Ana içeriğe atla

  
 
Print Friendly and PDF

Zikir Telkini

 


Hazret-i Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman radıyallâhu anhumâ’ya da zikir telkîninde bulunmuştur. Bu konuda Sâdık Vicdânî şunları nakletmektedir:

Hadîs-i Kudsîde ‚Ene celîsu men zekeranî‛ buyuran Rasûl-i Kibriyâ aleyhi ekmelu’t-tehâyâ Hazretleri ‚Yeryüzünde ‘Allah, Allah’ diyen oldukca kıyâmet kopmaz‛ telkîninde bulunduğu ve tarîk-i Hakk’da rükn-i kavî zikr-i ilâhî olub zikre devamsız vâsıl-ı Hakk olmak mümkin olmadığı cihetle zikrullâhın lisân ve cinân ile sûret-i îfâsını şu dört tavr üzerine tâlîm ve telkîn buyurmuşdur:

Tavr-ı Evvel: Mekke’den Medîne’ye hicret-i seniyyeleri esnâsında üç gün üç gece ihtifâgâh-ı nebiyyâneleri olan ğâr-ı mübârekde Seyyidu’l-Muhâcirîn aleyhi salavâtullâhi’l-muîn Hazretleri refîk-ı sıddîkları Ebû Bekri’s-Sıddîk’ radıyallâhu anh’a ‚Câlisen ala’l-fehızeyni ve ğâmidı’l-ayneyni’l-müteberrikeyni alâ vechi’t-teslîs‛, yâni, ‚Diz çökerek mübârek gözleri kapalı olduğu halde üç kere tekrâr etmek sûretiyle zikr-i hafî’yi telkîn buyurmuşdur.

Tavr-ı Sânî: Sultânu’l-Enbiyâ Hazretleri Ömeru’l-Fârûk’ radıyallâhu anh’a zikrullâha müdâvemet vücûbunu emr ve tavsiye buyurdukları sırada ‘lâ ilâhe illallâh’ kelime-i tevhîdini ‚bi’l-meddi ve habsi’n-nefs‛: ‘lâ’, ve ‚bi’l-meddi ve’l-habs‛: ‘ilâhe’, ve ‚bi’l-lafzi ve’r-remy‛: ‘illâ’, ve ‚bi’l-meddi ve’r-remy‛: ‘Allâh’ târîfiyle üç kere tekrâr ederek telkîn buyurmuşdur.

Tavr-ı Sâlis: Serdâr-ı asfiyâ Hazretleri, halîle-i celîlesinin irtihâli üzerine tâziye için Osman zi’n-Nûreyn radıyallâhu anh’in hânesini teşrîflerinde muşârun ileyhi karşılarına oturdub: Zihin ve fikrinden dünyâya âid şeyleri çıkar, emriyle tahliye-i bâtın etdirdikten son-ra ‘bilâ harfin ve lâ savtin illallâh’ demeyi telkîn buyurmuşdur. İşte bu da zikr-i kalbî’dir.

Tavr-ı Râbi’: İmâmu’l-evliyâ Hazretleri, Aliyyu’l-Murtezâ kerremallâhu vecheh ve radıyallâhu anh’i bir gün karşılarında oturdub ‚Yeryüzünde ‘Allah’ diyecek kimse kalmayıncaya kadar zikrullâh’a müdâvemet lüzûmunu teblîğ buyurmaları üzerine Aliyyu’l-Murtezâ: Yâ Rasûlallâh! Nasıl zikr etmeli? Diye istizâh eylemişdi. Seyyidu’l-evvelîn ve’l-âhirîn Hazretleri: Gözlerini yum, sükût et, ben yapayım, sen dînle ve sonra yap, dedikden sonra mübârek gözleri kapalı olduğu halde re’s-i saâdetlerini ibtidâ sağ, müteâkıben sol taraflarına çevirerek ve cehr-i savt ederek: ‘Lâ ilâhe illallâh, lâ ilâhe illallâh, lâ ilâhe illallâh’ diye telkîn buyurmuş, Cenâb-ı Aliyyu’l-Murtezâ da bu târîf-i Risâletpenâhî vech ile ve cehr-i savt ile kelime-i mübâreke-i tevhîdi üç kere tekrâr eylemişdir. İşte bu da zikr-i cehrî’dir.

Vicdânî, Sâdık, Tomâr-ı Turuk-i Aliyye, Melâmîlik, Şehzâdebaşı 1338-1340, ss. 9-11.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahmad al-Ghazali, The Metaphysics of Love

  Ahmad al-Ghazali, Remembrance, and the Metaphysics of Love JOSEPH E. B. LUMBARD For Alexis “Love is not love which alters when it alteration finds, or bends with the remover to remove.” Acknowledgments This book derives from a doctoral dissertation submitted to Yale University’s Department of Religious Studies. I am deeply indebted to my dissertation advisor, Gerhard Bowering, who first suggested this topic and saw the project through to completion. I must also thank Seyyed Hossein Nasr, under whom I completed an MA thesis on Abu Hamid al-Ghazali and who first introduced me to the fields of Islamic Studies and Sufi Studies. Beatrice Gruendler served as a meticulous reader for the dissertation and provided the overall structure that I have maintained in the final book. As a reader for the dissertation, William Chittick provided many excellent suggestions. His thorough critique of the revised manuscript many years later was invaluable. Neither the dissertation nor thi...

YEZİDİLİĞİN YOKEDİLMESİ ÜZERİNE BİLİMSEL SAHTEKÂRLIK

  Yezidiliği yoketmek için yapılan sinsi uygulama… Yezidilik yerine EZİDİLİK kullanılarak,   bir kelime değil br topluluk   yok edilmeye çalışılıyor. Ortadoğuda geneli Şafii Kürtler arasında   Yezidiler   bir ayrıcalık gösterirken adlarının   “Ezidi” olarak değişimi   -mesnetsiz uydurmalar ile-   bir topluluk tarihinden koparılmak isteniyor. Lawrensin “Kürtleri Türklerden   koparmak için bir yüzyıl gerekir dediği gibi.” Yezidiler içinde   bir elli sene yeter gibi. Çünkü Yezidiler kapalı toplumdan yeni yeni açılım gösteriyorlar. En son İŞİD in terör faaliyetleri ile Yezidiler ağır yara aldılar. Birde bu hain plan ile 20 sene sonraki yeni nesil tarihinden kopacak ve istenilen hedef ne ise [?]  o olacaktır.   YÖK tezlerinde bile son yıllarda     Yezidilik, dipnotlarda   varken, temel metinlerde   Ezidilik   olarak yazılması ilmi ve araştırma kurallarına uygun değilken o tezler nasıl ilmi kurullardan ...

Ticani Tarikat Gerçeği

  Abdullah Muradoğlu 3/10/2010 Pazar Her darbe girişiminin yahut siyasette önemli değişimlerin öncesinde hep ilginç olaylara tanık olmuşuzdur. Genç kuşaklar bilmeyebilirler.. Türkiye''nin tek parti rejiminden çok partili rejime geçmesinden sonra "Ticaniler" diye bir grup zuhur etmişti. Ne idiğü belirsiz, bir silsilesi ve bir geleneği olmayan bir düzmece tarikatın adıydı Ticanilik. İşleri güçleri, Atatürk heykellerine saldırmak idi. 1950''de Demokrat Parti''nin iktidara gelmesinin ardından Ticaniler Atatürk heykellerine saldırılarını daha da sıklaştırdılar. Demokrat Parti, siyasi rakiplerinin Ticaniler üzerinden ne tür faydalar hasıl edeceklerini anlayarak derhal Atatürk''ü Koruma Kanunu''nu çıkardı. Tıpkı 11 Eylül 1980''de orda burada patlayan bombaların 12 Eylül sabahı susması gibi, Atatürk''ü Koruma Kanunu''nun çıkmasının ardından heykellere yönelik saldırılar da son buldu. Maksat hasıl olmuştu. Üstelik bu Tica...