“Bir şey kendi özünden ne kadar
hoşlanır ve ondan ne kadar haz ve mutluluk duyarsa, onu o kadar sever ve ondan
o kadar guru duyar (i’câb). Şimdi durum bu olduğuna gore İlk Olan’ın kendi özü
hakkındaki zorunlu aşkı, onu sevmesi, ondan gurur duyması ile bizim kendimizin
kendi özümüzü sevmemizden doğan aşkımız arasındaki nispet, onun özünün
üstünlüğü ve mükemmelliği ile bizim kendisinden gurur duyduğumuz üstünlük ve
mükemmelliğimiz arasındaki nispet gibidir. İlk Olan’da seven ve sevilen, öven
ve övülen, âşık ile âşık olunan aynıdır. Bizde ise bunun tam tersidir. […]
Herhangi birinin onu sevmesi veya sevmemesi, ona âşık olması veya olmamasının
bir önemi yoktur. O, ilk sevilen ve âşık olunandır.”
Kaynak: Farabi, İdeal Devlet.
El-Medinetü’l Fâzıla, çev. Ahmet Arslan, Divan Yayınevi, Ankara 2011, s. 44 vd.
Kirlerinden Temizlenince
İbn Miskeveyh, Tehzîbu’l-Ahlak.
Ahlak Eğitimi, çev. A. Şener/İ. Kayaoğlu/C. Tunç, Büyüyenay Yayınları, 2013
İstanbul, s. 159 vd.
“Bütün varolanların ayakta
duruşu, sevgi sebebiyledir ve hiçbir var olan bir varlıktan ve bir birlikten
(vahdet) yoksun olmadığı gibi bir sevgiden de yoksun olamaz.”
Kaynak: Tusi, Nasıruddin, Ahlâk-ı
Nâsırî, çev.A. Gafarov/ Z. Şükürov, Litera Yayınevi, İstanbul 2007, s. 248.
Seni Herkes Sever
Kaynak: Tusi, Ahlâk-ı Nâsırî.
261.