J.
Needham, Science and Civilization in China, Cambridge University Press, 1954
G.
Samuel, Civilized Shamans, Smithsonian Institution Press, 1993, ISBN:
9781560986201
A.
Gölpınarlı, Menakıb-ı Hünkâr Hacı Bektaş-I
Veli, “Vilayet-Name”
N.
Alpman; Başka Dünyanın İnsanları
Çingeneler, ISBN: 2880000117865
M.
Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul, 1992
P.
Howarth, Attila - King of the Huns, Man and Myth, 1995
M.
Molnar, A Concise History of Hungary, Cambridge University Press, 2001
C.
Saccone, İblis - Satana del Terzo
Testamento, Centro Essad Bey, Padova, 2012
A.
Güzel, Kaygusuz Abdal (Alaeddin Gaybi) Menakıbnamesi, Ankara, 1999
L.
Rasonyi, Tarihte Türklük, Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1971
F.
Bayat, Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı,
Ötüken Neşriyat, İstanbul,
2006
İ.
Dilek, Altay-Türk Kayçılık Geleneği,
TDK Yayınları
I.
V. Puhov, Altayski Narodny Epos, Moskova, 1973
S.
Surazakov, Altayski Geroicheski Epos, Moskova, 1985
M.
N. Önal,
Romanya Dobruca Türkleri, Ankara, Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1998
N.
Ekici, Türk
Dünyasında Köroğlu, Akçağ
Yayınları, Ankara, 2004
O.
G. Ferhadov,
Koroğlu
Dastanı (17 Kol), Bakı, 1975
P.
F. Köprülü;
Türk Saz Şairleri I-V, Milli Kültür
Yayınları, Ankara, 1962.
Q.
Bayat, Köroğlu
- Şamandan
Aşıka,
Alptan Erene, Akçağ Yayınları, Ankara
2003
R.
Gimbutas, The
Kurgan Culture, Selected Articles from 1952 to 1993, ISBN: 0941694569
U.
Z.
Bayramukov, Etimologii Slova Nart, Leksiki Karaçayevo-Balkarskogo i Nogayskogo,
1993
V.
İ.
Abayev, N.G. Djusoyev; Nartlar-Asetin Halk Destanı, Çeviren: Kayhan Yükseler,
YKY, 1999
W.
İ.
Abayev, Osetinskiy Epos, Moskova, 1978
A.
İ.
Aliyeva, T.M. Haciyeva, R.A.K Ortabayeva, Malkar-Karaçay Nart Epos, 1994
G.
Dumezil, Le
Livre des Heros, Legendes sur les Nartes, Paris, 1965.
H.
U. Ergis,
Culuruyar Nurgun Bootur, Yakutskay, 1947
M.
Ersöz, Olonho Metinlerinin Derlenmesi ve Yayımlanması, Gazi Üniversitesi,
Ankara, 2009
E.
K. Pekarskiy, Obraztsı Narodnoy Literaturı Yakutov, St. Petersburg, 1908
G.
U. Ergis, Oçerki Po Yakutskomu Folklor, Akademiya Nauk SSSR Sibirskoe, Moskova,
1974
T.
Cornell, The Beginnings of Rome, Routledge, 1995, ISBN: 9780415015967
T.
P. Wiseman, Remus - A Roman Myth, Cambridge Press, 1995, ISBN: 9780521483667
V.O.
Karatayev, Yakutskiy Geroiçeskiy Epos - Modun Er Sogotoh, Novosibirsk. 1996.
Ö.
Çobanoğlu,
Türk Dünyası Epik Destan Geleneği, Akçağ
Yayınları, Ankara, 2003.
Alaeddin
Ata Melik Cüveyni, Tarih-i Cihan Güşa,
Ankara, 1999, Çeviren: Mürsel Öztürk
W.
Ashbrook, H. Powers, Puccini’s Turandot, Princeton U. Press, 1991, ISBN:
0691027129
S.
Mladenov, Etimologiceski i Pravopisen Recnik na Balgarskiya Knizoven Ezik, 1941
S.
T. Kayıpov, Problemı Poetiçi Eposa Er Töştük,
Giperbola, Sravnenie, İlm, Frunze, 1990
G.
Atnur, Ural Batır Destanı Üzerine Bir Araştırma,
Erzurum, 1996
W.
Heissig, Mongolen, 1999, 812-23. ISBN: 9783110154535
S.
Yoshitake, A Chapter from the Uliger-Un Dalai, Bulletin of School of Oriental
Studies, 1928
E.
Esin, Türk Kozmolojisi (İlk Devir Üzerine Araştırmalar),
İstanbul,
1979
İ.
Görkem, Türk Dünyasında Yas Törenleri ve Ağıtlar,
Türk Dünyası Araştırmaları, 1992,
Nisan.
İ.
Atasoy, Peygamberler Tarihi, Nesil Yayınları, 2006
Kaynakça
Ek-1: Ayrıntılı İnceleme
Kaynakları
1.
Rinchindorji,
Mongolian-Turkic Epics, Typological Formation and Development, Sayfa: 387
2.
Ö. Öztürk,
Karadeniz Ansiklopedik Sözlük, Heyamola Yayınevi, 2005, Cilt: 2, Sayfa: 55
3.
C. Colpe,
Götter und Mythen der Kaukasischen und Iranischen Völker, Sayfa: 89
4.
E. Jacobson,
The Art of the Scythians, Brill, 1995, Sayfa: 6, ISBN: 9789004098565
5.
A. Gacek, The
Arabic Manuscript Tradition, A Glossary of Terms, Sayfa: 12-13, 2001, ISBN:
9004120610
6.
İ.
Ortaylı, İmparatorluğun
En Uzun Yüzyılı, 25. Baskı, Sayfa: 3
7.
M. Newton,
Michael, Encyclopedia of Cryptozoology, 2005, Sayfa: 19, ISBN: 0786420367
8.
C. V.
Findley, The Turks in World History, Oxford University Press, 2005,
Sayfa: 38, 45 ISBN: 0195177266
9.
M. İsmayılov,
Azerbaycan Tarihi. Bakü, Azerneşr, 1992.
Sayfa: 3
10.
D. J.
Roxburgh, Turks - A Journey of a 1000 Years, Royal Academy of
Arts, London, 2005, Sayfa: 20
11.
S. Sakaoğlu,
A. Duymaz, İslamiyet Öncesi Türk Destanları,
İstanbul,
Ötüken Yayınları, 2003, Sayfa: 29
12.
G. Asatrian,
Al Reconsidered, Brill Publishers, 2001, Sayfa: 149-156. ISSN: 16098498
13.
J. P. Roux,
Die Alttürkische Mythologie, Klett-Cotta, Stuttgart, 1999, Sayfa: 251, ISBN:
3129098704
14.
J. P.Roux,
Orta Asya’da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar, Kabalcı Yayınevi, 2005, Sayfa: 31-32
15.
M. Eliade, Dinler Tarihine Giriş,
Kabalcı Yayınları, Sayfa: 296
16.
M. Eliade, Dinsel İnançlar
ve Düşünceler
Tarihi, Kabalcı Yayınları, 2003, Sayfa: 14, Çeviren: Ali Berktay
17.
M. Eliade, Şamanizm
İlkel
Esrime Teknikleri, İmge Kitabevi, Ankara
2006, Sayfa: 31, Çeviren: İsmet Birkan
18.
M. Eliade, Kutsal ve Dindışı,
Gece Yayınevi, Ankara, 1992, Sayfa: 122-125, Çeviren:
Mehmet Ali Kılıçbay
19.
M. Eliade, Le
Chamanısme Et Les Techniques Archiques de Extase, Payot, Paris 1951, Sayfa: 244
20.
İ.
Özkan, Ergenekon Destanı Hakkında, Türk Yurdu, Cilt: 29, Sayı: 265, Eylül,
2009, Sayfa: 43-47
21.
İ.
Özkan, Köroğlu Destanı’nda Kahraman ve
Atının Doğuşu,
Türk Dili, Sayı: 549, Eylül, 1997, Sayfa: 223-233
22.
D. A. Weese,
Islamization and Native Religion in Golden Horde, Pennsylvania U. Press, 1994,
Sayfa: 273
23.
Meydan
Larousse, Ergenekon Destanı, Cilt: 4, İstanbul,
Meydan Yayınevi, 1971, Sayfa: 313
24.
N. Çıblak,
Halk Kültüründe Nazar ve Nazarlık İnancı,
TBA Dergisi, 2004, Sayı: 15, Sayfa: 103-125
25.
W. B.
Henning, A Farewell to the Khagan of the Aq-Aqataran, London, Sayfa: 501-522
26.
L. P. Peirce,
The Imperial Harem, Oxford University Press, 1993, Sayfa: 312
27.
Muhammed bin
Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cilt: 5, Sayfa: 18
28.
P. Padfield,
Tide of Empires, Decisive Naval Campaigns in the Rise of the West, Routledge
1979, Sayfa: 65
29.
W. Andrews,
M. Kalpaklı, The Age of Beloveds, Duke University Press, 2005, Sayfa: 341-342
30.
S. Bekki,
Merkez Simgeciliği ve At Çakı,
Folklor-Edebiyat, Sayı: 35, 2003, Sayfa: 181-184
31.
A. Z. Velidi
Togan, İbn
Fadlan's Reisebericht, Sayfa: 35 (metin), 80 (tercüme).
32.
M. Duranlı,
Üör ve Üstlendiği Sosyal
Fonksiyonlar, Motif Akademi Dergisi, 2008, Sayfa: 11-23
33.
C. Pegg,
Mongolian Music, Dance, Oral Narrative, 2001, Sayfa: 57-58. ISBN: 9780295981123
34.
F. Sümer, Oğuzlar
(Tarihler, Teşkilat, Destanlar), Türk Dünyası
Araştırmaları
Vakfı, 1999, Sayfa: 227-232
35.
C. Rose,
Giants, Monsters and Dragons, Norton Company, 2001, Sayfa: 384, ISBN:
9780393322118.
36.
A. Galakhova,
B. Veselovsky - History of Russian Literature, 1880, Sayfa: 431
37.
J. Maehder,
Turandot-Studien, Deutsche Oper Berlin, Spielzeit 1986/87, Sayfa: 157-187
38.
A. Altıntaş,
Eski Türk Kültüründe Hayat Ağacı, Türk
Dünyası Araştırmaları Dergisi, Aralık 1987,
Sayfa: 51
39.
İ.
Kafesoğlu,
Eski Türk Dini, Kültür Bakanlığı Yayınları,
Anakara 1980, Sayfa: 29
40.
Ü. Günay, H.
Güngör, Türklerin Dinî Tarihi, Rağbet
Yayınları, İstanbul, 2009, Sayfa: 118-122
41.
A. İnan,
Ongun ve Tös Kelimeleri Hakkında, Türk Tarih ve
Arkeologya Dergisi, 1935, Sayfa: 2
42.
E. Şenocak,
Göktürk Yazıtlarında Halk Edebiyatı, F.Ü.
SB Dergisi, 2001 Cilt: 11, Sayı: 2, Sayfa: 165-176
43.
B. Atalay, Divan-ü Lügati't
- Türk, TTK Basımevi, 2006, Cilt: 1, Sayfa: 41
44.
B. Atalay, Divan-ü Lügati't
- Türk, TTK Basımevi, 2006, Cilt: 3, Sayfa: 149-150.
45.
W. M.
Clements, The Greenwood Encyclopedia of World Folklore and Folklife, 2006,
Sayfa: 432
46.
I. M.
Diakonoff, The Paths of History, Cambridge University Press, 1999, Sayfa: 100
47.
B. Ögel, Keloğlan
Masal Motifinin Eski Türk Kökenleri, MFAD Yayınları, 19, 1976, Sayfa: 265-68
48.
R. Abdurahim,
Uyğurlarda
Şamanizm,
Milletler Neşriyatı, Pekin 2006, Sayfa: 3
49.
M. Tsaroieva,
Anciennes Croyances des Ingouches et des Tchetchenes. Sayfa: 195, ISBN:
2706817925
50.
E. Esin, Eski
Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu, Sayfa:
178
51.
Mirza Tahir
Ahmad, An Elementary Study of Islam, Sayfa: 12, ISBN: 1853725625
52.
E. Yavuz,
Tarih Boyunca Türk Kavimleri, Sayfa: 169
53.
A. George,
The Babylonian Gilgamesh Epic, Oxford, 2003, Sayfa: 7, ISBN: 0198149220
54.
H. N. Orkun,
Eski Türk Yazıtları, Ankara, TDK Yayınları, 1986, Sayfa: 264
55.
M. Gervers,
W. Schlepp; Religion, Customary Law and Nomadic Technology, JCAPS, 2000, Sayfa:
60
56.
M. Kütükoğlu,
18. Yüzyılda Korsanlık Hareketleri, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı 12,
Yıl 1968, sf. 57-71
57.
D. Kaya, Köroğlu
Kollarının Yeni Varyantları, Türklük Bilimi Arastırmaları, Sayı: 5, 1997,
Sayfa: 311-334
58.
L. S. Akalın,
Türk Folklorunda Kuşlar, Kültür Bakanlığı
Yayınları, Ankara, 1993, Sayfa: 41
59.
S. Gömeç,
Eski Türklerde Siyasi Hakimiyet, Türk Dünyası Araştırmaları,
Sayı: 100, İstanbul, 1996, Sayfa: 113
60.
Altay
Baatırlar, C-VIII, Gorno Altay, 1974, Sayfa: 228
61.
E.
Gürsoy-Naskali, Manas Destanında Kırk Yiğit
(Niçin Kırk Yiğit),Türk Dili, 529, 1996, Sayfa:
56-59
62.
R. R. Hanks,
Central Asia, ABC-Clio, 2005, ISBN: 9781851096565, Sayfa: 168
63.
J. Bottero,
L'Oriente Antico, Dai Sumeri Alla Bibbia, 1994, Sayfa: 246-256, ISBN:
9788822005359
64.
M. W. Green,
Eridu in Sumerian Literature, PhD Dissertation, University of Chicago, 1975,
Sayfa: 224
65.
H. T. Kover,
Peeps at Many Lands - Hungary, Read Books, 2007, Sayfa: 8, ISBN: 9781406744163
66.
R. Toparlı,
Ahmet Vefik Paşa - Lehçe-i Osmani, TDK
Yayınları, Ankara, 2000, Sayfa: 100
67.
F. Bayazitova,
Tatar Halqının Beyrem Könküreş Yolaları,
Tatarstan Kitap Neşriyatı, 1995, Sayfa:
121-124
68.
G. Lewis, The
Book of Dede Korkut, Harmondsworth, Penguin, 1974, Sayfa: 20-21
69.
D. Yıldırım,
Köroğlu
Destanı'nın Ortaasya Rivayetleri, Köroğlu
Semineri Bildirileri, Ankara, 1983, Sayfa: 107
70.
H. İnalcık,
Osmanlılar'da Saltanat Veraseti Usulü, AÜ - SBF Dergisi, XIV/1, 1959. Sayfa: 74
71.
M. Çakmak, M.
Işın,
Anadolu Kuş Adları Sözlüğü,
Kitap Yayınevi, 2005, Sayfa: 77, ISBN: 9756051035
72.
I. Szabolcs,
Sarkanyok Születese Baba Kiado, Szeged, 2006, Sayfa: 269, ISBN: 9637337407
73.
Z. Gökalp,
Türk Medeniyeti Tarihi, Kültür Bakanlığı
Yayınları, İstanbul, 1976, Sayfa: 40-41, 63,
75, 211
74.
Z. Gökalp
Külliyatı-1, 1977, s. 323. 19 Türkçülüğün
Esasları, 1976, Sayfa: 25, 135
75.
Z. Gökalp, Eski
Türkler’de Din, Dar’ül-Fünun Edebiyat Fakültesi Mecmuaları, Sayı: 5
76.
A. İnan,
Al Ruhu Hakkında, Makaleler ve İncelemeler,
Ankara, 1987, Sayfa: 259-267
77.
A. İnan,
Müslüman Türklerde Şamanizm Kalıntıları,
Makaleler ve İncelemeler, Sayfa: 462-479
78.
M. Turan, Tarihi
Kaynaklar Işığında
Nevruzun Menşei Meselesi, Milli Folklor
Dergisi, 1998 Sayfa: 37, Ankara
79.
A. Özek - H.
Karaman, Kur'an ve Türkçe Açıklamalı Meali, Lokman Suresi, 1992
80.
M. Kirişçioğlu,
Olonkhoların Toplanması - Araştırılması,
S.Ü. Türkiyat Araştırmaları, 2003,
Sayfa: 227-233
81.
J. Hastings,
Encyclopaedia of Religion and Ethics, Bölüm: 22, “Buriats”
82.
M. Kutlu,
Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, “Nevruz”, 1990 Cilt: VII, Dergah
Yayınları
Kaynakça
Ek-2: Süreli Yayın ve Dergi Kaynakları
1.
İ.
Dilek, Sibirya Türk Destanlarında Yeraltı ve Gökyüzü, Milli Folklor Dergisi,
2010, Yıl: 22,
Sayı: 85
2.
B. Ögel,
Uygurların Menşe Efsanesi, DTCF Yayınları,
611-2, Ankara, 48
3.
T. Gülensoy,
Mogolların Gizli Tarihi, Turkish Studies, Türkoloji Arastırmaları Cilt: 2/2, 2007
4.
A. Adiloğlu,
Nart Sosurka, Karaçay-Malkar Dergisi, Sayı: 5, 1993, Ankara
5.
H. Özbaş,
Yozgatta Congoloz, Türk Folklor Araştırmaları,
Sayı: 12, 1967
6.
Y. Z. Sümbüllü, Halk Meteorolojisi - Bir Melheme
Örneği,
IP for the LLH-T Cilt: 3/7, 2008
7.
A. Appa, Nartların Demircisi Debet-1, Birleşik
Kafkasya Dergisi, Sayı: 16, Eskişehir, 1998.
8.
A. Appa, Nartların Demircisi Debet-2, Birleşik
Kafkasya Dergisi, Sayı: 17, Eskişehir, 1999.
9.
Z. Karadavut, Ü. Yeşildal;
Anadolu-Türk Folklorunda Geyik, Millî Folklor, 2007, Yıl: 19,
Sayı: 76
10.
M. Gültekin
Türk Kültüründe Fal ve Falcılık, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, Sayı: XLIX
11.
A. Ö. Güvenç,
40 Sayısının Halk Edebiyatında Kullanımı, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları
Dergisi Sayı: 41, 2009
12.
A. Adiloğlu,
Karaçay-Malkar Nart Destanları, Karaçay-Malkar Dergisi, 1993, Sayı: 4, Ankara
13.
A. Adiloğlu,
Karaçay-Malkar Türklerinde Nart Destanları, Yeni Türkiye Dergisi, Sayı: 15 (I.
Cilt), 1997
14.
R. E. Koçu,
Tırnova Cadıları, Türk Folklor Araştırmaları,
Sayı: 154
15.
B. Durbilmez,
Kırım Türk Halk Anlatılarında Sayı Simgeciliği,
Millî Folklor Dergisi, 2007, Yıl: 19, Sayı: 76
16.
P.Ergun, Türk
Kültüründe Ruhlar ve Orman Kültü, Millî Folklor Dergisi, 2010, Yıl: 22, Sayı:
87
17.
A. Appa, Nart
Örüzmek ve Satanay Biyçe, Karaçay-Malkar Dergisi, Sayı: 6, Ankara, 1993
18. Varlık - Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi, Sayı: 1053, Haziran 1995, Yıl: 62